Dehşeti Yaşayan İşçi Anlattı
Elazığ'ın Maden ilçesinde işçilerin şantiye binası aniden çıkan hortumla yerlebir oldu. Traktörler ve sığındıkları konteynır sürüklenip kayalıklara çarptı, 6 işçi öldü. Çadır ve ağaçlar söküldü, iki köydeki 70 evde ağır hasar var
Elazığ'ın Maden ilçesindeki hortum faciasında ölen 6 işçiden 4'ünün aynı gün işbaşı yaptığı ortaya çıktı. Yaralı kurtulan işçiler, 'Dağ başımıza yıkılıyor sandık ' diyerek yaşadıkları dehşeti anlattı. Hortum, önceki akşam duble yol inşaatında çalışan işçilerin bulunduğu şantiye sahasını yerle bir etti. Traktör başta olmak üzere birçok aracı yaklaşık 100 metre ileriye uçurdu. İşçilerin kaldığı plastik konteyner, hortum nedeniyle sürüklenip, kayalıklara çarptı. Bazı araçlar Maden Çayı'na uçtu. Şantiyeye yakın iki köyde ise 70 evde hasar meydana geldi. Konteynerde bulunan işçilerden Metin Bahçeci, Çerkez Akyürek, Altan Demirkıran, Abdullah Tekin, Emrah Buğran, Sibetullah Oğuz hayatını kaybetti. Yaralanan 6 işçi ise Elazığ ve Maden'deki çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Hava aydınlandığında facianın boyutu da ortaya çıktı. Ortalığın savaş alanına döndüğü, çadırlar ve ağaçların yerinden söküldüğü görüldü. Kamyonet ve otomobillerin dere kenarına sürüklendiği, işçilerin çantaları ve battaniyelerinin etrafa savrulduğu gözlendi.
'KIYAMET KOPTU SANDIM '
Ölen işçilerden Çerkez Akyürek, Abdullah Tekin, Sibetullah Oğuz ve Altan Demirkıran'ın öldükleri gün işbaşı yaptıkları anlaşıldı. İşçilerin sabıka kaydı, sağlık raporu gibi evrakları tamamlayarak, taşeron firmaya teslim ettikleri öğrenildi. Diyarbakırlı Sibetullah Oğuz, Çerkez Akyürek ve Abdullah Tekin'in akraba oldukları ve geçen yıl da aynı yerde sigortalı olarak çalıştıkları belirlendi. 39 yaşındaki Sibetullah Oğuz'un 4 çocuk babası olduğu, 37 yaşındaki Abdullah Tekin'in ise 2 çocuğunun olduğu öğrenildi. Çerkez Akyürek'in ise askerden yeni geldiği ve bekâr olduğu belirtildi. Sibetullah Oğuz, Abdullah Tekin ve Çerkez Akyürek Elazığ'daki otopsinin ardından Diyarbakır'da toprağa verildi. Hortum faciasında yaralanan işçilerden 34 yaşındaki Mehmet Erdal Yıldırım'ın tedavisi Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sürüyor. Olayda dayısının oğlu Metin Bahçeci'yi kaybeden Mehmet Erdal Yıldırım, 'O sırada çadırdaydım. Fırtına ve dolu başladı. Sonrasında hortum çıktı. Çadır yıkıldı. Ortalık karanlıktı, hiç ışık yoktu. Kıyamet koptu sandım. En az 50 metre sürüklendim. Kendi çabalarımla çıktım. Arkadaşlarımı aramaya başladım. Gittiğimizde konteynır uçmuştu. Nasıl uçtu inanamıyorum. Önce dayımın oğlu Metin Bahçeci'ye sarıldım, elimi attım, ölmüştü. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Olay sırasında bir nevi bu dünyadan göçtüğümü sandım ' dedi. Yıldırım, olay sırasında kayalıklara çarpan konteynırde olanların hepsinin hayatını kaybettiğini, çadırda kalanların ve dışarı kaçanların kurtulduğunu söyledi. Şantiyeyi işleten şirkette geçen yıl da sigortalı olarak çalıştıklarını, mevsim nedeniyle ara verdikten sonra tekrar işe başladıklarını ifade eden Yıldırım, 'İşe başlamadan önce temizlik yaptık. Olay günü de öğleden önce sigorta için evrakları topladık. Akşam da facia yaşandı ' diye konuştu.
'DAĞ BAŞIMIZA YIKILIYOR
Yaralı kurtulan işçilerden Rıdvan Koç ise, 'O an dağ başımıza yıkılıyor sandım. Rüzgar her şeyi savuruyordu. Yola doğru koşmaya başladık, arkadaşlarımızdan bazıları konteynıra sığındı. Yola koşanlar kurtuldu. Konteynıra sığınanlar öldü. Konteynırın parçaları havada uçuşuyordu ' dedi. Mustafa Eşsiz de ilk defa böyle bir şey yaşadığını, hortumun her şeyi bir dakika içinde alıpgötürdüğünü belirterek, şunları söyledi: 'Saat 18.00 sıralarında şantiyede çalışmalara ara verdiğimiz sırada ortalık toz-duman oldu. Cehennemi yaşadık. Ben o an refleks ile kendimi dere yatağına attım. Kendime geldiğimde konteynıra yöneldim. Ama konteynır yerinde değildi. Yaralılar etrafa savrulmuştu. O anı hayatım boyunca unutamam. ' Olayın bir diğer tanığı Cengiz Demirci ise hortum sırasında dışarıda olanların daha şanslı olduğunu vurgulayarak, 'O sırada ben şantiyenin biraz uzağındaydım. Hortumun gelişini gördüm. Kendimi kayalıkların arkasına attım. Konteynır ve çevrede bulunan araçların havalandığını gördüm. Her şey bir anda oldu. Hortumun derin vadinin içinden gelmesi imkânsız gibi bir şey. Ancak olacağa çare yokmuş. Ölen arkadaşlardan 4'ü işe yeni başlamıştı ' şeklinde konuştu.
HORTUMLA YAŞAMAYA ALIŞIN
Elazığ'daki felaketin ardından, 'Amerika'da sıklıkla görülen hortumlar bundan böyle Türkiye'de de mi yaşanacak? ' sorusu akla geldi. Uzmanlara göre küresel ısınma sonucu Türkiye'deki iklim tropikal iklime döndü. Amerika'daki gibi büyük olmasa da hortumlarla yaşamaya alışmamız gerekiyor. Güvenlik için hortum olmadan meteorolojik uyarıların yapılması sirenlerin çalması şart. İşte uzmanların görüşleri:
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı): Türkiye'de hortum, özellikle Doğu Andolu'nun dağlardan uzak kesimleri, Tokat, Antalya ve Ankara'nın Elmadağ ilçesi gibi yerlerde görülüyor. Buna rağmen Avrupa'daki hortum dağılım haritasına bakıldığında Türkiye'nin olduğu yer boş görünüyor. Çünkü Türkiye'de sanki hiç hortum olmayacak gibi yaşanıyor. Bir haritalandırma yok. Oysa hortuma hazırlıklı olmalıyız. Sivil savunma sirenlerinin hortum anında çalması, insanların bodrum katlarına sığınmaları gerektiği gerçeği Türkiye'de bilinmiyor. Yağmur, kar gibi meteorolojik olaylarda yapılan tahminler hortum için de yapılmalı.Hortum tahmininden sonra sirenler çalmalı. Halk, camları olmayan bodrum katlarına sığınmalı. Birkaç sene önce Ankara'da görülen hortumda 3 kişi hayatını kaybetti. Geçenlerde Antalya'da yaşanan hortumda çatılar uçtu. Buna rağmen sanki hortum sadece Amerika'da yaşanılır, biz de olmazmış gibi düşünülüyor. Türkiye'de dağlar hortum oluşmasını engelliyor. Ama yaşanmayacak anlamına gelmiyor. Özellikle bahar aylarında daha çok yaşanıyor.
YENİ BİR HORTUM UYARISI
Prof. Dr. Orhan Şen (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi): Türkiye'de iklim değişti. Bunlar küresel ısınmanın meydana getirdiği değişiklikler. 2 derecelik sıcaklık artışı, ülkemizde iklimi tropik iklime çevirdi. Bu nedenle Türkiye hortumla yaşamaya hazır olmalı. Eskiden Elazığ'da hortum görülmezdi. Ama artık yaşanıyor. Amerika'daki hortumlar kadar olmasa da biz de hortumlarla yaşamaya alışacağız. Örneğin her yere meteorolojik radarlar konmalı. 15 günlük sürece baktığımız zaman bu bölgede sıcaklıklar 28 dereceye çıktı. Yukarıda 0 derece sıcaklık vardı. Bu sıcaklık farkı hızlanınca hortum meydana geldi. Havalar, cumartesi-pazar yine ısınıyor. Sonra yine soğuk hava geliyor. Bu kez hortuma karşı Antalya ve Mersin bölgesi dikkat etsin.
'ELAZIĞ'DA ŞİMDİYE KADAR HİÇ OLMAMIŞ BİR AFET '
Elazığ'a giderek yaralıları ziyaret eden ve hortumdan zarar gören 2 köyde incelemelerde bulunan AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, 'En büyük acımız, 6 kaybımız var. Ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Dutpınar köyümüze geldik. Köyde ağır hasar var. Ama en büyük tesellimiz, mutluluğumuz köyde hiç can kaybı olmaması. Mal bir şekilde yerine getirilir. Allah'a şükür devletimiz çok güçlü, biz bunun altından kalkarız. Bu evleri yeniden yaparız. Hortum, Türkiye'de az görülen bir şey. Elazığ'da şimdiye kadar hiç olmamış bir afet. Ancak Allah'tan gelen bir şeye 'dur' deme şansımız yok ' dedi.
'KIYAMET KOPTU SANDIM '
Ölen işçilerden Çerkez Akyürek, Abdullah Tekin, Sibetullah Oğuz ve Altan Demirkıran'ın öldükleri gün işbaşı yaptıkları anlaşıldı. İşçilerin sabıka kaydı, sağlık raporu gibi evrakları tamamlayarak, taşeron firmaya teslim ettikleri öğrenildi. Diyarbakırlı Sibetullah Oğuz, Çerkez Akyürek ve Abdullah Tekin'in akraba oldukları ve geçen yıl da aynı yerde sigortalı olarak çalıştıkları belirlendi. 39 yaşındaki Sibetullah Oğuz'un 4 çocuk babası olduğu, 37 yaşındaki Abdullah Tekin'in ise 2 çocuğunun olduğu öğrenildi. Çerkez Akyürek'in ise askerden yeni geldiği ve bekâr olduğu belirtildi. Sibetullah Oğuz, Abdullah Tekin ve Çerkez Akyürek Elazığ'daki otopsinin ardından Diyarbakır'da toprağa verildi. Hortum faciasında yaralanan işçilerden 34 yaşındaki Mehmet Erdal Yıldırım'ın tedavisi Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sürüyor. Olayda dayısının oğlu Metin Bahçeci'yi kaybeden Mehmet Erdal Yıldırım, 'O sırada çadırdaydım. Fırtına ve dolu başladı. Sonrasında hortum çıktı. Çadır yıkıldı. Ortalık karanlıktı, hiç ışık yoktu. Kıyamet koptu sandım. En az 50 metre sürüklendim. Kendi çabalarımla çıktım. Arkadaşlarımı aramaya başladım. Gittiğimizde konteynır uçmuştu. Nasıl uçtu inanamıyorum. Önce dayımın oğlu Metin Bahçeci'ye sarıldım, elimi attım, ölmüştü. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Olay sırasında bir nevi bu dünyadan göçtüğümü sandım ' dedi. Yıldırım, olay sırasında kayalıklara çarpan konteynırde olanların hepsinin hayatını kaybettiğini, çadırda kalanların ve dışarı kaçanların kurtulduğunu söyledi. Şantiyeyi işleten şirkette geçen yıl da sigortalı olarak çalıştıklarını, mevsim nedeniyle ara verdikten sonra tekrar işe başladıklarını ifade eden Yıldırım, 'İşe başlamadan önce temizlik yaptık. Olay günü de öğleden önce sigorta için evrakları topladık. Akşam da facia yaşandı ' diye konuştu.
'DAĞ BAŞIMIZA YIKILIYOR
Yaralı kurtulan işçilerden Rıdvan Koç ise, 'O an dağ başımıza yıkılıyor sandım. Rüzgar her şeyi savuruyordu. Yola doğru koşmaya başladık, arkadaşlarımızdan bazıları konteynıra sığındı. Yola koşanlar kurtuldu. Konteynıra sığınanlar öldü. Konteynırın parçaları havada uçuşuyordu ' dedi. Mustafa Eşsiz de ilk defa böyle bir şey yaşadığını, hortumun her şeyi bir dakika içinde alıpgötürdüğünü belirterek, şunları söyledi: 'Saat 18.00 sıralarında şantiyede çalışmalara ara verdiğimiz sırada ortalık toz-duman oldu. Cehennemi yaşadık. Ben o an refleks ile kendimi dere yatağına attım. Kendime geldiğimde konteynıra yöneldim. Ama konteynır yerinde değildi. Yaralılar etrafa savrulmuştu. O anı hayatım boyunca unutamam. ' Olayın bir diğer tanığı Cengiz Demirci ise hortum sırasında dışarıda olanların daha şanslı olduğunu vurgulayarak, 'O sırada ben şantiyenin biraz uzağındaydım. Hortumun gelişini gördüm. Kendimi kayalıkların arkasına attım. Konteynır ve çevrede bulunan araçların havalandığını gördüm. Her şey bir anda oldu. Hortumun derin vadinin içinden gelmesi imkânsız gibi bir şey. Ancak olacağa çare yokmuş. Ölen arkadaşlardan 4'ü işe yeni başlamıştı ' şeklinde konuştu.
HORTUMLA YAŞAMAYA ALIŞIN
Elazığ'daki felaketin ardından, 'Amerika'da sıklıkla görülen hortumlar bundan böyle Türkiye'de de mi yaşanacak? ' sorusu akla geldi. Uzmanlara göre küresel ısınma sonucu Türkiye'deki iklim tropikal iklime döndü. Amerika'daki gibi büyük olmasa da hortumlarla yaşamaya alışmamız gerekiyor. Güvenlik için hortum olmadan meteorolojik uyarıların yapılması sirenlerin çalması şart. İşte uzmanların görüşleri:
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı): Türkiye'de hortum, özellikle Doğu Andolu'nun dağlardan uzak kesimleri, Tokat, Antalya ve Ankara'nın Elmadağ ilçesi gibi yerlerde görülüyor. Buna rağmen Avrupa'daki hortum dağılım haritasına bakıldığında Türkiye'nin olduğu yer boş görünüyor. Çünkü Türkiye'de sanki hiç hortum olmayacak gibi yaşanıyor. Bir haritalandırma yok. Oysa hortuma hazırlıklı olmalıyız. Sivil savunma sirenlerinin hortum anında çalması, insanların bodrum katlarına sığınmaları gerektiği gerçeği Türkiye'de bilinmiyor. Yağmur, kar gibi meteorolojik olaylarda yapılan tahminler hortum için de yapılmalı.Hortum tahmininden sonra sirenler çalmalı. Halk, camları olmayan bodrum katlarına sığınmalı. Birkaç sene önce Ankara'da görülen hortumda 3 kişi hayatını kaybetti. Geçenlerde Antalya'da yaşanan hortumda çatılar uçtu. Buna rağmen sanki hortum sadece Amerika'da yaşanılır, biz de olmazmış gibi düşünülüyor. Türkiye'de dağlar hortum oluşmasını engelliyor. Ama yaşanmayacak anlamına gelmiyor. Özellikle bahar aylarında daha çok yaşanıyor.
YENİ BİR HORTUM UYARISI
Prof. Dr. Orhan Şen (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi): Türkiye'de iklim değişti. Bunlar küresel ısınmanın meydana getirdiği değişiklikler. 2 derecelik sıcaklık artışı, ülkemizde iklimi tropik iklime çevirdi. Bu nedenle Türkiye hortumla yaşamaya hazır olmalı. Eskiden Elazığ'da hortum görülmezdi. Ama artık yaşanıyor. Amerika'daki hortumlar kadar olmasa da biz de hortumlarla yaşamaya alışacağız. Örneğin her yere meteorolojik radarlar konmalı. 15 günlük sürece baktığımız zaman bu bölgede sıcaklıklar 28 dereceye çıktı. Yukarıda 0 derece sıcaklık vardı. Bu sıcaklık farkı hızlanınca hortum meydana geldi. Havalar, cumartesi-pazar yine ısınıyor. Sonra yine soğuk hava geliyor. Bu kez hortuma karşı Antalya ve Mersin bölgesi dikkat etsin.
'ELAZIĞ'DA ŞİMDİYE KADAR HİÇ OLMAMIŞ BİR AFET '
Elazığ'a giderek yaralıları ziyaret eden ve hortumdan zarar gören 2 köyde incelemelerde bulunan AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, 'En büyük acımız, 6 kaybımız var. Ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Dutpınar köyümüze geldik. Köyde ağır hasar var. Ama en büyük tesellimiz, mutluluğumuz köyde hiç can kaybı olmaması. Mal bir şekilde yerine getirilir. Allah'a şükür devletimiz çok güçlü, biz bunun altından kalkarız. Bu evleri yeniden yaparız. Hortum, Türkiye'de az görülen bir şey. Elazığ'da şimdiye kadar hiç olmamış bir afet. Ancak Allah'tan gelen bir şeye 'dur' deme şansımız yok ' dedi.