Chp Milletvekili Cihaner:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Deniz Feneri soruşturmasında soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının el çektirilmesine tepki göstererek, "Yaşananlar HSYK`nın Adalet Bakanlığı`nın bir bürosu haline geldiğini, giderek AK Parti`nin politikalarının hayata geçirilmesinin en büyük aparatı haline geldiğinin göstergesidir" dedi.
CHP Denizli Milletvekili ve eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 12 Haziran seçimlerinin ardından seçim bölgesi Denizli`ye gelerek ilçeleri dolaşıp, teşekkür ziyaretleri yapmaya başladı. Bu sabah Denizli İl Başkanlığı`nda basın toplantısı düzenleyen İlhan Cihaner gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Denizli İl Başkanı Himmet Yavaş ve Merkez İlçe Başkanı Ömer Yurtseven`in de hazır bulunduğu basın toplantısında Deniz Feneri Soruşturması ile ilgili açıklamalarda bulunan İlhan Cihaner,"Daha dün İstanbul`da kamuoyunun yakından takip ettiği ve bağlantıları siyasi iktidarın, AK Parti`nin kuruluşuna kadar giden ve lider kadrolarına kadar giden bir soruşturma yürütülmekteydi. Deniz Feneri Soruşturması. Bu soruşturmayı yürütmekte olan Cumhuriyet savcıları görevden alındı. Bu soruşturmanın bir özelliği vardı. Kamuoyunu meşgul eden diğer soruşturmalar gibi, soruşturmaya konu telefon dinlemeleri bir yerlere sızdırılmadı. İnsanların hukukları, özel hayatları deşifre edilmedi. Soruşturmanın etkinyürütülüp yürütülmediğine dair bir takım kaygılar olmakla birlikte, bir soruşturma yürütülmekteydi. Ancak anlaşılıyor ki, bu soruşturmanın ucu mevcut siyasi iktidara gelince, bu soruşturmaya müdahale edildi" dedi
Kendi soruşturmasında olduğu gibi önce Adalet müfettişlerinin gönderildiğini, sonra yürütülmekte olan bir dosyanın, bir soruşturmanın dosyalarına el konulduğunu belirten Cihaner, şöyle konuştu: "Daha sonra Adalet Bakanlığı listelerinden HSYK`ya aday olmuş bir Cumhuriyet Başsavcıvekili sadece bu soruşturma ile ilgili olarak görevlendirildi. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarına bu soruşturmadan el çektirildi. Bu 12 Eylül Referandumu sırasında, ileri demokrasi türkülerinin, bağımsız yargıyaygaralarının ne kadar yanlış olduğunun bir ispatı daha oldu. Aslında sadece Deniz Feneri Soruşturması ile ilgili olayı değerlendirirsek, bütünü görmekten uzak kalabiliriz."Mevcut HSYK`nın göreve başladığından bu yana, benzer bir çok tasarrufları olduğunu anlatan Cihaner, şunları söyledi: "Belli soruşturmalarla ilgili çok ciddi hukuksuzluk ve suç iddiaları olduğu halde bu iddialara maruz kalan bir takım savcılara dokunulmazken, `Onların kıllarına bile dokunulmasına izin vermeyiz` denilirken, onlarla ilgili, suç iddialarıyla ilgili hiç bir işlem yapılmazken, ne hikmetse bazı yargıçlarla ilgili olarak bu mekanizma çok süratli işlemektedir. Örneğin Erzurum`daki bir takım hakimsavcılarla ilgili Yargıtay`ın suç duyurularının aradan geçen bir yıla yakın zamana rağmen gereği yapılmamış, olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmamışken, bir kaç hafta önce yapılan bir şikayet süratle sonuçlandırılabilmekte. Bu HSYK`nın Adalet Bakanlığı`nın bir bürosu haline geldiğini, giderek AK Parti`nin politikalarının hayata geçirilmesinin en büyük aparatı haline geldiğinin göstergesidir" Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner`e ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarına da değinen İlhan Cihaner, şöyle konuştu: "Önceki Genelkurmay Başkanı`na ait konuşma yayınlanınca, siyasi iktidar mensupları tarafından bunun yabancı bir servis tarafından da dinlenmiş olabileceği iddiaları gündeme getirildi. Bunu neresinden tutarsanız tutun, bir demokratik ülke için, bağımsız bir ülke için, egemen bir ülke için kabul edilebilir bir şey değil. Yıllar boyunca generalleriniz dinlenecek, genelkurmay başkanınız dinlenecek, bir takım konuşmalar gündeme göre servis edilip siyaset dizayn edilecek, onun üzerinden Anayasa değişiklikleri,yasa değişiklikleri meşrulaştırılacak, toplum manupile edilecek, o konuşmalara dayandırılarak inanılmaz konuşmalar yapılacak, siz dönüp diyeceksiniz ki, `Bunu yabancı bir servis de yapmış olabilir`. O zaman siz ne yapıyorsunuz? Sizin istihbarat servisleriniz ne yapıyor?." Bunun kabul edilebilir bir şey olmadığını belirten İlhan Cihaner, sözlerine şöyle devam etti: "Şu an maalesef iktidarı kullananlar ihanet içerisindedir. Kendi ordusunu, kendi yargısını, kendi aydınlarını ya çetelere teslim etmektedir gözünü kırpmadan bu sistemi kendi yararına kullanmaktadır ya da bizzat kendi yapıp daha sonra da bunu siyaseten bunu kullanmaktadır. Üçüncü bir alternatif yok. Her ikisi de birbiriyle eşit derecede ihanet içerisindedir" Cihaner, bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, bir ülkenin Yargıtay`ı, bir ülkenin Danıştay`ı dinleniyorsa ve bu dinlemeler dert edinilmiyorsa, tam tersi içeriğine girip içeriğine dair tartışmalar yapılmıyorsa, bu ülkede egemen, bağımsız bir devletten, hele hele insan hak ve güvenliklerinin, namuslarının emanet edildiği bir güvenlik örgütlenmesinden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi.
SURİYE`DE HERŞEY GÖSTERİLDİĞİ GİBİ DEĞİL Suriye ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, bölgede olup bitenlerin batı medyası tarafından zaman zaman çarpıtıldığının ortaya çıktığını ve bu konuda Türk halkının dikkatli olması gerektiğini söyledi.Şu an emperyalist ülkelerin Ortadoğu`nun sınırlarını yeniden dizayn etmeye çalıştığını belirten Cihaner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl ki soba borularını kimyasal silah diye gösterip Irak`a müdahaleyi haklılaştırdılarsa, nasıl ki Libya`ya müdahalenin açık bir emperyalist paylaşım müdahalesi olduğunu yavaş yavaş ortaya çıkıyorsa, anlaşılıyor ki sıra Suriye`ye gelmiş. Bu tuzağa Türk halkının düşmemesi gerekir. Oradaki bir çatışmanın, hele hele Türkiye`nin kendi insiyatifi ile yapacağı bir müdahalenin,oradaki yangının Türkiye`ye sıçraması sonucunu doğuracağı tartışmasız. Bunun için tüm kamuoyunu bu konuda dikkatli olmaya çağırıyorum" ŞİKE OPERASYONU ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN İŞİ DEĞİL Şike Operasyonu konusuna da değinen CHP Denizli Milletvekili ``fdn aradan geçen bir yıla yİlhan Cihaner, "Her zaman söylendiği gibi futbol sadece futbol değildir. Hele hele ülkemizde siyasetin önemli bir çarpışma alanı haline gelmiştir. Bunu da en iyi bilen kulüplerden biri de Denizlispor camiasıdır" dedi.Şike operasyonunun kuşkusuz üzerinde durulması gereken bir olay olduğunu ifade eden Cihaner, şunları söyledi: "Her şeyden önce bu şike soruşturmasının özel yetkili mahkemeler tarafından yapılmasını haklı kılacak hiç bir hukuki gerekçe henüz dışarıya yansımış değil. Yani özel yetkili mahkemelerin çıkar amaçlı bir suç örgütüyle ilgili soruşturma yapabilmesi için cebir ve şiddet unsurlarının olması veya o örgütün silahlı olması gerekir. Silahlı olması derken de, örgüt üyesi oldukları iddia edilen kişilerinüzerinde ruhsatsız silah yakalanması anlamında değil. O suçların işlenmesinde silahın kullanılması gerekir. Ancak, şimdiye kadar bu soruşturmada bu yönde bir bilgi dışarıya yansımadı. Olsaydı mutlaka yansırdı. Önce yetki ve görev tartışması var kafalarda. Niçin bu soruşturmayı özel yetkili mahkemeler yapıyor. Sorulması gereken soru bu. Ama Fenerbahçe soruşturması da çok fazla kötü kokuların geldiği, açıklayamadığımız hukuken anlamlandıramadığımız unsurları içeren bir soruşturma"
Kaynak: İHA
Kendi soruşturmasında olduğu gibi önce Adalet müfettişlerinin gönderildiğini, sonra yürütülmekte olan bir dosyanın, bir soruşturmanın dosyalarına el konulduğunu belirten Cihaner, şöyle konuştu: "Daha sonra Adalet Bakanlığı listelerinden HSYK`ya aday olmuş bir Cumhuriyet Başsavcıvekili sadece bu soruşturma ile ilgili olarak görevlendirildi. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarına bu soruşturmadan el çektirildi. Bu 12 Eylül Referandumu sırasında, ileri demokrasi türkülerinin, bağımsız yargıyaygaralarının ne kadar yanlış olduğunun bir ispatı daha oldu. Aslında sadece Deniz Feneri Soruşturması ile ilgili olayı değerlendirirsek, bütünü görmekten uzak kalabiliriz."Mevcut HSYK`nın göreve başladığından bu yana, benzer bir çok tasarrufları olduğunu anlatan Cihaner, şunları söyledi: "Belli soruşturmalarla ilgili çok ciddi hukuksuzluk ve suç iddiaları olduğu halde bu iddialara maruz kalan bir takım savcılara dokunulmazken, `Onların kıllarına bile dokunulmasına izin vermeyiz` denilirken, onlarla ilgili, suç iddialarıyla ilgili hiç bir işlem yapılmazken, ne hikmetse bazı yargıçlarla ilgili olarak bu mekanizma çok süratli işlemektedir. Örneğin Erzurum`daki bir takım hakimsavcılarla ilgili Yargıtay`ın suç duyurularının aradan geçen bir yıla yakın zamana rağmen gereği yapılmamış, olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmamışken, bir kaç hafta önce yapılan bir şikayet süratle sonuçlandırılabilmekte. Bu HSYK`nın Adalet Bakanlığı`nın bir bürosu haline geldiğini, giderek AK Parti`nin politikalarının hayata geçirilmesinin en büyük aparatı haline geldiğinin göstergesidir" Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner`e ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarına da değinen İlhan Cihaner, şöyle konuştu: "Önceki Genelkurmay Başkanı`na ait konuşma yayınlanınca, siyasi iktidar mensupları tarafından bunun yabancı bir servis tarafından da dinlenmiş olabileceği iddiaları gündeme getirildi. Bunu neresinden tutarsanız tutun, bir demokratik ülke için, bağımsız bir ülke için, egemen bir ülke için kabul edilebilir bir şey değil. Yıllar boyunca generalleriniz dinlenecek, genelkurmay başkanınız dinlenecek, bir takım konuşmalar gündeme göre servis edilip siyaset dizayn edilecek, onun üzerinden Anayasa değişiklikleri,yasa değişiklikleri meşrulaştırılacak, toplum manupile edilecek, o konuşmalara dayandırılarak inanılmaz konuşmalar yapılacak, siz dönüp diyeceksiniz ki, `Bunu yabancı bir servis de yapmış olabilir`. O zaman siz ne yapıyorsunuz? Sizin istihbarat servisleriniz ne yapıyor?." Bunun kabul edilebilir bir şey olmadığını belirten İlhan Cihaner, sözlerine şöyle devam etti: "Şu an maalesef iktidarı kullananlar ihanet içerisindedir. Kendi ordusunu, kendi yargısını, kendi aydınlarını ya çetelere teslim etmektedir gözünü kırpmadan bu sistemi kendi yararına kullanmaktadır ya da bizzat kendi yapıp daha sonra da bunu siyaseten bunu kullanmaktadır. Üçüncü bir alternatif yok. Her ikisi de birbiriyle eşit derecede ihanet içerisindedir" Cihaner, bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, bir ülkenin Yargıtay`ı, bir ülkenin Danıştay`ı dinleniyorsa ve bu dinlemeler dert edinilmiyorsa, tam tersi içeriğine girip içeriğine dair tartışmalar yapılmıyorsa, bu ülkede egemen, bağımsız bir devletten, hele hele insan hak ve güvenliklerinin, namuslarının emanet edildiği bir güvenlik örgütlenmesinden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi.
SURİYE`DE HERŞEY GÖSTERİLDİĞİ GİBİ DEĞİL Suriye ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, bölgede olup bitenlerin batı medyası tarafından zaman zaman çarpıtıldığının ortaya çıktığını ve bu konuda Türk halkının dikkatli olması gerektiğini söyledi.Şu an emperyalist ülkelerin Ortadoğu`nun sınırlarını yeniden dizayn etmeye çalıştığını belirten Cihaner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl ki soba borularını kimyasal silah diye gösterip Irak`a müdahaleyi haklılaştırdılarsa, nasıl ki Libya`ya müdahalenin açık bir emperyalist paylaşım müdahalesi olduğunu yavaş yavaş ortaya çıkıyorsa, anlaşılıyor ki sıra Suriye`ye gelmiş. Bu tuzağa Türk halkının düşmemesi gerekir. Oradaki bir çatışmanın, hele hele Türkiye`nin kendi insiyatifi ile yapacağı bir müdahalenin,oradaki yangının Türkiye`ye sıçraması sonucunu doğuracağı tartışmasız. Bunun için tüm kamuoyunu bu konuda dikkatli olmaya çağırıyorum" ŞİKE OPERASYONU ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN İŞİ DEĞİL Şike Operasyonu konusuna da değinen CHP Denizli Milletvekili ``fdn aradan geçen bir yıla yİlhan Cihaner, "Her zaman söylendiği gibi futbol sadece futbol değildir. Hele hele ülkemizde siyasetin önemli bir çarpışma alanı haline gelmiştir. Bunu da en iyi bilen kulüplerden biri de Denizlispor camiasıdır" dedi.Şike operasyonunun kuşkusuz üzerinde durulması gereken bir olay olduğunu ifade eden Cihaner, şunları söyledi: "Her şeyden önce bu şike soruşturmasının özel yetkili mahkemeler tarafından yapılmasını haklı kılacak hiç bir hukuki gerekçe henüz dışarıya yansımış değil. Yani özel yetkili mahkemelerin çıkar amaçlı bir suç örgütüyle ilgili soruşturma yapabilmesi için cebir ve şiddet unsurlarının olması veya o örgütün silahlı olması gerekir. Silahlı olması derken de, örgüt üyesi oldukları iddia edilen kişilerinüzerinde ruhsatsız silah yakalanması anlamında değil. O suçların işlenmesinde silahın kullanılması gerekir. Ancak, şimdiye kadar bu soruşturmada bu yönde bir bilgi dışarıya yansımadı. Olsaydı mutlaka yansırdı. Önce yetki ve görev tartışması var kafalarda. Niçin bu soruşturmayı özel yetkili mahkemeler yapıyor. Sorulması gereken soru bu. Ama Fenerbahçe soruşturması da çok fazla kötü kokuların geldiği, açıklayamadığımız hukuken anlamlandıramadığımız unsurları içeren bir soruşturma"