Kapatılan Huzurevinin Sahibinden Açıklamalar

İzmir’in Tire ilçesinde bulunan ve valilik kararıyla kapatılmasına karar verilen Balım Sultan Vakfı Özel Kutlu Aktaş Huzurevi’nin sahibi Kamuran Reşit Cön, "22 yıllık hizmet sürecinde hiçbir olumsuz olayla karşılaşılmadı burasıyla ilgili.

Kapatılan Huzurevinin Sahibinden Açıklamalar
28 Şubat hadisesi gibi bir ihtilal bu, suikasttır bu. Fotoğraflarla kurgulanarak bu şekilde rencide ediyorlar" dedi.

İzmir’in Tire ilçesinde 22 yıldır faaliyet gösteren ve İzmir Valiliği tarafından kapatılma kararı verilen Balım Sultan Vakfı Özel Kutlu Aktaş Huzurevi’nde gündelik yaşama devam ediliyor. 39 kişinin kaldığı huzurevinin sahibi Kamuran Reşit Cön, kararı yargıya taşıyacaklarını belirterek, kapatma kararını destekleyen hiçbir harekette bulunmadıklarını ve iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

İzmir Valisi Cahit Kıraç'ı eleştiren Cön, “Bizim kapatılmayı hak eden hiçbir davranışımız olmamıştır. İdam mahkumuna dahi bir kere son sözü sorulur. Sayın Valimiz bizim son sözümüzü dahi sormadan, buraya Sosyal Hizmetlerin dışında tarafsız kimseyi gönderip, gerek tesisimiz inceletip burada kalanlarla konuşmadan bu karar verilmiştir. Bu adaletsizliktir” diye konuştu.

"ANNE BABA ŞEFKATİ İLE YAKLAŞIYORUZ"

Söz konusu iddiaları yetkililere taşıyan M.K. isimli şahsın, kurum içerisinde insanlığa yakışmayan davranışlar sergilediğini savunan ve bu yüzden işine son verildiğini söyleyen Cön, "Biz onlara anne baba şefkati ile yaklaşıyoruz. Biz çekilelim odamıza, gelsin müfettişler incelemelerde bulunsunlar. Yoksa kağıt üzerinde kurgulanmış fotoğraflarla kapatma kararı alınamaz. Daha önce işe aldığımız M.K. isimli şahıs, burada arkadaşlarımıza hakaretlerde bulundu. Kurumumuzun hemşiresi olan hanıma saygısızlıklarda bulundu. Bastonla burada çeşitli saldırılarda bulundu. Bunların tutanaklarını da biz Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne gönderdik. Fakat onlar uygulamaya koymadılar. Ben Sayın Valimize faks çekince o kişinin işine son verildi.

Bu iddiaların aslı astarı yoktur. Gitmediği zamanlarda o meşhur fotoğrafları mizansen olarak Vali Bey'e takdim ediliyor. O fotoğraflarda tuvaletlerimiz pislik içindeymiş, buradakilere araba temizletiyormuşum hem de zor kullanarak. Sayın Valim; 'Böyle sıfırdan bir araziyi parasız, halkın güveni ile yapan kaç tane Kamuran Reşit Cön gördü acaba' diye kendisine sorarım” diye konuştu.

KARARI İSTİKLAL MAHKEMELERİNDEKİ UYGULAMAYA BENZETTİ

Gözyaşları içinde Başbakan Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e seslenerek konuya ilişkin ilgili müfettişlerin görevlendirilmesi talebinde bulunan Cön, şu ifadelerde bulundu: "Burada ‘bizi aç bırakıyorlar, bizi yıkamıyorlar, orası pislik yuvası’ diye mesaj alırlarsa o zaman gidip, ‘İnsanlık mı bu Sayın Valim?’ diye sorabilirler. 22 yıllık hizmet sürecinde hiçbir olumsuz olayla karşılaşılmadı burasıyla ilgili. 28 Şubat hadisesi gibi bir ihtilal bu, suikasttır bu. Fotoğraflarla kurgulanarak bu şekilde rencide ediyorlar. Geçmişimize baksınlar. ‘Bunda bu yanlışlık var’ demesi lazım Sayın Valimizin. Bakanlıktan ve valilikten müfettiş istiyorum. Bizim güvenlik kamerası kayıtlarımız bile inceleme altına alınmadı. Vali Cahit Kıraç’ın verdiği karar, İstiklal Mahkemelerindeki idam kararı gibidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Başbakanlık ile irtibata geçeceğim. Başbakanımız anında bu düğümü çözebilir. O anaya nasıl kıymet verildiğini bilir. Sayın Bakanım buraya bir müfettiş gönderin. Burada kalanlar ile görüşülsün. Her taraf incelensin, ondan sonra desinler ‘burada yaşanmaz’ diye. Sonra da ben giderim mağazama, 73 yaşından sonra gönlüm kırık dahi olsa yüce Türk milletine hakkımı helal ederim ama Sayın Valimize hakkımı helal etmem. Çünkü o bize sormadan hareket etti. Bunu bana yapmaya hakları yok. Bana madalya vermeleri lazım. İslamda, Müslümanlık'ta makam vermek yok ama ben her şeye layığım. Gazetelerde çıkan karalama haberlerine layık değiliz.” Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü Balım Sultan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Özel Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım Merkezi Yönetmeliğinin 34. maddesi gereğince kapatılmasına karşın kararı yargıya taşıyacaklarını belirten Cön, “Kararı durdurmak için mahkemeye başvuracağız. Ya da bizim huzurevi statüsünden çıkarsınlar, buradan da gitmek istemeyenler var. Prosedüre göre de belki pansiyon gibi işleteceğiz” diye konuştu.

HUZUREVİ SAKİNLERİNDEN AÇIKLAMALAR

9 yıldır huzurevinde kalan ve söz konusu iddiaların gerçek olmadığını söyleyen 73 yaşındaki Saadet Ercaben, M.K.’nın defalarca kendisinden borç para istediğini öne sürerek, “Kapatılması doğru bir karar değil. Bu karara karşıyız. Çünkü rahatsız olan kimse yok burada. M.K., benden üç kez gözlük camlarını değiştirmek için ödünç para istedi. Ben de yok dedim ama sık sık gelip, ‘Biraz yardım et diyorum, sen yardım etmiyorsun’ diye söylemlerde bulundu bana. Defalarca odama gelip kolumdaki bileziklerime bakmak istedi. Ben de 'kolumdan bakabilirsin' diye kendisine cevap verdim” dedi.

“BANA BASTON KALDIRDI”

Bir diğer huzurevi sakini İsmet Önser (83) ise, M.K.’nın kendisine iftira attığını ve bastonla kendisine saldırdığını iddia ederek şöyle konuştu: “3 yıldır buradayım. Kapatılmasına ilişkin karar var. Neden olduğuna ise anlam veremiyorum. Çünkü burası huzurevi değil, burası dinlenme tesisi. Buraya hasta gelen canlanıp çıkar. Kapanacak çok yer var İzmir’de. Burada her şey bol. Burası güler yüzle idare ediliyor. İddiayı ortaya atan müdür ile ben tartıştım daha önce, bana baston kaldırdı. Ben de karşılık verdim kendisine. Araya personel girdi, o şekilde ayırdılar bizi. Bana bir takım suçlamalarda bulundu. Ben hiçbir zaman kendisini zaten davranışlarından dolayı müdür olarak kabul bile etmedim.”
Kaynak: İHA