Full depo 210 TL olunca Ecevit vitesi geri döndü!

50 litrelik bir deponun dolma maliyetinin her geçen gün artması araç sahiplerini bütçe tutturma derdine düşürdü.

HT Ekonomi'nin 2 haftadır yayımlanan ve büyük ilgi çeken Hayat Bilgisi dizisinde bu kez akaryakıt fiyatlarındaki artışın vatandaşın cebindeki ve alışkanlıklarındaki değişiklikleri araştırmak üzere Dolapdere'deki bir akaryakıt istasyonunda soluğu aldık.

Öyle ya hafta içinde meydana gelen artışlarla bir yılda 50 litrelik benzinli bir depoyu doldurmanın maliyeti 184 TL'den 210 TL'ye çıkarken, dizel motorlu bir aracın deposunu doldurmak ise 157.5 liradan 178 liraya fırlamıştı. Biz de ortada yıllık yakıt masrafını yaklaşık 1000 lira artıran bir yükselme varken halkın sesine kulak verelim istedik.

Akaryakıt zamları yaşamlarını nasıl etkiliyor, aylık akaryakıt masrafları ne kadar, evleri ile işyerleri arasında kullandıkları araç doğru mu?
Tüm bunları somut örneklerle masaya yatıralım istedik.
Malumunuz Türk halkı Avrupa'nın en pahalı akaryakıtını kullanan ülke. Akaryakıt fiyatları pahalı diye sokağa dökülen Yunan halkına göre bizde fiyatlar yaklaşık 70 kuruş daha pahalı. Dünya petrol fiyatlarındaki artıştan Türk halkına düşen pay oldukça yüksek.

KURUŞUN HESABI YAPILIYOR

Promosyonların maliyeti akaryakıt fiyatına yüklenmesin diye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) getirdiği promosyon yasağı da akaryakıt fiyatlarında beklenen indirimi yapmadı. İndirimli satış yapan markalardaki yoğunluk artık araç sahiplerinin kuruşun hesabını yaptığını ortaya koyuyor. Tasarruf olsun diye arabasını boşta kullanan da var hafta içinde otomobilden toplu taşıma aracına geçen de. Ama, bir benzin istasyonunda gazeteci olarak bulunmak çok da kolay değilmiş. Zira derdini anlatmak isteyen o kadar insan bir anda etrafınızı sarıyor ki, oldukça şaşırtıcı görüntüler ve görüşler ortaya çıkıyor. Ortada tam anlamıyla 'bir dokun, bin ah işit' durumu var. İşte zamlar karşısında derdini anlatacak bir gazeteci bulan vatandaşlar...

GELİRİMİN YÜZDE 40’I AKARYAKITA GİDİYOR

Etiler'de çalıştığını, Fatih'te oturduğunu belirten Ebru Er, güzergâhın uzak olması nedeniyle aylık benzin faturasının 600 lirayı bulduğunu ifade ediyor. Er, “Sürekli olarak araçla gidip geliyorum işe. Trafiğe de yakalanınca fazla benzin harcıyorum. Toplu taşımayı kullanamıyorum çok temiz değil. Kimsenin kendine bakmamasından dolayı kötü koku oluşuyor. Ağız ve ter kokusu var. Yeri geliyor metroyu kullanıyorum” diyor. Kullanımından dolayı dizel araç almayı düşündüğünü söyleyen Ebru Er, “Ama yine aynı fiyata geliyor. Artışlar tamamen vergi kaynaklı. Birçok kalemde bu böyle oluyor. Ağır vergi yükü var üzerimizde. Bu zamları yaparken insanlar kesinlikle düşünülmüyor. Nasıl olsa alınır deniliyor” diye görüş belirtiyor.

‘Zamlardan sonra ayda sadece 250 liralık mazot alabiliyorum’
Son gelen benzin zamlarından sonra artık işleri dışında arabayı fazla kullanmama kararı aldığını söyleyen Mehmet Şimşek, “Daha fazlasına gücüm yok. Aylık 250 liralık mazot alıyorum” diyerek durumunu net olarak ortaya koyuyor.

‘ARABAYI SATMAYA KARAR VERDİM’

Şimşek hafta sonu olunca mecburen de olsa otomobili kullanmaya devam ediyor. “Zamlar yüzünden hafta sonu gezmelerini de azalttık. Oğlumuz Ankara'da askerlik yapıyordu ziyaretine gidemedik, Sivaslıyım memlekete gidemedik. Bir iki sefer gittik benzin ucuzdu o zamanlar. Ancak şimdi fırsat olmuyor. Arabayı satıcam durdukça bize masraf veriyor. Ama çocuğum bırakmıyor” diyen Şimşek, büyük kampanyalarla satılan araçların benzin fiyatları nedeniyle kullanılmayıp sokaklara mahkûm bırakılmasına da içerlediğini ifade ediyor.

‘Artık daha çok otobüse biniyorum’
Son dönemde 'yoğunluğunu iyice artıran' zamlardan dolayı artık daha çok hafta sonları dışarıya çıktığını ifade eden Mecit Pişkin, “Yakıt fiyatları artınca dışarıya daha az çıkar olduk. Ne kadar dikkat etsem de aylık harcamam 200 lirayı buluyor” diyor. Zamlar nedeniyle daha çok toplu taşıma aracı kullandığını anlatan Mecit Pişkin, sadece kendisinin değil ailesinin de artık daha çok otobüse binmek zorunda kaldığını belirtiyor. Pişkin otobüse yönelik, hafta sonu gezilerini azaltmaya çalışsa da son zamlarla her ay 15 lira daha fazla akaryakıt bedeli ödeme durumu ile karşı karıya.

‘AVUSTRALYA'DA JİPİ FULLERKEN, BURADA 10 KAT FAZLASIYLA DOLDURAMIYORUM’

Efe Kanımdan (Sigortacı-Opel Corsa Dizel)
“Akaryakıt istasyonlarına gelip gidiyoruz, sonra bir bakıyoruz ki daha önceden 4-5 gün idare ettiğimiz depo sadece 2 gün idare eder hale gelmiş” diye söze başlayan Efe Kanımdan, işiyle ilgili olarak kendisini otomobile zorunlu olarak görüyor. Günde yaklaşık 12 ziyaret yaptığını söyleyen Efe Kanımdan, bu nedenle toplu taşımayı kullanamadığını söylüyor ve tasarruf olarak Euro dizel yerine bulduğu zaman normal dizel aldığını ifade ediyor. Kanımdan, “Avrupa'nın ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz alıyorsak, en fazla vergiyi biz ödüyoruz demektir. Üretici olmayalım da her şeyi halkın üzerinden yapalım diye bir şey yok. Avustralya ve Yeni Zelanda'da 15 dolara Grand Cherokee jipin deposunu dolduruyorlar. Biz burada kalkıp onun 10 katına küçücük Corsa'nın deposunu dolduramıyoruz” diye konuşuyor.

Vitesi boşa alıp tasarruf yapmaya peşindeyim
“Bu fiyat artışlarına bir çare bulmaları lazım. Artık çok fazla etkilenmeye başladık” diye söze giren Ahmet Çiğdem, “Her ne kadar dışarıdan etki olsa da hükümetin ve devletin vatandaşlarına karşı biraz daha duyarlı olup bu fiyatları indirmeleri lazım” diye konuşuyor. Çiğdem daha önce 125 liraya doldurduğu deponun şimdi 150-160 lirayı bulduğunu söylerken aylık olarak 1000 liralık mazot parası verdiğini söylüyor.

‘ŞİRKETLER İÇİN YÜZDE 5 KÂR ÇOK NORMAL’

Eskisine göre daha çok vitesi boşa almaya başladığına dikkat çeken Ahmet Çiğdem, “Ben inanıyorum ki şirketler için yüzde 5 kâr normaldir. İyi para kazandıklarına inanıyorum. Tabii ki kazanacaklar. Ben turizmciyim, 1000 Euro'ya tur yapıyorum. Ancak vallahi yüzde 7 bile kazanamıyorum. Hafta sonu fırsat yaratıp kaçamıyoruz bir yere. İnsanlar sosyal ortamından kısmıyorlar. Vatandaş çoluğuyla çocuğuyla ailesiyle hafta sonu bir yere gidemeyecekse o kadar da olmaz”diyor.

‘Mercedes’im olsa da toplu taşımayı tercih ederim’
Yakıt faturasının vatandaşın cebi için gittikçe daha büyük bir gider oluşturduğuna dikkat çeken Erhan Ekici, aylık olarak 2 bin liralık benzin parası verdiğini söylüyor. İstanbul'da sorunun ikamet edilen yerler ile çalışma alanlarının birbirlerinden uzak olması ve kısıtlı toplu taşıma imkânları olduğunu ifade eden Ekici, "Bunları birbirlerine bağlayan toplu taşıma imkânları olsa mutlaka kullanırım” diyor.

YAKIT TÜKETİMİ ÇOK FAZLA

Ekici, İstanbul’da belli güzergâhlar üzerinde olmayanların özel araca mahkûm olduğuna işaret ederek şunları söylüyor: “Avrupa'da ise özel araçlar olmasına rağmen toplu taşıma daha kolay geliyor. Sonuçta kullandığımız araçlar yakıt tüketimi fazla araçlar. Araç olarak Mercedes kullansam da toplu taşımayı her zaman tercih ederim.”

‘Gelirimin yüzde 10’u yakıta gidiyor’

Akaryakıttaki fiyat artışlarından önce haftada 1 depo benzin doldurduğunu, ancak şimdi aylık 2.5 depoyu biraz geçtiğini söyleyen Türetkan, “Artık yakın yerlere arabayla gitmeyip toplu taşımayı tercih ediyorum. Gelirimin yüzde 10'unu otomobile veriyorum. Haftada 2 gün otobüs, 3 gün kendi aracımla işe gitmeye başladım” diye konuşuyor. Devletin toplayamadığı kaynaklardan alamadığı vergileri vatandaşın üzerinden almasının kötü bir durum olduğunu anlatan Türetkan, “Devlet paraya ihtiyacı varsa en basit yöntemi tercih ediyor ve akaryakıta yükleniyor” diyor.