Şener ve Şık Silivri'ye nakledildi
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık Metris cezaevinden Silivri Cezaevine nakledildi.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık, Yalçın Küçük ve Doğan Yurdakul için Metris'ten Silivri Cezaevi'ne sevk edilme kararı çıktı. CHP'li dört milletvekili ise tutuklu Şener ve Şık ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun CHP'li dört üyesi Ahmet Ersin, Malik Ecder Özdemir, Çetin Soysal ve Ali Rıza Ertemür Adalet Bakanlığı'ndan görüşme izni istediler.
Milletvekilleri Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvuruda, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu olduğunu belirterek, Şener'in Uluslararası Basın Enstitüsü'nden aldığı ödüle dikkat çektiler.
Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz yıllarda tutuklu ve hükümlülerle ilgili yönetmelikte değişiklik yaparak, milletvekillerinin görüşmelerini de bakanlığın iznine bağlamıştı.
BANA KOMPLO KURULDU
Birinci ''Ergenekon'' davasında tanık olarak dinlenilen avukat Abdülkadir Erdil, ''Siyasi komploya düştüğümü düşünüyorum. Bana komplo kuruldu. O dönem gündemin birinci maddesi Danıştay saldırısıydı'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza" class="haberdetaykategori">Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanıklığına başvurulan avukat Abdülkadir Erdil, Aktüel dergisinde yayımlanan röportajının ardından tazminat davası açmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu röportaj benim siyasi hayatımı bitirdiği gibi ailemi de mağdur etti. Bin liralık dava açamazdım. Yüksek meblağlı dava açmam gerekirdi. Dava harcını yatıramayacağım için açmadım. Kirada oturuyorum.
Aktüel'de o haber yayınlandıktan sonra ilk olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu aradı. Vicdanen kendimi yargıladım. Zaten namusluydum. Dava açacağım kişiyi şimdi biliyorum artık. Şimdi siz seyredin Mehmet Eymür üzerinden devlete açılacak davayı.''
Röportajda, Erol Şahin ile birlikte büroya gelen avukat Sait Bingöl yerine Alparslan Arslan'ın yazıldığını ifade ederek, ''Siyasi komploya düştüğümü düşünüyorum. Bana komplo kuruldu. O dönem gündemin birinci maddesi Danıştay baskınıydı'' diye konuştu.
Avukat Vural Ergül de Kuzey Irak'tan getirilecek yüklü miktarda paranın MİT'e ait olduğuna ilişkin bilgi notunun 2008 yılının şubat ayının son haftasında Mehmet Eymür tarafından flaş bellek içinde savcılığa verildiğini belirterek, MİT'in bu belgenin Eymür tarafından yazıldığını mahkemeye gönderdiği yazıda doğruladığını kaydetti.
Bu arada, söz alan sanık İsmail Yıldız, farklı konulara değinmesi üzerine mahkeme heyetince salondan çıkarıldı.
Duruşma, tanık Erdil'e soru sorulmasıyla devam ediyor.
-PERİNÇEK'İN AÇIKLAMASI-
Öte yandan, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yazılı açıklama yaparak, Oda TV'de ele geçirildiği, kendisinin uyarı ve telkinlerini içerdiği belirtilen notun ''uydurma'' olduğunu iddia etti.
Perinçek, Mustafa Balbay'ın koğuşuna konulduktan kısa süre sonra çıkarılmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti:
''3 Mart 2011 Perşembe günü, Mustafa Balbay'ın bulunduğu F-3 hücrelerine saat 13.30'da nakledildim. Saat 16.30'da F-8 koğuşuna geri getirildim. Hücrelerden çıkarken kesinlikle 'Ankara'dan haber hızlı geliyor' diye bir şey söylemedim. 'Ceza" class="haberdetaykategori">Cezaevi yöneticilerinin suç işlediklerini, bunun kameralarla saptandığını' belirttim. Balbay'a da 'Seni buradan çıkaracağız' dedim. Uydurma haberin düzeltilmesini rica ederim.''
Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun CHP'li dört üyesi Ahmet Ersin, Malik Ecder Özdemir, Çetin Soysal ve Ali Rıza Ertemür Adalet Bakanlığı'ndan görüşme izni istediler.
Milletvekilleri Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvuruda, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu olduğunu belirterek, Şener'in Uluslararası Basın Enstitüsü'nden aldığı ödüle dikkat çektiler.
Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz yıllarda tutuklu ve hükümlülerle ilgili yönetmelikte değişiklik yaparak, milletvekillerinin görüşmelerini de bakanlığın iznine bağlamıştı.
BANA KOMPLO KURULDU
Birinci ''Ergenekon'' davasında tanık olarak dinlenilen avukat Abdülkadir Erdil, ''Siyasi komploya düştüğümü düşünüyorum. Bana komplo kuruldu. O dönem gündemin birinci maddesi Danıştay saldırısıydı'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza" class="haberdetaykategori">Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanıklığına başvurulan avukat Abdülkadir Erdil, Aktüel dergisinde yayımlanan röportajının ardından tazminat davası açmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu röportaj benim siyasi hayatımı bitirdiği gibi ailemi de mağdur etti. Bin liralık dava açamazdım. Yüksek meblağlı dava açmam gerekirdi. Dava harcını yatıramayacağım için açmadım. Kirada oturuyorum.
Aktüel'de o haber yayınlandıktan sonra ilk olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu aradı. Vicdanen kendimi yargıladım. Zaten namusluydum. Dava açacağım kişiyi şimdi biliyorum artık. Şimdi siz seyredin Mehmet Eymür üzerinden devlete açılacak davayı.''
Röportajda, Erol Şahin ile birlikte büroya gelen avukat Sait Bingöl yerine Alparslan Arslan'ın yazıldığını ifade ederek, ''Siyasi komploya düştüğümü düşünüyorum. Bana komplo kuruldu. O dönem gündemin birinci maddesi Danıştay baskınıydı'' diye konuştu.
Avukat Vural Ergül de Kuzey Irak'tan getirilecek yüklü miktarda paranın MİT'e ait olduğuna ilişkin bilgi notunun 2008 yılının şubat ayının son haftasında Mehmet Eymür tarafından flaş bellek içinde savcılığa verildiğini belirterek, MİT'in bu belgenin Eymür tarafından yazıldığını mahkemeye gönderdiği yazıda doğruladığını kaydetti.
Bu arada, söz alan sanık İsmail Yıldız, farklı konulara değinmesi üzerine mahkeme heyetince salondan çıkarıldı.
Duruşma, tanık Erdil'e soru sorulmasıyla devam ediyor.
-PERİNÇEK'İN AÇIKLAMASI-
Öte yandan, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yazılı açıklama yaparak, Oda TV'de ele geçirildiği, kendisinin uyarı ve telkinlerini içerdiği belirtilen notun ''uydurma'' olduğunu iddia etti.
Perinçek, Mustafa Balbay'ın koğuşuna konulduktan kısa süre sonra çıkarılmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti:
''3 Mart 2011 Perşembe günü, Mustafa Balbay'ın bulunduğu F-3 hücrelerine saat 13.30'da nakledildim. Saat 16.30'da F-8 koğuşuna geri getirildim. Hücrelerden çıkarken kesinlikle 'Ankara'dan haber hızlı geliyor' diye bir şey söylemedim. 'Ceza" class="haberdetaykategori">Cezaevi yöneticilerinin suç işlediklerini, bunun kameralarla saptandığını' belirttim. Balbay'a da 'Seni buradan çıkaracağız' dedim. Uydurma haberin düzeltilmesini rica ederim.''