Sağlık alanında bugüne kadar uygulanan politikaların, hizmet alanlar ve hizmeti veren sağlık ve sosyal hizmet emekçileri açısından yıkıcı sonuçlar doğurduğunu savunan Yüksel, söz konusu politikaların kurumsal hoşnutsuzluğa, iş barışının zedelenmesine, iş niteliğinin bozulmasına, düşük ücrete, statüsel farklılıklar gibi sağlık ve sosyal hizmet emekçileri açısından acı sonuçları doğururken, sağlık hizmetinden faydalananların da cebinden daha fazla para çıkmasına neden olduğunu iddia etti. Yüksel, “Bu acı sonuçlar, yalnızca Sağlık Bakanlığı'na bağlı birimlerle sınırlı değil, üniversite hastanelerinde de sağlık ortamını tahrip ediyor. Üniversite hastanelerine genel bütçeden ayrılan kaynağın kesilmesi ile bu hastaneler de piyasalaştırma sürecine hızla girdi” dedi.Üniversite yönetimlerinin, bütçeden üniversiteye daha fazla pay istemek yerine piyasacı rekabet koşullarına ayak uydurma gayreti içine girdiğini anlatan Yüksel, üniversite yöneticilerinin de piyasacı rekabet koşullarına ayak uydurmak için akıllarına ilk gelen şeyi yaparak; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş güvencesini kaldırıp, ücretleri düşürdüğü gibi performansa göre ücretlendirme yaptığını anlattı. Yüksel, “Hastalarımızın ve hasta yakınlarının mutluluğu için gece gündüz demeden günün 24 saati bütün olumsuzlara rağmen hizmet sunan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin artık sabrı kalmadı” diye konuştu.Temel ücretin asgari bin 600 TL olması, bu tutarın da 4 kişilik bir aile için 2011 yılı Temmuz ayı itibariyle kira, elektrik, su, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç hesaplanmasını isteyen Yüksel, Alınan tüm ücretler emekliliğe yansıtılacak şekilde ödenmesini, performans, denge tazminatı gibi isimlerle ücretlendirme sisteminden vazgeçilmesi, eğitim, kadro, hizmet yılı, iş riski gibi değişkenler gözetilerek ücret skalası oluşturulması talebini gündeme taşıdı. Tüm çalışanlara yılda 2 kez aylık net ücreti kadar ikramiye verilmesi gerektiğini savunan Yüksel, 4/B, 4-C, 4924, vekil ve taşeron gibi istihdama son verilmesi, bu şekilde çalışanların tamamı kadroya alınması talebini sıralarken, üniversite hastanelerindeki personel açığının da kadrolu istihdamla giderilmesi, günlük 9 saat mesai uygulamasına da son verilmesi çağrısında bulundu.
