Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik‘in Basın Toplantısı...(1)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ana kitapçığın değiştirilerek medyaya verilen kopyasında doğru şıkların sabit bırakıldığını, yanlış şıkların serpiştirildiğini belirterek, "Bütün medyaya verilen bu kitapçık tek tip olduğu için öngörülemeyen bazı tartışmalar meydana gelmiştir.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi‘nde düzenlediği basın toplantısında, Yükseköğretime Giriş Sınavı‘ndaki ‘şifre‘ iddialarını değerlendirdi. Yaklaşık bir yıldan az bir zaman önce KPSS sınavında bir kopya skandalı ortaya çıkarıldığını, bu olayın ardından ÖSYM‘de bir yönetim değişikliğine gidildiğini hatırlatan Çelik, ÖSYM eski Başkanı Ünal Yarımağan‘ın ‘şifre‘ iddialarının ardından yaptığı açıklamalara da tepki gösterdi. Çelik, şöyle konuştu:

"Eski başkan Sayın Ünal Yarımağan hoca dün bazı basın yayın organlarına yaptığı açıklamada maalesef kendisine yakışmayacak bizi de, herkesi üzecek açıklamalar yaptı. Korkusundan konuşamadığını ifade ediyor ama bu nasıl konuşamamaksa sözleri büyük bir gazetede çok rahatlıkla manşet olabiliyor. Unutmayalım Sayın Yarımağan bir skandaldan sonra görevi bırakmak zorunda kalmıştır. Sayın Yarımağan AK Parti iktidara geldikten sonra da ÖSYM‘yi yönetmeyle devam etmiştir. Görevden alınmamıştır. Bugünkü YÖK yönetimi

3 yıl önce atanmış olmasına rağmen Sayın Ünal Yarımağan görevinde kalmıştır. Esas kadrolaşmadan söz edecek olursak ÖSYM‘de başka türlü bir kadrolaşmanın olduğu maalesef gün gibi aşikardır ve ortadadır."

"ŞAİBE YOK"

Yeni gelen yönetimin ise sınav güvenliğiyle ilgili çok daha ileri tedbirler aldığını ifade eden Çelik, "Bu YGS sınavında en ufak güvenliği ihlal eden herhangi bir olay yaşanmamıştır. Bir toplu kopya olayına rastlanmamıştır. Bireysel kopya teşebbüsüne rastlanmamıştır. Bu manada sınavla ilgili olarak herhangi bir şaibe söz konusu olmamıştır. Ancak 1 milyon 700 bin öğrenciye adaya özgü soru kitapçığı ilk defa bu dönem uygulamaya sokulmuştur. Yani 1 milyon 700 bin öğrenci sınava giriyorsa, 1 milyon 700 bin

öğrencinin soruları aynı olmakla birlikte uygulanan algoritmadan dolayı hiçbir kitapçık dizaynı itibariyle soruların sıralanması itibariyle, şıkların sıralanması itibariyle birbirinin aynısını değildir. Bu ilk defa uygulanmıştır. Bir öğrencinin yanındakine, önündekine, arkasındakine bakması mümkün değildir. Toplu kopya meselesi bununla birlikte halledilmiştir" diye konuştu.

Bu kadar başarılı bir uygulama yapılmış olmasına rağmen, ana kitapçığın değiştirilerek medyaya verilen kopyasında doğru şıkların sabit bırakıldığını, yanlış şıkların serpiştirildiğini ifade eden Çelik, "Bütün medyaya verilen bu kitapçık tek tip olduğu için öngörülemeyen bazı tartışmalar meydana gelmiştir. Bu bir acemiliktir, bu bir yanlışlıktır. Bu yanlışlığı savunmak mümkün değildir. Ancak defalarca Sayın ÖSYM Başkanı‘nın açıklamalarında hepimizin duyduğu bir tek öğrenci ile ilgili böyle bir yansıma

yoktur" dedi.

Bu konuda medyaya da seslenen Çelik, "1 milyon 700 bin aday demek aileleri ve sevenleri ile birlikte 20 milyon insan demektir. Bir genç kız veya erkeğin sınava girdiğinde onun adına sevinecek veya üzülecek olan onun adına kaygı taşıyan 20 milyon insanı elde ciddi veriler olmadan tedirgin etmek medyamızın hakkı olmamalı. ‘Derhal sınav iptal edilmelidir‘, ‘Bu sınav şaibelidir‘ şeklinde insanların kafasını niçin karıştırıyoruz? 18 Haziran‘da ikinci sınav yapılacak. Gençlerimizin hayalleri ile niçin

oynuyoruz? Onları niçin sıkıntıya sokuyoruz?" dedi.

SAVCILIĞA, ‘İŞİ HIZLANDIRIN‘ ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu‘nun ÖSYM‘nin açıklamasından tatmin oldukları yönündeki açıklamalarının, savcıların görevini yapmayacağı anlamına gelmediğini de ifade eden Çelik, "Savcı meseleye el koymuştur. İşin hassasiyeti vardır. Eminim ki işin tabiatı gereği Cumhuriyet savcılığı da buradan özellikle ricada bulunuyoruz; eminim ki bu işi hızlandıracaktır ve birkaç gün içerisinde sonuç alacaktır" dedi.

Bazı muhalefet partileri ve onlar adına kalem oynatan bazı yazarlar tarafından YGS konusunun hükümete yönelik bir linç kampanyasına dönüştürüldüğünü ifade eden Çelik, "Buradan ben halkımıza sesleniyorum. Bu bir tezgahtır. Medyamızın da bu tezgahın içinde olmaması gerekiyor. Sayın ÖSYM başkanı özellikle ana soru kitapçığın hafif değiştirilmiş versiyonu olan tek tip bir kitapçığın medyaya verilmesinden sonra öngörülemeyen tartışmaların yaşandığını, bunun bir yanlışlık olduğunu ifade etti. Bakın bir başka

yanlışlıktan ve acemilikten söz etmek istiyorum. Bu yönüyle ÖSYM‘yi ben de eleştiriyorum" dedi.

HAREM SELAM İDDİASI

Eyüp‘teki okullarda sadece kız öğrencilerin sınava girmeleri ile ilgili haberlere de değinen Çelik, şunları kaydetti:

"Eyüp‘te 70 bin öğrenci potansiyeli var. ÖSYM demiş ki 40 bin kişilik salon var. 30 binin Eyüp dışında sınava girmesi gerekiyor. Birileri kendi oturduğu mekanın dışında sınava girecekse bu kızlar olmasın erkekler olsun, kızlara pozitif ayrımcılık uygulamak adına sisteme verilen komutta önce kızları yerleştir şeklinde komut verilmiş. Bilgisayara ne derseniz onu yapar. 17 okulda tamamı yerleştirilmiş. Burada haremlik selamlık dendi. Başka şeyler dendi. Başörtülü olarak sınava girenlerin kulaklarına bir şey

kondu mu? Varsay ki koydu Ne diyecekti. 1 milyon 700 binin kitapçığı farklı. Bu dışarıdan üflemelere, sufle yapmalara kapalı bir sistemdir. Logaritma ile algoritma arasındaki farkı bilmeyen kelli felli köşe yazarları ahkam kesiyor. Logaritma ile algoritma aynı şey değil. Konuyu bilmeden hükümete karşı partimize karşı bir linç kampanyası yürütülmeye çalışılıyor. Bütün bu tezgahlar boşa çıkmıştır, çıkacaktır. Tek bir öğrencimizin mağdur olması kendi mağduriyetimiz olarak tarafımızdan algılanır. Kendi öz

kızımızın oğlumuzun, Başbakan‘ın kızının oğlunun, benim kızımın oğlumun mağdur olması neyse herhangi bir evladımızın mağduriyeti bizim için o anlamı taşır. Biz herkesin hükümetiyiz. Bu açıdan şaibe varsa üstüne gidilsin. Elde bir delil varsa bunun gereği yapılsın. Lüzumsuz yere bir kaşık suda fırtına kopararak, tsunami dalgaları oluşturup insanları tedirgin etmeyelim. Panik kötü bir şeydir. Toplumumuzun paniğe değil huzura ihtiyacı vardır."

Kaynak: İHA