Gül: Tunus Bayrağı Beni Daima Heyecanlandırmaktadır

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Türk bayrağına çok benzeyen Tunus bayrağı beni daima heyecanlandırmaktadır.” dedi.

Tunus Meclisi 'ne hitap eden Abdullah Gül, “Al rengiyle, hilal ve yıldızıyla adeta kadim kardeşliğimizin timsalidir bayraklarımız. Akdeniz 'in iki yakasında bulunan Türkler ve Mağriblilerin ortak paydasıdır ay ve yıldız. İşte o da bu salonda parlıyor.” dedi. Gül 'ün bu sözleri milletvekillerinden büyük alkış aldı.

Konuşmasında Türkiye ile Tunus arasındaki tarihî ilişkilere dikkat çeken Gül, iki ülke bayrakları arasındaki benzerliği “halklarımızın geçmişteki kader birliğinin, sevgi ve muhabbetinin bir tezahürü, 400 yıllık ortak tarihimizin bir ifadesi” şeklinde nitelendirdi.

Abdullah Gül, Türkiye ve Mağrip hakları arasındaki kader birliğini; Tunus 'un, Cezayir 'in, Libya 'nın, hatta Fas 'ın Avrupalı sömürgeci güçlerin boyunduruğu altında Endülüs 'ün akıbetine uğramasını engellediğini ifade etti. Gül, “Aynı şekilde kardeş Magrib ülkeleri halklarının verdiği destek ve yetiştirdikleri büyük devlet adamları, Kaptan-ı Deryalar ve gözü pek leventler sayesinde, Türkler Akdeniz 'de bir güç olarak varlıklarını sürdürmüşler; böylece, Türk ve Müslümanları Avrupa 'dan ve Anadolu 'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştır.” dedi.

Tunus ve Türkiye halkının geçmişte birçok savaşta aynı safta mücadele ettiğini hatırlatan Gül, “Bugünlerde ise ülkelerimizin kader çizgisi, demokrasi, insan hakları ve kalkınma mücadelesinde tekrar kesişmiştir. Böylesine yakın ve sıcak ilişkiler içinde bulunduğumuz Tunuslu kardeşlerimizle bu geçiş döneminde ikili ve uluslararası düzeyde her türlü dayanışmayı sergilemek boynumuzun borcudur.” dedi.

Parlamenter, çoğulcu demokratik bir rejimin oluşturulması uzun zaman, sabır ve emek isteyen bir süreç olduğunu ifade eden Gül, bu süreçte Türkiye 'nin siyasi, ekonomik ve toplumsal kazanım ve tecrübelerini, Tunus 'la paylaşmaktan memnuniyet duyacaklarını ifade etti.

Türkiye ile Tunus arasında 'Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ' kurulma kararı alındığını hatırlatan Gül, “Sadece dost ülkelerle gerçekleştirdiğimiz bu Konseyle, iki ülkenin Başbakanları ve Bakanlarının düzenli olarak toplanmaları sağlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“İbn-i Haldun 'dan beri biliyoruz ki, ekonomik kalkınma, demokrasiyle yönetilen faziletli bir toplum yaratmak için en temel dinamiklerden biridir. Yine, güçlü ekonomik münasebetler geliştiren ülkelerin karşılıklı olarak güçlendikleri de bir vakıadır.” diyen Gül, Tunus 'la ekonomik ilişkileri her bakımdan genişletmek ve derinleştirmek istediklerini dile getirdi.


ARAP BAHARI İÇİN MARSHALL PLANI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ortadoğu ve Kuzey Afrika 'da devam eden tarihi demokratikleşme ve yeniden yapılanma sürecinde uluslararası toplumun desteğinin son derece önemli olduğunu belirtti. Gül, şunları söyledi:

“Bu yönde, uluslararası camianın ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının, İkinci Dünya Harbi 'nin ardından uygulanan Marshall Planı gibi kapsamlı bir ekonomik restorasyon programı başlatmaları çağrılarımı uzun süredir tekrarlıyorum.Başta Avrupa olmak üzere tüm uluslararası camianın önünde Akdeniz 'i yeniden, her iki yakasıyla eski ihtişam ve refahına kavuşturma; Ortadoğu 'yu istikrar ve refah üreten bir bölge haline dönüştürme fırsatı bulunmaktadır.”

Özellikle gelişmiş piyasa ekonomilerinde yaşanan ekonomik kriz bahanesiyle, bu ülkeleri bölgedeki yaşanan tarihi dönüşüme destek vermek noktasında büyük bir ihmal ve umursamazlık içerisinde olmakla suçlayan Gül, “Savaşı, kriz yönetimini finanse etmek için trilyonlarca dolar harcayan uluslararası camianın muktedir üyelerine, barışı, demokrasiyi ve istikrarı desteklemek için ellerine geçen bu altın fırsatı değerlendirmeleri çağrısında bulunmak istiyorum.”dedi.

Böyle kritik bir dönemde Tunus halkının yanında olmanın kendileri için de büyük bir sorumluk olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasına şu ifadelerle son verdi: “Türk halkının ve devletinin bütün samimiyetiyle Tunus 'un ve kardeş Tunus halkının bu tarihi misyonunda yanında olduğunu bir kez daha yineliyorum. Bu vesileyle, başta Devrim 'in kıvılcımını yakan Muhammed Buazizi olmak üzere, daha özgür, daha adil ve daha onurlu bir hayat için canlarını feda eden tüm şehitleri saygı ve rahmetle anıyorum. Geride bıraktıkları aileleri ve yakınlarına Yüce Allah 'tan sabır ve başsağlığı diliyorum.”