Ak Partili Hüseyin Çelik, Kılıçdaroğlu‘nu Eleştirdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep milletvekili adayı Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nu eleştirdi.

Çelik, Ortadoğu Fuar Merkezi‘nde açılışı yapılan Komşu Ülkeler Fuarı‘nın çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AK Parti dışındaki partilerin, Güneydoğu‘da çok fazla bir anlam ifade etmediğini ve bu seçimde ülke genelinde AK Parti karşısında bir bloklaşma olduğunun net bir şekilde görüldüğünü savundu. CHP ile BDP arasında özelikle Hakkari ve Diyarbakır‘da miting alanlarındaki flörtü herkes gibi kendilerinin de gördüğünü kaydeden Çelik, "Son olarak Gülten Kışanak‘la yapılan bir telefon

görüşmesinin ortaya çıkardığı bir gerçek var; ‘AK Parti‘nin, Elazığ‘daki seçimleri 5-0 kazanmaması için oylarımızı MHP‘ye verelim‘ diyorlar. Başkale ve Cizre MHP teşkilatının, BDP‘ye geçiş yapmaları çok manidardır. Bunu kamuoyu seyrediyor ve ona göre de değerlendirecek" dedi.

2007 yılında düzenlenen Cumhuriyet mitinglerine de değinen Çelik, "Halk, kendi iktidarının, yani halkın iktidarının devam etmesini istiyor. Normal seçim yoluyla AK Parti‘yle başa çıkamayacağını anlayan siyasi partiler, maalesef farklı manevralara girdiler. Son günlerde bir de piyasaya şiddeti sürdüler. Hopa‘da olduğu gibi özellikle aşırı uçlar ortalıkta şiddet havası oluşturarak, polisin sabrını sınamaktadırlar. Ama güvenlik güçleri, kamu güvenliğini sağlama adına halkın can ve mal güvenliğini sağlama

adına bir şekilde tedbirler alıyor. Burada yapmak istedikleri, bakın hükümet, ‘polis devleti, polis hükümeti‘ şeklinde propagandaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Halkımız olup bitenin farkındadır. Öyle inanıyorum ki halkımız 12 Haziran seçimlerinde bu oyunu bozacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, halk kendisi için ne olduğunu biliyor" diye konuştu.

Çelik, herkese sağduyu çağrısında bulunarak, "Bu bir demokrasi şöleni, demokrasi bayramı olsun, herkes halka tezlerini anlatsın. Herkes, halka projelerini anlatsın. Başından beridir, dediğimiz gibi barış içerisinde bir yarış olsun ama demokrasi dışı, hukuk dışı yollara kimse tevessül etmesin. Birileri bu yollarla kazançlı çıkacağını zannetmesin" şeklinde konuştu.

Referandumda CHP ile MHP‘nin halka hayır demesini istediğini, BDP‘nin ise halkı sandığa gitmekten alıkoymaya çalıştığını ileri süren Çelik, bu noktada 3 partinin de aynı amaca hizmet ettiğini savundu. Çelik, aynı amaca hizmet eden 3 partinin de bu seçimde de aynı yola devam ettiğini kaydetti.

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun "Rüzgar eken fırtına biçer" sözünün hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu, bu sözü ile şiddeti meşrulaştırmaya çalışmaktadır. İnsanların gerekçeleri ne olursa olsun, terör ve şiddet meşru görülemez, kaba kuvvet meşru görülemez. Kan davalarına bulaşan insanların kendilerine göre gerekçeleri var. Örneğin, senin köpeğin benim kepeğimi ısırdı, senin koyunun benim tarlama girdi, sen bana yan baktın, senin oğlun benim oğlumla kavga etti, kan davası yapanlar böyle yapıyor. Şimdi düşünün Hopa‘da Sayın Başbakan miting yapıyor. Birileri gelip ortalığı allak bulak

edecek, polis buna müdahale edecek ve birisi taş atarken heyecana kapılıp hayatını kaybedecek. O emekli öğretmenimizin ölmesi, hepimizi çok derinden üzmüştür. Orada bir kasta mahsus yok, yani orada teammüden öldürmeye teşebbüs yok ama birileri, Sayın Başbakanın otobüsünün üzerindeki bir polis memuruna taş atarak, onun oradan aşağıya düşmesine ve ağır yaralanmasına ölümle burun buruna gelmesine ses çıkarmıyor."

"Kastamonu‘daki ve AK Parti seçim bürolarına yapılan saldırıları, halkımız çok yakından izliyor" diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sayın Kılıçdaroğlu, ‘rüzgar eken fırtına biçer‘ sözleriyle şiddete prim vermektedir, kaba kuvvete prim vermektedir, teröre prim vermektedir. Hiç kimse, terörü meşrulaştırmasın; çalma elin kapısını yüzük taşıyla, çalarlar kapını balta başıyla. Bugün AK Parti‘ye yapılan saldırıyı meşru görürseniz, yarın size saldırırlar ama biz, size yapılan saldırıları şiddetle kınarız. Çünkü biz, bu ülkede hiç kimsenin bir yerlere saldırmasını istemiyoruz. Her parti, Türkiye‘nin her vilayetine gitsin ve orada huzur

içerisinde kendi seçim kampanyasını yürütsün. Sayın Kılıçdaroğlu, Hakkari‘ye gitsin, Sayın Devlet Bahçeli Diyarbakır‘a gitsin, BDP‘liler de Yozgat‘a ve Kayseri‘ye gidip seçim çalışması yapsın. Türkiye böyle olmadığı sürece normalleşemez. Bırakın bölge partisi olmayı, bırakın hizip partisi olmayı. Gittiğiniz illere göre, insanların nabzına göre şerbet vermeyi bırakın. Türkiye‘nin birliği ve bütünlüğü söz konusu ise Yozgat‘ta ve Kayseri‘de ne söylüyorsanız, Diyarbakır‘da ve Batman‘da onu söyleyin, AK

Parti, bunu böyle yapıyor."

Kaynak: İHA