Demirtaş‘tan Başbakan Erdoğan‘a Sert Yanıt
BDP Eski Genel Başkanı ve Hakkari bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Hakkari mitinginde esnafın kepenk kapatmasına ilişkin yaptığı açıklamalara tepki göstererek, "Tehditle, şantajla, korkuyla kepenkler kapattırılıyormuş.
BDP Diyarbakır İl Başkanlığı Kayapınar ilçesinde Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Diyarbakır bağımsız milletvekili adayları bir toplantı düzenledi. Toplantıya BDP‘nin desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayları Altan Tan, Leyla Zana, Nursel Aydoğan, Hakkari bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Ali Aydın, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan‘a sert tepki gösteren Demirtaş, 2011 seçimlerinin niteliği, kalitesi, söylemi, propagandası en düşük seçim olarak tarihe geçeceğini öne sürdü.
Ortadoğu‘daki gelişmeler ve Kürt sorunu gibi konuların seçim çalışmalarının gündeminde olmamasının nitelik ve kalitenin ne kadar düşük olduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın miting alanlarında sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde konuşmadığını, herkesin birbirine hakaret etme yarışı içine girdiğini söyledi. Bunun Türkiye toplumu ile alay etmek olduğunu belirten Demirtaş, Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloğu‘nun seçim beyannamesi ve programıyla, bu seçimin farkını ortaya
koyduğunu söyledi.
"BAŞBAKAN KÜRTLERİ HEDEF SEÇMİŞTİR"
Başbakan Erdoğan‘ın blok adaylarına ilişkin sert çıkışlarına dikkat çeken Demirtaş, "Sayın başbakan açıkça ismini telaffuz etmese de hedef olarak seçtiği kitle Kürt halkıdır. Ortalığı yakıp yıkarak 13 Haziran‘a dair tek bir kaygı duymadan inanılmaz tehlikeli bir siyaset ve tehlikeli bir söylemle seçim kampanyasını sürdürüyor. Niye bu kadar iftirayla, yalanla, hakaretle oy toplamaya çalışıyorsunuz? Bu siyasi olarak acizliğin ve çaresizliğin ifadesidir. Bir ülkenin başbakanı kendi yurttaşlarına bu kadar
hakaret edemez. Sayın Başbakanı bir daha bu halk hakkında bu şekilde konuşmaktan men ederiz" şeklinde konuştu.
"HAKKARİ‘DEN NE BEKLİYORDUNUZ SAYIN BAŞBAKAN?"
Başbakan Erdoğan‘ın Hakkari mitingi sonrasında yaptığı açıklamalara da yanıt veren Demirtaş, kepenk kapatan Hakkarili esnafı hiçbir şekilde tehdit etmediklerini ileri sürdü. Demirtaş, "Kürt halkı sizin etrafınızdaki dalkavuklara benzemez. Sizi dünya lideri gibi alkışlayıp pohpohlayan, küçük dağları siz yaratmışsınız gibi etrafınızda sürekli rant peşinde koşup alkış çalanlara benzemez. O nedenle gittiğiniz her yerde aynı şakşakçı tavrı beklemeyin. Siz bu ülkede Kürt halkına zulüm ve haksızlık yaptınız.
Ölümlere yol açtınız, kandırmaya, aldatmaya çalıştınız. Son 4-5 yıldır ekiyordunuz, şimdi o ekinler büyüdü, onları biçiyorsunuz. Ne bekliyordunuz? Örneğin Hakkari‘den ne bekliyordunuz sayın başbakan? Açıkça buradan sormak istiyorum. 2009‘da gidip ‘Ya tek dili, ya tek milleti kabul edersiniz, ya da çeker gidersiniz‘ dediğiniz Hakkarililer, sizi davul zurnayla mı karşılamalıydı? Sadece son 1 yıl içerisinde 500 kişinin tutuklandığı Hakkari sizi nasıl karşılayabilirdi? Son 4 yılda 50 cenaze gönderdiğiniz,
Hakkari sizi nasıl karşılayabilirdi? Şırnak, Batman, Van, sizi nasıl karşılayabilirdi?" ifadelerini kullandı.
"HAKKARİ‘DE KAHROLACAĞINIZA, MESAJ ALARAK ISLAH OLUN"
Başbakan Erdoğan‘ın Hakkari mitinginde esnafın kepenk kapatmasına ilişkin yaptığı açıklamalara da yanıt veren Demirtaş, esnafın tehditle, şantajla kepenk kapatmadığını söyledi. Demirtaş, "Tehditle, şantajla, korkuyla kepenkler kapattırılıyormuş. Bir tekini ispatlayın özür dileriz dedik. İnsanlar sokağa çıkmıyorsa, kepenklerini kapatıyorsa, sizin sesinizi duymamak, yüzünüzü görmemek içindir. Fakat bundan da mesaj almıyorsunuz. Hala bunu da anlamamış olacaksınız ki, bu halkı korkaklıkla, zabıtadan
korkmakla itham ediyorsunuz. Sizin ‘Zabıtadan korkuyor, zabıtanın cezasından korkuyor‘ dediğiniz bu halk İsmet İnönü‘nün zulmünden korkmadı, Menderes‘in zulmünden korkmadı, Kenan Evren‘in işkencelerinden, cinayetlerinden korkmadı. Çiller-Doğan Güreş ekibinin yargısız infazlarından, faili meçhullerinden korkmadı. JİTEM‘ inden, kontrgerillasından, Ergenekon‘undan korkmadı. Senden de korkmadı, zabıtadan neden korksun? Bu halk size mesaj veriyor, ‘Benim irademi, benim taleplerimi tanımıyorsan ben de seni
tanımıyorum‘ diyor. Hakkari‘de kahrolacağınıza, Hakkari‘den mesaj alarak ıslah olun" dedi.
DEMİRTAŞ, BAŞBAKAN‘I KANDİL‘E DAVET ETTİ
Başbakanın "Kürt analarının gidip çocuklarını dağdan getirmesi gerekir" açıklamalarına da yanıt veren Demirtaş, bu kanın gerçekten durmasını istiyorsa Başbakan‘ın Kandil‘e gitmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Başbakan ‘Kürt anaları gitsin çocuklarını dağdan getirsin‘ diyor. Ben Sayın Başbakana soruyorum, nasıl getirsin mesela? Habur‘dan coşkuyla getirince kabul ediyor musun? Hayır. Uludere kırsalında parçalanmış çocuklarını getirince kabul ediyor musun? Onu da kabul etmiyorsun. Bu analar çocuklarını
nasıl getirecek. Eğer gücün varsa, eğer samimiysen, eğer gerçekten kan dursun istiyorsan, anaları gönderme Kandil‘e kendin git. 30 yıldır denediğiniz yöntemlerde ısrar etmek sadece sizi bitirir. Kürt sorununu bitirmez. Çözümsüzlükte ısrar eden liderleri, başka kimseyi bitirmez. Mehmet Metiner‘in sorununu çözmekle Kürt sorununu çözmüş olmuyorsunuz. Bütün Kürtleri milletvekili de yapamazsınız. 20 milyon milletvekili de olmaz. O halde bu halkın siyasi taleplerini dinleyeceksiniz, anlayacaksınız" diye konuştu.
"ORTADA BİR İTTİFAK VARSA O DA ERDOĞAN-OBAMA İTTİFAKIDIR"
Başbakan Erdoğan‘ın "Silivri, Kandil, BDP ittifakı" açıklamalarına zra benzemez. Sizi dünya lideri gibi alkışlayıp pohpohlayan, ksert tepki gösteren Demirtaş, "Eğer ortada bir ittifak varsa o da Obama-Erdoğan ittifakıdır. Bu dönem birbirleri ile ittifak yapmış tek güç onlardır. Buradaki Kürtleri ezme karşılığında, Suriye‘de ABD politikalarını destekleme, Kuzey Afrika‘da ABD politikalarını destekleme ve İran‘da ABD politikalarını destekleme karşılığında AKP bir kez daha vize almıştır. Obama-Erdoğan
ittifakını halk duymasın diye ha bire Kandil-Silivri ittifakını ortaya atıyor. Silivri‘dekilerinin de sizin de başınıza Silivri kadar taş düşsün. Kimse bizi celladımızla ittifakla suçlayamaz. ABD ile ittifak yaptınız mı, yapmadınız mı? Ne görüştünüz helikopter pistinde? ABD Büyükelçisi size hangi mesajı getirdi? Bunu açıklamak zorundasınız? Bölge barut fıçısıdır dediğimizde, ‘Tahrik ediyor‘ dediler. ‘Bölgede tansiyon yükseliyor, AKP yanlış yapıyor‘ dediğimizde ‘Tehdit ediyor‘ dediler. Bu halk patlama
noktasına geldi. Ama biz siyasetçi olarak okuduğumuzu, gördüğümüzü anlattık. Bugün itibarıyla yine söylüyoruz, gördüğümüz tablo iyi bir tablo değil. Gidişat iyi bir gidişat değil. Her şey 12 Haziran‘a endekslenmemeli, sonrası da var. Bu ülke bütün sorunlarını 12 Haziran‘da çözemez, böyle bir şeyin imkanı da yok" diye konuştu.
DEMİRTAŞ‘TAN 15 HAZİRAN UYARISI
Terör örgütü PKK‘nın 15 Haziran‘a kadar tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkese de değinen Demirtaş, istenilen adımların atılmaması durumunda kötü şeylerin olabileceği mesajını verdi. Demirtaş, "15 Haziran‘da bu ülkede barış umutları güçlü olsun istiyorsak, Sayın Başbakan‘ın şu anda kullandığı dili derhal terk etmesi, barış diline, çözüm diline dair cümleler kullanması gerekir. Biz, yanlış yapıyorsunuz, bu ülkeyi büyük savaşın eşiğine getiriyorsunuz, bu politikanız Türkiye‘ye ağır fatura çıkarır, bunu
yapmayın diye aylardır yıllardır uyarıyoruz. Şimdi seçime sayılı günler kala bir kez daha ifade etmek istiyorum. Mitinglerde Kürt sorununa, Kürtlere, partimizi yönelik kullandığınız dil provakasyon, hakaret ve iftira dilidir. Gidişat iyi bir gidişat değildir" dedi.
Kaynak: İHA
Recep Tayyip Erdoğan‘a sert tepki gösteren Demirtaş, 2011 seçimlerinin niteliği, kalitesi, söylemi, propagandası en düşük seçim olarak tarihe geçeceğini öne sürdü.
Ortadoğu‘daki gelişmeler ve Kürt sorunu gibi konuların seçim çalışmalarının gündeminde olmamasının nitelik ve kalitenin ne kadar düşük olduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın miting alanlarında sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde konuşmadığını, herkesin birbirine hakaret etme yarışı içine girdiğini söyledi. Bunun Türkiye toplumu ile alay etmek olduğunu belirten Demirtaş, Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloğu‘nun seçim beyannamesi ve programıyla, bu seçimin farkını ortaya
koyduğunu söyledi.
"BAŞBAKAN KÜRTLERİ HEDEF SEÇMİŞTİR"
Başbakan Erdoğan‘ın blok adaylarına ilişkin sert çıkışlarına dikkat çeken Demirtaş, "Sayın başbakan açıkça ismini telaffuz etmese de hedef olarak seçtiği kitle Kürt halkıdır. Ortalığı yakıp yıkarak 13 Haziran‘a dair tek bir kaygı duymadan inanılmaz tehlikeli bir siyaset ve tehlikeli bir söylemle seçim kampanyasını sürdürüyor. Niye bu kadar iftirayla, yalanla, hakaretle oy toplamaya çalışıyorsunuz? Bu siyasi olarak acizliğin ve çaresizliğin ifadesidir. Bir ülkenin başbakanı kendi yurttaşlarına bu kadar
hakaret edemez. Sayın Başbakanı bir daha bu halk hakkında bu şekilde konuşmaktan men ederiz" şeklinde konuştu.
"HAKKARİ‘DEN NE BEKLİYORDUNUZ SAYIN BAŞBAKAN?"
Başbakan Erdoğan‘ın Hakkari mitingi sonrasında yaptığı açıklamalara da yanıt veren Demirtaş, kepenk kapatan Hakkarili esnafı hiçbir şekilde tehdit etmediklerini ileri sürdü. Demirtaş, "Kürt halkı sizin etrafınızdaki dalkavuklara benzemez. Sizi dünya lideri gibi alkışlayıp pohpohlayan, küçük dağları siz yaratmışsınız gibi etrafınızda sürekli rant peşinde koşup alkış çalanlara benzemez. O nedenle gittiğiniz her yerde aynı şakşakçı tavrı beklemeyin. Siz bu ülkede Kürt halkına zulüm ve haksızlık yaptınız.
Ölümlere yol açtınız, kandırmaya, aldatmaya çalıştınız. Son 4-5 yıldır ekiyordunuz, şimdi o ekinler büyüdü, onları biçiyorsunuz. Ne bekliyordunuz? Örneğin Hakkari‘den ne bekliyordunuz sayın başbakan? Açıkça buradan sormak istiyorum. 2009‘da gidip ‘Ya tek dili, ya tek milleti kabul edersiniz, ya da çeker gidersiniz‘ dediğiniz Hakkarililer, sizi davul zurnayla mı karşılamalıydı? Sadece son 1 yıl içerisinde 500 kişinin tutuklandığı Hakkari sizi nasıl karşılayabilirdi? Son 4 yılda 50 cenaze gönderdiğiniz,
Hakkari sizi nasıl karşılayabilirdi? Şırnak, Batman, Van, sizi nasıl karşılayabilirdi?" ifadelerini kullandı.
"HAKKARİ‘DE KAHROLACAĞINIZA, MESAJ ALARAK ISLAH OLUN"
Başbakan Erdoğan‘ın Hakkari mitinginde esnafın kepenk kapatmasına ilişkin yaptığı açıklamalara da yanıt veren Demirtaş, esnafın tehditle, şantajla kepenk kapatmadığını söyledi. Demirtaş, "Tehditle, şantajla, korkuyla kepenkler kapattırılıyormuş. Bir tekini ispatlayın özür dileriz dedik. İnsanlar sokağa çıkmıyorsa, kepenklerini kapatıyorsa, sizin sesinizi duymamak, yüzünüzü görmemek içindir. Fakat bundan da mesaj almıyorsunuz. Hala bunu da anlamamış olacaksınız ki, bu halkı korkaklıkla, zabıtadan
korkmakla itham ediyorsunuz. Sizin ‘Zabıtadan korkuyor, zabıtanın cezasından korkuyor‘ dediğiniz bu halk İsmet İnönü‘nün zulmünden korkmadı, Menderes‘in zulmünden korkmadı, Kenan Evren‘in işkencelerinden, cinayetlerinden korkmadı. Çiller-Doğan Güreş ekibinin yargısız infazlarından, faili meçhullerinden korkmadı. JİTEM‘ inden, kontrgerillasından, Ergenekon‘undan korkmadı. Senden de korkmadı, zabıtadan neden korksun? Bu halk size mesaj veriyor, ‘Benim irademi, benim taleplerimi tanımıyorsan ben de seni
tanımıyorum‘ diyor. Hakkari‘de kahrolacağınıza, Hakkari‘den mesaj alarak ıslah olun" dedi.
DEMİRTAŞ, BAŞBAKAN‘I KANDİL‘E DAVET ETTİ
Başbakanın "Kürt analarının gidip çocuklarını dağdan getirmesi gerekir" açıklamalarına da yanıt veren Demirtaş, bu kanın gerçekten durmasını istiyorsa Başbakan‘ın Kandil‘e gitmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Başbakan ‘Kürt anaları gitsin çocuklarını dağdan getirsin‘ diyor. Ben Sayın Başbakana soruyorum, nasıl getirsin mesela? Habur‘dan coşkuyla getirince kabul ediyor musun? Hayır. Uludere kırsalında parçalanmış çocuklarını getirince kabul ediyor musun? Onu da kabul etmiyorsun. Bu analar çocuklarını
nasıl getirecek. Eğer gücün varsa, eğer samimiysen, eğer gerçekten kan dursun istiyorsan, anaları gönderme Kandil‘e kendin git. 30 yıldır denediğiniz yöntemlerde ısrar etmek sadece sizi bitirir. Kürt sorununu bitirmez. Çözümsüzlükte ısrar eden liderleri, başka kimseyi bitirmez. Mehmet Metiner‘in sorununu çözmekle Kürt sorununu çözmüş olmuyorsunuz. Bütün Kürtleri milletvekili de yapamazsınız. 20 milyon milletvekili de olmaz. O halde bu halkın siyasi taleplerini dinleyeceksiniz, anlayacaksınız" diye konuştu.
"ORTADA BİR İTTİFAK VARSA O DA ERDOĞAN-OBAMA İTTİFAKIDIR"
Başbakan Erdoğan‘ın "Silivri, Kandil, BDP ittifakı" açıklamalarına zra benzemez. Sizi dünya lideri gibi alkışlayıp pohpohlayan, ksert tepki gösteren Demirtaş, "Eğer ortada bir ittifak varsa o da Obama-Erdoğan ittifakıdır. Bu dönem birbirleri ile ittifak yapmış tek güç onlardır. Buradaki Kürtleri ezme karşılığında, Suriye‘de ABD politikalarını destekleme, Kuzey Afrika‘da ABD politikalarını destekleme ve İran‘da ABD politikalarını destekleme karşılığında AKP bir kez daha vize almıştır. Obama-Erdoğan
ittifakını halk duymasın diye ha bire Kandil-Silivri ittifakını ortaya atıyor. Silivri‘dekilerinin de sizin de başınıza Silivri kadar taş düşsün. Kimse bizi celladımızla ittifakla suçlayamaz. ABD ile ittifak yaptınız mı, yapmadınız mı? Ne görüştünüz helikopter pistinde? ABD Büyükelçisi size hangi mesajı getirdi? Bunu açıklamak zorundasınız? Bölge barut fıçısıdır dediğimizde, ‘Tahrik ediyor‘ dediler. ‘Bölgede tansiyon yükseliyor, AKP yanlış yapıyor‘ dediğimizde ‘Tehdit ediyor‘ dediler. Bu halk patlama
noktasına geldi. Ama biz siyasetçi olarak okuduğumuzu, gördüğümüzü anlattık. Bugün itibarıyla yine söylüyoruz, gördüğümüz tablo iyi bir tablo değil. Gidişat iyi bir gidişat değil. Her şey 12 Haziran‘a endekslenmemeli, sonrası da var. Bu ülke bütün sorunlarını 12 Haziran‘da çözemez, böyle bir şeyin imkanı da yok" diye konuştu.
DEMİRTAŞ‘TAN 15 HAZİRAN UYARISI
Terör örgütü PKK‘nın 15 Haziran‘a kadar tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkese de değinen Demirtaş, istenilen adımların atılmaması durumunda kötü şeylerin olabileceği mesajını verdi. Demirtaş, "15 Haziran‘da bu ülkede barış umutları güçlü olsun istiyorsak, Sayın Başbakan‘ın şu anda kullandığı dili derhal terk etmesi, barış diline, çözüm diline dair cümleler kullanması gerekir. Biz, yanlış yapıyorsunuz, bu ülkeyi büyük savaşın eşiğine getiriyorsunuz, bu politikanız Türkiye‘ye ağır fatura çıkarır, bunu
yapmayın diye aylardır yıllardır uyarıyoruz. Şimdi seçime sayılı günler kala bir kez daha ifade etmek istiyorum. Mitinglerde Kürt sorununa, Kürtlere, partimizi yönelik kullandığınız dil provakasyon, hakaret ve iftira dilidir. Gidişat iyi bir gidişat değildir" dedi.