Erdoğan 'Çılgın Proje'yi Açıkladı: İstanbul'a İkinci Boğaz İnşa Edilecek
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunda uzun süredir gündemde olan 'çılgın proje'yi İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıyla açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunda uzun süredir gündemde olan ‘çılgın proje‘yi İstanbul Kongre Merkezi‘nde düzenlenen toplantıyla açıkladı. Projenin adını "Kanal İstanbul" olarak açıklayan Erdoğan, 2023 yılına İstanbul‘un batısına Süveyş ve Panama kanalından daha büyük bir kanal yapılacağını söyledi. Yaklaşık 150 metre genişliğinde, 45-50 kilometre uzunluğunda inşa edilecek kanal sonrasında İstanbul‘un iki yarımada ve bir ada halini alacağını belirtti. Kanal İstanbul sayesinde İstanbul Boğazı‘nın tanker tehdidinden kurtulacağını, eski günlerine kavuşacağını ifade etti.
İstanbul Kongre Merkezi‘nde düzenlenen toplantıya bazı bakanlar, AK Parti İstanbul Milletvekili adayları ve çok sayıda partili katıldı. Başbakan Erdoğan salona alkışlar ve "Büyük Usta" tezahüratlara arasında girdi. Partililer Erdoğan‘a "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla sevgi gösterisinde bulundu.
İstanbul‘un Türkiye‘nin özeti olduğunu belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, güzelliği, kültür mirası, potansiyeli ile Türkiye‘nin değil, aynı zamanda dünyanın da göz bebeği olduğunu ifade etti. Dünyanın değişik yerlerinden uluslararası toplantılara katılmak için İstanbul‘a gelen misafirlerin kendisine "Siz Tanrı‘nın sevgili kullarısınız, size böyle bir yer nasip etmiş. " dediğini belirten Başbakan Erdoğan, İstanbul‘a yapılan her hizmetin önce Anadolu‘ya, bölgeye, dünyaya ve tüm insanlığa yapılacağını dile getirdi.
74 milyonun gururu olan İstanbul‘a yen bir hizmeti ve eseri daha kazandırmanın heyecanını yaşadığını aktaran Erdoğan, 1979 yılında Haydarpaşa Limanı açıklarında yaşanan İndependenta gemi kazasını hatırlattı. Belediye başkanlığı döneminde sürekli, "Böyle bir kazayla karşılaşırsak ne yaparız?" düşüncesini yaşadıklarını anlatan Erdoğan, "Zaman zaman yakın çevremdeki danışmanlarımla bunu konuşuyordum. Allah bize başbakanlığı latfettikten sonra, İstanbul, ülkem bu ülkede bize başbakanlığı verdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘na Ulaştırma bakanımla birlikte helikopterle belli yerlerde zaman zaman dolaştık." dedi.
10 yıllar boyunca bu hayalin zihinlerini şekillendirdiğini aktaran Başbakan Erdoğan, artık bu hedefin bu gün ete kemiğe bürünmeye başladığını ve hedef olarak Türkiye‘nin önüne geldiğini belitti. Türkiye‘nin artık kişi başına milli geliri 2 bin 300 dolardan 10 bin dolara kadar yükseldiğini aktaran Erdoğan, Türkiye‘nin bu büyük projeyi gerçekleştirecek iradeye sahip olduğunu aktardı. Artık kaynaklar noktasında sıkıntı olmadığını ifade eden Erdoğan, "Tamamıyla milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntıya ihtiyaç yok. Artık kaynaklar çeşitlendi, BO (Yap-işlet) ve BOT (Yap-işlet-devret) gibi kaynaklarla bunu gerçekleştirmek mümkün. Türkiye bir istikrar ve güven ülkesi. Bu güven ve istikrar oldukça girişimciler rahatlıkla girebiliyor. ‘Türkiye 2023‘e böyle bir büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi fazlasıyla hak etmektedir‘ dedik ve bunun adımını attık." ifadelerini kulandı.
Kanal İstanbul projesinin büyük ve çok boyutlu bir proje olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, projenin aynı zamanda enerji, ulaştırma, bayındırlık, tarım, eğitim, istihdam, şehircilik, aile, konut, kültür, çevre ve turizm projesi olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, "En önemlisi de bu bir çevre projesidir. İstanbul ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir. " dedi.
Projenin üzerinde uzun bir süredir titizlikle dar bir çerçevede çalıştıklarını açıklayan Başbakan Erdoğan, her türlü olumsuzluk, haksızlık, adaletsizliği önlemek adına projenin yerini ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceklerini belirtti.
‘İSTANBUL‘UN İÇİNDEN İKİ DENİZ GEÇECEK‘
Projenin sadece etüt çalışmalarının tahminen 2 yıl süreceğini aktaran Başbakan Erdoğan, süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklerin olmasının son derece tabii olduğunu aktardı. "Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler vardır. İçinden deniz geçen yegane şehir İstanbuldur." sloganını aktardı.
Açıkladıkları projeyle İstanbul‘un artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşeceğini belirten Başbakan, İstanbul‘un projeyle iki yarım ada ve bir ada haline geleceğini ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu: "Ve bu projeyle bir ada ve bir yarım ada daha oluşacak. İstanbul’un Avrupa yakasında, İstanbul‘un batısında, Karadeniz ile Marmara denizinin arasına yaklaşık 45-50 kilometre uzunuluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul’umuza ‘Kanal İstanbul‘ kazandırıyoruz." diye konuştu. Kanal İstanbul‘un Panama, Suveyş ve Yunanistan‘daki Korint kanalıyla kıyas dahi kabul edilemeycek büyüklükte bir proje olduğunu bildiren Erdoğan, "Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik yaklaşık 145-150 metre, kanal tabanında yaklaşık 120 metre olacak. Dünyadaki en büyük gemiler 250 -260 bin dwt gemiler kanallardan geçebiliyor. Ama bizim kanalda 300 bin dwt gemi geçebilecek. Kanalın üzerine inşa edeceğimiz köprülerle, kara ve demir yolu ulaşım hiçbir kesintiye uğramayacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek. 3 köprünün bağlantısı olan yolları kastediyorum." dedi.
Kanalın inşası sırasında milyonlarca metreküp hafriyat çıkacağını aktaran Başbakan Erdoğan, kazı malzemesinin büyük bir havalimanı yapımında ve sönmüş maden ocaklarının çevre düzenlemesi, göl haline getirilmesi ve kapatılması konusunda kullanılacağını belirtti.
‘TANKERLER KANAL İSTANBUL‘DAN GEÇECEK‘
Projenin İstanbul ve Türkiye‘yi çok yakından ilgilendirdiğini belirten Erdoğan, gerekçelerinden bir tanesinin boğaz trafiğini azaltmak ve boğazdaki tehlikeyi ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. İstanbul Boğazı‘nda yılda yaklaşık 358 milyon 590 bin ton yük taşındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, yılda yaklaşık 4 milyon ton LPG, 3 milyon ton kimyasal madde ve 149 milyon ton tehlikeli madde geçtiğini aktardı. Başbakan, taşınan bu maddelerin her gün İstanbul‘un güzelliğini ve İstanbulluları tehdit ettiğini belirtti. Erdoğan, boğaz ve çevresinde yaşayan 2 milyona yakın insanın da bu tehdit altında olduğunu kaydetti. Erdoğan şöyle konuştu: " Zaman zaman meydana gelen kazalar boğazı adete bir cehenneme çevirdi. Türkiye milli gelirinin yüzde 40‘ını sağlayan İstanbul‘u böyle büyük bir tehditten kurtarıyor, İstanbul‘u, İstanbulluların, Türkiye‘nin can güvenliğini sağlamak, denizlerimizi ve kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımı atıyoruz. Kanal İstanbul ile boğaz yük trafiğini tamamen sona erdiriyoruz. Böylece boğazı İstanbul’a, Türkiye’ye yeniden kazandırıyoruz."
İstanbul boğazının Marmara‘ya demirleyen gemilerden de büyük oranda kurtulacağını vurgulayan Erdoğan, gemilerin boğazın ağzında oluşturdukları kirliliğinde önüne geçileceğini belitti. Erdoğan, "Biyo çeşitliliği muhafaza altına alıyoruz. Kanal İstanbul‘da günde 130-160 arasında gemi geçmesini hedefliyoruz. İstanbul boğazında günde 149 gemi geçtiğine göre bu kanal gemi trafiğini yavaşlatmayacak hızlandıracaktır." dedi.
‘İSTANBUL‘UN EN BÜYÜK HAVALİMANI BÖLGEYE YAPILACAK‘
Kanalın sadece ulaşım, enerji ve çevre projesi olarak görev yapmayacağına işaret eden Başbakan Erdoğan, kanal çevresinde modern bir yaşam alanını da oluşturulacağını belirtti. Kanal İstanbul çevresinde kongre, festival, spor tesisi, kültür tesisi oluşturulacağını ve yeni bir yaşam merkezinin inşa edileceğini kaydeden Erdoğan, "İstanbul’un kentsel dönüşümü kanal çevresinde gerçekleştireceğimiz projelerle devam edecek. Ve İstanbul‘un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz yaklaşık 60 milyon/yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Artık Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen bunlar ihtiyaca cevap vermiyor." şeklinde konuştu.
Kanal ve çevresinin tüm dünyadan turistleri cezbederken İstanbul boğazının da eskisinden çok daha farklı bir çekim alanı haline getireceğini bildiren Erdoğan, kanalın kesinlikle kirliliğe sebep olmayacağını aktardı. Kanalın suyunun durgun olmayacağını açıklayan Erdoğan, "İstanbul’un yer üstü ve altı kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul’da bir su sorununa asla sebep olmayacak. Kanal boyunca tabii alanın muhafazasında ve tarım alanlarının muhafazasına dikkat edilecek." dedi.
Kanalın finansmanının sıkıntı oluşturmayacağını da dile getiren Başbakan Erdoğan, gerek ulaşım, gerek çevresinde oluşturacağı yaşam alanları dolayısıyla cazip bir yatırım alanı olacağını duyurdu. Böyle büyük bir proje üzerinde her türlü ayrıntının hassasiyetle hesaplanması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, proje çerçevesinde mimardan, mühendise, sosyoloğa kadar pek çok bilim adamının çalışacağını belirtti. Erdoğan, proje inşa aşamasında sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve ilgili kurumlarla koordinasyonun sağlanacağını bildirdi.
‘12 HAZİRAN SONRASI START VERİLECEK‘
Kanal İstanbul ile ilgili bir çok ayrıntının ortaya çıktığını, etütlerin, zemin incelemesi, maliyet hesaplarının bir kısmının hali hazırda yapıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, spekülasyonlara mahal vermemek adına ayrıntılara yer vermeyeceğini belirtti. Detayları kendisi ve çok dar bir çerçevenin bildiğini anlattı. Projeye 12 Haziran seçimlerinin ardından start verileceğini anlatan Erdoğan, ağırlıklı olarak hazine arazisinin kullanılacağını bildirdi. Mümkün olduğu kadar meskun mahalle girmemeye dikkat edeceklerini açıklayan Erdoğan, zorlanılan yerlerde kimsenin mağdur edilmeyeceğini açıkladı. Erdoğan, "Böyle büyük bir projeyi belirlenen süre içinde tamamlayıp, İstanbul, Türkiye ve dünyanın hizmetine sunmak AK Parti‘ye nasip olacaktır." dedi.
ULUÇ YAZMIŞTI
'Çılgın projeyi' gündeme ilk Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan'la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: "İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın. Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakan'ın hakkı.."
İşte Erdoğan'ın merakla beklenen 'çılgın projesiyle' ilgili açıklamaları:
HAYALLER KURDUK
Bir İstanbul aşığı olan, İstanbul’u hayal şehir, bu şekilde tanımlayan Yahya Kemal özellikle İstanbul üzerine yazmış olduğu deniz adlı şiirini şu dizeleriyle bitiriyor:
“Çıktığın yolda bugün yelken açık yapayalnız. Gözlerin arkaya çevrilmeyerek pervasız. Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar.”
İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar. Alparslan bir hayal kurmuş, Anadolu’nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş, gemileri karadan yürütmüş. Süleymaniye Mimar Sinan’ın önce hayallerini süslemiş, ardından İstanbul’un incisi olmuştur. Selimiye Edirne’nin, Türkiye’nin dünyamızın incisi olmuştur. Bütün büyük adımlar bir hayalle başlamıştır. Bütün büyük zaferlerin, medeniyetlerin temelinde önce hayal vardır. İşte biz de ülkemiz için milletimiz için hayaller kurduk.
Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş İstanbul için:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.”
KİM ÇEVRECİ? CHP Mİ BİZ Mİ?
İşte böyle bir İstanbul’un hayaliyle iş başına geldik. Gecesi sümbül kokan bir İstanbul için kolları sıvadık. Biz hayalleri gerçeğe dönüştürmek için koştuk. Çöp dağları vardı. İktidarda CHP vardı. Çöp dağlarında hayallerin tükendiği bir İstanbul’u, Ümraniye’de çöp dağlarının patladığı ve 39 vatandaşımızın öldüğü şu Ümraniye’de iktidarda CHP vardı. Çöpten çöp dağlarından kurtararak buraları park alanlarına dönüştürdük. İstanbul’u suyla buluşturduk. Temiz bir Haliç isteniyordu. Kime gittiysek bize Haliç temizlenmez diyorlardı. Kayalarla toprakla dolu bir Haliç. Düşünebiliyor musunuz? Bunun söyleyenler bize artık danıştığımız o koskoca hocalarımızdı. Onlar bize böyle söylüyorlardı. Fakat biz aradık araştırdık ve Haliç’in temizlenebileceğini öğrendik. Haliç’in içinden bütün çamuru aldık ve onu 9,5 km uzaklıktaki Alibeyköy’deki taş ocaklarına taşıdık. Kamyonlarla taşımıyorduk, oraya adeta petrol boru hattı gibi borular döşemiştik. Orada kendimize 650 bin metrekarelik bir park meydana getirdik. Kim çevreci? CHP mi biz mi?
İstanbul sevdamız bizi buralara getirdi. Yılmadık, umudumuzu kaybetmedik. Hayallerimizi hiç yitirmedik. Aylar boyunca özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar büyük Türkiye’nin hayallerini kurduk orada. 14 Ağustos 2001’de işte o hayallerin peşine düştük. Biz konuşan düşüncelerini özgürce ifade edebilen korkmayan korkutulmayan hiçbir ferdi dışlanmayan ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk. Bunu başardık, başaracağız.
UÇAK NEDİR BİLMEZDİM
Çocukluğumda uçak nedir bilmezdim. Görünce sırt üstü yatar uçağı seyrederdim. Şimdi soruyorum artık uçağa binmek bu ülkede hayal mi? Artık havayolları belli bir kaymak takımın yolu olmaktan çıktı. Halkın yolu oldu.
ÇANAK ÇÖMLEK ÇIKTI DİYE MARMARAY'IN BİTİŞİ 4 YIL ERTELENDİ
Çok enterasan üçüncü köprü dedik. CHP’lilerin hemen eteği tutuştu. Açıklama yaptılar karşıyız. E sizden zaten başka bir şey beklenmez ki? Bu zihniyet sevgili kardeşlerim birinci köprüye de karşıydı, ikinci köprüye de karşıydı. Bu zihniyet Marmaray’a da karşıydı. Zaten bu zihniyet Marmaray’ın bitişini 4 yıl erteletti bize. Neden biliyor musunuz? Orada çanak çömlek çıkmış bu. Lafa gelince insandan değerli bir şey yok. Ama 4 yıl bir proje geciktirilmez. İnsanımın 4 yıl yaşamında, İstanbul’un ulaşımında artılarla eksileri bunların hesaplama durumu yok. İnsan öncelikli bakmadı bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar.
Bolu Dağı Tüneli hayaldi. Başladılar beceremediler. 'Acaba buraları patates deposu mu yapalım' dediler. Geldik ve söz verdik. Sadece Ünye viyadükleri hariç, biz bunun tamamını bitirdik. Ankara-Konya’ya hızlı tren yapılacakmış diyorlar. Bunların kılavuzunu bilemiyorum. Bunları değiştirmesi lazım. Zira Ankara-Konya hızlı treninin test sürüşlerini bizzat kendim başlattım. Önümüzdeki ay normal seferlerine başlayacak. Günaydın.
YENİ EVLENECEKLERE 100 TL TAKSİTLE EV
500 bin konut yaptık, ikinci hedefimiz 2023’e kadar 500 bin daha yapacağız. Yeni evlenecek olanlara 65 metrekare uygulaması getireceğiz. Yine peşinatsız 100 lira taksite bu yolu açacağız. Evin içinin çeyizini biz buna dahil edeceğiz.
Artık daha büyük hayaller kuruyoruz. Hayallerimizi asla ulaşılamaz görmüyoruz. Tarih belirliyoruz artık. Türkiye hazır hedef 2023 diyoruz. Milli gelirimiz 2023’te 2 trilyon olacak inşallah diyoruz. Kişi başına milli gelirimiz 25 bin dolar olacak. İhracatımız 500 milyar dolara yükselecek ve az önce de söyledim 500 bin konut inşa edeceğiz. 15 bin km daha duble yol yapacağız. Türkiye’nin dört bir yanını Atatürk’ün dediği gibi; biz Atatürk’ün partisindeyiz diyenlere hatırlatılır ve hibe olunur. Gazi demir ağlarla ördük dedi, peki ne yaptınız yahu nereyi ördünüz söyler misiniz? 37’den 50’ye kadar iktidar oldunuz ne yaptınız? Koalisyonlara girdiniz ne yaptınız var mı? Ama biz ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örmeye devam ediyoruz.
İstanbul Türkiye’nin özetidir. Güzelliğiyle, potansiyeliyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın göz bebeğidir. İstanbul’a yapılan her hizmet, Anadolu’ya trakya’ya yapılan bir hizmettir. İnsanlığa yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti yeni bir eseri kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın olduğu kadar arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un sakinlerinin de aslında bir hayalidir. İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı olduğum zaman, bu özellikle Independent olayını yaşadığımızda, çok ciddi rahatsızlıklar geçirmiştik. Böyle bir felaketle baş başa kalırsan ne yaparız, aylarca bu yangın sürmüştü. Ne yaparız diye kendi kendime soruyordum. Zaman zaman bunları konuşuyordum.
Başbakan olduktan sonra, ulaştırma bakanım ve belediye başkanımla helikopterle zaman zaman dolaştık. Türkiye bunu başaracak güce ulaşmıştır dedik. Artık kaynaklar noktasında da sıkıntımız yok. Milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntı da yok. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve bunun adımını attık.
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, barındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
İki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu projenin üzerinde büyük bir titizlilikle çalıştık. Birkaç grubu dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü haksızlığı önlemek adına, projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğim. Onu açıklayacak değilim.
Projenin yeri ve maliyeti üç aşağı beş yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları iki yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
İstanbul Kongre Merkezi‘nde düzenlenen toplantıya bazı bakanlar, AK Parti İstanbul Milletvekili adayları ve çok sayıda partili katıldı. Başbakan Erdoğan salona alkışlar ve "Büyük Usta" tezahüratlara arasında girdi. Partililer Erdoğan‘a "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla sevgi gösterisinde bulundu.
İstanbul‘un Türkiye‘nin özeti olduğunu belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, güzelliği, kültür mirası, potansiyeli ile Türkiye‘nin değil, aynı zamanda dünyanın da göz bebeği olduğunu ifade etti. Dünyanın değişik yerlerinden uluslararası toplantılara katılmak için İstanbul‘a gelen misafirlerin kendisine "Siz Tanrı‘nın sevgili kullarısınız, size böyle bir yer nasip etmiş. " dediğini belirten Başbakan Erdoğan, İstanbul‘a yapılan her hizmetin önce Anadolu‘ya, bölgeye, dünyaya ve tüm insanlığa yapılacağını dile getirdi.
74 milyonun gururu olan İstanbul‘a yen bir hizmeti ve eseri daha kazandırmanın heyecanını yaşadığını aktaran Erdoğan, 1979 yılında Haydarpaşa Limanı açıklarında yaşanan İndependenta gemi kazasını hatırlattı. Belediye başkanlığı döneminde sürekli, "Böyle bir kazayla karşılaşırsak ne yaparız?" düşüncesini yaşadıklarını anlatan Erdoğan, "Zaman zaman yakın çevremdeki danışmanlarımla bunu konuşuyordum. Allah bize başbakanlığı latfettikten sonra, İstanbul, ülkem bu ülkede bize başbakanlığı verdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘na Ulaştırma bakanımla birlikte helikopterle belli yerlerde zaman zaman dolaştık." dedi.
10 yıllar boyunca bu hayalin zihinlerini şekillendirdiğini aktaran Başbakan Erdoğan, artık bu hedefin bu gün ete kemiğe bürünmeye başladığını ve hedef olarak Türkiye‘nin önüne geldiğini belitti. Türkiye‘nin artık kişi başına milli geliri 2 bin 300 dolardan 10 bin dolara kadar yükseldiğini aktaran Erdoğan, Türkiye‘nin bu büyük projeyi gerçekleştirecek iradeye sahip olduğunu aktardı. Artık kaynaklar noktasında sıkıntı olmadığını ifade eden Erdoğan, "Tamamıyla milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntıya ihtiyaç yok. Artık kaynaklar çeşitlendi, BO (Yap-işlet) ve BOT (Yap-işlet-devret) gibi kaynaklarla bunu gerçekleştirmek mümkün. Türkiye bir istikrar ve güven ülkesi. Bu güven ve istikrar oldukça girişimciler rahatlıkla girebiliyor. ‘Türkiye 2023‘e böyle bir büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi fazlasıyla hak etmektedir‘ dedik ve bunun adımını attık." ifadelerini kulandı.
Kanal İstanbul projesinin büyük ve çok boyutlu bir proje olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, projenin aynı zamanda enerji, ulaştırma, bayındırlık, tarım, eğitim, istihdam, şehircilik, aile, konut, kültür, çevre ve turizm projesi olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, "En önemlisi de bu bir çevre projesidir. İstanbul ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir. " dedi.
Projenin üzerinde uzun bir süredir titizlikle dar bir çerçevede çalıştıklarını açıklayan Başbakan Erdoğan, her türlü olumsuzluk, haksızlık, adaletsizliği önlemek adına projenin yerini ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceklerini belirtti.
‘İSTANBUL‘UN İÇİNDEN İKİ DENİZ GEÇECEK‘
Projenin sadece etüt çalışmalarının tahminen 2 yıl süreceğini aktaran Başbakan Erdoğan, süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklerin olmasının son derece tabii olduğunu aktardı. "Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler vardır. İçinden deniz geçen yegane şehir İstanbuldur." sloganını aktardı.
Açıkladıkları projeyle İstanbul‘un artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşeceğini belirten Başbakan, İstanbul‘un projeyle iki yarım ada ve bir ada haline geleceğini ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu: "Ve bu projeyle bir ada ve bir yarım ada daha oluşacak. İstanbul’un Avrupa yakasında, İstanbul‘un batısında, Karadeniz ile Marmara denizinin arasına yaklaşık 45-50 kilometre uzunuluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul’umuza ‘Kanal İstanbul‘ kazandırıyoruz." diye konuştu. Kanal İstanbul‘un Panama, Suveyş ve Yunanistan‘daki Korint kanalıyla kıyas dahi kabul edilemeycek büyüklükte bir proje olduğunu bildiren Erdoğan, "Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik yaklaşık 145-150 metre, kanal tabanında yaklaşık 120 metre olacak. Dünyadaki en büyük gemiler 250 -260 bin dwt gemiler kanallardan geçebiliyor. Ama bizim kanalda 300 bin dwt gemi geçebilecek. Kanalın üzerine inşa edeceğimiz köprülerle, kara ve demir yolu ulaşım hiçbir kesintiye uğramayacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek. 3 köprünün bağlantısı olan yolları kastediyorum." dedi.
Kanalın inşası sırasında milyonlarca metreküp hafriyat çıkacağını aktaran Başbakan Erdoğan, kazı malzemesinin büyük bir havalimanı yapımında ve sönmüş maden ocaklarının çevre düzenlemesi, göl haline getirilmesi ve kapatılması konusunda kullanılacağını belirtti.
‘TANKERLER KANAL İSTANBUL‘DAN GEÇECEK‘
Projenin İstanbul ve Türkiye‘yi çok yakından ilgilendirdiğini belirten Erdoğan, gerekçelerinden bir tanesinin boğaz trafiğini azaltmak ve boğazdaki tehlikeyi ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. İstanbul Boğazı‘nda yılda yaklaşık 358 milyon 590 bin ton yük taşındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, yılda yaklaşık 4 milyon ton LPG, 3 milyon ton kimyasal madde ve 149 milyon ton tehlikeli madde geçtiğini aktardı. Başbakan, taşınan bu maddelerin her gün İstanbul‘un güzelliğini ve İstanbulluları tehdit ettiğini belirtti. Erdoğan, boğaz ve çevresinde yaşayan 2 milyona yakın insanın da bu tehdit altında olduğunu kaydetti. Erdoğan şöyle konuştu: " Zaman zaman meydana gelen kazalar boğazı adete bir cehenneme çevirdi. Türkiye milli gelirinin yüzde 40‘ını sağlayan İstanbul‘u böyle büyük bir tehditten kurtarıyor, İstanbul‘u, İstanbulluların, Türkiye‘nin can güvenliğini sağlamak, denizlerimizi ve kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımı atıyoruz. Kanal İstanbul ile boğaz yük trafiğini tamamen sona erdiriyoruz. Böylece boğazı İstanbul’a, Türkiye’ye yeniden kazandırıyoruz."
İstanbul boğazının Marmara‘ya demirleyen gemilerden de büyük oranda kurtulacağını vurgulayan Erdoğan, gemilerin boğazın ağzında oluşturdukları kirliliğinde önüne geçileceğini belitti. Erdoğan, "Biyo çeşitliliği muhafaza altına alıyoruz. Kanal İstanbul‘da günde 130-160 arasında gemi geçmesini hedefliyoruz. İstanbul boğazında günde 149 gemi geçtiğine göre bu kanal gemi trafiğini yavaşlatmayacak hızlandıracaktır." dedi.
‘İSTANBUL‘UN EN BÜYÜK HAVALİMANI BÖLGEYE YAPILACAK‘
Kanalın sadece ulaşım, enerji ve çevre projesi olarak görev yapmayacağına işaret eden Başbakan Erdoğan, kanal çevresinde modern bir yaşam alanını da oluşturulacağını belirtti. Kanal İstanbul çevresinde kongre, festival, spor tesisi, kültür tesisi oluşturulacağını ve yeni bir yaşam merkezinin inşa edileceğini kaydeden Erdoğan, "İstanbul’un kentsel dönüşümü kanal çevresinde gerçekleştireceğimiz projelerle devam edecek. Ve İstanbul‘un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz yaklaşık 60 milyon/yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Artık Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen bunlar ihtiyaca cevap vermiyor." şeklinde konuştu.
Kanal ve çevresinin tüm dünyadan turistleri cezbederken İstanbul boğazının da eskisinden çok daha farklı bir çekim alanı haline getireceğini bildiren Erdoğan, kanalın kesinlikle kirliliğe sebep olmayacağını aktardı. Kanalın suyunun durgun olmayacağını açıklayan Erdoğan, "İstanbul’un yer üstü ve altı kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul’da bir su sorununa asla sebep olmayacak. Kanal boyunca tabii alanın muhafazasında ve tarım alanlarının muhafazasına dikkat edilecek." dedi.
Kanalın finansmanının sıkıntı oluşturmayacağını da dile getiren Başbakan Erdoğan, gerek ulaşım, gerek çevresinde oluşturacağı yaşam alanları dolayısıyla cazip bir yatırım alanı olacağını duyurdu. Böyle büyük bir proje üzerinde her türlü ayrıntının hassasiyetle hesaplanması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, proje çerçevesinde mimardan, mühendise, sosyoloğa kadar pek çok bilim adamının çalışacağını belirtti. Erdoğan, proje inşa aşamasında sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve ilgili kurumlarla koordinasyonun sağlanacağını bildirdi.
‘12 HAZİRAN SONRASI START VERİLECEK‘
Kanal İstanbul ile ilgili bir çok ayrıntının ortaya çıktığını, etütlerin, zemin incelemesi, maliyet hesaplarının bir kısmının hali hazırda yapıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, spekülasyonlara mahal vermemek adına ayrıntılara yer vermeyeceğini belirtti. Detayları kendisi ve çok dar bir çerçevenin bildiğini anlattı. Projeye 12 Haziran seçimlerinin ardından start verileceğini anlatan Erdoğan, ağırlıklı olarak hazine arazisinin kullanılacağını bildirdi. Mümkün olduğu kadar meskun mahalle girmemeye dikkat edeceklerini açıklayan Erdoğan, zorlanılan yerlerde kimsenin mağdur edilmeyeceğini açıkladı. Erdoğan, "Böyle büyük bir projeyi belirlenen süre içinde tamamlayıp, İstanbul, Türkiye ve dünyanın hizmetine sunmak AK Parti‘ye nasip olacaktır." dedi.
ULUÇ YAZMIŞTI
'Çılgın projeyi' gündeme ilk Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan'la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: "İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın. Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakan'ın hakkı.."
İşte Erdoğan'ın merakla beklenen 'çılgın projesiyle' ilgili açıklamaları:
HAYALLER KURDUK
Bir İstanbul aşığı olan, İstanbul’u hayal şehir, bu şekilde tanımlayan Yahya Kemal özellikle İstanbul üzerine yazmış olduğu deniz adlı şiirini şu dizeleriyle bitiriyor:
“Çıktığın yolda bugün yelken açık yapayalnız. Gözlerin arkaya çevrilmeyerek pervasız. Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar.”
İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar. Alparslan bir hayal kurmuş, Anadolu’nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş, gemileri karadan yürütmüş. Süleymaniye Mimar Sinan’ın önce hayallerini süslemiş, ardından İstanbul’un incisi olmuştur. Selimiye Edirne’nin, Türkiye’nin dünyamızın incisi olmuştur. Bütün büyük adımlar bir hayalle başlamıştır. Bütün büyük zaferlerin, medeniyetlerin temelinde önce hayal vardır. İşte biz de ülkemiz için milletimiz için hayaller kurduk.
Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş İstanbul için:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.”
KİM ÇEVRECİ? CHP Mİ BİZ Mİ?
İşte böyle bir İstanbul’un hayaliyle iş başına geldik. Gecesi sümbül kokan bir İstanbul için kolları sıvadık. Biz hayalleri gerçeğe dönüştürmek için koştuk. Çöp dağları vardı. İktidarda CHP vardı. Çöp dağlarında hayallerin tükendiği bir İstanbul’u, Ümraniye’de çöp dağlarının patladığı ve 39 vatandaşımızın öldüğü şu Ümraniye’de iktidarda CHP vardı. Çöpten çöp dağlarından kurtararak buraları park alanlarına dönüştürdük. İstanbul’u suyla buluşturduk. Temiz bir Haliç isteniyordu. Kime gittiysek bize Haliç temizlenmez diyorlardı. Kayalarla toprakla dolu bir Haliç. Düşünebiliyor musunuz? Bunun söyleyenler bize artık danıştığımız o koskoca hocalarımızdı. Onlar bize böyle söylüyorlardı. Fakat biz aradık araştırdık ve Haliç’in temizlenebileceğini öğrendik. Haliç’in içinden bütün çamuru aldık ve onu 9,5 km uzaklıktaki Alibeyköy’deki taş ocaklarına taşıdık. Kamyonlarla taşımıyorduk, oraya adeta petrol boru hattı gibi borular döşemiştik. Orada kendimize 650 bin metrekarelik bir park meydana getirdik. Kim çevreci? CHP mi biz mi?
İstanbul sevdamız bizi buralara getirdi. Yılmadık, umudumuzu kaybetmedik. Hayallerimizi hiç yitirmedik. Aylar boyunca özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar büyük Türkiye’nin hayallerini kurduk orada. 14 Ağustos 2001’de işte o hayallerin peşine düştük. Biz konuşan düşüncelerini özgürce ifade edebilen korkmayan korkutulmayan hiçbir ferdi dışlanmayan ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk. Bunu başardık, başaracağız.
UÇAK NEDİR BİLMEZDİM
Çocukluğumda uçak nedir bilmezdim. Görünce sırt üstü yatar uçağı seyrederdim. Şimdi soruyorum artık uçağa binmek bu ülkede hayal mi? Artık havayolları belli bir kaymak takımın yolu olmaktan çıktı. Halkın yolu oldu.
ÇANAK ÇÖMLEK ÇIKTI DİYE MARMARAY'IN BİTİŞİ 4 YIL ERTELENDİ
Çok enterasan üçüncü köprü dedik. CHP’lilerin hemen eteği tutuştu. Açıklama yaptılar karşıyız. E sizden zaten başka bir şey beklenmez ki? Bu zihniyet sevgili kardeşlerim birinci köprüye de karşıydı, ikinci köprüye de karşıydı. Bu zihniyet Marmaray’a da karşıydı. Zaten bu zihniyet Marmaray’ın bitişini 4 yıl erteletti bize. Neden biliyor musunuz? Orada çanak çömlek çıkmış bu. Lafa gelince insandan değerli bir şey yok. Ama 4 yıl bir proje geciktirilmez. İnsanımın 4 yıl yaşamında, İstanbul’un ulaşımında artılarla eksileri bunların hesaplama durumu yok. İnsan öncelikli bakmadı bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar.
Bolu Dağı Tüneli hayaldi. Başladılar beceremediler. 'Acaba buraları patates deposu mu yapalım' dediler. Geldik ve söz verdik. Sadece Ünye viyadükleri hariç, biz bunun tamamını bitirdik. Ankara-Konya’ya hızlı tren yapılacakmış diyorlar. Bunların kılavuzunu bilemiyorum. Bunları değiştirmesi lazım. Zira Ankara-Konya hızlı treninin test sürüşlerini bizzat kendim başlattım. Önümüzdeki ay normal seferlerine başlayacak. Günaydın.
YENİ EVLENECEKLERE 100 TL TAKSİTLE EV
500 bin konut yaptık, ikinci hedefimiz 2023’e kadar 500 bin daha yapacağız. Yeni evlenecek olanlara 65 metrekare uygulaması getireceğiz. Yine peşinatsız 100 lira taksite bu yolu açacağız. Evin içinin çeyizini biz buna dahil edeceğiz.
Artık daha büyük hayaller kuruyoruz. Hayallerimizi asla ulaşılamaz görmüyoruz. Tarih belirliyoruz artık. Türkiye hazır hedef 2023 diyoruz. Milli gelirimiz 2023’te 2 trilyon olacak inşallah diyoruz. Kişi başına milli gelirimiz 25 bin dolar olacak. İhracatımız 500 milyar dolara yükselecek ve az önce de söyledim 500 bin konut inşa edeceğiz. 15 bin km daha duble yol yapacağız. Türkiye’nin dört bir yanını Atatürk’ün dediği gibi; biz Atatürk’ün partisindeyiz diyenlere hatırlatılır ve hibe olunur. Gazi demir ağlarla ördük dedi, peki ne yaptınız yahu nereyi ördünüz söyler misiniz? 37’den 50’ye kadar iktidar oldunuz ne yaptınız? Koalisyonlara girdiniz ne yaptınız var mı? Ama biz ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örmeye devam ediyoruz.
İstanbul Türkiye’nin özetidir. Güzelliğiyle, potansiyeliyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın göz bebeğidir. İstanbul’a yapılan her hizmet, Anadolu’ya trakya’ya yapılan bir hizmettir. İnsanlığa yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti yeni bir eseri kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın olduğu kadar arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un sakinlerinin de aslında bir hayalidir. İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı olduğum zaman, bu özellikle Independent olayını yaşadığımızda, çok ciddi rahatsızlıklar geçirmiştik. Böyle bir felaketle baş başa kalırsan ne yaparız, aylarca bu yangın sürmüştü. Ne yaparız diye kendi kendime soruyordum. Zaman zaman bunları konuşuyordum.
Başbakan olduktan sonra, ulaştırma bakanım ve belediye başkanımla helikopterle zaman zaman dolaştık. Türkiye bunu başaracak güce ulaşmıştır dedik. Artık kaynaklar noktasında da sıkıntımız yok. Milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntı da yok. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve bunun adımını attık.
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, barındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
İki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu projenin üzerinde büyük bir titizlilikle çalıştık. Birkaç grubu dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü haksızlığı önlemek adına, projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğim. Onu açıklayacak değilim.
Projenin yeri ve maliyeti üç aşağı beş yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları iki yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.