İzmir'de CHP'ye soğuk duş

CHP'nin kalesi İzmir, son seçimlerle yerel yönetimlere ilk uyarısını yaptı. Projelerle öne çıkmayı başaran AK Parti, kurulduğu yıldan bu yana kentte en yüksek oyu aldı. Binali Yıldırım ile Ertuğrul Günay gibi iki icracı bakanını İzmir'den aday gösteren AK Parti, kentte dengelerin değişmesine neden oldu.

İzmir'de CHP'ye soğuk duş
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir mitinginde söylediği “12 Haziran gecesi gözüm ve kulağım sadece ama sadece İzmir’de olacak” söylemi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, bu kez İzmir’i ne kadar istediğini tescilleyen bir cümle olmuştu.

Çünkü 2002 yılından bu yana yapılan tüm seçimlerde aynı yüzlerle seçmen karşısına çıkan AK Parti, bu kez İzmir’de büyük bir revizyonla işe başladı. İlk önce İl Başkanı değişti. Örgütçü ve partili yapısıyla bilinen Ömer Cihat Akay’a İzmir’i teslim eden parti yönetimi, ardından hiç kimsenin beklemediği bir şekilde listeleri alt üst etti.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın “aday olmayacağım” açıklamasının İzmir’deki değişimin sinyali olduğunu listeler açıklandığında İzmir anladı. 9 milletvekilinden sadece 2 tanesi listelerde kendilerine yer bulurken, örgüt ağırlıklı bir yapılanmayla seçimlere gidildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım, partinin ağır topları olarak sahaya sürüldü.

Her iki liste başının İzmir’e yabancı olmaması partinin hanesine artı bir puan olarak yazıldı. Seçime 60 gün kala da İzmir’de seçimle ilgili düğmeye basıldı.

İzmir’i “kale” yapan CHP de İzmir’de listelerinde büyük değişim gerçekleştirerek AK Parti’nin bu atağına yanıt verdi bir anlamda. 11 milletvekilinden 8’i listelere giremedi. Listeler oluşturulduğunda ise İzmir’de soğuk bir duş yaşandı. Örgütten sadece 3 ismin, (Musa Çam, Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel) yer bulmasının yanı sıra kamuoyunun yakından tanıdığı Mustafa Balbay’ın dışında listelerde yer verilmemesi sürükleyici isim tartışması yarattı.

CHP, bu kaostan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonla kısmen kurtuldu. Ancak listeyi belki de sürükleyecek İzmir Büyükşehir Belediye Bakanı Aziz Kocaoğlu’nun moralsizliği, Sav ekibinin aday gösterilmemesiyle birlikte partiye “kısmen” sırtını dönen belediye başkanları, ilçe örgütleri CHP’nin İzmir’de gerilemesinin de önünü açtı.

CHP’NİN EZBERİ BOZULDU


CHP 12 Haziran seçimlerine büyük bir hedefle girdi. Her iki bölgeden 10’ar, toplamda 20 milletvekili ile yola çıkan CHP, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım gerçeğini geç fark etti.

2007 seçimlerinde yüzde 35, 2009 il genel meclisi seçimlerinde yüzde 48 oy çıkartan CHP, yerel yönetimlerde yaşadığı sıkıntıların büyümesi ve İzmirlilerin giderek artan yakınmalarına kulak tıkaması seçimde “hizmet ve projeyi” öne çıkardı.

CHP’lilerin seçimlerde kullanmak için belirlediği “herkese daha fazla özgürlük”, “demokrasi”, “aile sigortası”nın da aralarında bulunduğu ideolojik tabanlı projelerine AK Parti yerel projelerle yanıt verdi.

CHP’li adayların ideolojik çıkışına, Binali Yıldırım peşi sıra açıkladığı projelerle yanıt verdi. CHP’li adaylar belediye projelerine sarıldı. Yıldırım’ın “35 İzmir 35 Proje”sinın karşısına CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattün Yüksel tarafından açıklanan 120 projeyle çıkıldı.

Yıldırım’ın açıkladığı projeler sokaklardan, taksilerden, otobüslerden yavaş yavaş Birinci Kordon’daki cafe, restaurantlara yansıdı. CHP’nin projeleri ise ortada kaldı...

İzmir bu ortamda, genel seçim havasından çıktı, yerel seçim havasına büründü.

Yıldırım, bir anlamda projelerle tuzağa düşürdüğü CHP’nin kentle ilgili “ezberini” de bozdu.

Bundan önceki hem genel hem yerel seçimlerde son bir hafta ya da 10 gün kala, “kaderine razı” bir şekilde kabuğuna çekilen AK Parti, projeler, adayların hırsı ile son ana kadar seçime asıldı.

CHP’de ise örgütte yaşanan isteksizlik, gönüllülerin çalışmalarına karşın tabanda heyecanın kaybolması, belediye başkanlarının da “küslüğünün” eklenmesi parti içindeki sıkıntının daha artmasına yol açtı.

Bugüne dek yatırım konusunda büyük sıkıntı yaşayan İzmir, “siyaset üstü” olarak değerlendirdiği Yıldırım’ın projelerine desteğini oylarına yansıttı. CHP’ yüzde 43’le kentte birinci parti olurken, AK Parti’nin yüzde 36’yla ikinci oldu. AK Parti, böylece İzmir’de kurulduğu günden bu yana en yüksek orana ulaşırken, 1 milyon oy sınırına da dayanmış oldu.

CHP’Yİ “YILDIRIM” ÇARPTI


İzmir seçim sonuçlarının ilk değerlendirilmesinde CHP’nin yüzde 8’lik, AK Parti’nin yüzde 6’lık çıkışına karşın MHP’de yüzde 2’lik bir düşüş yaşandı.

2007 seçimlerine göre yaşanan artışa karşın, 2009 il genel meclisi oy oranlarına göre CHP’nin düşüş yaşadığını gözler önüne seriyor. 2009’da yüzde 48 oy alan CHP, buna göre yüzde 5 oy yitirirken, AK Parti yüzde 29 olan oyu yüzde 36’ya yükseltti. Böylece yüzde 7’lik bir artış sağlamış oldu.

2009 seçimlerinde 30 ilçenin 28’ini kazanan CHP, bu seçimlerde 11’ini AK Parti’ye teslim etti. AK Parti’nin özellikle kentin en büyük ilçesi Karabağlar, Buca, Gaziemir, Bayraklı’daki üstünlüğü dikkat çekti. Kent merkezindeki bu üstünlük “CHP’yi Yıldırım çarptı” olarak değerlendiriliyor.

12 Haziran seçimlerinde İzmir’i “yatırımlar” ve “iddialı isimlerle” test eden AK Parti yönetimi, şimdi gözünü 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerine çevirdi.

Seçim sonrasında Yıldırım’ın yaptığı, “İzmir eskiden tek kaleydi. Şimdi çift kale. Artık maç çift kale oynanacak” sözü de kentte bundan sonraki sürecin de özetleyicisi oldu.