Arınç: Suriye’deki Olaylara Sessiz Kalan Ülkeler İslam Kelimesinden Kurtulsun

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Suriye’de Kandil gecesinde yaşanan olayların üzüntü verici olduğunu belirterek, Türkiye’nin Suriye halkı için adımlar atmaya devam edeceğini söyledi.

  Arınç, Suriye 'deki olaylara ses çıkarmayan İran, Lübnan ve Irak 'ı da eleştirerek, bu ülkelerin içlerindeki İslam kelimesini çıkartmaları gerektiğini söyledi.

Bursa`da Gönlüferah Otel 'de iş adamları ile bir araya gelen Bülent Arınç, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Bülent Arınç, “Suriye 'de yaşanan bu vahşeti İran nasıl karşılıyor duymak istiyorum. Lübnan nasıl karşılıyor, duymak istiyorum. Eğer onlardan bir ses ve seda çıkmazsa, ülkelerin içindeki İslam kelimesini çıkartması gerek. Bizim bildiğimiz İran, İslam Cumhuriyeti diye bir ülke var. Yoksa İran diye, filan mezhep grubu adına bir ülkenin ismi yok. Dolayısıyla bu dayanışma, Müslümanların göz göze öldürüldüğü bir gecede görmezden gelinecek bir durum değildir. Her ülkenin bu olaylar karşısında kendisini test etmesi gerekir. Kandil gecesi yaşanan olayları gördükten sonra Bahçeli ve Kılıçdaroğlu 'nun ne söyleyeceğini merak ediyorum.” şeklinde konuştu.

Humus 'ta Kandil gecesinde meydana gelen olaylar karşısında büyük üzüntü duyduklarını belirten Arınç, şunları söyledi: “Büyük bir üzüntü duyduk. Üzüntü verici bir olay. Suriye 'de devam eden katliam haline gelen öldürme olayları bir süredir Türkiye 'nin gündeminde önemli yeri işgal ediyordu. Hükümet olarak Suriye 'de olan olaylara seyirci kalmayacağımızı her defasına söylüyorduk. Mevcut yönetimin vazgeçmesini, halka baskı uygulamamasını her defasında ısrarla söylüyoruz. Ana muhalefet ve muhalefet partisi de Suriye 'nin iç işlerine karışmamak gerektiğini ve 'Türkiye 'nin böyle bir meselesi olmadığını 'söylüyordu. Kandil gecesi yaşanan olayları gördükten sonra Bahçeli ve Kılıçdaroğlu 'nun ne söyleyeceğini merak ediyorum. Bu tür olayların yaşandığını ve daha da acıların yaşanacağını tahmin ediyor ve endişe duyuyorduk. Bütün Müslümanlar için kutsal bir gece olan Kandil gecesinde Esed ve askerleri Hama ve Humus 'u kuşattılar ve bombaladılar. 500 'e yakın arkada ceset bıraktılar. Bir kandil gecesinde hangi dine mensup olursa olsun insanlara ilişmemek, hele hele akşam da korunaklı yerlerde otururken bu insanları öldürmemek gerek. Ama gözlerini kan bürümüş olan bu yönetim, emrindeki insanları adeta tek tek öldürmek için görevlendirmiş bulunuyor.”

“BM BUNU SORGULAMALI”
Bu olaylardan büyük ızdırap duyduklarını, Türkiye 'nin Suriye 'ye karşı yürüttüğü diplomasi ve tutumda ne kadar haklı olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Bakan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mart ayından bu yana Suriye 'de yaşanan olaylara Türkiye en duyarlı tepkileri verdi. Dışişleri Bakanlığı olarak her sözümüzde ve aldığımız kararlarda Suriye 'deki yönetimi bu vahşetten vazgeçmesi için elimizdeki tüm imkanları kullandık. Siyasi konuda Türkiye yalnız bırakıldı. Hem içeride ve hem de dışarıda. Acı veren ve insana ızdırap veren nokta ise şudur. BM Güvenlik Konsey 'inde bu vahşetin durdurulması için ülkeler karar tasarısı alır. Ama Rusya ve Çin bunu veto ediyor. Zaten BM 'nin bu yapısı şiddetli bir şekilde sorgulanmalı. Herkesin ittifak ettiği bir grupta hakkı olan 5 ülkeden birisinin bu hakkını kullanması bütün ülkelere karşı bir duruştur. Şu ya da bu sebepten Rusya, Suriye 'deki yönetimi tutmakta ve ona karşı elde edilen bütün imkanları boşa çıkartmaktadır. Rusya bu tavırdan vazgeçmeli.”

“İRAN 'IN TUTUMUNU MERAK EDİYORUM”
İnsanların öldürülmesine, göz yuman bir ülkenin dünyada her zaman kınanacağını ifade eden Bülent Arınç, “Biz hükümet olarak bugüne kadar yaptıklarımızı daha yüksek sesle getirirken, bir taraftan da Arap Birliği ve BM ile Suriye halkının yanında bütün adımları atacak. Üzerine düşen insanlık ve kardeşlik görevini yerine getirecektir. Suriye 'de yaşanan bu vahşeti İran nasıl karşılıyor, duymak istiyorum. Lübnan nasıl karşılıyor, duymak istiyorum. Irak üzüntü duyuyor mu, duymak istiyorum. Eğer onlardan bir ses ve seda çıkmazsa, ülkelerin içindeki İslam kelimesini çıkartması gerek. Bizim bildiğimiz İran, İslam cumhuriyeti diye bir ülke var. Yoksa İran, filan mezhep grubu adına bir ülkenin ismi yok. Dolayısıyla bu dayanışma, Müslümanların göz göre göre öldürüldüğü bir gecede görmezden gelinecek bir durum değildir. Her ülkenin bu olaylar karşısında kendisini test etmesi gerekir.”
Suriye 'nin yönetim olarak yalnız bırakılması gerektiğini anlatan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Suriye halkının ise kucaklanması gerekiyor. Kucaklamalıyız. Masum insanlarla kardeşlik hukuku içinde olmalıyız. Ama yöneten yönetimlerine ve silahlı güçlere karşı bütün imkanlarımıza kullanmalıyız. Bu vahşet devam edecek gibi görünüyor. Bundan üzüntü duyuyoruz. Türkiye üzerine düşeni mutlaka yapacaktır.” ifadelerini kullandı.


“AK PARTİ, SANATÇIYI CHP 'DEN DAHA İYİ ANLAR”
ABD 'li Yazar Paul Auster 'ı Atatürk 'e benzettiği için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'nun `O ne anlar sanattan?` şeklindeki sözlerine de cevap veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti 'nin CHP 'den çok daha iyi sanatı ve sanatçıyı anladığını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, şunları söyledi: “Siz diyorsunuz ki Kılıçdaroğlu, ayaküstü cevap verdi. Oturarak konuşsa farklı bir şey söylerdi. Müthiş bir benzerliği ortaya koydum. Fotoğraflara kim bakarsa baksın 'Bülent Arınç ne kadar dikkatli 'diyecek. Ama son olarak Kılıçdaroğlu 'na şunu hatırlatmak isterim. Biz gerçek sanatı ve sanatçıyı da bunlardan daha iyi biliriz. Önce kendilerine bir baksınlar. Referandumdan önce evet demeyi düşünen sanatçılara yönelik kullandıkları utanç verici kelimelere baksınlar. Mesela Kılıçdaroğlu hemen sağındaki Süheyl Batum 'a dönse 'sen Sezen Aksu 'ya 'sazan 'demiştin değil mi 'diye hatırlayacaktır. Bir başkasına dönüp baksa Orhan Pamuk 'a nasıl hakaret ettiğini görecektir. Bir başkasına dönse Orhan Gencebay için ne çirkin sözler söylendiğini görecektir. Onların sanat ve sanatçı adına düşündükleri ve anladıkları kendileri gibi düşünen ve hareket eden kişiler olmalı herhalde. Herhalde sanat evrenseldir. Sanatçılar takdir edilecek insanlardır. Gerçek sanatın başımızın üzerinde yeri var. Referandum öncesinde 'en azından 'evet 'denmelidir 'diyenlerin nasıl hakaretle karşılandıklarını milletimiz çok iyi biliyor. Benim için değerlendirme yapacağına sağındaki ve solundakilere baksın. Buradan da Kılıçdaroğlu 'na selam olsun.”