İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, Uşak'taki Panelde Hükümeti Hedef Aldı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Uşak İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Hukukun Üstünlüğü, Demokrasi ve Anayasa’ konulu panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. İsmail Kocasakal, Genelkurmay, hükümet, yeni anayasa ve Silivri’deki dava hükümeti hedef aldı.
Genelkurmay’dan muhtıra yediğini ifade eden Kocasakal, “Ne söyleyip söylemeyeceğime Genelkurmay’dan öğrenecek değilim, otursunlar oturdukları yerde diyerek konuyu kapattım.” dedi.
CHP Uşak İl Başkanlığı tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP İl Başkanı Bülent Horasan, Merkez ilçe Başkanı Filiz Bilen, çok sayıda partili ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı.
İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. İsmail Kocasakal, Silivri’deki mahkemenin bir mahkeme olmadığını iddia ederek “Orada kürsüde oturanları hakim ve savcı olarak kabul etmiyorum. Yapılanı yargılama olarak görmüyorum. Ortaya çıkacak sonucu da hüküm olarak kabul etmiyorum. Oradayken benim hakkımda da baro başkanı olarak avukatlarla görüştüğüm için tutanak tutmuşlar. İstedikleri kadar tutsunlar. Onlar hakkındaki ilgili tutanağı halkımız ve tarih tutuyor. O tutanağın gereği de yapılacak. Kağıttan kaplanlar aslında gerçekten de öyleler. Siz geri gittikçe üstünüze geliyorlar. Bir yerde durduğunuzda da duruyorlar. Ne oldu ifadeye çağırdılar bizi Silivri’den bizde hukuksuzluğa teslim olmuyoruz ve gelmiyoruz dedik. Eğer alabiliyorsanız gelin alın. Hiçbir şey yapamadılar. Çünkü hukuksuz olduklarını biliyorlar.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yaşanılan her şeyin yalanlar üzerine oturtulduğuna ifade eden Kocasakal, “Türkiye’de kavramlar alt üst edildi. Öyle büyük bir operasyon ki büyük bir ustalıkla kavramların içi boşaltılıyor Kahramanlar hain, hainler kahraman haline getiriliyor. Bu büyük bir psikolojik operasyon gerçekten. Günümüzde işgaller artık sinsice zihinlerde yapılıyor. Zihinler işgal edilerek demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik gibi kavramların içi boşlatılarak, adeta kurdun üzerine giydirilen kuzu postu gibi kavramlar eşliğinde zihinler işgal ediliyor. Toplumun genleri ve genetikleri ve değerleri ile oynanarak tek bir kurşun atmadan o ülke işgal ediliyor. Bu açıdan bakarsak şu anda Türkiye işgal altında bir ülkedir. Türk insanını dizi manyağı yaptılar. Bu bir dizi bombardımanı. Türk halkı bu dizilere ustalıkla ve ahlaksızca serpiştirilen tecavüz sahnelerinden keyif alan bir halk mıdır? Ama insanlarımızı bu hale getirdiler. Ondan sonra da diyorlar ki Türkiye muhafazakarlaşıyor. Bu nasıl muhafazakarlaşmadır? Onların anladığı ‘Muhafazai Kar’. Türk halkının saf ve naif duyguları aslında siyah beyaz Türk filmleridir. Ailelerin çocuklarına bu filmleri izletmesini istiyorum.” diye konuştu.
Kocasakal, iktidarın kurucu iktidar olmadığını aksine kurgulu ve kurulmuş bir iktidar olduğunu savunarak şöyle devam etti: “Bu iktidar taşeron görevi yapıyor. Türkiye’yi dönüştürme, rejimi değiştirme ve bölge planlarının taşeronu. Bunlar ihale kanunlarında 23 kez değişiklik yaparak önce cumhuriyetin bütün kazanımlarını satıp, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek suretiyle kendi yeni yetme zenginini yarattı. İkinci olarak da kendi devletlerini yarattılar. Bunun bir örneği de tarihte Nazilerdir. Şu anda tam bir parti devletiyiz. Bu sürece gelmede ihanetlerin birleşmesi var. Bunun içinde hiç suçu olmayan kesimde halktır. Halk burada dolandırılmış durumdadır. Ama halk bunu anladığında tepkisini ABD, Pensilvanya ve Washington’da bile duyacak. Ayrıca ülkemizde o kadar çok hukuksuzluk yaşanıyor ki, 103 hukuk fakültesi ve bunların dekanları var. Ne yapıyorlar, hiçbirşey. Hepsine yazıklar olsun.” Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacının olmadığını kaydeden Kocasakal, “Yeni bir Anayasa ne zaman yapılır. Yeni bir devlet kuruluyorsa, yeni bir rejim değişiyorsa, devrimden sonra veya karşı devrimden sonra yaparsınız. Türkiye’de hangisi varda yeni bir anayasa yapılıyor. Bugüne kadar 118 maddesini değiştirdiler. Anayasamız size yeni bir anayasa yapma hakkını hukuken vermiyor. 10 senedir siz iktidarınızı bu anayasaya göre yürütürken gayri meşru ve darbe anayasası olmuyordu da şimdimi darbe anayasası oldu. Bu mantıkla bakacak olursak her seçimden sonra gelen iktidar yeni bir anayasa yapsın. Ne kadar güzel ya. Anayasa sihirli bir değnektir. Bu emperyalizmin bir talebidir.” şeklinde konuştu.
CHP Uşak İl Başkanlığı tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP İl Başkanı Bülent Horasan, Merkez ilçe Başkanı Filiz Bilen, çok sayıda partili ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı.
İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. İsmail Kocasakal, Silivri’deki mahkemenin bir mahkeme olmadığını iddia ederek “Orada kürsüde oturanları hakim ve savcı olarak kabul etmiyorum. Yapılanı yargılama olarak görmüyorum. Ortaya çıkacak sonucu da hüküm olarak kabul etmiyorum. Oradayken benim hakkımda da baro başkanı olarak avukatlarla görüştüğüm için tutanak tutmuşlar. İstedikleri kadar tutsunlar. Onlar hakkındaki ilgili tutanağı halkımız ve tarih tutuyor. O tutanağın gereği de yapılacak. Kağıttan kaplanlar aslında gerçekten de öyleler. Siz geri gittikçe üstünüze geliyorlar. Bir yerde durduğunuzda da duruyorlar. Ne oldu ifadeye çağırdılar bizi Silivri’den bizde hukuksuzluğa teslim olmuyoruz ve gelmiyoruz dedik. Eğer alabiliyorsanız gelin alın. Hiçbir şey yapamadılar. Çünkü hukuksuz olduklarını biliyorlar.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yaşanılan her şeyin yalanlar üzerine oturtulduğuna ifade eden Kocasakal, “Türkiye’de kavramlar alt üst edildi. Öyle büyük bir operasyon ki büyük bir ustalıkla kavramların içi boşaltılıyor Kahramanlar hain, hainler kahraman haline getiriliyor. Bu büyük bir psikolojik operasyon gerçekten. Günümüzde işgaller artık sinsice zihinlerde yapılıyor. Zihinler işgal edilerek demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik gibi kavramların içi boşlatılarak, adeta kurdun üzerine giydirilen kuzu postu gibi kavramlar eşliğinde zihinler işgal ediliyor. Toplumun genleri ve genetikleri ve değerleri ile oynanarak tek bir kurşun atmadan o ülke işgal ediliyor. Bu açıdan bakarsak şu anda Türkiye işgal altında bir ülkedir. Türk insanını dizi manyağı yaptılar. Bu bir dizi bombardımanı. Türk halkı bu dizilere ustalıkla ve ahlaksızca serpiştirilen tecavüz sahnelerinden keyif alan bir halk mıdır? Ama insanlarımızı bu hale getirdiler. Ondan sonra da diyorlar ki Türkiye muhafazakarlaşıyor. Bu nasıl muhafazakarlaşmadır? Onların anladığı ‘Muhafazai Kar’. Türk halkının saf ve naif duyguları aslında siyah beyaz Türk filmleridir. Ailelerin çocuklarına bu filmleri izletmesini istiyorum.” diye konuştu.
Kocasakal, iktidarın kurucu iktidar olmadığını aksine kurgulu ve kurulmuş bir iktidar olduğunu savunarak şöyle devam etti: “Bu iktidar taşeron görevi yapıyor. Türkiye’yi dönüştürme, rejimi değiştirme ve bölge planlarının taşeronu. Bunlar ihale kanunlarında 23 kez değişiklik yaparak önce cumhuriyetin bütün kazanımlarını satıp, kendi yandaşlarına peşkeş çekmek suretiyle kendi yeni yetme zenginini yarattı. İkinci olarak da kendi devletlerini yarattılar. Bunun bir örneği de tarihte Nazilerdir. Şu anda tam bir parti devletiyiz. Bu sürece gelmede ihanetlerin birleşmesi var. Bunun içinde hiç suçu olmayan kesimde halktır. Halk burada dolandırılmış durumdadır. Ama halk bunu anladığında tepkisini ABD, Pensilvanya ve Washington’da bile duyacak. Ayrıca ülkemizde o kadar çok hukuksuzluk yaşanıyor ki, 103 hukuk fakültesi ve bunların dekanları var. Ne yapıyorlar, hiçbirşey. Hepsine yazıklar olsun.” Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacının olmadığını kaydeden Kocasakal, “Yeni bir Anayasa ne zaman yapılır. Yeni bir devlet kuruluyorsa, yeni bir rejim değişiyorsa, devrimden sonra veya karşı devrimden sonra yaparsınız. Türkiye’de hangisi varda yeni bir anayasa yapılıyor. Bugüne kadar 118 maddesini değiştirdiler. Anayasamız size yeni bir anayasa yapma hakkını hukuken vermiyor. 10 senedir siz iktidarınızı bu anayasaya göre yürütürken gayri meşru ve darbe anayasası olmuyordu da şimdimi darbe anayasası oldu. Bu mantıkla bakacak olursak her seçimden sonra gelen iktidar yeni bir anayasa yapsın. Ne kadar güzel ya. Anayasa sihirli bir değnektir. Bu emperyalizmin bir talebidir.” şeklinde konuştu.