Habertürk Gazetecilik A.Ş Sahibi Ciner Açıklama Yaptı

Habertürk Gazetecilik A.Ş sahibi Turgay Ciner, ''BDDK veya TMSF'nin, Dinç Bilgin'in elinden aldığı bir çöp dahi yoktur. Bana göre 1 milyar 100 milyon dolara satılan maldan Dinç Bilgin'e hayatının en büyük hediyesini yapmışlardır, bütün borçlarını ödeyerek'' dedi.

Ciner, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun bünyesinde bulunan 28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu'na bilgi verdi.

28 Şubat'ta, bunu takip eden süreçte, 27 Nisan bildirisi döneminde medyanın içinde olmadığını belirten Ciner, meydanın içinde olanların yaptığı çalışmalar sonucunda 1 Nisan 2007'de yeniden medyanın içinde kaldığını söyledi.

Ciner, o dönemde yapılanlardan, kapatma davası, 27 Nisan bildirisinden oldukça uzak olduğunu dile getirdi.

Ciner, medyaya arzu ederek değil zorlanarak, para kaptırarak girmek zorunda kaldığını anlattı. Ciner, ''Yiğit vurulduğu yerden ayağa kalkar'' iddiasıyla bu işe girdiğini, bu iddiayı ispat ettiğini, önemli bir medya grubunun başında olduğunu kaydetti.

5 Nisan 1994'ün önemli bir tarih olduğunu, doların arttığını, çoğu kişinin iş hayatında önemli şeyler kaybettiğini söylen Ciner, bazılarının ise fırsatları değerlendirerek, kazanmak için hamleler yaptığını, bu sürecin 2001'e kadar sürdüğünü kaydetti.

Bu süre içinde medyanın aldığı rolün de bundan pay kapma olduğunu savunan Ciner, ''Burada siyasi entellektüelite, ideoloji, tarafgirlik bana göre subjektif kriterdir. Objektif kriter, pay kapma kavgasıdır. Pay kapma kavgası da ikiye ayrılır; biri hayatta kalma için pay kapma, diğeri daha büyük parça almak için pay kapma. Birisi et derdinde, birisi can derdinde olan gruplar olabilir'' diye konuştu.

Refahyol iktidarında Hükümetin aldığı enerji özelleştirmeleri ve kamu paralarının bir havuzda toplanması kararının önemli kilometre taşı olduğunu vurgulayan Ciner, iki kararı, ''yüzde bir milyon doğru'' olarak değerlendirdi ancak bu kararların akamete uğradığını anımsattı. Ciner, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın, elektrik özelleştirmelerini yapmak için halen uğraştığını dile getirdi.

Ciner, 1994'ün bazıları için et, bazılar için can derdi olduğunu belirterek, 1994'te Sabah-ATV Grubu'nun battığını, bunun 2000'e kadar sürdüğünü ifade etti.

Medya terörünü işadamı olarak iyi bildiğini, eziyet çeken bir işadamı olduğunu kaydeden Ciner, 1994'teki kırılmanın, Sabah grubunu, 2000'e taşıdığını söyledi.

Ciner, 2000'de Sabah-ATV grubundan alacaklarına karşılık belirli oranda hisse aldıklarını vurgulayarak, şunları anlattı:

''En azından parayı ödeyemedikleri için belirli hisse verdiler. Ama yönetimde değiliz. Sonra, sistem rakip medya grubunun eline geçti. 2002'de bu arkadaşlar bizi tekrar çağırdı, 'Biz batıyoruz, katkı verir misiniz' dediler. Belli miktarda paramız içerde batık olduğu için bu işin içine girdik. TMSF veya o günkü BDDK, sadece bu işin tarafı olarak izin verdi, dahli, sadece izin vermekle oldu. Yaklaşık 5 yılda o grubu ayağa kaldırdım. Ben tekil biriyim, TÜSİAD, MÜSİAD'a üye değilim, ticaret, sanayi odasına gitmem, Silopi, Sivas, Konya'da, dağda, bayırda çalışıyorum. Kurulu düzenin adamı değilim. Kurulu düzenin adamı olmadığınız için hem İstanbul hem Ankara kurulu düzeni, sizden hazzetmez. Çünkü ilişkileriniz yoktur, kullanılmaya açık değilsiniz. 1 Nisan 2007'de o günkü kurulu düzen, bu taraftaki kurulu düzeni ikna ederek, kandırarak, ne oldu bilmiyorum, onun üstü kapandı. O olay vuku buldu, biz gazeteciliğin dışına çıktık. Ne BDDK ne TMSF'nin, Dinç Bilgin'in elinden zorla aldığı birşey yoktur. Batmış bir Dinç Bilgin'in, kanunlar gereği, bankaları batan kişiler nereye gittiyse, o adrese gitmiştir. Kurulu düzen dışardan gelenleri sevmez, hemen dışladılar, mücadele o şekilde devam etti. BDDK veya TMSF'nin Bilgin'in elinden aldığı bir çöp dahi yoktur. Bana göre 1 milyar 100 milyon dolara satılan maldan Dinç Bilgin'e hayatının en büyük hediyesini yapmışlardır, bütün borçlarını ödeyerek veya bilmiyorum, ödeyeceklerdir.''

Ciner, Cumhuriyet gazetesiyle ilgilerinin tamamen ticari olduğunu, ideolojik, siyasal ve sosyolojik hiçbir nedeni bulunmadığını söyledi.

Ciner, Tercüman gazetesini almasının da bunun ideolojik olmadığını gösterdiğini belirtti.

CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün, siyasetin, işadamlarını dizayn etme girişimi olup olmadığı sorusuna Ciner, ''1994-2001 arasında medya terörüne maruz kaldım. 2002-2007 arasında önemli bir medya kuruluşunun patronuydum. Ne hiçkimseye şantaj, tehditle yayın yaptım; ne de hiçkimseden herhangi bir şekilde baskı gördüm. Asosyal kişiliğe sahibim, görüştüğüm insan sayısı 3 kişiyi geçmez. Bu binaya da yaklaşık 15 yıl önce geldim'' karşılığını verdi.

Muhabir: Meltem Yılmaz

Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA