Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Arınç‘tan Çarpıcı Açıklamalar

AK Parti Bursa Milletvekili Adayı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim çalışmaları çerçevesinde bu akşam Linev TV’de canlı yayınlanan Seçim Zamanı programına katıldı.

Arınç’a ilk olarak devam eden davalarda yargılanan bazı isimlerin Parlamento’ya girmesi durumunda Meclis’te bir ‘hesaplaşma’ yaşanıp yaşanmayacağı soruldu. Arınç, bu soruyu şöyle yanıtladı: “Neyin hesaplaşması olacak. Bu BDP tarafından geçen seçimde uygulanmıştı. Sebahat Tuncel ve birkaç arkadaşı sırf cezaevinden çıksınlar diye uygulandı. Bu sefer bu yöntemi MHP ve CHP de başvuruyor. Ben onlar açısından demokrasi sorunu olduğunu düşünüyorum. Cezaevinden çıkmak isteyen insan bunun için çare arayacaktır. Eğer bu çareyi bir anamuhalefet partisi ve muhalefet partisi gösteriyorsa kamuoyu buna tepki verecektir. Olumlu da verir olumsuz da verir. Sonuçlarına da katlanırlar.”

Arınç, seçime bağımsız olarak giren Leyla Zana, BDP Eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve başka Kürt siyasetçilerin yaptığı ‘özerlik’, ‘ayrı bayrak’ ve ‘bağımsız yerel yönetim’ gibi kamuoyunda rahatsızlık yaşatan bazı açıklamalarla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

‘ÖRGÜT VE İMRALI KOORDİNELİ SİYASİ TALEPLER’

“BDP adayları olan bu kişilerin her gün dozu artarak yaptıkları bu açıklamaların ve taleplerin muhatabının artık Kemal Kılıçdaroğlu olması lazım. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu Noel Baba gibi. Heybesine hediyeleri dolduruyor, nereye giderse oraya uygun olarak dağıtıyor. Batman’a gidiyor genel aftan bahsediyor, Hakkari’ye gidiyor demokratik özerlikten ya da yerel yönetimlerin özerlik şartından bahsediyor. Bursa’ya geliyor başka bir şey söylüyor. ‘Beynim var Ak Parti’ye oy vermeyeceğim’ afişini alkışlıyor. Biz kendi dönemimizde yerel yönetimleri güçlendirdik. Kamu yönetimi temel kanununu çıkardık Sezer veto etti. Ama Büyükşehir belediyeleri kanununu biz çıkardık. Belediyeler ve İl Özel İdareler kanunlarını da biz çıkardık. Bu konuda attığımız adımları geçmişte hiçbir hükümet yapmadı. Yerel yönetimlere özerklik ise bu BDP’nin istediği bir şeydir. Bu sorunun çözümlenmesini isteyen değil, bu konunun hiç kapanmamasını isteyenlerin isteğidir. Halkın talepleri de değildir. Ama siyasetçiler meydanlarda kitleleri tahrik etmek için daha uç noktalara eriştirmek için, bu anayasal düzende insanların bahis bile etmeyeceği konuları rahatlıkla konuşuyorlar. Sırf oralardan oy alabilmek, alkışlanabilmek için saçıyorlar, dağıtıyorlar. Leyla Zana bu konularda tecrübeleridir. Cezaevinden çıktıklarında kendileriyle görüştüm. 4 kişiydiler. Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Hatip Dicle… 4,5 saat konuştuk kendileriyle. Artık Türkiye’nin partisi olacaksınız, Türkiye’nin sorunları üzerine odaklaşın, etnik kökene dayalı siyaset yapmayın, bu sorun mutlaka bitmeli, terör örgütüyle aranıza mesafe koyun, halkı kucaklayın… Hepsine evet dediler, sonra olanları tekrar yaşadığımızı biliyoruz. Bu talepler siyasi taleplerdir ve bu talepler örgütle ve İmralı’yla koordineli taleplerdir. Ne Diyarbakır, ne Van’ın ne ne Ağrı’nın, Hakkari’nin, kadınlarının gençlerin, çocuklarının yaşlılarının, oradaki halkın böyle bir talepleri yok. Onlar sadece huzurlu bir ülkede iş bulmuş olarak ekonomilerini kazanmış, çocuklarına iyi eğitim verilmesini isteyen, kendilerine sağlık konusunda hizmet sunulmasını isteyen ve diğer konularda hükümetin bütün yatırımlarını yapmasını arzu eden, hepimiz gibi insanlar olarak yaşamak istiyorlar. Çok şükür hükümetimiz de zaten kimliğin tanınması ve hakların verilmesi konusunda atmadığı adım kalmadı. Bunu onlar da çok iyi biliyorlar”

‘RESMİ DİL TÜRKÇE OLMAK KAYDIYLA’

Anadil konusundaki engellerin ortadan kaldırıldığa dikkat çeken Arınç, “Bu memlekette sadece Kürtler yok. Etnik kökeni Arap olan birkaç milyon insan da var. Mardin’e gidin yüzde 60 Arapça konuşur… Ama hepsi bu ülkenin insanları, bizim yurttaşlarımız, ayrılık gayrılığımız yok… Ana dillini konuşacaksa bir insan, yayın yapacaksa kitap yazacaksa, günlük yaşantı içersinde, resmi dairelerde Türkçe olması kaydıyla, eğitim ve resmi yazışma dili Türkçe olması kaydıyla, bu dilini kullanabilir. Bu eskiden yoktu. Ben Kürdüm demek bile yasaktı” dedi.

TERÖR TAZMİNATLARI

Bölgedeki terör olayları nedeniyle mağdur duruma düşenlere 1,5 katrilyon lira tazminat ödendiğini hatırlatan Başbakan Yardımcısı, şöyle devam etti:

“Ne zarar gördüğünü kanıtlayan herkese hepsini tıkır tıkır ödedik. Çünkü bu insanlar bunu hak ettiler. Dolayısıyla Zana’nın veya bir başkasının bu taleplerle ortaya çıkması siyasal gösteridir. Kendilerine doğrudan bağlı bir kitle meydana getirmeye çalışıyorlar. Seçim sandığında da bunların oylarıyla milletvekili olmaya gayret ediyorlar. Emin olun ki 12 Haziran’dan sonra artık bu talepleri dillendirmeyecekler. Biraz da şov amaçlı taleplerdir.”

İSMET BÜYÜKATAMAN’A YANIT

Arınç, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Adayı İsmet Büyükataman’ın kendisine yönelik, ‘devletin araçlarını kullanıyor, koruma ordusuyla ve devletin valisiyle dolaşıyor’ şeklindeki eleştirilerine de yanıt verdi:

“Sayın İsmet Büyükataman, size bilgi vermek istiyorum... Ben Başbakan Yardımcısıyım. Bana bir resmi araç tahsisatı vardır. Kırmızı plakalı.Meraklısı değilim ama öyle.. Vali beni karşılar çünkü bu görevi gereğidir. Ben o ilde çalışacaksam bana refaket etmesi görevidir. Seçim çalışmaları dışında… Örneğin okul açılışında. Siyasi bir gösteri değildir okul açılışı… Sayın Vali benim yanımda olur. Milli Eğitim Bakanlığı onu muhatap alır çünkü. Bu Başbakan içinde böyledir. Benim Başbakanım 22 kez Bursa’ya geldi. Her vali onu karşıladı. Karşılamak zorundadır. Hepsi görevlerinden doğan şeylerdir. Bursa içinde kırmızı plakalı resmi aracımla bir yerden bir yere gitmem haktır. 237 sayılı kanuna bakarsa bu değerli muhterem kardeşimiz kimlerin binebileceğini nasıl kullanılacağı görebilir. Heveslisi değilim… Allah Büyükataman’a da versin. Milletin bunu veriyor. Bunları kullanan insanlar gece kulübüne bile gidebilirler. Özel işlerimde kullanamam. Diğerlerinin ahlakına ve sütüne kalmıştır. Bu işlerin meraklısı değilim. Çiçek sulamaya bile gidenler vardı resmi aracıyla. Ama 1 Haziran’a kadar kullanabilirim. 2 Haziran’dan itibaren kullanmam, resmi memur kullanmam, açılışa katılması yasaktır. Ben kaç seçim gördüm, bunların yasasını bilirim. Şimdi 2 araç kullanıyorum. 06 ARN 085 şahsi arabam. Bir de İl Başkan Yardımcımız bizim Cemalettin Torun’un arabası var. Bu günlerde tespit ederlerse başımız üstüne. Ey Büyükataman, eşim Başbakan Yardımcısın eşidir… O da bir toplantıya gidecekse temsil varsa gidebilir. Valinin eşiyle, belediye başkanın eşiyle… Yani acar foto muhabirlerini köşe köşe dolaştırarak olmaz… Saçmalıklarla uğraşmayalım. Koruma olmasın! Olmasın keşke... Ama benim isteğime bağlı değil. Meclis Başkanlığından ayrıldığımda koruma istemedim ama yönetmelik öyle demiyor. İsteğe bağlı olmadan korunacaktır deniyor. Bu nedenle bir eskort da veriyorlar.”

‘BENİM TEŞKİLATIM ÇOK GÜÇLÜ’

Ak Parti Bursa Milletvekili Adayı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, Bursa’daki seçim çalışmalarıyla ilgili değerlendirmesi de soruldu. Arınç, İl Teşkilatı’nın seçim çalışmalarındaki performansıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ben İl Başkanından daha çok çalışmalıyım. Ben gençlik kolları başkanlığı yaptım. İl Başkanlığı yaptık, milletvekilliği yaptım. Siyasette başarıl almak birebir siyaset yapmaktan geçer. Herkesin derdine koşmak lazım. Köyler de şehirlerde bizimdir. Çok şükür Bursa’da herkes siyasetle ilgi. Karşılığını da buluyorsunuz. Buraya geldiğimde çok ilgi gördüm. Benim teşkilatım çok güçlü… Müthiş bir miting gördüm burada. İnsanlar aktı buraya. Onu gördükten sonra Bursa’nın AK Parti’ye daha fazla sempati gösterdiğini düşünüyorum. Ama biz son dakikaya kadar işimiz başındayız.”

Seçildikten sonra bir daha Bursa’ya uğramayacağı yönündeki değerlendirmelere de tepki sitem eden Arınç, “Seçilirsek nasip ederse, yine bir görev düşerse, yerel siyaseti ihmal etmeden çalışacağım. Eski kötü örneklere bakarak söylüyorlar. Listebaşı oldular ama bir daha göremedik… Biz geleceğiz kardeşim... Ağabeyim burada yahu… Geldiğimde başımız sokacak bir evim var. Aslan gibi bir yengemiz var. Sen de ev tut dersen maaşım var sadece. Benim ev alacak bir param yok.”

Arınç, neden Polis Evi’nde kaldığının sorulması üzerine de, “Otelde, hiçbir yerde kalmam… Önce polis evi varsa, öğretmen evi varsa orada kalırım. Alanya mesela 20 oteli olan akrabalar var. Kalmam. Koruma açısından da uygun görülüyor. Böyle alıştım, zararını da görmedim” dedi

İL BAŞKANI YALÇIN VE SKM BAŞKANI EDEBALİ’YE ÖVGÜ

Arınç, seçim çalışma programıyla ilgili sorunlar yaşandığı yönündeki eleştirileri ise İl Başkanı Sedat Yalçın ve Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi överek yanıtladı:

“SKM çok başarılı… Seçim Koordinasyon Merkezi… Ben 8 ilden de sorumluyum. Diyarbakır’a, Bitlis’e, Muş’a gittim. Bolu ve Çanakkale kaldı. SKM’nin başında İsmail Hakkı Edebali var. Çok başarılı buluyorum kendisini. Çalışmaya çıkacak araçların plakasına kadar her şey var. Kutluyorum… Ne Manisa da gördüm, ne de Türkiye’nin başka bir yerinde gördüm. İl Başkanımız Sedat Yalçın da da çok başarılı. Bir güven meydana getirmiş. Belediye başkanlarımızla zaten her yerde birlikte oluyoruz... Ben de bana verilen programı bihakkın uyguluyorum, sabah 8, akşam 24…”

KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ

Programda CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu’na da yüklenen Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu:

“Biz halka biz listenin başındaki AK Parti’ye bakın diyoruz. Macera aramadığınızı biliyoruz diyoruz. Hatta meydan okuyorum. Bizden başka birinci parti olup tek başyına iktidar olacak parti varsa ona oy verin diyorum… Milletin bu tercihinin doğru ve haklı olduğunu düşünüyorum. Son 8,5 yılda yapılanlar son 60 yılda yapılanların 10 misliyse bu siyasi ve ekonomik istikrardır.. İkisi siyam ikizi gibidir. Bunu sağlayacak başka bir parti bulursa bunu değerlendirir. Yeter ki halkımızı inandırsınlar… Ama sen Süpermen misin be kardeşim? Nasıl çözeceksin orasını karıştırma, nasıl çözeceksin benim adım Kemal. Benim de Bülent… Bunu Bahçeli söylemiyor, Haydar Baş söylüyor mu bilmiyorum ama…”

Bursa’dan kaç milletvekili çıkaracaklarının sorulması üzerine de Başbakan Yardımcısı, “En çok milletvekilini biz alacağız… 2002 ve 2007’de 10’dan aşağı düşmemişiz. Şimdi 18 vekillik var. Demek ki artacak. 10’un altına düşmek gibi kötü bir ihtimali düşünmeyiz. Olanda hayır var deriz. Sorumlusu tespit ederiz, eksiklerimize bakarız. İhtimaldir ama çok küçük olduğunu düşünüyorum. Ama 10’dan çok daha fazlasını çıkaracağımızı sanıyorum” yanıtını verdi.

BARAJ 25 YILDIR VARDI

Baraj sorununun Türk siyasetinde yarattığı temsilde adaletsizlik konusunun açılması üzerine Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Seçimlere 15-16 parti giriyor olmalı. Türkiye Komünist Partisi seçime giriyor. Her parti seçime girmeli. Az veya çok. Yüzde 10 baraj, 25 senedir var. 1983-87 seçimlerinde aynı ilin farklı bölgelerinde yüzde 25 ve yüzde 33 barajlarını vardı. Ama biz 15 aylık partiyken barajlarını tanımadık yıktık gittik. Kılıçdaroğlu daha önce yüzde 7 demişti, şimdi yüzde 5’ten bahsediyor. İttifaklara yol açabilecek bir seçim düzenlemesi yapmak lazım. Veya nispi usüle dönülebilir… 450 + 100… Yüzdeye göre her parti o milletvekilliğinden aldığı oy kadar çıkarır. Bu temsiliyeti getirir. 12 Haziran’dan sonra bunu ciddi oranda ortaya koyabilirsek olabilir.”

İNAN KIRAÇ’IN SÖZLERİ

Arınç’a, İnan Kıraç’ın ‘CHP birinci parti çıkacak’ çıkışının ardından Başbakan Erdoğan’ın yaptığı ‘Risk almış’ değerlendirmesi de soruldu. Arınç, “Beyefendi işadamıdır… Hangi konular üzerinde konuşmalar yapıyor. Baykal’a gitti… Şunları şunları aday yapma dedi… Ondan sonra kasetler çıktı deniyor.

Cüneyt Arcayürek’e gidiyor. CHP birinci parti olacak, ne istersen, iste diyor. Bu senin işin mi be kardeşim… Türkiye siyasetiyle ilgilenmen tamam da, Genel Başkanını işine karışmak senin işin mi? Birinci parti olacağını söylemek? Şimdi bu durumda İnan kıraç kendi işinin dışında bunlarla uğraşırsa, ‘kardeşim sen bu işlerle uğraşma düşündüklerini söyle ama yön verme, yaşın da ileri mahçup olma demek istemiştir Başbakan. Tayyip bey çok yumuşak kalplidir” dedi

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’le geçtiğimiz hafta internetteki denetim konusunda girdikleri karşılıklı açıklamaların hatırlatılması üzerine de Başbakan Yardımcısı, “Eleştirilerini sonuna kadar yapsınlar. Ben ağır eleştirdim o ağır eleştirdi ödeştik. Her gün kavga edecek halimiz yok. TÜSİAD saygın bir kuruluş. Ama bizi öyle eleştirirlerse, biz üst perdeden karşılığını veririz” diye konuştu.

BURSA DEĞERLENDİRMESİ

Arınç, seçim sonrası olası aynı görevde kalması durumunda, Bursa’nın kendisine bağlı kurumların merkezi gibi olacağını da haber verdi. Arınç, şöyle konuştu:

“Medya forumu yaptık, Anadolu Ajansı’nın yönetimini burada topladık, RTÜK toplantısını burada yaptık. Bana bağlı kuruluşların merkezi gibi olacak Bursa. Bursa’da daha çok sayıda toplantı yapacağız. Yayınların terminal noktası gibi düşünüyoruz. İnşallah Bursa bir kongre ve turizm merkezi olacak. Şu anda bu kimliği taşıyor ama daha da güçlendirilmesi lazım. İstanbul’un tüm eksikliğini Bursa tek başına karşılayabilir. Ancak yeni konaklama tesisleri otellerimiz kurulmalı. Havaalanı trafiği yeni seferlerle güçlendirilmeli. Ulaşımı daha da kolaylaştırmamız lazım.”

Yarın SBS’ye girecek öğrencilere başarı diledi. Siyasi partilerin tüm adaylarına da seçim yarışında centilmence mücadele etme çağrısı yapan Arınç, yeni stadının temeli atılan Bursaspor’dan da gelecek sezon başarı beklediğini ifade etti

Kaynak: İHA