Türkiye'de Yeni Anayasa Süreci Brüksel'de Ele Alındı

Avrupa Parlamentosu (AP)’de düzenlenen konferansa katılan Kemal Burkay ‘‘Cumhuriyet’i kuranlar, Türkiye’nin renklerine uygun demokratik bir yapılanmayı başaramadılar.

Türkiye'de Yeni Anayasa Süreci Brüksel'de Ele Alındı
’’ derken, Ümit Fırat ‘‘Yeni anayasada sosyolojik tanımlara girilmemeli. Anayasa benim kimliğimi tanımlamamalıdır.’’ sözlerine yer verdi. Zaman gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan ise vesayet birçok kimliği dışladığını belirterek, AK Parti’nin bu düzeni değiştirmek istediği için yeni anayasa istediğini aktardı. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Brüksel Şubesi ile Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu, AP’de “Türkiye’de yeni anayasa süreci” konulu konferans düzenledi.

Konferansa katılanlar, adem-i merkeziyetçi bir yapılanma ile Türklüğe vurgu yapmayan bir anayasa istedi. Türkiye’den Kemal Burkay ve Ümit Fırat gibi tanınmış entelektüellerin yanı sıra Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Genel Müdürü Joost Korte, AP’nin eski Türkiye raportörü Joost Lagendijk gibi yabancı isimler konferansa iştirak etti. Türkiye’nin yeni anayasa sürecinin değerlendirildiği üç oturumlu konferansta konuşmacılar Türkiye’deki değişim sürecinin hangi yönde ve nasıl olması gerektiği konusunda fikirlerini paylaştılar. Konferansın ilk oturumunda ‘‘bireysel hak ve özgürlükler’’ konusu ele alındı.KEMAL BURKAY: ÖZAL DÖNEMİNDEKİ FIRSATI KULLANAMADIKİsveç’teki sürgünden 30 yıl sonra tekrar Türkiye’ye dönen Kürt asıllı siyasetçi ve entelektüel Kemal Burkay 20 yıl önce Kürt meselesini yine Avrupa Parlamentosu’nda tartıştıklarını ve bir 20 yıl sonra tekrar tartışmak istemediğini belirtti.

Turgut Özal döneminde Kürt sorunun çözülmesi adına adım atıldığını fakat tıkandığını, mevcut hükümetle de yeni bir açılım gerçekleştiğini aktaran Burkay, şöyle devam etti: “Özal döneminde Kürt sorununu çözülmesi için bir fırsat çıkmıştı ama bu fırsatı kullanamadık. Türkiye’nin içinde ve dışındaki barış karşıtları bu süreci boykot ettiler. Ben de artık görüşlerimi Türkiye’de dile getirebiliyorum ama bu her şey demek değil. Türkiye bir anayasa yapmaya çalışıyor ve bu Kürt sorunun çözümüne zemin hazırlamalı. Şimdiye kadarki anayasalar bu çözümlere kapalıydı, sorun üreten anayasalar vardı. Şu an yaşanan büyük sorunların temel nedeni de budur. Cumhuriyeti kuranlar, Türkiye’nin renklerine uygun demokratik bir yapılanmayı başaramadılar. Tek ulus yaratmaya çalıştılar. Halbuki Türkiye, Osmanlı Devleti’nden bir nüans almıştır. Ancak Türkiye’deki diğer renkler, inançlar ve diller yok sayılmaya çalışıldı. Tek tip toplum amaçlandı. İslam’ı da devlet, kendi ideolojisine göre şekillendirmek istedi. Kürtleri yok etmeye varan bir politika güdüldü. Bu yüzden Kürtler baştan aldatılma duygusuna kapıldı. Bu da Kürt ayaklanmalarına yol açtı ve günümüze kadar sürdü. Halen bir Kürt sorunu var.’’ "ÜNİTER DEVLET DEMODE OLDU"Kemal Burkay Alevi meselesinin de devam ettiğini hatırlatarak, "Yeni anayasa ile bu sorunları çözmek ve Türkiye’yi özgürleştirmek temel görevdir. Toplumun gerçeklerine uygun yeni politikalara ihtiyacımız var. Anayasa sorunları bir anda çözmez ama önemli adım olur. Üniter devlet modeli artık demode oldu, federal yapıya geçilmesi gerekiyor. Şu an Kanada, Belçika, Almanya ve ABD gibi ülkeler bu şekilde yönetiliyor. Keşke bugünkü hükümet bu süreci başarıyla tamamlayabilse ama iyimser değilim. Türk toplumu iktidarı ile muhalefetiyle böyle bir sürece hazır değil. Kamuoyu da buna hazır değil." görüşünü savundu.Anayasada yeni vatandaşlık tarifi gerektiğini ifade eden Burkay, Kürtlerin haklarının tanınması gerektiğini ve anadilde eğitimin temel insan hakkı olduğunu dile getirdi. Burkay, şöyle devam etti: "Kürtlere ayrıca yönetimde aktif roller verilmeli. Bu imkânı mevcut üniter yapı fırsat vermez. Bu ülke barışacaksa, mevcut çatışmalara son verecekse, ki Türkiye bu potansiyele sahip, o zaman bu adımları atması gerekiyor. Mevcut anayasa devleti halka karşı korumak için yapılmış. Türkiye için bir deli gömleği. Yeni anayasa için güçlükler var. Parlamentonun yapısı mesela. CHP toplumun gerek duyduğu anayasayı yapmaya hazır değil. Kemikleşmiş ideolojiden kopamıyor. Gerçek bir sosyal demokrat parti olabilseydi belki faydası dokunabilirdi. Mesela BDP var, bu partinin de anayasa sürecine destek vermesini istiyorum ancak şimdiye kadar iyi bir imtihan vermediler. Değişmez maddeler değişmedikçe, demokratik bir anayasa yapılamaz. Hükümet ve muhalefet daha cesur daha sorumlu davranmalı.’’ Konuşmacılar arasında bulunan Ümit Fırat ise Türkiye’de 50 yıldır anayasanın tartışıldığını belirterek “Yeni anayasa tartışırken, mevcut anayasa üzerinden gidiliyor. Bu, eksik bir yaklaşım. Bu anayasa değiştirilemez, yeni bir anayasa lazım. Statükonun teminatı ilk 3 maddeyi de böylece tartışmamış oluruz. Kürtler için de yeni anayasa belli başlı beklentilerden biridir. Kürtler aşağılanıyor. Atatürk milliyetçiliği işleniyor. Türk soyundan olmayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları özgür bir vatandaş olarak kendisini ifade edemiyor. Yeni anayasada sosyolojik tanımlara girilmemeli. Anayasa benim kimliğimi tanımlamamalıdır. Şu anki hükümette yeni anayasa dinamizmi var.” şeklinde konuştu. YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI VE AB REFORMLARI PARALELAvrupa Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Alojz Peterle, Türkiye’nin yeni anayasa sürecine girmesini “olumlu ve iyiye işaret” yorumuyla değerlendirdi. Peterle, anayasa değiştirmenin kolay olmayacağını fakat bunun için sağlam bir irade olmasının sevindirici olduğunu kaydetti. Peterle, Avrupa Komisyonu’nun bu süreci desteklediğini de belirterek “Şu an yeni anayasa yolunda yapılan çalışmalar, Avrupa Birliği tarafından yayınlanan raporla paralel olduğunu düşünüyoruz. Yeni anayasa tüm siyasi sorunları çözmeyecektir elbette ancak temel ilkelere tesir edecektir. Bu anayasa çeşitliliğe saygı duyan bir devlet için çok önemlidir. Avrupa Parlamentosu üyeleri olarak, erklerin bağımsızlığı, devlet ve dini topluluklar arası ilişliler, etnik ve dini azınlıklar konusunda önemli çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bu yeni anayasa ayrıca sadece Türkiyenin iç siyaset sorunu değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir meseledir” diyerek, komisyon olarak her zaman desteğe hazır olduklarını da ifade etti.

TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay ise sadece girişimcilere yönelik çalışmalar yapmadıklarını, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine destek oldukları gibi, yeni anayasa tartışmalarında aktif olarak rol aldıklarını belirtti.

Mustafa Günay, yeni anayasa ile herkese eşit haklar verilmesi gerektiğini belirterek, “ Türkiye’nin bu süreçte AB değerleri ile el ele gitmesi gerekiyor. Devletin sivil bir mekanizmaya dönüşmesi gerekir ki burda da vatandaşlara öncelik verilmesi gerekiyor. Çeşitlilik ve çoğulculuk noktasına da vurgu yapılmalı diye düşünüyorum.” dedi.

KOMİSYON, YENİ ANAYASAYI TARİHİ FIRSAT OLARAK GÖRÜYORAvrupa Komisyonu genişlemeden sorumlu Genel Müdürü Jooste Korte ise anayasa sürecinin sadece Türkiye için kendileri için de önemli olduğunu belirterek başladığı konulmasında, sürecin Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerine de olumu katkı yapacağını aktardı. Korte, şunları söyledi: “Yeni anayasa aramızdaki diyaloğu teşvik edebilir. AB ile Türkiye’nin geleceği için ayrı bir öneme sahip. TBMM’nin anayasa komisyonu kurması da oldukça önemli. Bazı tartışmalar süreci sekteye uğratabiliyor. Umarım bu tartışmalar şimdiye kadar gördüğümüz iradeyi sekteye uğratmaz. Sivil toplum, girişimciler, düşünce kuruluşları da yeni anayasanın hazırlanmasına destek vermeliler. Yeni anayasa ile birlikte bireysel hak ve özgürlükleri alanında da önemli bir ilerleme kaydedilecektir. Vatandaşların hakları bire bir korunacaktır. Hukukun üstünlüğü sağlanacaktır. Avrupa değerleri ve Avrupa insan hakları sözleşmelerine uyan standartların olması gerekir. Avrupa Komisyonu bunun tarihi fırsat olduğunu düşünüyor ve kaçırılmaladır. Bir azınlığı veya çoğunluğu değil, her kesimi temsil etmelidir bu anayasa. Bir seçim kaygısıyla yapılmamalı. Yeni anayasanın uluslararası boyutu, Türkiye’nin buradaki itibarını ve aktör statüsü bu anayasa ile değişecektir. Türkiye bu çalışmalara devam etmeli. Biz de Komisyon olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bu süreç ayrıca Türkiye ile AB’yi daha da yakınlaştıracağına inanıyorum.”İLK KEZ BÖYLE BİR HEYECAN YAŞIYORUZİstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bekir Berat Özipek, anayasa süreciyle birlikte ilk kez böyle bir heyecan yaşadıklarını ifade etti.

Özipek Türkiye vatandaşlarının ilk kez bir sivil anayasa bu kadar yakın hissettiklerini aktarırken, “Bireysel olarak herkesin ideali olan bir anayasa olmayacak ama en azından biz yaptık diyebileceğimiz bir anayasa olacak. Toplumun hiç bir kesmi bu yapı sürecinde dışarıda kalmayacak. Belki bir geçiş dönemi anayası olacak. İnsan haklarına, insanın şerefli varlık olduğu ön kabulüne dayanan bir anayasa olmalı. Değişmez maddelere yer verilmemeli. Atatürkçülük ideolojisi orada yer bulmamalı. Sorun böyle bir ideoloji olması değil, devlet eliyle böyle bir ideolojinin topluma giydirilmesidir. Bunu yapmayan devlet zaten ayrımcılık yapıyordur. Vatandaşlık Türklikle ilişkilendirilmemelidir. İbadet özgürlüğü sağlanmalı. Zorunlu askerlik kaldırılmalı. Başörtüsüne karşı resmi ayrımcılığa da son verilmeli. Yeni anayasayı yapabilir miyiz bilmiyorum ama ilk defa defansta değiliz. Talep eden pozisyonda olmak çok güzel.” dedi.

VESAYET SİSTEMİ BİRÇOK KİMLİĞİ DIŞLIYORİkinci panelde konuşan Zaman gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan ise vesayet sistemi vatandaşlık tanımını sınırlandırdığını ve birçok kimliği dışladığını belirterek, AK Parti’nin bu düzeni değiştirmek istediği için yeni anayasa istediğini aktardı. Mahçupyan, Ak Partinin de zamanında dışlananlardan olduğu için yeni anayasaya ihtiyaç duyduğunu aktardı. Etyen Mahçupyan AK Parti’nin 3 seçim kazandığını ve en azından 2 seçim daha kazanacağını düşündüğünü belirterek ‘‘AK Parti oy oranlarını artırmaya devam ediyor. Yeni anayasa olmazsa AK Parti kendi istekleri yönünde vatandaşa hizmet veremez hale geliyor. Yeni bir dayanağa ihtiyacı olduğundan anayasayı istiyor. Herkes bireysel özgürlükten bahsediyor ama AK Parti devleti yeniden yapılandırmak istiyor.Yeni anayasa AK Parti’nin güvenlik bürokrasisi sorununu da çözecektir.” dedi.