Duruşmada 'Yasa Dışı Dinleme' Tartışması

İkinci Ergenekon davasında, tutuklu sanık emekli Albay Atilla Uğur, Yüksel Dilsiz'in 'Jandarma İstihbarat'ta Bülent Arınç, Abdülkadir Aksu, Cemil Çiçek gibi bakan ve milletvekillerinin telefonlarının dinlendiği' iddialarının yalan olduğunu söyledi.

Dilsiz ise "Ben komutanlığa bir numara veriyorum. Akşam yada ertesi sabah kayıtları bize geliyor. Bu kadar kısa sürede mi mahkeme kararı çıkıyor?" karşılığını verdi. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İkinci Ergenekon davasında Yüksel Dilsiz'in, 13 ve 15 Mart ile 2 ve 3 Nisan 2012 tarihlerinde yaptığı savunmasına ilişkin çapraz sorgusuna devam edildi. Başkanlığını yürüttüğü Mali ve Teknik İstihbarat Dairesi'nde AK Parti milletvekillerini yasa dışı dinledikleri iddialarını yalanlayan Atilla Uğur, iddiada geçen dairede 2003 yılında görev yaptığını söyledi.

Karargah görevini tamamladıktan sonra, 2004 yılında Kocaeli Jandarma Alay Komutanlığı'na atandığını ifade eden Uğur, daha sonra da Çanakkale'de görev yaptığını söyledi.

Yasa dışı dinleme yapıldığı iddialarının yalan olduğunu belirten Uğur, "Dairede hiçbir yasa dışı işlem yapılmamıştır. 4422 sayılı yasa kapsamında hareket edilmiştir. Bize verilen telefon numaralarına ilişkin mahkeme kararı bildirildikten sonra o karar GSM şirketlerine gönderilir. Onlar da hat verirlerdi. Görüşmeler kayda alınır, CD halinde, imza karşılığında Jandarma Grup Komutanlığı'na verilirdi. Aynı Emniyet Genel Müdürlüğü'nde olduğu gibi." ifadesini kullandı. Atilla Uğur'un, Yasa dışı dinleme yapıldığını nereden bildiğini sorması üzerine sanık Dilsiz, "Ben komutanlığa bir numara veriyorum. Akşam ya da ertesi sabah kayıtları bize geliyor. Bu kadar kısa sürede mi mahkeme kararı çıkıyor? Abdülkadir Aksu'nun, Cemil Çiçek'in, Bülent Arınç'n telefonlarını getirdim. Çok kısa sürede ses kayıtları getirildi.

Ben bütün AK Partili milletvekillerinin telefonunu Jandarma Grup Komutanı Salih Özkara'dan almıştım. Bu listeyi Levent Ersöz'e götürdüm. Görünce çok sevindi. Telefon numaralarını bir kağıda yazdı." cevabını verdi. Yüksel Dilsiz, sadece AK Partili milletvekillerinin değil, eşlerinin ve korumalarının da telefonlarının dinlendiğini, tüm özel bilgilerinin fişlendiği bir listeyi gördüğünü öne sürdü. Yüksel Dilsiz, Atilla Uğur ile Jandarma Daire Başkanı Levent Ersöz'ün telefon dinleme nedeniyle kavga ettikleri iddialarına ilişkin, "Ben bizzat duymadım. Orada bulunan personelden duydum. Atilla albayım, Abdülkadir Aksu'nun telefonunun dinlenmesini isteyen Levent Ersöz'e 'dinlemek problem olur' demiş. Levent Ersöz, Atilla Uğur'a bağırmış. Bunu bana anlattılar." diye konuştu.

Atilla Uğur ise mahkeme heyetine hitaben "Bu ifadeleri takdirlerinize bırakıyorum." dedi.

Atilla Uğur'un “Size yüzbaşı kimliği verildiğini, Jandarma Grup Komutanlığı'nda kaldığınızı iddia ediyorsunuz? Sizi yüzbaşı mı zannediyorlardı?" diye sordu. Yüksel Dilsiz bu soruyu da "Grup Komutanlığı'nda benim durumumu herkes biliyordu." diye cevapladı. Tutuklu sanık Hasan Ataman Yıldırım da Yüksel Dilsiz'e çok sayıda soru sordu. Yıldırım "Yüksel Dilsiz, yeni bir Tuncay Güney." diye konuştu.

Tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu sorularına başladığı sırada Yüksel Dilsiz, yorulduğunu ve duruşmanın ertelenmesini istedi. Başkan Özese ise yarım saat sonra erteleyeceklerini belirtti.

Sanık Özoğlu sorularını yöneltirken Dilsiz'in "Gerçekten çok kötüyüm" sözleri üzerine duruşma yarına ertelendi. Öte yandan Mustafa Balbay, Mehmet Haberal'ın annesini kaybetmesiyle ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, ölüm haberinin duruşma salonuna yıldırım gibi düştüğünü belirten Balbay, "İçeride böylesi haberler almak, insanın, şiddetli bir deprem ya da felakette gidecek yerinin olmaması gibi bir şey. Başsağlığı dileğimizi ulaştırmasını rica ettiğimiz Haberal'ın avukatları mahkemeye cenaze izni için dilekçe verirken mırıldanmadan edemedim. 'Ucunda ölüm varsa, hapisten çıkış var.' dedim." ifadelerine yer verdi .