Davutoğlu'ndan Acemoğlu'na teklif
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Paris'teki OECD Daimi Temsilciliği için, Ermeni asıllı büyükelçi atanacağına ilişkin sorulara cevabı net oldu.
Davutoğlu, "Ehliyetine inandığımız herkesi, Türkiye'yi temsilen görevlendirebiliriz" dedi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da Uluslararası Libya Konferansı'na katılan Davutoğlu, Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, "Türkiye'nin Paris'teki OECD Daimi Temsilciliğine Ermeni asıllı bir büyükelçi atayacağına" ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
"Bizim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik ve dini temelde bir ayrımcılığa tabi tutulması mümkün olmadığı gibi, ehliyetine inandığımız herkesi Türkiye'yi temsilen görevlendirebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu anlamda bizim için temel kriteri ehliyetidir. Gerçekten Sayın Daron Acemoğlu'na OECD Daimi Temsilciliğimizle ilgili bir teklif ilettik, bundan birkaç ay önce."
Acemoğlu'nun dünyanın en saygın ekonomistleri arasında yer aldığını ifade eden Davutoğlu, "Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gelecekte ekonomi teorisine en büyük katkıda bulunabilecek ekonomistler arasında bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin başarılarıyla gurur duyduğu bir vatandaşıdır. Bir akademisyen olarak, ben de kendisinin başarılarını uzun zamandır takip ediyordum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının uluslararası ekonomi ihtisası alanında bu derece başarılı olması bizim için gurur verici bir olaydır. Dolayısıyla biz de özellikle ihtisas ihtiva eden temsilciliklerimizde bu konuda en ehil insanların bulunmasına önem veririz" dedi.
OECD'nin önem verilen bir ekonomik kuruluş olduğunu belirten Davutoğlu, Vatikan'a da çok önemli bir felsefe profesörünün temsilci olarak atandığını anımsattı ve OECD'ye de iyi bir ekonomistin atanmasının prensip olarak doğru olduğunu söyledi.
Konuyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la istişare ettiğini belirten Davutoğlu, "Tabii Sayın Başbakanımızın kendisiyle görüşmesi de oldu. Sayın Başbakanımız bu haberler üzerine kapsamlı bir açıklama yapacak" dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Acemoğlu bundan büyük bir şeref duyduğunu, bir akademisyen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendisi için en onurlu görev olduğunu söyledi. Ancak şu anda yürüttüğü akademik çalışmalar dolayısıyla en azından ileri bir aşamada bunu olumlu yönde değerlendireceğini ifade etti. Ama ileride şu andaki akademik çalışmalar belli bir aşamaya geldikten sonra inşallah bu noktada görev almayı büyük bir onur olarak gördüğünü ifade etti.
Ama bunun haber niteliği taşıması aslında ilginç çünkü, biz Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen herhangi bir vatandaşımıza bu tür görevleri teklif edebiliriz. Dediğim gibi önemli olan ehliyettir ve Sayın Acemoğlu da bu ehliyete haiz bir insandır. İnşallah ileride onun tecrübelerinden, birikimlerinden istifade ederiz. OECD'deki mevcut Büyükelçimizin görev süresinin dolması yaklaşmıştır."
"BM Güvenlik Konseyi 2015-16 için 31 Mart'tan itibaren yeniden aday olacağımız kuvvetle ihtimal mi" sorusuna ise Davutoğlu, "Değerlendiriyoruz. Kuvvetli ihtimal" yanıtını verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'nda kurulması kararlaştırılan Temas Grubu'nun içinde, Türkiye'nin de yer alacağını bildirdi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'na katılan Davutoğlu, konferansın ardından Türkiye'nin Londra Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.
Bakan Davutoğlu, bugün Londra'da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'nda kurulması kararlaştırılan Temas Grubu'nun temel görevinin, geçiş sürecinin Libya halkınca sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesine yardım etmek olduğunu belirterek, "Türkiye bu temas grubunun içinde yer alacak. Ama Temas Grubu'nun daha formatı, çalışma esasları belirlenmedi. Ama bizim bu irademiz sözkonusu" diye konuştu.
Libya'daki uluslararası koalisyonun komuta ve kontrolün NATO'da olacağını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Paris'teki gibi, onun devamı mahiyetinde değil. Komuta ve kontrol NATO'da olacak. Buna mesela İsveç gibi NATO ile özel ilişkileri olan, belli bir angajmanı olan ülkeler ya da Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi İstanbul İşbirliği Girişiminin bir parçası olan NATO ile koordinasyonu olan ülkeler olacak. Dolayısıyla katılım bu çerçevede olacak. Yani onların yapacakları katılım NATO'nun komutası altında olacak. NATO'dan bağımsız değil. Bu misyonun tümü askeri yetkililer tarafından yürütülecek."
Davutoğlu, Libya'da sivilleri tehdit eden bir durum varsa, değerlendirmelerin sivil olarak değil, askeri olarak yapılacağını kaydetti.
Askeri çalışmaların içinde Türk yetkililerin de bulunduğunu bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz onun için 1973 sayılı kararın çerçevesinde diyoruz. Eğer gerçekten Libyalı sivilleri tehdit eden bir unsur varsa tabii ki ona karşı tedbir alınır. Ama böyle bir tehdit unsuru olmaksızın yapılacak bir operasyon, bombardıman söz konusu olmaz. Bunun değerlendirmesini yapacak olan bizim de temsilcimizin olduğu askeri birimdir. Ümit ederiz ki 1973 şartlarında bir ateşkes üzerinde anlaşılır ve ümit ederiz ki siviller tehdit edilmez."
Libya'nın Misrata kentinde çok sayıda yaralı olduğu bilgisinin kendilerine geldiğini belirten Davutoğlu, yaralılara ulaşmaya çalıştıklarını, ancak sıcak çatışmaların buna engel olduğunu söyledi.
"FAYDASI OLACAKSA HERKESLE GÖRÜŞÜRÜZ"
Bakan Davutoğlu, bugün yapılan konferansta Libyalı muhaliflerle görüşüp görüşmediği yönündeki soruya, "Daha önce zaten muhalefetle görüştüğümüzü deklare ettik. Ankara'ya davet ettik geçici konseyin üyelerini, Ankara'da da görüştük. Eğer bir faydası olacaksa bütün taraflarla görüşürüz" yanıtını verdi.
ABD ile Libya konusunda 15 gündür sürekli temas halinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, sağlıklı bir geçiş için neler yapılabilecekse bunların hepsini bütün detayıyla konuştuklarını bildirdi.
Davutoğlu, "Türkiye ile ABD'nin Libya için ortak plan hazırladığı" yönündeki soru üzerine, "ABD ile sürekli istişare halinde, kanaatlerimizi de yansıtan, bu geçiş sürecinin nasıl yönetilebileceği konusunda bazı çalışmalarımız oldu. Karşılıklı olarak paylaştığımız, diğer taraflarla da ama özellikle ABD ile karşılıklı olarak paylaştığımız şeyler oldu. Özellikle bu geçiş döneminin yürütülmesi açısından, bu çalışmalar devam edecek" ifadelerini kullandı.
DAVUTOĞLU, İKİLİ GÖRÜŞMELER DE YAPT
Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşananlarla ve Libya ile ilgili ilkesel bir pozisyonu olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz her zaman Ortadoğu'daki halkların haklı taleplerinin barışçıl yöntemlerle bir siyasi dönüşüme yol açması konusundaki olumlu kanaatimizi zikrettik" dedi.
Davutoğlu, Libya'da son dönemde yaşanan gelişmelerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi kaygı uyandırdığını, Türkiye'nin insani yardımlar, Libya'daki siyasi dönüşümün barışçıl yolla gerçekleşmesi noktasında ve sivil kayıpların olmaması konularında telkinlerde ve çalışmalarda bulunduğunu bildirdi.
Londra'da yapılan Libya konferansının "bölgesel anlamda kuşatıcı bir toplantı olduğunu" belirten Davutoğlu, Türkiye'nin özel talebi ve takibiyle İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ve NATO Genel Sekreterinin de bu toplantıya davet edildiğini ifade etti.
"Biz bu denli bir önemli sorun çerçevesinde, ilgili bölgesel ve uluslararası aktörlerin ortak bir uluslararası çaba içinde olmasına büyük önem veriyoruz" diyen Davutoğlu, başarılı geçen toplantıda üç ana konuya vurgu yaptıklarını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi BM Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararının uygulanması ve bir an önce sivil kayıpları engelleyecek şekilde bir ateşkesin ve BMGK'nın öngördüğü bütün tedbirlerin alınması suretiyle bir ateşkesin sağlanması ve güvenliğin temin edilmesi. İnsani yardımların ulaştırılmasını teminen yapılacak bütün çalışmalara, Türkiye'nin destek vereceğini söyledik. İkinci konu, Libya halkının iradesine ve isteklerine dayalı bir siyasi reformun sağlanması ve bunun barışçıl yolla olması bizim için önemli, bu konudaki görüşlerimizi paylaştık. Üçüncüsü de Libya'daki gelişmelerin, bölgenin genelinde yaşanan değişim sürecine ve bölge istikrarına pozitif katkı yapacak şekilde seyretmesi."
Londra'daki Libya konferansı çerçevesinde yaptığı ikili görüşmelere de değinen Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM'nin Libya'daki Özel Temsilcisi Abdelilah El Hatip, İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah, Katar Başbakanı Şeyh Hamad Bin Cassim ve Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Stoere ile görüştüğünü ifade etti.
İngiltere'nin başkenti Londra'da Uluslararası Libya Konferansı'na katılan Davutoğlu, Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, "Türkiye'nin Paris'teki OECD Daimi Temsilciliğine Ermeni asıllı bir büyükelçi atayacağına" ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
"Bizim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik ve dini temelde bir ayrımcılığa tabi tutulması mümkün olmadığı gibi, ehliyetine inandığımız herkesi Türkiye'yi temsilen görevlendirebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu anlamda bizim için temel kriteri ehliyetidir. Gerçekten Sayın Daron Acemoğlu'na OECD Daimi Temsilciliğimizle ilgili bir teklif ilettik, bundan birkaç ay önce."
Acemoğlu'nun dünyanın en saygın ekonomistleri arasında yer aldığını ifade eden Davutoğlu, "Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gelecekte ekonomi teorisine en büyük katkıda bulunabilecek ekonomistler arasında bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin başarılarıyla gurur duyduğu bir vatandaşıdır. Bir akademisyen olarak, ben de kendisinin başarılarını uzun zamandır takip ediyordum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının uluslararası ekonomi ihtisası alanında bu derece başarılı olması bizim için gurur verici bir olaydır. Dolayısıyla biz de özellikle ihtisas ihtiva eden temsilciliklerimizde bu konuda en ehil insanların bulunmasına önem veririz" dedi.
OECD'nin önem verilen bir ekonomik kuruluş olduğunu belirten Davutoğlu, Vatikan'a da çok önemli bir felsefe profesörünün temsilci olarak atandığını anımsattı ve OECD'ye de iyi bir ekonomistin atanmasının prensip olarak doğru olduğunu söyledi.
Konuyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la istişare ettiğini belirten Davutoğlu, "Tabii Sayın Başbakanımızın kendisiyle görüşmesi de oldu. Sayın Başbakanımız bu haberler üzerine kapsamlı bir açıklama yapacak" dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Acemoğlu bundan büyük bir şeref duyduğunu, bir akademisyen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendisi için en onurlu görev olduğunu söyledi. Ancak şu anda yürüttüğü akademik çalışmalar dolayısıyla en azından ileri bir aşamada bunu olumlu yönde değerlendireceğini ifade etti. Ama ileride şu andaki akademik çalışmalar belli bir aşamaya geldikten sonra inşallah bu noktada görev almayı büyük bir onur olarak gördüğünü ifade etti.
Ama bunun haber niteliği taşıması aslında ilginç çünkü, biz Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen herhangi bir vatandaşımıza bu tür görevleri teklif edebiliriz. Dediğim gibi önemli olan ehliyettir ve Sayın Acemoğlu da bu ehliyete haiz bir insandır. İnşallah ileride onun tecrübelerinden, birikimlerinden istifade ederiz. OECD'deki mevcut Büyükelçimizin görev süresinin dolması yaklaşmıştır."
"BM Güvenlik Konseyi 2015-16 için 31 Mart'tan itibaren yeniden aday olacağımız kuvvetle ihtimal mi" sorusuna ise Davutoğlu, "Değerlendiriyoruz. Kuvvetli ihtimal" yanıtını verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'nda kurulması kararlaştırılan Temas Grubu'nun içinde, Türkiye'nin de yer alacağını bildirdi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'na katılan Davutoğlu, konferansın ardından Türkiye'nin Londra Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.
Bakan Davutoğlu, bugün Londra'da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'nda kurulması kararlaştırılan Temas Grubu'nun temel görevinin, geçiş sürecinin Libya halkınca sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesine yardım etmek olduğunu belirterek, "Türkiye bu temas grubunun içinde yer alacak. Ama Temas Grubu'nun daha formatı, çalışma esasları belirlenmedi. Ama bizim bu irademiz sözkonusu" diye konuştu.
Libya'daki uluslararası koalisyonun komuta ve kontrolün NATO'da olacağını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Paris'teki gibi, onun devamı mahiyetinde değil. Komuta ve kontrol NATO'da olacak. Buna mesela İsveç gibi NATO ile özel ilişkileri olan, belli bir angajmanı olan ülkeler ya da Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi İstanbul İşbirliği Girişiminin bir parçası olan NATO ile koordinasyonu olan ülkeler olacak. Dolayısıyla katılım bu çerçevede olacak. Yani onların yapacakları katılım NATO'nun komutası altında olacak. NATO'dan bağımsız değil. Bu misyonun tümü askeri yetkililer tarafından yürütülecek."
Davutoğlu, Libya'da sivilleri tehdit eden bir durum varsa, değerlendirmelerin sivil olarak değil, askeri olarak yapılacağını kaydetti.
Askeri çalışmaların içinde Türk yetkililerin de bulunduğunu bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz onun için 1973 sayılı kararın çerçevesinde diyoruz. Eğer gerçekten Libyalı sivilleri tehdit eden bir unsur varsa tabii ki ona karşı tedbir alınır. Ama böyle bir tehdit unsuru olmaksızın yapılacak bir operasyon, bombardıman söz konusu olmaz. Bunun değerlendirmesini yapacak olan bizim de temsilcimizin olduğu askeri birimdir. Ümit ederiz ki 1973 şartlarında bir ateşkes üzerinde anlaşılır ve ümit ederiz ki siviller tehdit edilmez."
Libya'nın Misrata kentinde çok sayıda yaralı olduğu bilgisinin kendilerine geldiğini belirten Davutoğlu, yaralılara ulaşmaya çalıştıklarını, ancak sıcak çatışmaların buna engel olduğunu söyledi.
"FAYDASI OLACAKSA HERKESLE GÖRÜŞÜRÜZ"
Bakan Davutoğlu, bugün yapılan konferansta Libyalı muhaliflerle görüşüp görüşmediği yönündeki soruya, "Daha önce zaten muhalefetle görüştüğümüzü deklare ettik. Ankara'ya davet ettik geçici konseyin üyelerini, Ankara'da da görüştük. Eğer bir faydası olacaksa bütün taraflarla görüşürüz" yanıtını verdi.
ABD ile Libya konusunda 15 gündür sürekli temas halinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, sağlıklı bir geçiş için neler yapılabilecekse bunların hepsini bütün detayıyla konuştuklarını bildirdi.
Davutoğlu, "Türkiye ile ABD'nin Libya için ortak plan hazırladığı" yönündeki soru üzerine, "ABD ile sürekli istişare halinde, kanaatlerimizi de yansıtan, bu geçiş sürecinin nasıl yönetilebileceği konusunda bazı çalışmalarımız oldu. Karşılıklı olarak paylaştığımız, diğer taraflarla da ama özellikle ABD ile karşılıklı olarak paylaştığımız şeyler oldu. Özellikle bu geçiş döneminin yürütülmesi açısından, bu çalışmalar devam edecek" ifadelerini kullandı.
DAVUTOĞLU, İKİLİ GÖRÜŞMELER DE YAPT
Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşananlarla ve Libya ile ilgili ilkesel bir pozisyonu olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz her zaman Ortadoğu'daki halkların haklı taleplerinin barışçıl yöntemlerle bir siyasi dönüşüme yol açması konusundaki olumlu kanaatimizi zikrettik" dedi.
Davutoğlu, Libya'da son dönemde yaşanan gelişmelerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi kaygı uyandırdığını, Türkiye'nin insani yardımlar, Libya'daki siyasi dönüşümün barışçıl yolla gerçekleşmesi noktasında ve sivil kayıpların olmaması konularında telkinlerde ve çalışmalarda bulunduğunu bildirdi.
Londra'da yapılan Libya konferansının "bölgesel anlamda kuşatıcı bir toplantı olduğunu" belirten Davutoğlu, Türkiye'nin özel talebi ve takibiyle İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ve NATO Genel Sekreterinin de bu toplantıya davet edildiğini ifade etti.
"Biz bu denli bir önemli sorun çerçevesinde, ilgili bölgesel ve uluslararası aktörlerin ortak bir uluslararası çaba içinde olmasına büyük önem veriyoruz" diyen Davutoğlu, başarılı geçen toplantıda üç ana konuya vurgu yaptıklarını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi BM Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararının uygulanması ve bir an önce sivil kayıpları engelleyecek şekilde bir ateşkesin ve BMGK'nın öngördüğü bütün tedbirlerin alınması suretiyle bir ateşkesin sağlanması ve güvenliğin temin edilmesi. İnsani yardımların ulaştırılmasını teminen yapılacak bütün çalışmalara, Türkiye'nin destek vereceğini söyledik. İkinci konu, Libya halkının iradesine ve isteklerine dayalı bir siyasi reformun sağlanması ve bunun barışçıl yolla olması bizim için önemli, bu konudaki görüşlerimizi paylaştık. Üçüncüsü de Libya'daki gelişmelerin, bölgenin genelinde yaşanan değişim sürecine ve bölge istikrarına pozitif katkı yapacak şekilde seyretmesi."
Londra'daki Libya konferansı çerçevesinde yaptığı ikili görüşmelere de değinen Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM'nin Libya'daki Özel Temsilcisi Abdelilah El Hatip, İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah, Katar Başbakanı Şeyh Hamad Bin Cassim ve Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Stoere ile görüştüğünü ifade etti.