"Türkiye’De Yatırımlar İstikrarlı İktidarlar Döneminde Yapılmıştır"

Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha, Türkiye’de kayda değer yatırımların tamamının istikrarlı iktidarlar döneminde yapıldığını söyledi.

Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha, Türkiye’de kayda değer yatırımların tamamının istikrarlı iktidarlar döneminde yapıldığını söyledi.

Tek parti döneminden sonra 1950’de iktidara gelen 10 yıllık Demokrat Parti’den (DP) sonra ülkenin çok ciddi bir geçiş süreci yaşadığını vurgulayan Çaha, “1965 Adalet Parti’nin tek başına iktidara geliş dönemidir. Bu tarihe karar doğru düzgün bir şey yapılmamıştır. DPT kurulmuştur, bir anayasa çıkarılmıştır. Bizim kimi aydınlarımız 1961 anayasasının çok ilerici ve özgürlükçü telakki eder. Değildir; 1924 anayasası 1961 anayasasına göre çok daha ilericidir. Bugün bürokratik vesayetçi sistemin temeli 1961 anayasasına dayanıyor.” dedi.

Adana Demokrasi, İstikrar ve Özgürlük Platformu tarafından Seyhan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Demokrasi ve İstikrar” konulu toplantıya konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ömer Çaha, önemli tespitlerde bulundu.

Büyük bir ilgiyle dinlenen Çaha, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde derin travmalara, kaotik iniş–çıkışlar ile karşı karşıya kaldığını kaydetti. Ülkenin modernleşme gereğini “süreklilik modeli” içinde devam ettiremediğini vurgulayan Çaha, tek parti döneminde rejime muhalif kabul edilen unsurların tasfiye edildiğini anlattı. Adnan Menderes’in başkanlığındaki Demokrat Parti bir halk devrimini gerçekleştirdiğini açıklayan Çaha, DP ile başlayan kalkınma sürecinin darbeler ve vesayetçi anlayışla kesilmemesi halinde ülkenin bugün çok farklı bir noktada olacağını ifade etti.

1950’de ekonomik anlamda Türkiye ile aynı durumda olan Güney Kore, Japonya ve Almanya’nın hızlı bir şekilde geliştiğine dikkat çeken Çaha, “Türkiye 1960 askeri müdahalesi ile kesinti yaşarken bu ülkeler başına alıp gitmiştir. Bugün Kore‘de kişi başına düşen milli gelir 30 bin doları geçmiştir. 1950’lere kadar bizimle boy ölçüşmeyen Japonya şimdi mukayese edilmeyecek bir yerdedir. Tek parti CHP sembolik bir çok fabrikanın dışında bir yatırım yapmadı. Ancak DP’nin 10 yıllık iktidarında tarımdan sanayiye; enerjiden eğitime kadar bütün göstergeler katlanmıştır. Kentli nüfus oranımız yüzde 11’den yüzde 32’lere yükselmiştir. Kalkınmanın itici gücü kentlerdir. Tek parti döneminde illerde doğru dürüst bir lise yok. Türk toplumun üniversite ile tanıştıran demokratlardır. Devamında Adalet Parti, ANAP ve AK Parti’dir.” şeklinde konuştu. Gücünü devletten alan, topluma tepeden bakan buyurgan, vesayetçi elit bürokratik ‘zinde kuvvetlerin’ 10 yıl boyunca DP’ye baskı uyguladığını hatırlatan Çaha, sonuçta demokratların askeri darbe ile yıkıldığına işaret etti. Adnan Menderes’in 1960’da dördüncü zaferi için erken seçim kararı aldığını fakat o günkü basının bunu duyurmadığını belirten Prof. Dr. Ömer Çaha, seçime çok kısa bir süre kala yapılan askeri müdahale ile Menderes ve ekibine Yassıada’ya sürüldüğünü kaydetti.



KOALİSYONLAR DÖNEMİNDE TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KONULMAMIŞTIR

1960 darbesinden 2011’e her 10 yılda bir ülkenin benzeri müdahalelere maruz kaldığının altını çizen Çaha, şöyle devam etti: “1971 muhtırasından 1980’e kadar Türkiye koalisyonlarla yönetilmiştir. Bu sürede ne yazık ki taş üstüne taş konulmamıştır. İki önemli proje var; Keban Barajı ve Boğaz Köprüsü’nün temelleri Adalet Parti’sinin tek başına iktidarda olduğu dönemde atılmıştır. Bu örnek tek başına iktidarın önemini anlatan somut bir göstergedir. 1983–91 arasında Turgut Özal gibi bir aktörle ülke ciddi bir toparlanma devri yaşamıştır. Otobanlar, üniversiteler, Fatih Köprüsü gibi büyük projelerin altına imza atılmıştır. Özal’ın tavsiyesi ile yine 1991–2002 yılları arasında Türkiye koalisyonlarla yönetilmiştir. O tarihte 3 bin 250 dolar olan kişi başı milli gelir 2 bin 250 dolara gerilemiştir. 11 yılda ekonomi yüzde 50 değer kaybetmesi için ülkenin çok büyük bir savaşa girmiş olması gerekir. Bu dönemde de taş üstüne taş konulmamıştır.”

YENİ ANAYASA PARTİLERİN YOL HARİTASI HALİNE GELDİ

AK Parti’nin 8,5 yıllık iktidarında ülkenin tekrar bir toparlanma dönemine girdiğini hatırlatan Çaha, bazı problemlere rağmen çok önemli projelerin altına imza atıldığını vurguladı. Milli gelirin 10 bin dolara ve ekonominin dünya sıralamasında 16. sıraya yükseldiğini aktaran Çaha, “12 Haziran seçimlerinde partiler önümüze 2023 vizyonunu koydu. Bunu çok önemsiyorum. Ayrıca toplumun talebiyle yeni bir anayasa partilerin yol haritası haline gelmiş durumda. Mevcut tabloda partilerin uzlaşarak bir anayasa yapma şansı yoktur. Her partinin bir pozisyonu var; kimse bundan ödün vermek istemiyor. Önümüzdeki 100 yıla refakat edebilecek sivil ve demokrat bir anayasanın yapılabilmesi için AK Parti’nin 330 milletvekili çıkarması gerekir. Bu sayıya ulaşılmazsa partilerin uzlaşarak bir sivil anayasa yapabileceğini düşünmüyorum.”diye konuştu.