Dsp Genel Başkanı Türker, Haksen Genel Başkanı Çivi İle Görüştü

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, kamu görevlilerin örgütlü olmasının önemine değinerek, "Kamu çalışanlarına ve emeklilere yüzde 10 zam verilmeli" dedi.

DSP Genel Başkanı Türker, DSP Genel Merkezi`nde Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Başkanı Ayhan Çivi ve beraberindeki heyetle görüştü. Toplu sözleşme çalışmalarının konu edildiği toplantıda Türker, "Kamu çalışanlarının örgütlü olması, Türkiye için çok önemlidir. Diğer kesimlerdeki örgütlenme çabaları, sendikacılık, yavaş yavaş yok olma noktasına getiriliyor. Bunun desteklenmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu

"Dünya`da bir kriz yaşanıyor" diyen Türker, bu krizin Türkiye`ye yansımasının farklı olacağına işaret etti. ABD`nin notunun düşürüldüğünü ifade eden Türker, "Doların değer kaybetmesi gerekirken, Türkiye`de dolar değer kazanıyor. Gümrük kapılarında tutulmuş olan yurtdışı enflasyon üreticisi doların değer bulmasına bağlı olarak, Türkiye`de farklı bir yapılanmaya gidiyor. Buna dikkat etmek gerekir" diye konuştu

Bu durumda alınması gereken önlemin kamu çalışanlarıyla toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına yüzde 10 civarında bir ara zammın verilmesi olduğunu kaydeden Türker, bu zammın aynı zamanda emeklilere yansıtılması gerektiğine de değindi. Türker, Türkiye`de satın alma gücünün yükseltilmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Kamuda bir rahatlık var, bunun nedeni geçtiğimiz dönemde torba yasasıyla ilgili yapılan Sosyal Güvenlikte Yapılandırma Genelgesi`dir" diyen Türker, zorunlu bir tasarruf yaratıldığını,bu zorunlu tasarrufun, krizden korunmak için de çok iyi bir önlem olarak görev yapacağını belirtti. Tüketenlerin gelirleri arttırılmadığı zaman bu yapılandırmaya başvuranların isteklerinin yerine getirilmemesiyle, tasarruf olgusu ortadan kalkacağına değinen Türker, koruyucu olarak gözüken bu önlemin devlet bütçesini zedeler hale geleceğine işaret etti. Türker, "Önce özel sektör, sonra bireyler bu krizden eğer gerekli önlem alınmazsa çok büyük zarar görecektir" dedi

Türker, "Türkiye`nin önemli bir meselesi de Suriye`dir" diyerek konuşmasında şunları kaydetti: "Dün Dışişleri Bakanı`nın Suriye`yi ziyaret etmesi doğru bir karardır. Komşu bir ülkede ve Tunus`tan başlayarak Suriye`ye kadar uzanan bu Arap Baharı dedikleri başkaldırı olgusunun, Türkiye`nin sınırlarına gelmiş olması önemlidir. Şu anda Türkiye`ye sığınan Suriyeli sayısı 10 bin kişidir. Ama kamp olarak gösterilen verilere baktığımız zaman bu 10 bin kişinin sığınacağı yer yok. Bu kamplardan gelenler dağa çıkanlar, terörle işbirliği yapan kişiler biliyorsunuz. Suriye`de uzun bir süre Abdullah Öcalan`ıikamet ettirmiştir. Terörü el altından desteklemiştir. Türkiye bu konuda görüşmeleri yapmakta haklıdır. İki konuya da gözden uzak tutmamak gerekir. Yarın öbür gün Güneydoğu`daki ve Doğu Anadolu`daki düşük yoğunluktaki çatışmayı bahane edip birileriyle aynı şekilde Türkiye`yi ziyaret edebilir. Bu çatışmaların artması halinde Türkiye, Irak İran ve Suriye ile bir yerden kopacak parçalarla kurulması düşünülen konfederasyonun da temeli atılmış oluyor." Barzani`nin de bu konuda bir açıklamada bulunduğunu belirten Türker, Türkiye`nin bu aşamada çok dikkat etmesi gerektiğini, özellikle dış güvenliğin önem kazanacağını ve iç güvenliğin de önemli ölçüde etkileneceğini söyledi. YAŞ kararlarıyla birlikte Türk ordusuna yönelik bir yıpratma kampanyası başlatıldığını belirten Türker, hükümetin buna izin vermemesi ve bu konuda gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade etti. Türker, "Türkiye`nin hem dışarıdan içeriye yaşayan ekonomideki bu krizin, hem deSuriye`de yaşanan bu olayların Türkiye`ye sıçraması riskini dikkate alması, daha tedbirli olması ve halkıyla da ciddi bir empati içine girerek özellikle kamuda çalışanların ücretlerini arttırılma yoluyla gerilla politikasının tanzim edilmesi gerekir" diye konuştu

Bir gazetecinin ekonomideki gidişat hakkındaki sorusuna Türker, "Türkiye`de şuanda reel ekonomide göstergeler gerçeği yansıtmıyor. Çünkü Türkiye`deki reel ekonomi ithalata dayalı ekonomi haline geldi. İthalata dayalı ekonomi olduğu için dövizde bir baskı var. Adeta yurtdışındaki fiyat artışları sınır kapılarında tutuluyordu. Şimdi yurtdışındaki gelişmeler Türkiye`nin önce kendi dengesini bulmasını gerektiriyor. O nedenle dövizdeki bu artışlar bastırılmış olan döviz kurunun kendini düzeltmesiyleilgilidir. Tabii dışarıda yaşanan bu gelişmeler, dışarıdakilerin de Türkiye`deki sıcak parayı geri çekmelerine neden olmaktadır. Kısa vadede borçlananlar borçlarını döviz olarak ödeyebilmek için dövize de talep oluyor. Döviz artışı devam ederse ihracat da olumsuz etkilenecek" cevabını verdi

Kamu görevlilerinin gündemde olan konularına ilişkin görüşme yapacaklarını belirten Çivi ise, "DSP her zaman kamu çalışanlarının sorunlarına duyarlı olmuştur, dinlemiştir, anlamıştır. Gerektiği zaman da gerekli girişimleri yapmıştır" diyerek, Türker`e destekleri için teşekkür etti

Kaynak: İHA