'Kürt siyaseti artık tabanını kontrol edemiyor'

Milliyet Gazetesi Yazarı Nuray Mert, YSK'nın kararına yönelik yapılan eylemleri değerlendirerek, "Haklıyla haksız olmak diye bir şey var. Haklı bir tepkiyi haksız hale getiriyorlar. Tatsız bir imaj oluşuyor diyoryuz ama kürt siyasal hareketinin en büyük sorularından bir tanesi artık tabanlarını kontrol edememesi" dedi.

'Kürt siyaseti artık tabanını kontrol edemiyor'
NTV ekranlarında yayınan Sedat Ergin'in sunduğu Basın Odası programının dün akşamki bölümünde, YSK'nın BDP'nin destekledi adaylara veto kararı ve karara yönelik yapılan eylemler ele alındı.

Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak, "Bir komplo var mı sizce, bu kriz önlenemez miydi?" sorusuna karşılık, "Anayasa maddesinin yanı sıra başka hükümlerde var. Neden kafa karışıklığı doğuyor çünkü bütün maddeler birbiriyle çelişkili" dedi. Eski ve yeni ceza yasalarını anlatan Ilıcak, "Birden bire bu kararı almak yerine kişileri çağırıp, siz adli sicil kanuna göre çünkü eski ceza kanuna göre mahkum olduğunuz için memnu haklarınızın iadesini istemeniz gerekirdi, demesi lazımdı. Çünkü o kişiler zaten gitmişler. Mesela Leyla Zana Diyarbakır Ceza Mahkemesi'nden memnu hak iadesi isteyince Diyarbakır Ağır Ceza Mahkmesi yeni ceza kanuna göre gerek yok demiş. Şimdi Türkiye'de hepimiz bir anlamda suçluyuz." diye konuştu.

"YSK SORUNLARI ÖNGÖRÜP UYARABİLİRDİ"

"YSK'nın şöyle bir hatası da var aslında" diyen Ergin, "Ben kendimi YSK üyesi yerine koyduğumda, Anayasa'nın 76. maddesini de önüme koyduğumda, nasıl karar verirdim... Doğrusu YSK'nın herhangi bir üyesinin yerinde olmak istemezdim" dedi. Ergin, "Burada sorun şu, YSK'nın çelişkileri doğru olmaması gereken şeyler fakat YSK'nın görevi önünüze bir dosya gelince sonuçlandırmak değil. Biraz da sorunları ön görüp, tahmin edip geleceği görerek uyarı görevinde bulunmak. YSK çok önceden bunu tahmin edip, öngörüp, gerekli uyarıları yapıp, siyasileri uyarıp harekete geçirebilirdi" şeklinde konuştu.

"GERGİN BİR ORTAM VAR"

Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan, YSK'nın kararına yönelik yapılan eylemleri değerlendirdi. Altan, "Diyarbakır'dan, Kızıltepe'den çok çeşitli yerlerden gelen telefonlardan edindiğim izlenim, çok gergin bir ortam var. Öldürülen o gencin polis kurşunuyla öldürüldüğü iddia ediliyor. Dilerim yarın gerçekten YSK Başkanvekilinin bu akşam söylediği şekilde, demokrasinin önünü açacak, bu tansiyonu düşürecek bir karar çıkar. Şu an da yüksek bir öfkenin olduğunu hissediyorum" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE HER BAKIMDAN GERİLİYOR"

"Sukunet içerisinde seyretmekte olan siyasal, toplumsal bir durumdan bahsetmiyoruz" diyen Milliyet Gazetesi Yazarı Nuray Mert de, Türkiye'nin giderek her bakımdan gerildiğini söyledi. Kürt meselesinde tansiyonun zaten yüksek olduğuna işaret eden Mert, "30 bin kişinin hayatını yitirdiği bir süreçten çıkmış bi ülke. Bir ara iyimserlik havası esti fakat sonra herşey yine ters sarmaya başladı" dedi.

"Haklıyla haksız olmak diye bir şey var. Haklı bir tepkiyi haksız hale getiriyorlar" diye konuşan Mert, "Tatsız bir imaj oluştu diyoruz.Ama kürt siyasal hareketinin en büyük sorunlarından bir tanesi, artık tabanlarını kontrol edemiyorlar. Çünkü sert süreçlerden geçmiş bir hareket" ifadelerini kullandı.

Lafta şiddeti kınamanın fazla faydası olmadığını savunan Mert, "En fazla şiddeti kışkırtan şey işte YSK'nın aldığı karar ve sonraki değişiklik" şeklinde konuştu.

Bunun üzerine söze giren Ergin, "Protesto hakkınının kullanılmasına bir itirazım yok. Ama bu yapılırken kalkıp otobüse taş, orayı yak, bunların onaylanacak bir tarafı yok. Kürt siyasal haretketinin yönetici kadrolarına düşen, mümkün olduğu kadar bu tür taşkınlıklardan uzak durmak yönünde telkinler yapılsa bir şey mi kaybedilir" diye konuştu.

Buna karşılık Mert, "Onayladığımız yok ama şiddet işe yarıyorsa bir toplumda, insanlar bunu bir yol olarak görmeye başladılarsa onu engelleyemezsin" dedi.

BEYAZ GAZETE