Faili Meçhul Yakınları: Ergenekon Yargılamaları Türkiye’Nin Önünü Açacak
Bolu’da 1994 yılında köylüler tarafından boş arazide cesetleri bulunan Kürt işadamlarının yakınları Ergenekon operasyonlarını olumlu bulduklarını söyledi. Ağabeyi Adnan Yıldırım’ı mezarı başında anan Nihat Yıldırım, “Bu işlerin içinde bulunmuş Cumhurbaşkanı‘ysa da Genelkurmay Başkanı‘ysa da yargı ayağıysa da kim olursa olsun hesap sorulmalı.” dedi.
Bolu’da 1994 yılında köylüler tarafından boş arazide cesetleri bulunan Kürt işadamlarının yakınları Ergenekon operasyonlarını olumlu bulduklarını söyledi. Ağabeyi Adnan Yıldırım’ı mezarı başında anan Nihat Yıldırım, “Bu işlerin içinde bulunmuş Cumhurbaşkanı‘ysa da Genelkurmay Başkanı‘ysa da yargı ayağıysa da kim olursa olsun hesap sorulmalı.” dedi.
1994 yılında Kürt işadamı Adnan Yıldırım, Savaş Buldan ve Hacı Karay iddiaya göre gözaltına alındıktan sonra işkenceye edilerek öldürülmüştü. Bolu’nun Yığlıca ilçesinde köylüler tarafından cesetleri bulunan üç Kürt işadamanın öldürülmesinin üzerinden tam 17 yıl geçmesine rağmen, cinayetin üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Öldürülen Kürt işadamlarının yakınları Avcılar Mezarlığı’nda bir araya gelerek yakınları için Kur‘an okudu, dua etti.
Anma töreninin ardından Cihan Haber Ajansı‘nın (Cihan) sorularını yanıtlayan Adnan Yıldırım’ın kardeşi Nihat Yıldırım, Ergenekon operasyonlarına dikkat çekti. Operasyonları olumlu bulduğunu ve faili meçhul cinayetler açısından devam etmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, “Ergenekon yargılamalarını gayet olumlu buluyorum. Çünkü hakikaten görülüyor ki, nasıl darbe yapmak için kendi camiini bile bombalamayı düşünen, kendi Müslümanına bile tahammül edemeyen, kendi insanlarını öldüren, kendi jetini düşürmeyi düşünen, kendi askerini öldürenler ortaya çıktı. Bu zihniyetin yargılanması Türkiye’nin önünü kesinlikle açtığını düşünüyorum. Tabi ki sıranın bize de gelmesini faili meçhullerin de bulunmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Kürtlerin ülkeyi bölmek istemediğini söyleyen Yıldırım, “Kürtlüğü ile yaşamak isteyenlere burada bakışın değişmesi gerekiyor. Yeni bir anlayış gerekiyor. Kürtler bölünmek istemiyor. Kürtler birlikte yaşamak istiyor. Benim ağabeyim öldürüldü. Benim ağabeyim Kürt olduğunu söyleyen bir işadamıydı. Birçok Kürt öldürüldü ve kim tarafından öldürüldüğü biliniyor. Bağımsız akil insanlardan aklını laiklik ve Kemalizm’le bozmamış insanlardan oluşan, bu dindar olur bu demokrat olur, tarafsız insanlardan bir komisyon kurulursa her şeyin ortaya çıkacağını umuyorum. Bu işlerin içinde bulunmuş Cumhurbaşkanıysa da Genelkurmay Başkanıysa da, yargı ayağıysa da, kim olursa olsun hesap sorulmalı.” ifadelerini kullandı.
Eşi Savaş Buldan’ı faili meçhul cinayete kurban veren Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Pervin Buldan ise cinayetlerin aralarında JİTEM’in de olduğu karanlık güçler tarafından işlendiğini öne sürdü. Mehmet Ağar’ın işlenen cinayetlerden bilgisi olduğunu iddia eden Buldan, "Bu bir sistem sorunu. Derin devletin içinde olduğu, karanlık güçlerin içinde olduğu, JİTEM’in ve çetelerin içinde olduğu bir kesim tarafından işlenen bir cinayet aslında. Özellikle 90 ve 95 konsepti dediğimiz süreç içinde işlenen cinayetler.” şeklinde konuştu.
O dönemde Kürt özgürlük hareketinin atağa geçtiğini ve bunun bastırılması için cinayetlerin işlendiğini savunan Buldan, “Sistemin de bunu bastırmak adına yapmış olduğu cinayetler. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bu cinayetler işlendi. Tansu Çiller, ‘PKK’ya yardım eden Kürt işadamları listesi elimizde ve bunlardan hesap soracağız’ dedi ve daha sonra bu cinayetler zinciri başladı. Şunu ifade edebilirim. Türkiye bir hukuk devletiyse bu cinayetler kolaylıkla çözülebilir. Hukuk işlerse cinayetler açığa çıkar. Mehmet Ağar yargılanmalı ve müebbet hapis cezası alması gerekiyor. İşlenen bütün cinayetlerden haberdar olan bir insan. Ergenekon, Türkiye’de devlete yardım eden devletten taraf olan devletin bütün karanlık işlerinin içinde olanlara yönelik operasyonlardır.” şeklinde konuştu.
1994 yılında Kürt işadamı Adnan Yıldırım, Savaş Buldan ve Hacı Karay iddiaya göre gözaltına alındıktan sonra işkenceye edilerek öldürülmüştü. Bolu’nun Yığlıca ilçesinde köylüler tarafından cesetleri bulunan üç Kürt işadamanın öldürülmesinin üzerinden tam 17 yıl geçmesine rağmen, cinayetin üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Öldürülen Kürt işadamlarının yakınları Avcılar Mezarlığı’nda bir araya gelerek yakınları için Kur‘an okudu, dua etti.
Anma töreninin ardından Cihan Haber Ajansı‘nın (Cihan) sorularını yanıtlayan Adnan Yıldırım’ın kardeşi Nihat Yıldırım, Ergenekon operasyonlarına dikkat çekti. Operasyonları olumlu bulduğunu ve faili meçhul cinayetler açısından devam etmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, “Ergenekon yargılamalarını gayet olumlu buluyorum. Çünkü hakikaten görülüyor ki, nasıl darbe yapmak için kendi camiini bile bombalamayı düşünen, kendi Müslümanına bile tahammül edemeyen, kendi insanlarını öldüren, kendi jetini düşürmeyi düşünen, kendi askerini öldürenler ortaya çıktı. Bu zihniyetin yargılanması Türkiye’nin önünü kesinlikle açtığını düşünüyorum. Tabi ki sıranın bize de gelmesini faili meçhullerin de bulunmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Kürtlerin ülkeyi bölmek istemediğini söyleyen Yıldırım, “Kürtlüğü ile yaşamak isteyenlere burada bakışın değişmesi gerekiyor. Yeni bir anlayış gerekiyor. Kürtler bölünmek istemiyor. Kürtler birlikte yaşamak istiyor. Benim ağabeyim öldürüldü. Benim ağabeyim Kürt olduğunu söyleyen bir işadamıydı. Birçok Kürt öldürüldü ve kim tarafından öldürüldüğü biliniyor. Bağımsız akil insanlardan aklını laiklik ve Kemalizm’le bozmamış insanlardan oluşan, bu dindar olur bu demokrat olur, tarafsız insanlardan bir komisyon kurulursa her şeyin ortaya çıkacağını umuyorum. Bu işlerin içinde bulunmuş Cumhurbaşkanıysa da Genelkurmay Başkanıysa da, yargı ayağıysa da, kim olursa olsun hesap sorulmalı.” ifadelerini kullandı.
Eşi Savaş Buldan’ı faili meçhul cinayete kurban veren Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Pervin Buldan ise cinayetlerin aralarında JİTEM’in de olduğu karanlık güçler tarafından işlendiğini öne sürdü. Mehmet Ağar’ın işlenen cinayetlerden bilgisi olduğunu iddia eden Buldan, "Bu bir sistem sorunu. Derin devletin içinde olduğu, karanlık güçlerin içinde olduğu, JİTEM’in ve çetelerin içinde olduğu bir kesim tarafından işlenen bir cinayet aslında. Özellikle 90 ve 95 konsepti dediğimiz süreç içinde işlenen cinayetler.” şeklinde konuştu.
O dönemde Kürt özgürlük hareketinin atağa geçtiğini ve bunun bastırılması için cinayetlerin işlendiğini savunan Buldan, “Sistemin de bunu bastırmak adına yapmış olduğu cinayetler. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bu cinayetler işlendi. Tansu Çiller, ‘PKK’ya yardım eden Kürt işadamları listesi elimizde ve bunlardan hesap soracağız’ dedi ve daha sonra bu cinayetler zinciri başladı. Şunu ifade edebilirim. Türkiye bir hukuk devletiyse bu cinayetler kolaylıkla çözülebilir. Hukuk işlerse cinayetler açığa çıkar. Mehmet Ağar yargılanmalı ve müebbet hapis cezası alması gerekiyor. İşlenen bütün cinayetlerden haberdar olan bir insan. Ergenekon, Türkiye’de devlete yardım eden devletten taraf olan devletin bütün karanlık işlerinin içinde olanlara yönelik operasyonlardır.” şeklinde konuştu.