Depresyon Hayat Kalitesini Düşürüyor

Depresyonun huzuru ve hayat kalitesini düşürdüğü belirtildi.

Depresyon Hayat Kalitesini Düşürüyor
Denizli Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. M.Ceyhan Balcı, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle, Denizli Devlet Hastanesi’nde söyleşi düzenledi.

Psikiyatri Uzmanı Dr. M. Ceyhan Balcı, dünyada 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim'in 'Ruh Sağlığı Günü' olarak kutlandığını belirterek, halkın ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda aydınlatılmasına hizmet etmek üzere oluşturulan bu özel günde, ruh sağlığının insan yaşamındaki öneminin temel alındığını ifade etti.

Balcı, Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun bu yılın ana konusunu ‘Küresel Kriz: Depresyon’ olarak belirlediğini belirterek, “Depresyon, uzun süre devam eden derin üzüntü hali, durgunluk, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık, konuşma ve hareketlerde yavaşlama şeklinde ortaya çıkar. Kadınların yüzde 20'sinde, erkeklerin yüzde 10'unda, ergenlerin de yüzde 5'inde görülür. Depresyonun başlıca belirtileri: Neşesiz ve bitkin bir ruh hali, karamsarlık ve ümitsizlik, uykusuzluk veya aşırı uyuma, kilo kaybı veya kilo alımı, cinsel istekte azalma, hiçbir şeyden hoşlanmamak, istek ve ilgilerde azalma, düşünce veya konsantrasyon yetisinde azalma veya kararsızlık, ölüm veya intihar düşünceleri olarak sayılabilir” dedi

‘Depresyonda’ sözcüğünün çoğunlukla hayal kırıklığına uğramış, sinirli ya da benzer olumsuz duygulara işaret eden terimlerin yerine kullanıldığını belirten Balcı, aslında depresyon denilebilmesi için, belirtilerin en az 2-3 haftadır devam ediyor olması gerektiğini kaydetti.

Depresyonun çok farklı sebeplere bağlı ortaya çıkabileceğini vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. M. Ceyhan Balcı, “Depresyon nedeni bazen bir yakının kaybı, ayrılık, iş kaybı, aile sorunları, maddi nedenlerden biri olabilir. Bazen ise herhangi bir sebep olmaksızın kişi depresyona girer. Bu durumda kişi herhangi bir sorunu olmaksızın niçin bu duruma düştüğüne bir anlam veremez. Bu durumlarda sorunun kaynağı diğer hastalıklarda olduğu gibi, örneğin yüksek tansiyon, şeker gibi biyolojik sebeplerdir. Bazı kişilerde de ise ırsi olarak depresyon görülebilir. Yakın akrabalarında depresyon olan kişilerin depresyona girme oranı daha yüksektir” diye konuştu

Psikiyatri Uzmanı Dr. M. Ceyhan Balcı, depresyonun, sadece hastanın kendisi üzerinde değil çevresi üzerindede, baskı oluşturabileceğini kaydederek, depresyondaki bir kişinin yakınlarının öncelikle bu durumun hastalık olduğunu kabul etmeleri gerektiğini söyledi.

Bu hastalığın, beyindeki metabolizmanın belli bir bozukluğundan doğduğunu ifade eden Balcı, şunları söyledi: “Hastalanan kişi ise, bu bozukluğun meydana gelmesinden sorumlu değildir. Bu sebeple hastalıktan dolayı utanmak, suçlanmak ya da hastanın kendisini suçlamak doğru olmaz. Öncelikle yapılması gereken hastayı doktora gitmeye ikna etmektir. Depresyonlu hastaların yüzde 15'inde intihar görülebilmektedir. Ayrıca kişinin huzuru ve hayat kalitesi düşmektedir. Bu nedenle, tedavi edilebilen ve tam olarak düzeltilebilen bir hastalık olan depresyonun, tedavi edilmesi önemlidir. Ancak tedavisi zaman ister. O sebeple sabırlı ve anlayışlı olmak gerekir. Tedavide en önemli unsur hastanın durumunu iyi anlaması ve depresyonu aşacağına inanarak buna göre hareket etmesidir. Hastalığın doğası gereği karamsar ve umutsuz olan depresyonlu kişiye umut verici sözlerle yaklaşmalı, durumun tedavisinin mümkün olduğu sık sık hatırlatılmalıdır.”
Kaynak: İHA