Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmemeli

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Ahmet Hamsici, ''Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinin hızlı, etkin, adil, eksiksiz ve insan haklarına saygılı bir şekilde yapılarak delillerin zamanında, tam ve hukuka uygun olarak toplanması suretiyle soruşturmalardan kaynaklanan insan hakları ihlallerine fırsat verilmemelidir'' dedi

Hamsici, ''Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Koruma Tedbirleri ve İfade Özgürlüğü'' sempozyumunun açılışında, düzenledikleri çalışmanın ilk gününde sempozyumun yapıldığını, 22 Mart'a kadar da bu alanda görev yapan hakim ve savcıların meslek içi eğitim seminerinin devam edeceğini söyledi. Özel yetkili savcılıklar ve mahkemelerin son zamanlarda kamuoyunun gündeminde yer aldığını ve bazı uygulamalar nedeniyle eleştirildiğini anımsatan Hamsici, Türkiye Adalet Akademisi ile işbirliği halinde düzenledikleri bu sempozyum ve meslek içi eğitim seminerlerinde tartışılan ve eleştiri konusu yapılan konuların değerlendirilmesini, 8 ayrı bölgede örgütlenen özel yetkili savcılık ve mahkemeler arasındaki farklı uygulamalarda birlik sağlanmasını, varsa sorunlu alanlara ilişkin teşhis yapmayı hedeflediklerini anlattı.

Türkiye'nin uzun yıllar boyunca terörle mücadele ettiğini, AİHM kararlarında da devletlerin terörle mücadelede çeşitli zorluklarının bulunduğunun kabul edildiğini ifade eden Hamsici, özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçların yöntemi bakımından oldukça karmaşık bir yapıda olduğunu, bu suç ve terör örgütlerinin zaman içinde gelişen teknolojinin de yardımıyla karmaşık bir şekilde hareket ettiklerini, bu nedenle mücadelenin de güçleştiğini anlattı. Hamsici, bu suçların daha seri şekilde soruşturulması ve kovuşturulması için uzmanlaşmış hakim ve savcıların görev yaptığı ihtisas mahkemelerinin kurulmasının genel kabul gören bir yaklaşım olduğunu söyledi. HSYK tarafından 18 ayrı yerde yapılan ve yaklaşık bin 500 hakim ve savcının katıldığı ''Yargıda Durum Analizi'' toplantılarında bu mahkeme ve savcılıkların yapısı ve işleyişi konusunda çeşitli görüşlerin öne sürüldüğünü kaydeden Hamsici, katılımcıların bir kısmının ''özel yetkili savcılık ve mahkemelerin mevcut haliyle muhafaza edilmesini'' istediğini, çok az bir kesiminin de ''tamamen kaldırılmasını veya yetkilerinin kısıtlanması gerektiği'' görüşünü dile getirdiğini aktardı.

-''Mevcut düzenlemenin devamı görüşü ağırlık kazandı''-

Hamsici, bu mahkeme ve savcılıkların yetki ve görevlerini, uygulamayla önemli ölçüde genişlettiklerini öne süren görüşleri dile getirenlerin aynı zamanda insan hakları ihlallerinin de giderek arttığını söylediğini kaydetti. ''Bu mahkemelerin ihtisas mahkemesi olmadığı, mukayeseli hukukta yerinin bulunmadığı, DGM'lerin devamı niteliğinde olduğu'' yönünde kamuoyunda bazı yorumlar yapıldığını da hatırlatan Hamsici, şöyle dedi: ''Bu toplantılarda tartışılan değişik görüşler katılımcıların oylarına sunulmuş ve mevcut düzenlemenin devamı yönündeki görüş önemli ölçüde ağırlık kazanmıştır. Bu görüşü bildirenler uygulamada yaşanan bazı sorunlarla birlikte organize ve terör suçları ile uluslararası boyutu olan örgütlerle mücadelede özel yetkili savcılık ve mahkemelerin ihtisaslaşma bakımından önemli olduğunu ve muhafaza edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.'' Birçok demokratik ülkede bu tarz mahkemelerin ihtisaslaşmasının yaygın olduğunu vurgulayan Hamsici, özellikle terör ve örgütlü suçların giderek artmasının bu suçlarla ilgili ihtisas mahkemelerini zorunlu kıldığını ifade etti. Hamsici, Fransa, Almanya, İngiltere, İrlanda, Romanya, İspanya, Yunanistan, Hindistan, İtalya ve ABD gibi ülkelerde benzer ihtiyaçları karşılamak amacıyla özel mahkemelerin kurulduğunu anlattı.

Özel yetkili savcılıklar ve ağır ceza mahkemelerinin çıkar amaçlı suç örgütleriyle, terörizmle mücadelede ve kamu güvenliğinin sağlanmasında önemli yere sahip olduğunu söyleyen Hamsici, şunları kaydetti: ''Soruşturmaların yürütülmesinde asıl yetki ve sorumluluğa sahip Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinin uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları, anayasa, kanunlar, yönetmelikler, genelgelerde açıklanan ilkeler doğrultusunda hızlı, etkin, adil, eksiksiz ve insan haklarına saygılı bir şekilde yapılarak delillerin zamanında, tam ve hukuka uygun olarak toplanması suretiyle soruşturmalardan kaynaklanan insan hakları ihlallerine fırsat verilmemelidir.'' Bu savcılık ve mahkemelerin yetkisinde olan usul kurallarının uygulanmasında karşılaşılan sorunların toplantı, seminer, meslek içi eğitimler düzenlenerek, ihtiyaç duyulması halinde yasa ve yönetmelik değişikliğine gidilerek, yargı içtihatlarını oluşturarak, genelge düzenleyerek ve benzeri yollarla çözülebileceğine vurgu yapan Hamsici, ''Ancak önerilecek çözümler, kamuoyunda bilinen yürütülen soruşturmalar ve devam eden kovuşturmalara etki yapmamalı, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmemelidir'' dedi.
Kaynak: AA