''Din ve vicdan özgürlüğünü yeniden anlamaya ve yaşamaya başlıyoruz''
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Millet çocuklarının isterlerse, arzu ederlerse Peygamberimizin hayatını öğrenmesini, Kur'an-ı Kerim'i en azından yüzünden okuyacak hale gelmesini ve İslam tarihi ile birlikte okumasını arzu ediyordu. Demokrasi, böyle bir şeydir. Demokrasiyi hazmedebilirsiniz. Laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünü, Türkiye'de gerçek anlamıyla yeniden anlamaya ve yaşamaya başlıyoruz'' dedi.
AK Parti Kırşehir İl Kongresi'nde konuşan Arınç, Türkiye'de her 8 evden birinde özürlü ve engelli vatandaş bulunduğunu ifade ederek, ailelerin bu konuda sıkıntı çektiğini, engelli bakımının zor ve masraflı bir iş olduğunu söyledi.
Bu ailelere 600 liradan fazla bakım ücreti verdiklerini bildiren Arınç, ''Helalühoş olsun bin kere. Daha da artıracağız, daha da fazlasını vereceğiz. Sizden aldığımızı, milletimize veriyoruz. Eskiden sizden alınanlar havuzda birikmezdi, havuzun altı delikti. Birilerinin cebine giderdi. Şimdi Allah, sizden aldıklarımıza bir de bereket katıyor, o bereketle bütün Türkiye'yi suluyoruz. Biz bu hizmetlere devam ettiğimiz zaman hiçbir şekilde yıkılmayız'' dedi.
Arınç, Türkiye'de 2002 ile bugün arasında farklar olduğunu, her şehre üniversite açıldığını anlatarak, ''Bugün Şırnak'ta, Hakkari'de, Iğdır'da, 81 ilin 81'inde üniversite var. 2002'nin sonunda biz geldik, 79 üniversite vardı, bugün 165 üniversite var. Bütün bunlar bu dönemde açıldı, pırıl pırıl öğrencilere teslim edildi. 2003 ile bugün arasında 317 bin öğretmen alındı. Daha da alacağız. Bütçe imkanlarımız sürekli öğretmen almamızı gerektiriyor'' diye konuştu.
Eskiden herkesin uçağa binemediğini, şimdi Türkiye'de herkesin uçağa bindiğini aktaran Arınç, şöyle devam etti:
''Öyle herkes uçağa binemezdi. Elinde bond çanta olacak, ağzında puro olacak, çanta biraz dolu olacak, ancak öyle uçağa binilirdi. Şimdi herkes Türkiye'de uçağa biniyor. Manisa'dayım, Genel Merkez dedi ki: Bu haftaki mitinge sen gideceksin. 'Delimisiniz' dedim. İzmir'le Van'ın arası 1575 kilometre. Senenin birinde Van'a konferans vermeye gidiyorum. Nasıl gittiğimi ben bilirim. Hala da öyle zannediyorum. Başbakan Yardımcısıyım, hala olan bitenin tamamından haberim yok benim. Dedim ki, 'Ben İzmir'den Van'a nasıl gideceğim, deli misiniz siz-'.'Senin haberin yok galiba. İzmir'den günde 7 tane uçak kalkıyor. 1 saat 50 dakikada gidiyor' dediler. 'İnanmıyorum' dedim. 1980'li yıllarda İzmir'den Van'a giderken Ankara'ya geldim. Ankara'da 6,5 saat bekledim, Van'a ondan sonra gittim. Çünkü İstanbul'dan Van uçağı geliyor, oradan yolcu alıyordu. Ben hala öyle zannediyorum. Dünyanın her yerine artık uçak gidiyor. Çok şükür bu günleri gördük.''
''Aldığımız oy kara kaşımız, kara gözümüz için değil, yaptığımız hizmet için'' diyen Arınç, ''Geçmişteki siyasi partilerin gömülmesinin sebebi hizmet yapamamaları. Vatandaş çalışırsan seni tasdik eder, çalışmazsan sana 'güle güle' der. Bu, AK Parti için de geçerli. Yolunuzdan dönerseniz, sözlerinizi unutursanız, hizmet yapmakta gecikirseniz kimse gözünüzün yaşına bakmaz'' şeklinde konuştu.
-''Milletin kararıdır''-
AK Parti'nin vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmadığını belirten Arınç, ''Kim neye inanmış, kimin etnik kökeni ne, mezhebi ne, nasıl yaşıyor, biz ilgilendirmiyor. Hepsi birinci sınıf vatandaşımız. Bu ülke geçmişte böyle değildi, ayrımcılıklar yapılıyordu. AK Parti yurtseverliği, millete sevgi duymayı, kimsenin kıyafetinden, başörtüsünden dolayı horlanmaması gerektiğini, başı açık olana nasıl saygı duyuyorsak başını örten insanlarımızın da önüne engel konulmaması gerektiğini ortaya koydu'' dedi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören teklifin Genel Kurul görüşmeleri sırasında yaptıkları eklemeyle Kur'an-ı Kerim'in seçmeli ders olmasına değinen Arınç, şöyle devam etti:
''Bugün eğitimle ilgili bir kanun çıkarırken çok zorluyorlar bizi. Hakaretler havada uçuşuyor, iş kavgaya dönüşüyor bazen, ağızlarından köpükler sıçrıyor. Televizyonlara bir bakın. O insanların yüzü kıpkırmızı. Sesinin bütün gücüyle bağırıyorlar. Ağız dolusu hakaret ediyorlar. En çok bağıranlar en çok haksız olanlardır. En çok ağzından köpük saçanlar, en çok yalan söyleyenlerdir. En çok yüzü kızararak karşısındakinin boğazını sıkanlar, en çok yanlış yapanlardır. Kim olduklarına siz karar verin. Biz bir kanun getiriyoruz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Yapacağınız tek şey İçtüzüğün verdiği imkanlara göre karşı çıkmaktır.
Kur'an-ı Kerim dersi ile Hazreti Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulması... Seçmeli ders, belki onun gibi daha 10 tane ders konacak. Şu anda bile seçmeli dersler var. Bir insanın iradesine bıraktığınız işten dolayı, o insana seçme hakkı vermenizden dolayı kim eksiklik duyabilir. Cumhuriyet Halk Partili bazı milletvekilleri çok sorumsuz bir biçimde, 'Cumhuriyet iflas etmiştir. Türkiye'ye hilafet gelmiştir. Artık bundan sonra Türkiye'de yaşanmaz, öldük, bittik, mahvolduk' dediler. Bu, milletin kararıdır. Buna Milliyetçi Hareket Partisi de destek vermiştir. Adalet ve Kalkınma Parti'li milletvekillerimiz de destek vermiştir. Yaptığımız iş milletin bizden isteğidir. Millet çocuklarının isterlerse, arzu ederlerse Peygamberimizin hayatını öğrenmesini, Kur'an-ı Kerim'i en azından yüzünden okuyacak hale gelmesini ve İslam tarihi ile birlikte okumasını arzu ediyordu. Demokrasi, böyle bir şeydir. Demokrasiyi hazmedebilirsiniz. Laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünü, Türkiye'de gerçek anlamıyla yeniden anlamaya ve yaşamaya başlıyoruz.''
-Orman vasfını yitiren araziler-
Orman vasfını kaybeden arazilere ilişkin düzenlemeye de değinen Arınç, ''Şimdi 2B yasası var. O da sizleri sevindirecek. Memurlarımızla ilgili maaşların, zamların, toplu sözleşmeyi düzenleyen yasa var. O da memur arkadaşlarımızı sevindirecek. Arkadan, sendikalar yasası var. O da işçi arkadaşlarımızı sevindirecek. Milleti sevindiriyoruz biz, Allah'a hamdolsun. Cumhurbaşkanlığı seçimleri var, 7 senenin dolduğu gün anamızın ak sütü gibi oylarımızı vereceğiz. İlk defa halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı ile yola devam edeceğiz. Ondan sonra 2015 yılında milletvekili seçimleri olacak. Belki o zaman Kırşehir'in 3 milletvekili olur. Oyunuzu da arttırın. Başbakanın söylediğini ben söylemeyeyim, tekrar etmeyeyim. Biraz gayret edin, nüfusunuz artsın da 3 milletvekili olsun artık Kırşehir'de'' diye konuştu.
Konuşmasının ardından salondan ayrılan Başbakan Yardımcısı Arınç, Kırşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde verilen yemeğe katıldı.
Arınç, yemeğin ardından Ankara'ya hareket etti.
Bu ailelere 600 liradan fazla bakım ücreti verdiklerini bildiren Arınç, ''Helalühoş olsun bin kere. Daha da artıracağız, daha da fazlasını vereceğiz. Sizden aldığımızı, milletimize veriyoruz. Eskiden sizden alınanlar havuzda birikmezdi, havuzun altı delikti. Birilerinin cebine giderdi. Şimdi Allah, sizden aldıklarımıza bir de bereket katıyor, o bereketle bütün Türkiye'yi suluyoruz. Biz bu hizmetlere devam ettiğimiz zaman hiçbir şekilde yıkılmayız'' dedi.
Arınç, Türkiye'de 2002 ile bugün arasında farklar olduğunu, her şehre üniversite açıldığını anlatarak, ''Bugün Şırnak'ta, Hakkari'de, Iğdır'da, 81 ilin 81'inde üniversite var. 2002'nin sonunda biz geldik, 79 üniversite vardı, bugün 165 üniversite var. Bütün bunlar bu dönemde açıldı, pırıl pırıl öğrencilere teslim edildi. 2003 ile bugün arasında 317 bin öğretmen alındı. Daha da alacağız. Bütçe imkanlarımız sürekli öğretmen almamızı gerektiriyor'' diye konuştu.
Eskiden herkesin uçağa binemediğini, şimdi Türkiye'de herkesin uçağa bindiğini aktaran Arınç, şöyle devam etti:
''Öyle herkes uçağa binemezdi. Elinde bond çanta olacak, ağzında puro olacak, çanta biraz dolu olacak, ancak öyle uçağa binilirdi. Şimdi herkes Türkiye'de uçağa biniyor. Manisa'dayım, Genel Merkez dedi ki: Bu haftaki mitinge sen gideceksin. 'Delimisiniz' dedim. İzmir'le Van'ın arası 1575 kilometre. Senenin birinde Van'a konferans vermeye gidiyorum. Nasıl gittiğimi ben bilirim. Hala da öyle zannediyorum. Başbakan Yardımcısıyım, hala olan bitenin tamamından haberim yok benim. Dedim ki, 'Ben İzmir'den Van'a nasıl gideceğim, deli misiniz siz-'.'Senin haberin yok galiba. İzmir'den günde 7 tane uçak kalkıyor. 1 saat 50 dakikada gidiyor' dediler. 'İnanmıyorum' dedim. 1980'li yıllarda İzmir'den Van'a giderken Ankara'ya geldim. Ankara'da 6,5 saat bekledim, Van'a ondan sonra gittim. Çünkü İstanbul'dan Van uçağı geliyor, oradan yolcu alıyordu. Ben hala öyle zannediyorum. Dünyanın her yerine artık uçak gidiyor. Çok şükür bu günleri gördük.''
''Aldığımız oy kara kaşımız, kara gözümüz için değil, yaptığımız hizmet için'' diyen Arınç, ''Geçmişteki siyasi partilerin gömülmesinin sebebi hizmet yapamamaları. Vatandaş çalışırsan seni tasdik eder, çalışmazsan sana 'güle güle' der. Bu, AK Parti için de geçerli. Yolunuzdan dönerseniz, sözlerinizi unutursanız, hizmet yapmakta gecikirseniz kimse gözünüzün yaşına bakmaz'' şeklinde konuştu.
-''Milletin kararıdır''-
AK Parti'nin vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmadığını belirten Arınç, ''Kim neye inanmış, kimin etnik kökeni ne, mezhebi ne, nasıl yaşıyor, biz ilgilendirmiyor. Hepsi birinci sınıf vatandaşımız. Bu ülke geçmişte böyle değildi, ayrımcılıklar yapılıyordu. AK Parti yurtseverliği, millete sevgi duymayı, kimsenin kıyafetinden, başörtüsünden dolayı horlanmaması gerektiğini, başı açık olana nasıl saygı duyuyorsak başını örten insanlarımızın da önüne engel konulmaması gerektiğini ortaya koydu'' dedi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören teklifin Genel Kurul görüşmeleri sırasında yaptıkları eklemeyle Kur'an-ı Kerim'in seçmeli ders olmasına değinen Arınç, şöyle devam etti:
''Bugün eğitimle ilgili bir kanun çıkarırken çok zorluyorlar bizi. Hakaretler havada uçuşuyor, iş kavgaya dönüşüyor bazen, ağızlarından köpükler sıçrıyor. Televizyonlara bir bakın. O insanların yüzü kıpkırmızı. Sesinin bütün gücüyle bağırıyorlar. Ağız dolusu hakaret ediyorlar. En çok bağıranlar en çok haksız olanlardır. En çok ağzından köpük saçanlar, en çok yalan söyleyenlerdir. En çok yüzü kızararak karşısındakinin boğazını sıkanlar, en çok yanlış yapanlardır. Kim olduklarına siz karar verin. Biz bir kanun getiriyoruz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Yapacağınız tek şey İçtüzüğün verdiği imkanlara göre karşı çıkmaktır.
Kur'an-ı Kerim dersi ile Hazreti Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulması... Seçmeli ders, belki onun gibi daha 10 tane ders konacak. Şu anda bile seçmeli dersler var. Bir insanın iradesine bıraktığınız işten dolayı, o insana seçme hakkı vermenizden dolayı kim eksiklik duyabilir. Cumhuriyet Halk Partili bazı milletvekilleri çok sorumsuz bir biçimde, 'Cumhuriyet iflas etmiştir. Türkiye'ye hilafet gelmiştir. Artık bundan sonra Türkiye'de yaşanmaz, öldük, bittik, mahvolduk' dediler. Bu, milletin kararıdır. Buna Milliyetçi Hareket Partisi de destek vermiştir. Adalet ve Kalkınma Parti'li milletvekillerimiz de destek vermiştir. Yaptığımız iş milletin bizden isteğidir. Millet çocuklarının isterlerse, arzu ederlerse Peygamberimizin hayatını öğrenmesini, Kur'an-ı Kerim'i en azından yüzünden okuyacak hale gelmesini ve İslam tarihi ile birlikte okumasını arzu ediyordu. Demokrasi, böyle bir şeydir. Demokrasiyi hazmedebilirsiniz. Laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünü, Türkiye'de gerçek anlamıyla yeniden anlamaya ve yaşamaya başlıyoruz.''
-Orman vasfını yitiren araziler-
Orman vasfını kaybeden arazilere ilişkin düzenlemeye de değinen Arınç, ''Şimdi 2B yasası var. O da sizleri sevindirecek. Memurlarımızla ilgili maaşların, zamların, toplu sözleşmeyi düzenleyen yasa var. O da memur arkadaşlarımızı sevindirecek. Arkadan, sendikalar yasası var. O da işçi arkadaşlarımızı sevindirecek. Milleti sevindiriyoruz biz, Allah'a hamdolsun. Cumhurbaşkanlığı seçimleri var, 7 senenin dolduğu gün anamızın ak sütü gibi oylarımızı vereceğiz. İlk defa halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı ile yola devam edeceğiz. Ondan sonra 2015 yılında milletvekili seçimleri olacak. Belki o zaman Kırşehir'in 3 milletvekili olur. Oyunuzu da arttırın. Başbakanın söylediğini ben söylemeyeyim, tekrar etmeyeyim. Biraz gayret edin, nüfusunuz artsın da 3 milletvekili olsun artık Kırşehir'de'' diye konuştu.
Konuşmasının ardından salondan ayrılan Başbakan Yardımcısı Arınç, Kırşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde verilen yemeğe katıldı.
Arınç, yemeğin ardından Ankara'ya hareket etti.