Ab Komisyonu: Aile Birleşimi İçin Dil Testi Engel Olamaz

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, aile birleşimine dil kursunun engel olamayacağı kararını açıkladı.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, aile birleşimine dil kursunun engel olamayacağı kararını açıkladı. Afgan kökenli bir Hollanda vatandaşının davasını Avrupa Adalet Divanı’nda Hollanda’ya karşı görülen davayı (Dava Nr. C-155/11 ‘İmran’) inceleyen Komisyon, AB vatandaşı olmayan kimselerin aile birleşimine ilişkin “Göç etmek isteyen bir aile üyesinin başvurusu sadece yetersiz dil bilgisine dayanarak reddedilemez.” hükmünü verdi.

Yeşiller Partisi Federal Milletvekili, Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Memet Kılıç ise ‘Sözleşmelerin Bekçisi’ olarak nitelendirdiği Komisyon‘un kararını şöyle değerlendirdi: “Avrupa Birliği Direktifleri ile düzenlenen entegrasyon tedbirleri Avrupa Birliği sınırları içersinde aile birleşimi ve entegrasyonun bir arada gerçekleşmesi olanağını da öngörmektedir. Ancak dil bilgisi şartı çoğu durumda aile birleşiminin önünde engel teşkil etmektedir. Birçok ülkede yeterli sayıda dil okulu bulunmadığından yurtdışında dil öğrenimi çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Öte yandan dil kursları beraberinde birçok kimse için altından kalkılması güç maddi külfet de getirmektedir.”

Kılıç, aile birleşimi konusunda Almanya Federal Hükümeti’nin Avrupa kademesinde köstek rolü oynamaya devam ettiğini ve Avrupa Birliği’nin motoru AB Komisyonu’nu saf dışı bırakmaya çalıştığını iddia etti. “Hollandalı yetkililer, Entegrasyon Testi’nin Avrupa Adalet Divanı kararınca mağdurların lehine ‘tehlikeye girmemesi’ için, mahkemenin karar vermesini vize başvurusunu onaylayarak engellediler.” diye devam eden Kılıç, Almanya’nın tutumu ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Almanya Federal Hükümeti ise çok daha yanlış bir yoldan ilerlemekte. Komisyon kararlarını görmezden geliyor. Yazılı soru önergeme verdikleri yanıt, yabancıların temel hakları söz konusu olduğunda Avrupa düzeyindeki hukuku hiçe saydıklarını açıkça ortaya koyuyor. İnsanlık onurunu zedeleyen uygulamasında zamana oynuyor ve kısa vadeli yıldırma taktiği uyguluyor. Böylece hükümet dışlamayı, insan haklarından üstün tuttuğunu kanıtlamış oluyor.”

Kılıç, Avrupa Adalet Divanı’nın davayı vaktinden önce bitirmesinin çok üzücü olduğuna dikkat çekti. Bu kararın aile birleşimi konusunda zorluk çıkaran ülkelerin yararına olduğu görüşüne yer veren Kılıç, “Böylece Federal Almanya Hükümeti’nin Avrupa hukuku gerçekliğini bundan böyle de inkâr etmesini kolaylaştırmış oldu.” diye sözlerini tamamladı.