5. Telekomünikasyon Zirvesi Sona Erdi

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) tarafından Sapanca‘da düzenlenen 5. Telekomünikasyon Zirvesi sona erdi.

5. Telekomünikasyon Zirvesi Sona Erdi
Sapanca Güral Otel‘de 2 gün süren programın ardından eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bu yıl zirvenin 5‘incisin yapıldığını belirten Yıldırım, "Bu zirvenin özelliği şu kamu tarafı, özel sektör tarafı. Sivil toplum örgütleri, büyük, küçük işletmeciler hepsi bir araya geliyor; yani ilgi ve menfaatleri bir biri ile paralel olmayan ancak sektörün sağlıklı gelişmesi için aynı hassasiyeti, aynı endişeleri duyan kesimleri bir araya getiren çok faydalı bir

toplantı. Hakim işletmeler, küçük işletmeler birbirlerini taleplerini, itirazlarını, sorunlarını ve bakış açılarını burada ortaya koyuyorlar. Düzenleyici kurum BTK da bunları not ediyor, dikkate alıyor. Yapılanları katılımcılarla paylaşıyor, yapılması gerekenler konusunda da kendileri bir fikir ediniyorlar. O bakımdan sektörün tam rekabet şartlarında sağlıklı gelişen ve vatandaşlarımızın gittikçe artan bilgi iletişim alanındaki ihtiyaçlarının en iyi şekilde sağlanması açısından çok güzel bir toplantı

olduğunu düşünüyorum ve bu toplantıların biraz daha belki formatını değiştirerek devam edilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum" dedi.

Cumhuriyetin 100. yılıyla ilgili önemli hedefleri olduğunu ifade eden Yıldırım, "AK Parti‘nin programında bilişlim, iletişim bilgi teknolojileri ile ilgili hem yeni dönemle ilgili hedefler var, hem de Cumhuriyetimizin 100.yılı ile ilgili önemli hedeflere yer veriyoruz" diye konuştu.

Bir basın mensubunun "Sabit pazarda daralma yaşanıyor, mobil pazarında durum nedir" sorusuna Yıldırım, "Tabi bunların hepsi konuşuldu. Mobil pazardaki kapasite, gelecek yıllara göre ihtiyacın, hizmet kalitesinin arttırılmasının, kapsama alanı ile ilgili ortak çalışma yapılması gibi konular gündemin konuşulan maddeleri arasında yer aldı" diye cevap verdi.

GSM şirketleriyle ilgili yaşanan gelişmelere ilişkin soruya Yıldırım, "Herhalde borsaya açık olan bir şirketin hissedarları, hisselerinin sağlamda olmasına önem verirler. Ona da ilgili kurumlar göz kulak olur" yanıtını verdi.

Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer ise, "Bu konuda üç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Birincisi şuanda Türkiye‘de imtiyaz sözleşmesine sahip kurum var. Bir tanede görev sözleşmesine sahip kurum var. Yani Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea‘nın imtiyaz sözleşmesi var. Türksat‘ın da görev sözleşmesi var. Bu şu demektir; bu kuruluşlar vermiş oldukları kamu içerikli olan bu hizmeti, devlet adına yürütüyorlar. Belli bir süreleri, bu sürelerinin sonunda da tüm abonelerini

çalıştırdıkları sistemi numara ve frekanslarını devlete iade edecekler. Yani bizim mevzuatımız. Bunun doğruluğu, yanlışlığı tartışılmaz; gerçek bu. Şimdi biz bu açıdan olaya baktığımızda konunun tarafıyız aslında. Çünkü biliyorsunuz 2. nesilde imtiyaz sözleşmeleri 25 yıl, 3. nesilde ise 20 yıldır. Aşağı yukarı ikisi de aynı dönemde bitecek. Şuanda herhalde yaklaşık bir 17 yıl var. Bu süre bitiminde, yani imtiyaz süreleri dolduktan sonra, bu firmaların bütün çalışan sistemlerini abone, numara

ve frekanslarını devlet geri alacak. O zaman ne olur tekrar aynı firmalara mı verilir, başka firmalar mı alır, devlet kendimi işletir. Ama bir geri teslim söz konusu ve o zaman verilecek bir karar bu.Yapılacakların garantisi yok tekrar bir ihale yapılacağı var.Bu açıdan olaya baktığımızda biz imtiyaz sözleşmesinin sonunda ne geri alacağız? O açıdan biz bu olaya tarafız.O yüzden BTK tabi ki firmaların gelişimini izliyor ve görevi gereği izlemek durumunda. O nedenle biz bu firmalarımızın özellikle geri

alacağımız firmalarımızın en iyi değerler ile en iyi koşullar ile geri almak ister devlet o yüzden olayın tarafıyız dediğim şey bu. Ama tabi bu şu demek değil bunun altını özellikle çiziyorum; iç işlerine doğrudan müdahaleler personel hareketlerine, ürün alım satımına doğrudan müdahale anlamına gelmez bu. Ama herkes bilsin ki imtiyaz sözleşmesinin sonunda bütün bu kuruluşlar değerlerini devlete iade edecekler. Ondan sonra belki o günkü koşullara göre tekrar devam ederler ama bu hizmet bir şekilde

sürecek. Yani BTK‘nın niçin olayın bir tarafında durduğunun izahı bu. İkincisi yine imtiyaz sözleşmesinde ki, ben bu sözleşmede yazılanların doğruluğunu yanlışlığını ben tartışmam, orada ne yazıyorsa o geçerlidir. Ancak orada bir hüküm var ve diyor ki ‘bu hüküm kontrol unsuru değiştiği takdirde bu değişimle ilgili husus Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun onayına tabidir‘ diyor.Yani bir değişiklik yapıldı zaten o yüzden de işletmeleri uyarıyoruz. Böyle bir kontrol unsuru değiştiği zaman hemen

uygulamaya geçmeyin, çünkü çok açık imtiyaz sözleşmesinde bu husus yazıyor ve onay olduktan sonra ancak bu kontrol unsurunun değişimi uygulamaya konabilir. Üçüncü önemli bir husus da bildiğim kadarı ile yüzde 34.5 civarında halka açık bir hisse var. Türkcell‘in özeli bu, Vodafone‘da yok mesela, Türk Telekom‘da da var yüzde 15 civarında. Bu yüzde 34.5 hisse tabi on binlerce yatırımcı demektir. On binlerce yatırımcının da hak menfaatlerinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. O nedenle de önümüzdeki

süreçte belki Turkcell‘in genel kurulunda olmaya bilir yetişmeyebilir ama ondan sonraki süreçte o çok sayıdaki hissedarların da bir şekilde temsil edilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz ama tabi bu konu BTK‘dan ziyade SPK‘ nın konusudur. O nedenle de bu konuyu kendileri ile de görüşüyoruz" dedi.

Kaynak: İHA