Psikolojik Danışman Özer Gurbetçilerle Buluştu

Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğü Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı Nevzat Özer, Fransa’nın Lyon kentinde ve değişik bölgelerdeki gurbetçilere, ‘21. Yüzyılda Anne ve Baba Olmak’ konulu konferans verdi.

Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğü Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı Nevzat Özer, Fransa’nın Lyon kentinde ve değişik bölgelerdeki gurbetçilere, ‘21. Yüzyılda Anne ve Baba Olmak’ konulu konferans verdi.

Yozgat’ın Saraykent Kaymakamı Cumhur Duran’ın girişimleri ile başlatılan kısa adı GUREF olan ‘Gurbetçi Vatandaşlarımızın Eğitim Farkındalığını Artırma Projesi‘ kapsamında Ahtmet Yurdakul, Ali Ağca, İdris Efe, Mehmet Durmaz, Volkan Temel, Çiğdem Aktürk ve Nevzat Özer isimli eğitimciler, Fransa‘nın değişik bölgelerinde yaşayan gurbetçilere konferanslar verdi.

Fransa‘da düzenlenen konferansların gurbetçiler açısından çok faydalı geçtiğini belirten Psikolojik Danışman Nevazt Özer, ‘21. Yüzyılda Anne ve Baba Olmak’ konulu konferansımızı ilk olarak Fransa‘nın Lyon kentinde verdik. Daha sonra Fransa’nın değişik bölgelerinde Türklerin yoğun olduğu şehirlerde konferanslar düzenledik. Konferanslarımızda, daha fazla gurbetçilerimizle buluşabilmek için özellikle Türklerin yoğun yasadığı bölgeleri seçtik. Ailelerimiz, gerek dil gerekse örf ve adetlerimiz, çocuk ve genç yetiştirme konusunda çelişkiler yaşamaktadırlar. Bu yüzden modern yaşamın üzerimize yüklediği ağır ekonomik kaygılar yüzünden evlatlarımızın eğitimi ve özel yaşantılarıyla fazla ilgilenemediklerini gördüm. Bu konferanslarımızın, ailelerimiz açısından çok faydalı geçtiğine inanıyorum.” dedi.

"EMEKLİLİĞİ VE İSTİFASI OLMAYAN TEK MESLEK ANNE VE BABALIKTIR"

Psikolojik Danışman Özer, dünyada emekliliği olmayan tek mesleğin anne ve babalık olduğunu söyledi. Özer, şöyle konuştu: “Anne ve babalığın emekliliği ve istifası yoktur. Yedi gün yirmi dört saat açık olan tek meslek grubu anne ve babalıktır. Çocuklarımızla her saat, her dakika ilgilenir ve onları düşünürüz. Onların başarılı olmalarını, topluma faydalı bir birey olarak yetişmesi için çalışırız. Yani bizim üzerimizdeki bu sorumluluğu hiçbir zaman unutmayız. 21. yüzyılın insanı, gerek teknolojik gerekse bilimsel verileri arkasına alarak çok zeki, kurnaz, hırslı, acımasız ve rekabetçi bir yapıya sahip olma eğiliminde. Bunun için uzaklarda örnek aramamıza gerek yok. İşte, yanıbaşımızda yaşanan savaşlar, kavgalar, ölümler. Düşünün ki Ortaçağ‘da savaşların en yoğun olduğu dönemde, iki farklı ordu bir araya gelir bir amaç uğruna savaşırlardı. Bu savaş sahnesinin yıkıcılığına ve dramına sadece oradaki insanlar tanık olurdu. İşin doğrusu bu gibi trajik vakalar ve olumsuz örnekler bizi çok etkilemez ve üzmez oldu. Yani duygularımız, hislerimiz körelmeye başladı. Sadece o kareler gösterildiğinde ‘ah vah dedik’ sonrası malum hayat devam ediyordu çünkü.”