Bakan Bağış‘ın 9 Mayıs Avrupa Günü Mesajı
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB ile müzakere sürecinin mevcut durumunun, Türkiye‘nin kaydettiği gelişmeleri yansıtmadığını belirterek, "Türkiye‘nin önündeki güçlükler, bizim ve milletimizin heyecanını kırsa da bizleri asla yıldırmayacaktır" dedi.
Bağış, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. 9 Mayıs‘ın, insanlık tarihinin en önemli barış projelerinden biri olan Avrupa bütünleşmesi fikrinin tohumlarını atan 9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Deklarasyonunun yıldönümü olduğunu belirten Bağış, Türkiye‘nin Avrupa Birliği projesinin de Cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk‘ün Türk milletine hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda en önemli adımlardan olduğunu bildirdi. Atatürk‘ün, dünyanın ufuklarında kara bulutların
dolaştığı 1930‘larda Avrupa Birliği kavramını telaffuz eden ilk liderlerden olduğunu vurgulayan Bağış, "Daha da önemlisi bu fikre Türkiye adına sıcak bakmıştır. AB‘ye katılım sürecinde en önemli aşamaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 9 yıl içinde gerçekleştirdik. Tam üyelik müzakerelerinin açılmasından, temel siyasi reformların yerine getirilmesine, AB sürecinin lokomotifi Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesinden toplumun farklı kesimlerinin sürece
dahil edilmesine kadar can alıcı adımları bu dönemde attık. Başbakanımızın dediği gibi biz şu anda AB‘ye üyelik kararlılığımızı ilk günkü gibi muhafaza ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye‘nin bu gayretlerine rağmen, bazı üye ülkelerin tamamen iç siyasi mülahazalarla Türkiye‘nin önüne çıkardığı engeller nedeniyle müzakere sürecinin mevcut durumunun, kaydedilen gelişmeleri yansıtmadığını belirten Bağış, Avrupa Birliği‘nden, siyasi engellemelerden bağımsız adil bir müzakere süreci beklediklerini her platformda ifade ettiklerini belirtti. Bağış şunları kaydetti:
"Hukuki bir temeli olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik vizelerin de bir süreç neticesinde kaldırılmasını yine her vesileyle dile getiriyoruz. Terörle mücadelede daha sıkı bir işbirliği istiyoruz. Türkiye‘nin önündeki güçlükler, bizim ve milletimizin heyecanını kırsa da bizleri asla yıldırmayacaktır. Bugün üye olan ülkeler de katılım sürecinde sıkıntılar yaşamışlardır. Ancak her yeni üye ülke Birliğe hem yeni bir güç katmış, hem de kendisi güçlenmiştir. Her zaman dediğim gibi Türkiye‘nin
AB‘ye katılımı "kazan-kazan" ilişkisine dayanmaktadır. Tüm vatandaşlarımız için bir kazanım olarak gördüğümüz bu süreçte, ülkemiz daha demokratik, daha müreffeh ve daha güçlü bir geleceğe sahip olacaktır."
Kaynak: İHA
dolaştığı 1930‘larda Avrupa Birliği kavramını telaffuz eden ilk liderlerden olduğunu vurgulayan Bağış, "Daha da önemlisi bu fikre Türkiye adına sıcak bakmıştır. AB‘ye katılım sürecinde en önemli aşamaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 9 yıl içinde gerçekleştirdik. Tam üyelik müzakerelerinin açılmasından, temel siyasi reformların yerine getirilmesine, AB sürecinin lokomotifi Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesinden toplumun farklı kesimlerinin sürece
dahil edilmesine kadar can alıcı adımları bu dönemde attık. Başbakanımızın dediği gibi biz şu anda AB‘ye üyelik kararlılığımızı ilk günkü gibi muhafaza ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye‘nin bu gayretlerine rağmen, bazı üye ülkelerin tamamen iç siyasi mülahazalarla Türkiye‘nin önüne çıkardığı engeller nedeniyle müzakere sürecinin mevcut durumunun, kaydedilen gelişmeleri yansıtmadığını belirten Bağış, Avrupa Birliği‘nden, siyasi engellemelerden bağımsız adil bir müzakere süreci beklediklerini her platformda ifade ettiklerini belirtti. Bağış şunları kaydetti:
"Hukuki bir temeli olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik vizelerin de bir süreç neticesinde kaldırılmasını yine her vesileyle dile getiriyoruz. Terörle mücadelede daha sıkı bir işbirliği istiyoruz. Türkiye‘nin önündeki güçlükler, bizim ve milletimizin heyecanını kırsa da bizleri asla yıldırmayacaktır. Bugün üye olan ülkeler de katılım sürecinde sıkıntılar yaşamışlardır. Ancak her yeni üye ülke Birliğe hem yeni bir güç katmış, hem de kendisi güçlenmiştir. Her zaman dediğim gibi Türkiye‘nin
AB‘ye katılımı "kazan-kazan" ilişkisine dayanmaktadır. Tüm vatandaşlarımız için bir kazanım olarak gördüğümüz bu süreçte, ülkemiz daha demokratik, daha müreffeh ve daha güçlü bir geleceğe sahip olacaktır."