Prof. Dr. Orhan Türkdoğan: Dil Millet İçin Ortak Paydadır

Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, dil birliğinin önemine vurgu yaparak, "Dilde birleşiyorsak, bu bizim için ortak paydadır." dedi.

Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, dil birliğinin önemine vurgu yaparak, "Dilde birleşiyorsak, bu bizim için ortak paydadır." dedi.

    Türk Ocakları‘nın geleneksel kültür söyleşileri devam ediyor. Bu kapsamda Bursa Türk Ocakları‘nın Dede Efendi Salonu‘nda düzenlediği konferansta Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, ‘Küreselleşme ve Türk Kimliği‘ konusunu gündeme getirdi.

    Konferansa Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman‘ın yanı sıra, Vali Yardımcısı İsmail Demirhan, MHP Bursa İl Başkanı Tevfik Topçu, Ülkü Ocakları Bursa İl Başkanı Fatih Günışık katıldı.

    Konferansın açılış konuşmasını yapan Bursa Türk Ocakları Başkan Vekili Dr. Mete Ateş, Cumhuriyetin kurulmasında fikir adamlarının başını Türk Ocakları‘na mensup aydınların çektiğinin belirtti. Ziya Gökalp‘ın milliyetçilik tanımının, Türk milliyetçiliği karşıtları tarafından ırkçılık olarak nitelendirilmesinin son derece yanlış olduğuna dikkat çeken Mete Ateş, "Bugünkü milliyetçilik, şovenizmden uzak, rasyonel, şuurlu, uyanık, milli hislerle dolu olmaktır." dedi. Türk Ocakları‘nın, Türkiye‘nin bir mozaik olduğu anlayışını reddettiğini ifade eden Ateş, Anadolu‘nun bir Türk vatanı olduğunu vurguladı.

    Prof. Dr. Orhan Türkdoğan ise konferansında ‘kimlik‘ meselesine toplumsal yapı açısından bir yaklaşım getirmek istediğini ifade etti. Prof. Dr. Türkdoğan, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu Devletlerinin yönetimde İranlı devlet adamlarını görevlendirip, resmi dil olarak Farsçayı benimsemelerinin olumsuz etkilerine dikkat çekti. Prof. Dr. Türkdoğan, Osmanlılardaki kimlik kaybının kaynağı olarak, 1500‘lü yıllardan itibaren devlet yönetiminde etkili olan devşirmeleri ve İspanya‘dan getirilen yabancıları gösterdi.

    Orhan Türkdoğan, Osmanlı Devleti‘nde Arapların ve Ermenilerin vergiden ve askerlikten muaf tutularak Arapların ‘üstün millet‘ olarak adlandırıldığını belirtirken "Osmanlı Devleti‘nde 46 yıl padişahlık yapan Kanuni Sultan Süleyman‘ın görev verdiği 8 sadrazamdan yalnızca biri Türk kimliğine sahiptir. Askerlik ve vergi konularında yalnızca Türkmenler yükümlü tutuldu. Peki, Osmanlı vardı da Türk neredeydi?" diye sordu.

    Prof. Dr. Türkdoğan, 1800‘lerde yabancı grupların güçlerini iyice artırıp devlet yönetimini tamamen ele geçirdiklerini vurgulayarak, "Bu dönemde Osmanlı Devleti‘ne bağlı bütün milletler Osmanlı‘ya karşı isyan bayrağı açmıştır. Birinci Dünya Savaşı‘nda ise Osmanlı Devleti aslında etnik savaş vermiştir." ifadesini kullandı. Türkdoğan, takip eden süreçte ulus devletlerin ortaya çıkışıyla, ulusal kimliği öne çıkaran Cumhuriyetin bir zorunluluk haline geldiğini vurguladı.

    Prof. Dr. Türkdoğan, Türk kimliğini benimseyen ve ön plana çıkaran İttihat ve Terakki ruhunun Ankara‘yı merkez edinmesi ile Cumhuriyet‘in kurulduğunu anlattı. Prof. Dr. Türkdoğan, Atatürk‘ün ‘Bedenimin babası Ali Rıza, heyecanlarımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp‘tır‘ sözüne ilişkin olarak ise, "Atatürk‘ün düşüncelerinin esası olan ‘9 ışık‘ Ziya Gökalp tarafından yazılmıştır. Bugün Ziya Gökalp adına ne bir cadde, ne bir sokak var." şeklinde konuştu.

    Türklerin esas itibariyle Asyalı bir millet olduğunu, dil ve kültür birliği içerisinde kendi başına bir millet olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türkdoğan, Atatürk‘ün "Dilde birleşiyorsak, bu bizim için ortak paydadır" sözüne atıfta bulunarak, ortak dilin bir milletin kültür birliğinin en önemli unsuru olduğunu ifade etti. Konferansın sonunda Vali Yardımcısı İsmail Demirhan tarafından Prof. Dr. Orhan Türkdoğan‘a bir anmalık takdim edildi.