'Filistin davası Türkiye'nin davasıdır'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Filistin'de uzlaşı hükümetinin kurulması için gereken çabayı göstereceğini söyledi. Erdoğan, "Filistin'deki Yahudi yerleşim faliyetleri biran önce sonlandırılmalıdır. Batı Şeria'da ki Filistinlilerin dolaşımını engelleyen uygulama kaldırılmalıdır, mızrak artık çuvala sığmıyor" dedi.

'Filistin davası Türkiye'nin davasıdır'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Büyükelçiler Konferansı açılışında katılımcılara hitap etti. Erdoğan konuşmasında İsrail'i ve Avrupa'yı adeta topa tuttu. İşte Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları:

"Kardeşlerimizin maruz kaldığı katliamı unutmadık, unutmayacağız. Sözlerimin başında şu gerçeği birkez daha hatırlatmakta fayda görüyorum, İsrail uluslararası hukuka ve insani değerlere aykırı bu eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, kardeşlerimizin yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça iki ülke arasında ki ilişkilerin düzelmesi söz konusu olamaz. Bizim kitapımız Kuran-ı Kerim; Kim bir canı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur, kim bir canı yaşatırsa bütün insanları yaşatırmış gibi olur, aynı sureyi İncil'de de görüyoruz; Hırsızlık etme, annene babana saygı göster ve komşunu kendin gibi sev, böyle ifade ediliyor, Tevrat ise; Adam öldürmeyeceksin' diyor. Öyleyse Filistin halkına reva gördüğünüz zulmü neyle izah ediyorsunuz? Öyleyse masum insanlara kurşun atmayı, sırtından vurmayı neyle izah ediyorsunuz? Çocuklara ilaç, gıda, oyuncak götüren bir gemi dolusu merhamet elçisine nasıl silah doğrultuyor ve silah sıkıyorsunuz? Filistin davası sadece Filistin'in yada Filistinlilerin değil, hak ve özgürlükten yana olan hangi inançtan olursa olsun insani değerleri savunan her insanın davasıdır.

Bölgemizde yaşanan olaylar, Ortadoğu'da ki sorunlarda İsrail, Filistin itilafının gerçeğini örtemez. Libya, Mısır ve Suriye'de ki gelişmelere herkes odaklanmış olabilir ancak biz Filistin'li kardeşlerimizin haklı davalarını gözardı etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Filistin davası zira Türkiye'nin davasıdır, Filistinlilerin 60 yılı aşkın süredir kendi devletlerine kavuşamamış olmaları insanlık adına kabul edilebilir bir durum değildir. Ara sıra barış ışığı yansada bu ışığı karartan bir sabotaj bulunmuştur ama artık statükonun sürdürülemeyeceği anlaşılmıştır.

"BU HAYATİ SORUYU ÖLÇMEDEN BÖLGEDEKİ SORUNLARI ANLAYAMAYIZ"


Akdeniz havzası ve Ortadoğu'da ki gelişmeler bizi herzaman doğrudan ilgilendirmiştir, yeni fırsatlar kadar yeni tehditlerde geliyor bunu bilmek lazım. Şimdi Ortadoğu değil sadece bütün insanlık bir sınavla karşı karşıyadır. Norveç Oslo'da işte yine bir terör orada da tüm iyi niyetlere rağmen 80 olduğu belirtildi. Terör 80 canı aldı bunun nereye gideceği belli değil, biz tüm Norveç halkına baş sağlığı diliyoruz, geçmiş olsun diyoruz. Terör bölge halklarını birleştirici rol mü oynayacak, bu hayati soruyu ölçmeden bölgedeki sorunları anlayamayız. Bölgede ki gelişmelerin asla ayırıcı, kin ve nefret odaklı mecralara çekilmemesi gerekir. Ortadoğu'nun içinden geçmekte olduğu demokratik dönüşüm sadece halklar tarafından üstlenilmeli, müdahalelerden uzak durulmalıdır, sivil halka zarar verilmesinin engellenmesi için bütün tedbirler alınmalı ve halkların meşru talepleri ivediliklikle karşılanmalıdır. Bölgede sükunetin yeniden tesis edilmesi için gayretlerimizi daima sürdüreceğiz, bölgenin köklü meselelerine çözüm bulunması asla belirli ülkelerin üstesinden gelebileceği bir durum değildir.

"MIZRAK ARTIK ÇUVALA SIĞMIYOR"


Kudüs tarih boyunca farklı din, dil unsurlarının yaşadığı bir şehir olmuştur bu yüzden Kudüs bugün ki cefadan kurtulmadığı sürece ne Ortadoğu'da nede ötesinde huzur ve istikrar düşünülemez. Kudüs'ün yapısını değiştirecek ve tek taraflı atılan adımlar işin daha çok içinden çıkmaz hal almaktadır, Filistinlilerin evlerinden çıkarılmaları ve yerleşimciler tarafından şiddete maruz kalmaları, dolaşım özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar gibi uygulamar asla kabul edilebilir değildir. İsrail, Doğu Küdüs'ün Filistin'in başkenti olduğunu kabul etmelidir, bütün taraflar uluslararası hukuka ve birbirilerinin haklarına saygı göstermeli, bu ortak soruna ortak bir çözüm geliştirmelidir. Türkiye, Filistin davasını herzaman kendi davası olarak görmüş ve öylece sahip çıkmıştır. Filistinli kardeşlerimiz özlemini çektikleri devletlerine artık kavuşmalıdır, barış sürecinin önünde ki en büyük engel olan Yahudi yerleşim faliyetleri biran önce sonlandırılmalıdır. Batı Şeria'da ki Filistinlilerin dolaşımını engelleyen uygulama kaldırılmalıdır, mızrak artık çuvala sığmıyor. Bu durumu herkes biliyor, hukuk dışı, insanlık dışı ablukanın yani kuşatmanın biran önce kaldırılarak Filistin halkının ihtiyacı olan ürünlerin biran önce girişine izin verilmelidir. Gazze'de ki durumdan sızlamayan vicdan artık vicdan değildir, ister insani isterseniz olaya uluslararası bakın bir gerçek vardır, kadınların, çocukların katledilmesinden daha acı bir gerçek yoktur.

"İSRAİL'İN ŞIMARIK DAVRANIŞLARINA PRİM VERMEYE DEVAM EDERLERSE..."

Başta BM ve ABD olmak üzere uluslararası çevreler İsrail'in şimarık davranışlarına prim vermeye devam ederse açık söylüyorum bu suçun bir faili olarak anılmaktan kurtulamazlar. Siz şimdi biraraya geldiniz ya birileri çılgına döndü, sizin birleşmeniz onları asıl ürküten noktadır, önümüzdeki mesele uzlaşı hükümetinin kurulmasıdır. Şimdi bütün enerjimizi bunun en kısa sürede gerçekleşmesi için harcamamız gerekmektedir. Bu konuda en kısa zamanda bir fikir birliği sağlanması Filistin davası içinde hayırlı bir gelişme olacaktır, Türkiye geçmişte olduğu gibi bugünde uzlaşı hükümetinin sağlanması için elinden gelen katkıyı sağlamaya devam edecektir. Temennimiz, 2007 yılında Mekke'de sağlanan anlaşmadan sonra tekrarlanan hataların tekerrür etmemesidir, kardeş kanı dökülmesine artık kimsenin tahammülü yoktur. Sağlanan uzlaşı ve Filistinli kardeşlerimizin arasında ki birliğin sürdürülmesi partiler ve şahısların sorumluluğudur, bu husus sağlandığında bu sorunların aşılabileceği konusunda kimsenin şüphesi olmaması gerekir.

"FİLİSTİN'DE FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ"

Ekonomik alanda karşılıklı menfaat sahaları oluşturmaya ve Filistin halkının kalkınmasına çaba harcıyoruz, işadamlarımızı Filistin'de yatırım yapmaları yönünde teşvik etmeyi sürdürüyoruz, halklarımız arasında ki kardeşlik bağlarının pekişmesi yönünde ki faliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Filistin sokaklarında Türk bayrağına, şehit kanlarının rengine hilale ve o hilali kucaklayan yıldıza saygı göstermek bizim için dünyalara bedeldir o muhabbet yüzde yüz karşılıklıdır, sonsuza kadarda öyle kalacak öyle olacaktır.

Düşünürlerimizin dediği gibi; Kalbimin yarısı Mekke'dir, yarısı Medine, üstünü bir tül gibi Kudüs örter. İsterim ki, bu hissiyatımız bütün dünya dillerine tercüme edilsin ve doğru anlaşılsın, biz sevgi medeniyetinin çocuklarıyız. Adaleti, merhameti sadece kendimiz için değil, bizim gibi düşünen bizim gibi yaşayan insanlar için değil bütün insanlar için hak olarak görüyoruz.

Ünlü şairin dediği gibi;

Nasıl, nasıl yemyeşil bir portakal ağacı kapanır bir hücreye yada bir limana.

Nasıl saklanır bir gurbet elede yemyeşil kalır.

Doluydu portakal kabuklarıyla ellerimiz ve hep çöl, hep çöl ve hep çöldü ardım.

Veiçerim ki bir mendil işleyeceğim yarına kadar bir cümleyle baldan tatlı.

Bir Filistin'li vardı, bir Filistin yine var.

Bende diyorum ki, evet bir Filistin vardı ve bir Filistin yine olacak" diyerek konuşmasını sonlandırdı.


Kaynak: İHA