Dink cinayetinde kritik bilgi TİB'e takıldı
Hrant Dink cinayetiyle ilgisi olduğu iddia edilen 4 kişinin sırrını aydınlatılabilecek bilgi TİB'e takıldı.
Hrant Dink cinayetinin görüntülerindeki gizemli 4 kişinin sırrını aydınlatılabilecek bilgi TİB’e takıldı. Mahkemenin istediği cinayet mahallinde bulunan kişilerin telefon numaraları ‘özel hayat’ gerekçesiyle verilmedi.
Vatan gazetesinin haberine göre Hrant Dink cinayetinin perde arkasını aydınlatabilecek çok önemli bir bilgi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) engeline katıldı. TİB, Dink öldürüldüğü sırada, olay yerinde tetikçi Ogün Samast dışında şüpheli 4 kişinin daha bulunduğunu ileri süren avukatların mahkeme kanalıyla ilettikleri cinayet işlendiği sırada o civarda bulunan kişilerin telefon numaralarının gönderilmesi talebini “özel hayatın ihlali” olacağı gerekçesiyle reddetti. Oysa Yargıtay yakın zamanda, Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine mahkemelerin “delil toplama yetkisi” kapsamında tanıkların bile telefon kayıtlarının istenebileceğine karar vermişti.
Esrarengiz 4 kişi
Dink ailesinin avukatlarının yaptıkları görüntü analizine göre, 19 Ocak 2007 tarihinde cinayetin işlendiği Agos gazetesi önünde dolaşan ve sık sık telefonla konuşurken güvenlik kamarelarına yakalanan bir kişi var. Görüntülerde bu kişinin, yanına yaklaşan yaşlı bir adamla konuştuğu ve diğer bir şahısla da işaretleştiği görülüyor. Dink ’in Agos’tan çıkıp girdiği bankadan ayrılmasından sonra arkası dönük olduğu halde telefonla konuşan bu kişi, birden bire dönerek Dink’in bulunduğu yöne bakıyor. Cinayetin ardından Samast kaçarken, aynı kişi yanında bir başka kişiyle birlikte arkadan bir süre bakıyor ve sonra da o bölgede bulunan bir inşaata giriyor. Avukatlar, görüntülerdeki ikinci kişinin Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal olduğunu öne sürüyor. Bu amaçla Trabzon Emniyet Müdürlüğüne Hayal ’in biyometrik fotoğrafının çekilmesi için yazı yazıldı ancak fotoğraf Hayal bulunamadığı gerekçesiyle mahkemeye ulaştırılmadı.
Görüntülerdeki bu kişilerin esrarını çözebilecek en önemli bilgi ise TİB engeline katıldı. Avukatların Dink cinayetinin görüldüğü 14. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla TİB’den istedikleri, cinayetin işlendiği gün cinayet mahalinde sinyal veren telefon numaralarının gönderilmesi talebine olumsuz yanıt geldi. TİB, talebi, belli bir zaman aralığında, belli bir bölgede bulunan tüm telefon numaralarının mahkemeye gönderilmesinin, o telefon kişilerin “özel hayatının gizliliğini ihlal edeceği” gerekçesiyle reddetti.
Yargıtay’ın aksi yönde kararı var
TİB’in bu tavrına rağmen Yargıtay bir süre önce, yine bir cinayet davasında tanıkların telefon detay kayıtlarının ve HTS (cep telefonunun bulunduğu yerleri belirten raporlar) bilgilerinin mahkemeye gönderilmesine karar vermişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine aldığı kararda CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) ve yönetmeliklere göre tanıkların iletişiminin izlenemeyeceği belirtilmiş, ancak mahkemelerin “genel soruşturma ve delil toplama yetkisi” çerçevesinde bu yola gidebilecekleri savunulmuştu. Kararla soruşturma ve davalarda sadece şüpheli veya sanıkların değil, tanıkların da iletişiminin izlenmesinin yolu açılmıştı. Yargıtay’ın bu kararına karşın, cinayetin olası tanıkları, hatta şüphelisi olabilecek kişilerin telefon numaralarının mahkemeye bildirilmemesi, mahkemenin Dink cinayetini aydınlatabilecek çok önemli bir bilgiden mahrum bırakılması anlamına geliyor.
Vatan gazetesinin haberine göre Hrant Dink cinayetinin perde arkasını aydınlatabilecek çok önemli bir bilgi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) engeline katıldı. TİB, Dink öldürüldüğü sırada, olay yerinde tetikçi Ogün Samast dışında şüpheli 4 kişinin daha bulunduğunu ileri süren avukatların mahkeme kanalıyla ilettikleri cinayet işlendiği sırada o civarda bulunan kişilerin telefon numaralarının gönderilmesi talebini “özel hayatın ihlali” olacağı gerekçesiyle reddetti. Oysa Yargıtay yakın zamanda, Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine mahkemelerin “delil toplama yetkisi” kapsamında tanıkların bile telefon kayıtlarının istenebileceğine karar vermişti.
Esrarengiz 4 kişi
Dink ailesinin avukatlarının yaptıkları görüntü analizine göre, 19 Ocak 2007 tarihinde cinayetin işlendiği Agos gazetesi önünde dolaşan ve sık sık telefonla konuşurken güvenlik kamarelarına yakalanan bir kişi var. Görüntülerde bu kişinin, yanına yaklaşan yaşlı bir adamla konuştuğu ve diğer bir şahısla da işaretleştiği görülüyor. Dink ’in Agos’tan çıkıp girdiği bankadan ayrılmasından sonra arkası dönük olduğu halde telefonla konuşan bu kişi, birden bire dönerek Dink’in bulunduğu yöne bakıyor. Cinayetin ardından Samast kaçarken, aynı kişi yanında bir başka kişiyle birlikte arkadan bir süre bakıyor ve sonra da o bölgede bulunan bir inşaata giriyor. Avukatlar, görüntülerdeki ikinci kişinin Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal olduğunu öne sürüyor. Bu amaçla Trabzon Emniyet Müdürlüğüne Hayal ’in biyometrik fotoğrafının çekilmesi için yazı yazıldı ancak fotoğraf Hayal bulunamadığı gerekçesiyle mahkemeye ulaştırılmadı.
Görüntülerdeki bu kişilerin esrarını çözebilecek en önemli bilgi ise TİB engeline katıldı. Avukatların Dink cinayetinin görüldüğü 14. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla TİB’den istedikleri, cinayetin işlendiği gün cinayet mahalinde sinyal veren telefon numaralarının gönderilmesi talebine olumsuz yanıt geldi. TİB, talebi, belli bir zaman aralığında, belli bir bölgede bulunan tüm telefon numaralarının mahkemeye gönderilmesinin, o telefon kişilerin “özel hayatının gizliliğini ihlal edeceği” gerekçesiyle reddetti.
Yargıtay’ın aksi yönde kararı var
TİB’in bu tavrına rağmen Yargıtay bir süre önce, yine bir cinayet davasında tanıkların telefon detay kayıtlarının ve HTS (cep telefonunun bulunduğu yerleri belirten raporlar) bilgilerinin mahkemeye gönderilmesine karar vermişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine aldığı kararda CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) ve yönetmeliklere göre tanıkların iletişiminin izlenemeyeceği belirtilmiş, ancak mahkemelerin “genel soruşturma ve delil toplama yetkisi” çerçevesinde bu yola gidebilecekleri savunulmuştu. Kararla soruşturma ve davalarda sadece şüpheli veya sanıkların değil, tanıkların da iletişiminin izlenmesinin yolu açılmıştı. Yargıtay’ın bu kararına karşın, cinayetin olası tanıkları, hatta şüphelisi olabilecek kişilerin telefon numaralarının mahkemeye bildirilmemesi, mahkemenin Dink cinayetini aydınlatabilecek çok önemli bir bilgiden mahrum bırakılması anlamına geliyor.