Abd'de Seçim
Dünyanın pek çok ülkesindeki Amerikalılar, ABD'deki başkanlık seçimlerini anavatanlarından uzakta izlemek durumunda kaldı.
Belçika'da yaşayan Amerikan vatandaşları, seçimleri bir parti atmosferinde hep birlikte takip etmek için akşam saatlerinden itibaren Brüksel'in önemli otellerinden birinde buluşarak televizyondan takip etti.Seçim partisinde Obama taraftarı demokratların sayıca daha fazla olduğu gözlemlenirken Cumhuriyetçi Romney taraftarları da seçim sonuçlarına ilişkin iddialı gözüktü. Gece saat 01:00'e doğru resmi olmayan ilk seçim sonuçları gelirken Brüksel'deki Amerikalılar düşüncelerini açıkladılar.
Patrick Shannon, Obama'ya oy verdiğini belirterek "Öyle inanıyorum ki, kıl payı da olsa o kazanacak ve bu da onun başarılı bir organizasyon adamı olmasından ve interneti iyi kullanmasından kaynaklanıyor. ABD dışında yaşayan Amerikalıların çoğunun Obama'yı desteklediğini görüyorum. Nedenini bilmiyorum ama durum bunu gösteriyor. Yüzde 80 diyebilirim bu oran. Obama kazanırsa harika olur" dedi.
Rita Crevaels de, Obama'ya oy verdiğini anlatarak şunları söyledi: "Çünkü o iyi bir başkan ve bence ona bir dört yıl daha fırsat vermeliyiz. Eğer kazanırsa şampanya açar ve tüm gün parti yaparım. Ancak bundan zaten kuşkum yok çünkü onun kazanacağını biliyorum, o en iyisidir." Yurtdışı Cumhuriyetçiler Derneği Başkanı Orlando J.Casares ise, "Cumhuriyetçi olsun demokrat olsun Amerikalılar başta Avrupa olmak üzere çeşitli nedenlerle yurt dışına yerleştikleri zaman doğal olarak siyasi konularla eskisi kadar iç içe olmuyor" dedi.
Bu seçimlerde özel bir motivasyon söz konusu olduğunu gördüklerini anlatan Casares, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü, işin ucunda çok fazla şey var. Amerika kutuplaştı, ekonomi mahvoldu ve dört yıl daha aynı şeylerin olmasına müsaade edemeyiz. Avrupa ile ilişkiler konusunda yanlış anlaşılan bir şey var ki o da muhafazakar ve liberaller arasında, liberallerin Avrupalılarca daha kabullenilir ve istenir bir taraf olduğu düşünülüyor. Oysa bu doğru değil. Avrupalılar da en az bizler kadar aile kurumuna düşkün ve kendi düzeylerinde muhafazakardır. Obama başkanlığı süresince Brüksel'i bir kez dahi ziyaret etmedi biliyorsunuz. Oysa Romney buraya adayken bile birkaç kez geldi. Romney için Avrupa konusu dış politikada küresel barış ve refah projeleri kapsamında çok daha öncelikli olacak. Avrupa için muhafazakar bir hükümetle çalışmak diğer alternatiften daha verimlidir." Yurtdışı Demokratlar Derneği Başkanı Jeffrey Edison da, "Ben şahsen yurtdışında yaşayan Amerikalıların görüşlerinde ABD'dekinden daha farklı olduklarını düşünmüyorum. Sadece ABD politikalarına geldiğinde farklı tarzda meşgalelerimiz var diyebilirim. Dışarıda olunca yerel siyasi gündemler önemini biraz yitirebiliyor bizler için ama yine de hâla herkes dış politika konularına daha duyarlı hale geliyor" diye konuştu.
Yurtdışında yaşayan Amerikalıların W. Bush yıllarını ABD'de yaşayanlara göre daha kötü anılarla tecrübe ettiklerini anlatan Edison, şunları söyledi: "Dolayısıyla bu imajdan sıyrılmış olmaktan dolayı mutlular ve benzer şeyler görmek istemiyorlar. Eğer bu seçimi Romney'nin önde tamamladığını görürsem oldukça şaşırırım. Medya çok yakın geçeceğini söylüyor tabi ama ben anketleri çok yakın takip ediyordum ve başından beri Obama'nın kazanacağını işaret ediyordu sinyaller. Dolayısıyla yarın Obama kazandığı takdirde çok rahatlamış olacağım. Bunlarla birlikte Belçikalılar başta olmak üzere Avrupalıların seçimlerimize gösterdiği ilgiden memnunuz. Sonuçta onları da etkileyen bir durum söz konusu. Obama elbette Avrupa'ya daha çok vakit ayırabilirdi ve son iki yıla kadar bunu pek yapmadı. AB, NATO'dan ayrı bir şey ve NATO'ya verilen dikkatin AB'ye de verilmesi iyi olur önümüzdeki dönemde." OBAMA'YI DÖRT YIL DENEDİK Molly MacDonald da, Romney'e oy verdiğini belirterek şöyle konuştu: "Yurtdışında yaşayan bir ABD vatandaşı olarak benim için en önemli şey ABD ekonomisinin yeniden canlanması ve büyümesidir. Şahsen bunu da Romney'in planının sağlayacağını düşünüyorum. Obama'yı 4 yıl boyunca denedik ve ona bu fırsatı verdik ancak istediğim ölçüde değişim ve hareket göremedim. Bu arada ben bir kadın olarak Romney'e bazı sosyal konulardaki politikalarına rağmen oy veriyorum. Ne var ki, kürtaj ve doğum kontrol benzeri konular sanıldığı kadar anlaşılmaz ve kabul edilemez değil. Avrupa'da bunların anlaşılması daha zor çünkü medya olayları çok farklı şekilde yansıtıyor ve dolayısıyla pek çok Avrupalı arkadaşım onun gibi birine nasıl oy verirsin diye soruyor. Aslında politikalarını daha derinlemesine okumalarını ve araştırmalarını dilerdim. Yansıtıldığı gibi değil. "
Kaynak: İHA
Patrick Shannon, Obama'ya oy verdiğini belirterek "Öyle inanıyorum ki, kıl payı da olsa o kazanacak ve bu da onun başarılı bir organizasyon adamı olmasından ve interneti iyi kullanmasından kaynaklanıyor. ABD dışında yaşayan Amerikalıların çoğunun Obama'yı desteklediğini görüyorum. Nedenini bilmiyorum ama durum bunu gösteriyor. Yüzde 80 diyebilirim bu oran. Obama kazanırsa harika olur" dedi.
Rita Crevaels de, Obama'ya oy verdiğini anlatarak şunları söyledi: "Çünkü o iyi bir başkan ve bence ona bir dört yıl daha fırsat vermeliyiz. Eğer kazanırsa şampanya açar ve tüm gün parti yaparım. Ancak bundan zaten kuşkum yok çünkü onun kazanacağını biliyorum, o en iyisidir." Yurtdışı Cumhuriyetçiler Derneği Başkanı Orlando J.Casares ise, "Cumhuriyetçi olsun demokrat olsun Amerikalılar başta Avrupa olmak üzere çeşitli nedenlerle yurt dışına yerleştikleri zaman doğal olarak siyasi konularla eskisi kadar iç içe olmuyor" dedi.
Bu seçimlerde özel bir motivasyon söz konusu olduğunu gördüklerini anlatan Casares, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü, işin ucunda çok fazla şey var. Amerika kutuplaştı, ekonomi mahvoldu ve dört yıl daha aynı şeylerin olmasına müsaade edemeyiz. Avrupa ile ilişkiler konusunda yanlış anlaşılan bir şey var ki o da muhafazakar ve liberaller arasında, liberallerin Avrupalılarca daha kabullenilir ve istenir bir taraf olduğu düşünülüyor. Oysa bu doğru değil. Avrupalılar da en az bizler kadar aile kurumuna düşkün ve kendi düzeylerinde muhafazakardır. Obama başkanlığı süresince Brüksel'i bir kez dahi ziyaret etmedi biliyorsunuz. Oysa Romney buraya adayken bile birkaç kez geldi. Romney için Avrupa konusu dış politikada küresel barış ve refah projeleri kapsamında çok daha öncelikli olacak. Avrupa için muhafazakar bir hükümetle çalışmak diğer alternatiften daha verimlidir." Yurtdışı Demokratlar Derneği Başkanı Jeffrey Edison da, "Ben şahsen yurtdışında yaşayan Amerikalıların görüşlerinde ABD'dekinden daha farklı olduklarını düşünmüyorum. Sadece ABD politikalarına geldiğinde farklı tarzda meşgalelerimiz var diyebilirim. Dışarıda olunca yerel siyasi gündemler önemini biraz yitirebiliyor bizler için ama yine de hâla herkes dış politika konularına daha duyarlı hale geliyor" diye konuştu.
Yurtdışında yaşayan Amerikalıların W. Bush yıllarını ABD'de yaşayanlara göre daha kötü anılarla tecrübe ettiklerini anlatan Edison, şunları söyledi: "Dolayısıyla bu imajdan sıyrılmış olmaktan dolayı mutlular ve benzer şeyler görmek istemiyorlar. Eğer bu seçimi Romney'nin önde tamamladığını görürsem oldukça şaşırırım. Medya çok yakın geçeceğini söylüyor tabi ama ben anketleri çok yakın takip ediyordum ve başından beri Obama'nın kazanacağını işaret ediyordu sinyaller. Dolayısıyla yarın Obama kazandığı takdirde çok rahatlamış olacağım. Bunlarla birlikte Belçikalılar başta olmak üzere Avrupalıların seçimlerimize gösterdiği ilgiden memnunuz. Sonuçta onları da etkileyen bir durum söz konusu. Obama elbette Avrupa'ya daha çok vakit ayırabilirdi ve son iki yıla kadar bunu pek yapmadı. AB, NATO'dan ayrı bir şey ve NATO'ya verilen dikkatin AB'ye de verilmesi iyi olur önümüzdeki dönemde." OBAMA'YI DÖRT YIL DENEDİK Molly MacDonald da, Romney'e oy verdiğini belirterek şöyle konuştu: "Yurtdışında yaşayan bir ABD vatandaşı olarak benim için en önemli şey ABD ekonomisinin yeniden canlanması ve büyümesidir. Şahsen bunu da Romney'in planının sağlayacağını düşünüyorum. Obama'yı 4 yıl boyunca denedik ve ona bu fırsatı verdik ancak istediğim ölçüde değişim ve hareket göremedim. Bu arada ben bir kadın olarak Romney'e bazı sosyal konulardaki politikalarına rağmen oy veriyorum. Ne var ki, kürtaj ve doğum kontrol benzeri konular sanıldığı kadar anlaşılmaz ve kabul edilemez değil. Avrupa'da bunların anlaşılması daha zor çünkü medya olayları çok farklı şekilde yansıtıyor ve dolayısıyla pek çok Avrupalı arkadaşım onun gibi birine nasıl oy verirsin diye soruyor. Aslında politikalarını daha derinlemesine okumalarını ve araştırmalarını dilerdim. Yansıtıldığı gibi değil. "