Rusya, Akkuyu’Ya İnşa Edeceği Santralin Benzerini Türk Basınına Tanıttı

Rusya’nın Mersin Akkuyu’ya inşa edeceği 20 milyar dolar değerindeki nükleer santralde inşa süreci için hazırlıklar sürerken, Japonya’nın Fukuşima nükleer santralindeki sızıntı güvenlik sorunlarını yeniden gündeme taşıdı.

Rusya, Akkuyu’Ya İnşa Edeceği Santralin Benzerini Türk Basınına Tanıttı
Rusya’nın Mersin Akkuyu’ya inşa edeceği 20 milyar dolar değerindeki nükleer santralde inşa süreci için hazırlıklar sürerken, Japonya’nın Fukuşima nükleer santralindeki sızıntı güvenlik sorunlarını yeniden gündeme taşıdı. Akkuyu’ya inşa edilecek nükleer santralin uçak çarpması ya da 9 şiddetindeki depreme karşı dayanıklı olacağını belirten Rus yetkililer, üçüncü nesil olarak inşa edilecek santralin dünyanın en güvenli nükleer santrali olacağını savunuyor.

Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması için istikrarlı enerji arzının zorunluluğuna dikkat çeken Rus yetkililere göre, Akkuyu nükleer santralinden güvenli ve makul fiyatla enerji tedariki mümkün olacak. Çevreyle birlikte 20 bin kişiye istihdam sağlayacak nükleer santralle ilgili Rusya son hazırlıkları tamamlıyor.

Nükleer enerji alanında Türkiye ile işbirliğini öngören anlaşmayı da Rusya parlamentosu alt kanadı Duma’dan geçiren Moskova, nükleer santralde kazmayı 2013’te vurmayı planlıyor. 2018’de dört üniteden ilki işletmeye alınması öngörülen santralin diğer ünitelerinin de 2021’e kadar tamamlanması hedefleniyor.

Moskova’ya 350 kilometre uzaklıkta Tver bölgesi Udomlya yerleşim birimine yakın çevrede kurulan Kalinin Nükleer Santrali’nin (KAES) kapılarını Türk basın mensuplarına açan Rosatom, Akkuyu’ya benzer bir santral kurulacağını açıkladı. 1974’de inşaatına başlanan nükleer santralde ilk reaktör 1984’de üretime başlarken, dördüncü reaktörün yıl sonuna kadar aktif hale gelmesi öngörülüyor.

Yoğun güvenlik önlemleri altında santrale alınan basın mensuplarının ziyareti sırasında üç reaktör de aktif olarak elektrik üretimini sürdürüyordu. Çevre açısından herhangi bir sorun oluşturmayan santralin çevre kirliliği sıfıra yakın. Bölgede yaşayan halk ise santralden rahatsız değil. İlk kuruluş aşamasında bölgede 5 bin kişi yaşarken, santralle birlikte nüfus 40 binin üzerine çıkmış durumda.

27 YILDIR TEK ARIZA KAYDEDİLMEDİ

Gazetecilerle açıklamalarda bulunan KAES Başmuhendisi Mihail Kanışev santralin şu anda faaliyette olan üç reaktörün her biri 1000 Mw/s elektrik ürettiğini belirtti. Santralde üretilen elektriğin 1 kilovatını 1,22 rubleden satıldığını ifade eden Kanışev ilerleyen yıllarda 4. reaktör inşaatının tamamlanmasıyla da yıllık üretimi iki kat artırmayı planladıklarını ifade etti. 9 Mayıs tarihinde 27. yılına girecek olan santralde meydana gelen tüm sorun ve ihlallerin istatistiğinin tutulduğunu anlatan Kanışev, bu zamana kadar reaktörle ilgili hiç bir sorunun yaşanmadığını kaydetti.

Kalinin Nükleer Santrali‘de inşaa edilen reaktörün en önemli özelliği Türkiye‘de kurulacak olan ilk nükleer santralin benzer reaktörü burada kuruluyor olması. Akkuyu‘da inşa edilecek santral dört güvenlik önlemi içerecek. Üç pasif güvenlik sistemi sahip reaktörler elektrik tamamen kesilse de otomatik devreye giriyor.

Kaza anında ısı emme, doğal sirkülasyon ve doğal soğutma başlatılıyor. Tüm bu güvenlik sistemlerinin devreye sokulabilmesi için ise personelin müdahalesine ihtiyaç duyulmuyor. En etkileyici güvenlik ise olumsuz gelişmeler esnasında eriyiklerin kilitleyen özel bir sistemin bulunması. Sistemin aynısı Çin‘de kurulmakta olan santralde ve Akkuyu‘da da yapılacak.

MATRUŞKA GİBİ İÇ İÇE GÜVENLİK

Kıyaslama açısından Japonya‘daki Fukuşima Nükleer Santrali‘nde yaşanan trajedi dikkate alınırsa Fukuşima‘da elektrikli soğutma sistemin dışında hiç bir önlemin bulunmadığı ifade ediliyor. 50 yıl önce projelendirilen ve 40 yıl önce de inşa edilen Fukuşima’da olduğu soğutma sisteminin devredışı bırakılması ile aşırı ısınan kalıbın dağılması gibi problemin yaşanması mümkün değil. Çünkü 3. nesil reaktörler ısı emme sistemlerini bulunduruyor ve çift hermetik kapsüllerle kaplanıyor.

Bu kalıpların ilki 1,2 metre, ikincisi ise 1 metre kalınlığında. İki kapsülün arasında 2 metre boşluk var. Projeye göre dış kapsül 400 tonluk uçağın çarpmasına ya da 9 şiddetinde depreme dayanıklı. İç kapsüldeki güvenlik sistemleri ise dörtlü matruşka tarzı iç içe önlemlerle donatılmış durumda.

30 yıldır Udomlya şehrinde yaşayan Tatyana Smirnova kentin Kalinin Nükleer Santrali Bilgilendirme Merkezinde çalışıyor. Merkez bünyesinde oluşturulan müzenin rehberi görevinde bulunan Smirnova hanım buraya gelen ziyaretçilerin tüm nükleer santralin işleyişinden güvenliğine kadar bir çok sorularını yanıtlamaya çalışıyor. Smirnova vatandaşların tanıtım sergiler ve bilgilendirici anlatımlardan sonra nükleer santralle ilgili görüşlerinin tamamen olumlu yönde değiştiğini ifade ediyor.

ŞEHİRDEN GÖÇMEK İSTEYEN KİMSE YOK

Modern, canlı ve güzel bir şehre dönüşen Udomlya‘nın değişimini tamamen Kalinin Nükleer Santrali‘ne borçlu olduğunu ifade eden Smirnova, “Santral 27 yıldır ülkemize hizmet ediyor, ve aynı zamanda şehrimizin gelişmesinde katkıda bulunuyor. Hiç kimse Udomlya‘dan taşınmayı düşünmüyor. Çünkü anne babalar santralde çalışıyor, çocuklar anne babasının izinden giderek ilerleyen yaşlarında santralde çalışmak için başvuruyor. Bence bu güvencenin en iyi örneğidir.” dedi.

1986 yılından beri nükleer enerji alanında çalışan Nöbetçi Mühendis İgor Salamatsov reaktörlerdeki tüm sistemlerin dijital ortamda sürekli izlendiğini anlattı. Kontrol Panel‘de çalışmalarla ilgili bilgi veren Salamatsov burada 24 saat boyunca devriye müdürünün, türbünden sorumlu ve reaktörün çalışmasından sorumlu mühendislerin bulunduğunu belirtti. Her 8 saatte bir değişen mühendisler reaktör çalışmalarını ekranlara yansıyan verilere bakarak titizlikle takip ediyor.

    TÜRKİYE’DE EK GÜVENLİK ÖNLEMLERİ OLACAK

    Türkiye‘deki projenin daha kapasiteli olacağını ve ek güvenlik sistemlerinin kurulacağını kaydeden Salamatsov KAES’de güvenliği üç adımda sağladıklarını belirtti. Salamatsov şunları anlattı: “Birincisi reaktörün durdurulması, yani nükleer reaksiyonun durdurulması. İkincisi reaktör aktif olan kısmından ısıyı azaltmak ve üçüncüsü radyasyon maddelerin dışarıya çıkmasını önlenmesi. Tüm bu önlemlerin sağlanmasını izlemek için kontrol panelinde göstergeler mevcut. Isıyı durdurabilmek için mazot-jeneratörlü üç bağımsız sistemimiz var. Bu sistemlerin her biri farklı alanlarda yerleştirildi. Böylelikle bu sistemlerin çalışmaması gibi olasılık çok düşük. Bunun dışında üç pasif güvenlik sistemlerimiz de var. Bu sistemlerin çalışması için elektriğe, ya da herhangi bir yakıta ihtiyaç duyulmuyor. Türkiye‘deki reaktörlerde ise daha modern sistemlerle 4 adet önleyici güvenlik sisteme sahip olacak.”