Chp İzmir Milletvekili Türeli: “Türkiye Tarımda İthalatçı Konumuna Düştü”
CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Rahmi Aşkın Türeli, tarımda sürekli artan girdi fiyatları karşısında üreticinin giderek yoksullaştığını söyledi.
Türeli, AK Parti döneminde uygulanan yanlış tarım politikaları Sonucunda Türkiye’nin belli başlı tüm ürünlerde ithalatçı konumuna geldiğini öne sürdü. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, Bakan Mehdi Eker'in bütçe sunuş konuşmasının ardından söz alan Milletvekili Türeli, ilk olarak tarımın kamu yatırımları içindeki payını değerlendirdi. Kamu sektöründe tarım yatırımlarının milli gelir içindeki payının 2002 yılında yüzde 4.9 iken, 2011 yılında yüzde 4.1'e gerilediği dile getiren Türeli, bu durumun kamu yatırımları içinde tarıma verilen nispi önemin azalmasının bir işareti olduğunu söyledi.
CHP'li Vekil, tarımsal üretime ilişkin olarak da tespitlerde bulundu ve şöyle konuştu: "Tarımda uygulanan yanlış politikaların Sonucunda geçmişte kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye bugün birçok temel üründe ithalatçı konumuna düştü. Ürün grupları itibarıyla bakıldığında, yağlı tohumlarda, baklagillerde, hububatta ve kırmızı ette Türkiye ithalatçı konumunda. Diğer bir ifadeyle, üretimimiz yurt içi tüketimi karşılamıyor. Hele, kırmızı et tüketimindeki ithalatçı konumuna düşülmesi çok daha vahim çünkü Türkiye’deki kırmızı et tüketimi, gelişmiş ülkelerin yaklaşık dörtte 1’i seviyesinde ve ona rağmen Türkiye kırmızı ette ithalatçı konumundadır." "TARIM ÜRETİCİSİ YOKSULLAŞTI" Tarımdaki girdi fiyatlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Rahmi Aşkın Türeli, süreç içerisinde ürün fiyatlarıyla girdi fiyatlarını karşılaştırarak AK Parti döneminde tarımda yoksullaşma yaşandığını ileri sürdü. Türeli, "2003 yılı başından 2012 yılının Kasım ayına kadar en temel girdilerden gübre ve mazottaki artış 4.5 kat olurken, ürün fiyatlarındaki artış 2.5 kat olarak gerçekleşmiştir. Bu da, tarımda maliyetler hızla artarken, ürün fiyatlarının o kadar artmadığını gösteriyor. Bunun Sonucunda da tarım üreticisi ciddi biçimde yoksullaştı" dedi.
"TARIMA VERİLEN DESTEKLER YETERSİZ" Türeli, konuşmasında tarımsal destekleme ödemelerine de yer ayırdı ve Bakanlığın bu konuda kamuoyunu bilerek yanlış bilgilendirdiğini iddia etti. AK Parti hükümetleri döneminde 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21. Maddesi'nin tarımsal destekleme ödemelerinin milli gelirin yüzde 1'inden az olamayacağı hükmünü içerdiğini belirten Türeli, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne yazık ki 2007 yılından bu yana tarımsal desteklerin milli gelir içindeki payı yüzde yarımlar seviyesinde. Sayın Bakan bütçe sunumunda DSİ tarafından yapılan sulama yatırımlarını ve arazi toplulaştırma yatırımlarını da hesaba katarak bu rakamı milli gelirin yüzde 1.1’i olarak gösterdi. Ama bu hesap yanlış. Çünkü, DSİ yatırımlarıyla arazi toplulaştırma yatırımları tarımsal destekleme ödemesi yani bir cari transfer değil, tarım yatırımıdır ve bütçede tarım yatırımları içinde yer almaktadır. Bunları tarımsal destekleme ödemesi sayarsanız, yaklaşık 4 milyar liralık bir tutarı iki kere saymış olursunuz.” "PAMUK VE İNCİRDE CİDDİ SORUNLAR VAR" CHP'li Türeli, konuşmasının Son bölümünde ise, bir süre önce incir ve pamuğa ilişkin verdiği soru önergelerini hatırlattı. Küçük Menderes Havzası'nda bazı verimli topraklarda üreticilerin incirden vazgeçmeye başladığına dikkat çeken Türeli, özellikle Aydın ve İzmir illerinde üretilen ve yaklaşık 30 bin çiftçi aile ile 20 bini aşkın işletme çalışanının geçim kaynağı olan incirde, Tariş’in yeterli desteği vermemesinin ciddi problemlere yol açtığını belirtti.
Bakan Eker'e "Daha fazla incir bahçesinin yok edilmemesi için incir üreticisine destek vermeyi düşünüyor musunuz?" diye soran Türeli, ayrıca incir ve zeytin ağaçlarının yanması durumunda TARSİM'in söz konusu zararı karşılamadığını söyleyerek, Bakanlığın bu konuya ilişkin bir çalışması olup olmadığını da sordu.
CHP'li vekil Son olarak, pamukta yaşanan sorunlara dikkat çekti ve Yunanistan’dan dampingli pamuk satışları olduğunu hatırlatarak, "Bu durum Türk pamuğunu oldukça olumsuz yönde etkiliyor. Ülkemizdeki iplik fabrikaları, bu dampingli Yunan pamuğu nedeniyle yerli pamuk talebini keserek daha düşük fiyatla satılan Yunan pamuğuna rağbet etmeye başladılar. Bunun Sonucunda, Ege pamuğunun fiyatı da düşüyor. Bu konuda nasıl bir tedbir almayı düşünüyorsunuz?" dedi.
Kaynak: İHA
CHP'li Vekil, tarımsal üretime ilişkin olarak da tespitlerde bulundu ve şöyle konuştu: "Tarımda uygulanan yanlış politikaların Sonucunda geçmişte kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye bugün birçok temel üründe ithalatçı konumuna düştü. Ürün grupları itibarıyla bakıldığında, yağlı tohumlarda, baklagillerde, hububatta ve kırmızı ette Türkiye ithalatçı konumunda. Diğer bir ifadeyle, üretimimiz yurt içi tüketimi karşılamıyor. Hele, kırmızı et tüketimindeki ithalatçı konumuna düşülmesi çok daha vahim çünkü Türkiye’deki kırmızı et tüketimi, gelişmiş ülkelerin yaklaşık dörtte 1’i seviyesinde ve ona rağmen Türkiye kırmızı ette ithalatçı konumundadır." "TARIM ÜRETİCİSİ YOKSULLAŞTI" Tarımdaki girdi fiyatlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Rahmi Aşkın Türeli, süreç içerisinde ürün fiyatlarıyla girdi fiyatlarını karşılaştırarak AK Parti döneminde tarımda yoksullaşma yaşandığını ileri sürdü. Türeli, "2003 yılı başından 2012 yılının Kasım ayına kadar en temel girdilerden gübre ve mazottaki artış 4.5 kat olurken, ürün fiyatlarındaki artış 2.5 kat olarak gerçekleşmiştir. Bu da, tarımda maliyetler hızla artarken, ürün fiyatlarının o kadar artmadığını gösteriyor. Bunun Sonucunda da tarım üreticisi ciddi biçimde yoksullaştı" dedi.
"TARIMA VERİLEN DESTEKLER YETERSİZ" Türeli, konuşmasında tarımsal destekleme ödemelerine de yer ayırdı ve Bakanlığın bu konuda kamuoyunu bilerek yanlış bilgilendirdiğini iddia etti. AK Parti hükümetleri döneminde 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21. Maddesi'nin tarımsal destekleme ödemelerinin milli gelirin yüzde 1'inden az olamayacağı hükmünü içerdiğini belirten Türeli, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne yazık ki 2007 yılından bu yana tarımsal desteklerin milli gelir içindeki payı yüzde yarımlar seviyesinde. Sayın Bakan bütçe sunumunda DSİ tarafından yapılan sulama yatırımlarını ve arazi toplulaştırma yatırımlarını da hesaba katarak bu rakamı milli gelirin yüzde 1.1’i olarak gösterdi. Ama bu hesap yanlış. Çünkü, DSİ yatırımlarıyla arazi toplulaştırma yatırımları tarımsal destekleme ödemesi yani bir cari transfer değil, tarım yatırımıdır ve bütçede tarım yatırımları içinde yer almaktadır. Bunları tarımsal destekleme ödemesi sayarsanız, yaklaşık 4 milyar liralık bir tutarı iki kere saymış olursunuz.” "PAMUK VE İNCİRDE CİDDİ SORUNLAR VAR" CHP'li Türeli, konuşmasının Son bölümünde ise, bir süre önce incir ve pamuğa ilişkin verdiği soru önergelerini hatırlattı. Küçük Menderes Havzası'nda bazı verimli topraklarda üreticilerin incirden vazgeçmeye başladığına dikkat çeken Türeli, özellikle Aydın ve İzmir illerinde üretilen ve yaklaşık 30 bin çiftçi aile ile 20 bini aşkın işletme çalışanının geçim kaynağı olan incirde, Tariş’in yeterli desteği vermemesinin ciddi problemlere yol açtığını belirtti.
Bakan Eker'e "Daha fazla incir bahçesinin yok edilmemesi için incir üreticisine destek vermeyi düşünüyor musunuz?" diye soran Türeli, ayrıca incir ve zeytin ağaçlarının yanması durumunda TARSİM'in söz konusu zararı karşılamadığını söyleyerek, Bakanlığın bu konuya ilişkin bir çalışması olup olmadığını da sordu.
CHP'li vekil Son olarak, pamukta yaşanan sorunlara dikkat çekti ve Yunanistan’dan dampingli pamuk satışları olduğunu hatırlatarak, "Bu durum Türk pamuğunu oldukça olumsuz yönde etkiliyor. Ülkemizdeki iplik fabrikaları, bu dampingli Yunan pamuğu nedeniyle yerli pamuk talebini keserek daha düşük fiyatla satılan Yunan pamuğuna rağbet etmeye başladılar. Bunun Sonucunda, Ege pamuğunun fiyatı da düşüyor. Bu konuda nasıl bir tedbir almayı düşünüyorsunuz?" dedi.