DÜ'de Düzenlenen Uluslararası Konferansta Arap Baharı Süreci Tartışıldı

Dicle Üniversitesi (DÜ) tarafından bu yıl 4.düzenlenen Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi'nde "21. Yüzyıl'da değişen dünşa dengelerinde Ortadoğu ve Türkiye" konusu tartışıldı.

DÜ'de Düzenlenen Uluslararası Konferansta Arap Baharı Süreci Tartışıldı
Konferansa katılan Alman Milletvekili Lale Akgün, İsrail'in Almanya için bir devlet politikası olduğunu, Almanya ile Türkiye'nin politika olarak tek ayrı düştükleri noktanın İsrail meselesi olduğunu belirtti. Dicle Üniversitesi'nde bugün başlayan ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen DÜ Uluslar Arası Sosyal Bilimler Kongresi'ne Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Alman Milletvekili Lale Akgün, Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç, Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, Almanya'dan, Mısır'dan, Suudi Arabistan'dan profesörlerin yanı sıra Prof. Dr. Çağrı Erhan, Prof. Dr. Yasin Aktay, Prof. Dr. Haydar Çakmak, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Doç. Dr. Veysel Ayhan gibi isimler katıldı.

Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği kongrenin açılış konuşmasını DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün yaptı. Eyigün, '21. yüzyılın daha ilk on yılında yeni bir dünya düzeninin kurulmasının eşiğinde bulunmaktayız. Kongrenin amacı Arap Baharı göz önünde bulundurularak ortaya yeni çıkan güç dengelerini, Amerika, Rusya, Çin ve Arap ile Avrupa ülkelerinin güç kazanma çabaları ile bunların Türkiye'ye etkileri konuşmaktır. Mısır ve Suudi Arabistan ve Almanya'dan konuşmacıların katılması bu kongrenin önemini göstermektedir 'dedi.

Yapılan açılış konuşmalarının ardından kongrenin ilk oturum başkanlığını Prof. Dr. İbrahim Yıldırım yaparken, konuşmacı olarak ise Alman Milletvekili Lale Akgün, Prof. Dr. Haydar Çakmak ve Prof. Dr. Çağrı Erhan katıldı. İlk konuşmayı yapan Alman Milletvekili Lale Akgün, Arap Baharı konusuna değinerek, 'Arap uyanması denen olayı biz Avrupa'da bilhassa zegüler ve eğitimli gençliğin ayaklanması, kendilerine iş, eğitim ve daha iyi yaşam şartları olarak görüyoruz. Daha fazla hak ve hukuk istiyorlar ve şu andakurulmuş olan diktatörlük sistemini reddediyorlar. Libya'nın durumu belli değil, ülke olarak kalacak mı parçalanacak mı, Suriye'deki olayların gelecek senelerde nasıl olacağını kestiremeyeceğiz. İran'ın ve batınında bu olaylar içerisinde olduğunu gayet güzel görüyoruz. Bizim için Almanya'da demokratikleşme sürecinde olan ülkelere destek vermek çok önemli bir görev. Şu anda Mısır'da veya Libya'da demokratik bir ortam olmadığı için yardım etme imkanımız olmadı ' dedi.

Lale Akgün, konuşmasının bir sonraki kısmında ise İsrail ile Türkiye ilişkilerine değindi. Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye ile İsrail'in ilişkilerinin gerilediğini belirterek, 'Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri kötüye gittiği tespit edildi. Bizim dışarıdan baktığımız vakit gördüğümüz Türkiye'nin bölgesel söze sahip bir ülke olmasıdır. Bizim gördüğümüz sebep Türkiye'nin ekonomik, eğitim ve bilimde bir çok islami ülkeden öndedir ' dedi.

Her ülkenin görüşlerinin aynı olmadığını ifade eden Akgün, 'Her ülkenin görüşleri aynı olmayabiliyor. Örneğin her ülke kendi ekonomisini öne götürmekte Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da öne götürmekle uğraşıyor. Almanya ile Türkiye'nin politikaları aynı. Hedefler aynı, Arap dünyasında daha demokrasi ve ekonomik kalkınmaya yardımcı olmak istiyor. Bir konuda Almanya ile Türkiye'nin politikası örtüşmüyor o da İsrail konusudur. Burada Almanya'nın biliyorsunuz tarihi bir sorumluluk olarak İsrail'e karşıadlandırdığı özel bir ilişkisi var Avrupa ile. Almanya için İsrail bir devlet politikasının bir kısmıdır. 2008 yılında Alman Başbakan'ı İsrail Parlamentosu'nda konuşurken Almanya'nın hiçbir zaman İsrail'in güvencesi üzerinde münakaşa etmeyeceğini bu Almanya için bir olmasa olmaz olduğunu ve en zor anında bile Almanya'nın İsrail'in yanında oyduğunun altını çizdi. Bu konuda hakikatten farklı politikalar var. Bunun dışında şunu da söyleyebilirim ki Almanya Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin daha iyiyegitmesini istiyor ve bir buz devrine girmesini ve hatta birbirine karşı sertleşmesini katiyyen istemiyor. Avrupa Birliği ile Türkiye'yi de katmak istediğimiz müşterek bir dış ve güven politikasında gelecek aylarda İsrail önemli bir konu olabilir diye düşünüyorum. Hepimizin hedefi demokrasiyi Ortadoğu'da yaygınlaştırmaktır ' dedi.
Kaynak: İHA