Türk Eğitim-Sen, Kürtçe'nin Seçmeli Ders Olmasına Karşı
Türk Eğitim-Sen Tokat Şube Başkanı Hakan Akkaya, "Kürtçe'nin seçmeli ders olmasını İngilizce ya da Almancanın seçmeli ders olması ile aynı kategoride değerlendirmemek gerekir" dedi.
Sendika binasında 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili basın açıklaması yapan Başkan Akkaya, yeni eğitim sisteminin birçok yönden kusurlu olduğunu ileri sürerek baştan ölü doğduğunu söyledi. Türk Eğitim-Sen olarak Ömer Dinçer'in 'Endişe etmeyin ' sözlerinden ciddi endişe duyduklarını ifade eden Başkan Akkaya, 'Bilindiği gibi ana dilde eğitim bölücü çevrelerin en önemli talebidir. İki dilli bir ülke oluşturmak için hummalı bir çalışma yapılmaktadır. Bugün Kürtçe seçmeli ders olursa ana dilde eğitim yasal zeminde meşruluk kazanacak ve kısa bir süre sonra bölücü çevrelerin ana dilde eğitim talepleri tam anlamıyla karşılanacaktır. Ayrıca Kürtçe'nin seçmeli ders olması ileriki dönemlerde Kürtçe'nin resmi dil olmasını da gündeme getirebilecektir. Kürtçe'nin seçmeli ders olmasının hangi bilimsel ve pedagojik gerekçelerle istendiğini anlamakta zorlanıyoruz. Kürtçe'nin seçmeli ders olmasını İngilizce ya da Almancanın seçmeli ders olması ile aynı kategoride değerlendirmemek gerekir. Şöyle ki; Kürt vatandaşlarımız bu ülkenin asli unsurlarıdır. Bu ülkede Türkler ve Kürtler bir ağacın kökleri gibidir. Aynı mutlulukları, aynı üzüntüleri paylaşmış, vatanı beraberce savunmuş, aynı kültürel değerleri sahiplenmişlerdir. Bugün ana dilde eğitim Kürt vatandaşlarımızın değil, bölücülerin siyasi talebidir ' diye konuştu.
Başkan Akkaya, son günlerde 'Andımız kaldırılsın', 'Okullarda Gençliğe Hitabe kaldırılsın', 'Ne mutlu Türküm Diyene ifadesinden rahatsızız' gibi söylemleri ve bu doğrultuda yürütülen kampanyaların bölücü unsurların aynı zincirin halkası olduğunu değerlendirerek, 'Sürekli aynı kesim tarafından gündeme getirilen bu taleplere karşı kör olmak ve sağır kalmak bu ülkenin geleceğini düşünen hiç kimseye yakışmaz ' şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Başkan Akkaya, son günlerde 'Andımız kaldırılsın', 'Okullarda Gençliğe Hitabe kaldırılsın', 'Ne mutlu Türküm Diyene ifadesinden rahatsızız' gibi söylemleri ve bu doğrultuda yürütülen kampanyaların bölücü unsurların aynı zincirin halkası olduğunu değerlendirerek, 'Sürekli aynı kesim tarafından gündeme getirilen bu taleplere karşı kör olmak ve sağır kalmak bu ülkenin geleceğini düşünen hiç kimseye yakışmaz ' şeklinde konuştu.