Numan Kurtulmuş‘tan Bozkurt Polemiğine Sert Eleştiri
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki yaşanan ‘‘Bozkurt polemiği‘‘ne ilişkin olarak, ‘‘ Her ikisini de üslupları dolayısıyla kınıyorum.
Galatasaray Üniversitesi siyaset bilimi öğrencilerini partisinin İl Başkanlığı binasında kabul eden Kurtulmuş, öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasında yaşanan polemiğe ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, Türkiye siyasetine ilişkin dikkat çektikleri konunun başında üslubun geldiğini söyledi. Başbakan Erdoğan ve Devlet Bahçeli‘yi eleştiren Kurtulmuş, "Biz Türkiye siyasetinde kavgacı, çatışmacı, kutuplaştıran, insanlarını dağıtan,
kamplaştıran bir üslubun ve anlayışın yerine Türkiye‘de halkın sorunlarını çözmek üzere siyasi kanaatleri farklı da olsa insanların bir araya gelip ortak çözümler ürettiği, bütünleştiren, birleştiren bir siyasi üslubun çok daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Önce YGS‘deki gelişmelerle ilgili öğrencilerin sokağa çıkmasının ardından Sayın Başbakanın ‘onlar sokağa çıkıyorsa biz de 10 bin öğrenciyi sokağa yığarız‘ sözü, arkasından Sayın Bahçeli‘nin ‘o 10 bin kişiyle gelsin ben bin bozkurtumla onları süpürürüm‘
şeklindeki eleştirileri, son olarak da Sayın Başbakan‘ın dün mitingde yaptığı konuşmada ‘hodri meydan ben buradayım, gençlerinizi alın siz de meydana çıkın‘ şeklindeki bir sokak kavgası davetiyesi şeklindeki üslubu asla tasvip etmek, benimsemek mümkün değildir. Bu Türkiye‘nin felaketi olur. Sayın Başbakan‘ın ve Sayın Bahçeli ile diğer kamplaştırıcı üslupta konuşanların maalesef birbirlerine ‘hodri meydan, mahalle kavgasına buyur‘ demeleri gerçekten Türkiye‘nin 21. yüzyılın başında hak ettiği bir manzara
değildir.
Her ikisini de üslupları dolayısıyla kınıyorum. Ayıp ediyorlar, yazık ediyorlar, Türkiye‘ye günah ediyorlar. Böyle bir şey olmaz‘‘ dedi.
Numan Kurtulmuş, 12 Eylül 1980 öncesinde yaşananlara da işaret ederek, ‘‘Meydanlarda birbirini kovalayan politik kamplaşmaları çok gördük. Siyasi parti liderlerinin birbirleriyle görüşme nezaketsizliği yüzünden 7-8 bine yakın gencimizin nasıl öldürüldüğüne şahit olduk. Türkiye‘nin 21. yüzyılda gerçekten vatandaşların hepsini derleyen, toplayan, siyasi partileri düşman olarak değil, siyasi rakip olarak gören yeni bir anlayışa, yeni bir siyaset diline ihtiyaç var‘‘ diye konuştu.
Siyasi liderlerden bu üslubu seçim kampanyalarında sürdürmemelerini isteyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Baştaki koca koca adamlar tepişirlerse aşağıdaki, sokaktaki insanlar Allah korusun hakikaten meydanlarda birbirlerini kovalamaya başlarlar. Her vesileyle Türkiye‘nin siyasette bu kadar gerginlik içerisine girmesi korkarım ki seçim güvenliği açısından da doğru bir şey değildir. Seçim güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan hükümettir. Dolayısıyla hükümetin üstüne düşen tansiyonu arttırmak değil, tansiyonu azaltmak ve kavga ortamını ortadan kaldırmaktır‘‘.
Kaynak: İHA
kamplaştıran bir üslubun ve anlayışın yerine Türkiye‘de halkın sorunlarını çözmek üzere siyasi kanaatleri farklı da olsa insanların bir araya gelip ortak çözümler ürettiği, bütünleştiren, birleştiren bir siyasi üslubun çok daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Önce YGS‘deki gelişmelerle ilgili öğrencilerin sokağa çıkmasının ardından Sayın Başbakanın ‘onlar sokağa çıkıyorsa biz de 10 bin öğrenciyi sokağa yığarız‘ sözü, arkasından Sayın Bahçeli‘nin ‘o 10 bin kişiyle gelsin ben bin bozkurtumla onları süpürürüm‘
şeklindeki eleştirileri, son olarak da Sayın Başbakan‘ın dün mitingde yaptığı konuşmada ‘hodri meydan ben buradayım, gençlerinizi alın siz de meydana çıkın‘ şeklindeki bir sokak kavgası davetiyesi şeklindeki üslubu asla tasvip etmek, benimsemek mümkün değildir. Bu Türkiye‘nin felaketi olur. Sayın Başbakan‘ın ve Sayın Bahçeli ile diğer kamplaştırıcı üslupta konuşanların maalesef birbirlerine ‘hodri meydan, mahalle kavgasına buyur‘ demeleri gerçekten Türkiye‘nin 21. yüzyılın başında hak ettiği bir manzara
değildir.
Her ikisini de üslupları dolayısıyla kınıyorum. Ayıp ediyorlar, yazık ediyorlar, Türkiye‘ye günah ediyorlar. Böyle bir şey olmaz‘‘ dedi.
Numan Kurtulmuş, 12 Eylül 1980 öncesinde yaşananlara da işaret ederek, ‘‘Meydanlarda birbirini kovalayan politik kamplaşmaları çok gördük. Siyasi parti liderlerinin birbirleriyle görüşme nezaketsizliği yüzünden 7-8 bine yakın gencimizin nasıl öldürüldüğüne şahit olduk. Türkiye‘nin 21. yüzyılda gerçekten vatandaşların hepsini derleyen, toplayan, siyasi partileri düşman olarak değil, siyasi rakip olarak gören yeni bir anlayışa, yeni bir siyaset diline ihtiyaç var‘‘ diye konuştu.
Siyasi liderlerden bu üslubu seçim kampanyalarında sürdürmemelerini isteyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Baştaki koca koca adamlar tepişirlerse aşağıdaki, sokaktaki insanlar Allah korusun hakikaten meydanlarda birbirlerini kovalamaya başlarlar. Her vesileyle Türkiye‘nin siyasette bu kadar gerginlik içerisine girmesi korkarım ki seçim güvenliği açısından da doğru bir şey değildir. Seçim güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan hükümettir. Dolayısıyla hükümetin üstüne düşen tansiyonu arttırmak değil, tansiyonu azaltmak ve kavga ortamını ortadan kaldırmaktır‘‘.