Jelyu Jelev: Hiç Bir Ab Ülkesi, Türkiye Kadar Yarar Sağlayamaz
Avrupa Birliği’nin genişlemesinde Türkiye’nin mutlaka yer alması gerektiğini savunan Bulgaristan’ın demokrasi tarihindeki ilk cumhurbaşkanı Jelyu Jelev, 72 milyonluk genç nüfusun, büyük potansiyel ile çalışan pazar ekonomisinin, askeri gücün, Arap dünyasını İslami açıdan kolay etkileyebilmesinin Avrupa için önemli öncelikler olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği’nin genişlemesinde Türkiye’nin mutlaka yer alması gerektiğini savunan Bulgaristan’ın demokrasi tarihindeki ilk cumhurbaşkanı Jelyu Jelev, 72 milyonluk genç nüfusun, büyük potansiyel ile çalışan pazar ekonomisinin, askeri gücün, Arap dünyasını İslami açıdan kolay etkileyebilmesinin Avrupa için önemli öncelikler olduğunu söyledi. Jelyu Jelev, AB’nin büyük geleceğinin, birliğin bundan sonraki gelişmelerinde saklı olduğunu ve Türkiye’nin AB’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Atlantik Kulübü’nün kuruluşunun 20. yılı nedeniyle düzenlenen ‘Global aktör olarak Avrupa-Avrupa ve Amerika’nın yeni dünya düzenindeki sorumlulukları ve rolleri’ konulu toplantıda konuşan Jelev, Türkiye’nin AB’ye tam üye olması durumunda 72 milyonluk genç nüfusun, büyük potansiyel ile çalışan pazar ekonomisinin, askeri gücün, Arap dünyasını İslami açıdan kolay etkileyebilmesinin Avrupa için önemli öncelikler olduğunu söyledi. Türkiye’nin Müslüman, ancak çağdaş bir ülke olduğunu vurgulayan Jelev, Türkiye’nin geçmişte kesin olarak şeriatı kabul etmediğini vurguladı.
Jelev, Orta Asya’daki eski Sovyet Sosyalist ülkelerini dil ve dini yakınlığı dolayısıyla etkileyebilmesi, bu ülkelerin doğalgaz kaynakları bakımından Avrupa tarafından önemsenmeyeceği, Türkiye’nin iki kıta arasında köprü görevi gören coğrafi konumu ve farklı medeniyetlerin kesişim noktası olmasının Türkiye’nin diğer öncelikleri arasında yer aldığını aktardı. Kaç tane ülkenin tam üye olması ile AB’ye bu kadar yarar sağlayacağını sorgulayan Jelev, böyle bir ülkeyi göstermede zorlandığını, sadece Rusya’nın bir gün AB’nin tam üyelik için kriterlerini yerine getirmeye razı olduğunda bu yararı sağlayabileceğini ifade etti.
Avrupa vatandaşları olarak önlerindeki en büyük konunun AB’nin nasıl ve nereye doğru genişleyeceği sorusuna cevap bulmak olduğunu aktaran Jelev, çağdaş dünyanın gerektirdiği tek dış politika ve ortak ekonomi seviyesinde birleşip birleşemeyeceğinin sorgulanması gerektiğini kaydetti.
21. yüzyılda büyük geleceği ile karşılaşabilmek için AB’nin ekonomik ve siyasi uyum içinde olması gerektiğini ifade eden Jelev, AB’nin bu tarafının eleştirildiğini, ekonomik güç ve siyasi cüce olarak görüldüğünü, bu iki çelişkinin siyasetle uğraşmayanlar tarafından dahi görüldüğünü, AB’de önemli siyasi konularda dahi ortak bir pozisyonun olmadığını vurguladı.
Atlantik Kulübü’nün kuruluşunun 20. yılı nedeniyle düzenlenen ‘Global aktör olarak Avrupa-Avrupa ve Amerika’nın yeni dünya düzenindeki sorumlulukları ve rolleri’ konulu toplantıda konuşan Jelev, Türkiye’nin AB’ye tam üye olması durumunda 72 milyonluk genç nüfusun, büyük potansiyel ile çalışan pazar ekonomisinin, askeri gücün, Arap dünyasını İslami açıdan kolay etkileyebilmesinin Avrupa için önemli öncelikler olduğunu söyledi. Türkiye’nin Müslüman, ancak çağdaş bir ülke olduğunu vurgulayan Jelev, Türkiye’nin geçmişte kesin olarak şeriatı kabul etmediğini vurguladı.
Jelev, Orta Asya’daki eski Sovyet Sosyalist ülkelerini dil ve dini yakınlığı dolayısıyla etkileyebilmesi, bu ülkelerin doğalgaz kaynakları bakımından Avrupa tarafından önemsenmeyeceği, Türkiye’nin iki kıta arasında köprü görevi gören coğrafi konumu ve farklı medeniyetlerin kesişim noktası olmasının Türkiye’nin diğer öncelikleri arasında yer aldığını aktardı. Kaç tane ülkenin tam üye olması ile AB’ye bu kadar yarar sağlayacağını sorgulayan Jelev, böyle bir ülkeyi göstermede zorlandığını, sadece Rusya’nın bir gün AB’nin tam üyelik için kriterlerini yerine getirmeye razı olduğunda bu yararı sağlayabileceğini ifade etti.
Avrupa vatandaşları olarak önlerindeki en büyük konunun AB’nin nasıl ve nereye doğru genişleyeceği sorusuna cevap bulmak olduğunu aktaran Jelev, çağdaş dünyanın gerektirdiği tek dış politika ve ortak ekonomi seviyesinde birleşip birleşemeyeceğinin sorgulanması gerektiğini kaydetti.
21. yüzyılda büyük geleceği ile karşılaşabilmek için AB’nin ekonomik ve siyasi uyum içinde olması gerektiğini ifade eden Jelev, AB’nin bu tarafının eleştirildiğini, ekonomik güç ve siyasi cüce olarak görüldüğünü, bu iki çelişkinin siyasetle uğraşmayanlar tarafından dahi görüldüğünü, AB’de önemli siyasi konularda dahi ortak bir pozisyonun olmadığını vurguladı.