Erdoğan-Al-Khalifa Ortak Basın Toplantısı
Bahreyn Veliaht Prensi ve Başkomutan Yardımcısı Salman Bin Hamad Al-Khalifa, Mısır tarihine bakılacak olursa, 30 senede yapılamayanı 15 günde Mısır’lı gençlerin yaptığını belirterek, "Gerek Batı olsun, gerek Asya, gerek Arap halkları olsun, öncelikle yöne
IHA0079EDB-SIY/08-ŞUB-015C-0B2D- ERDOĞAN-AL-KHALİFA ORTAK BASIN TOPLANTISI- BAŞBAKAN ERDOĞAN:- "GÜNÜMÜZDE KALICI İSTİKRAR HALKIN HUZUR, REFAH, GÜVENLİK VE MUTLULUĞUNUN GÜVENCE ALTINA ALINMASIYLA MÜMKÜNDÜR. BUNUN DA YOLU İNSANLARIN TEMEL HAK ÖZGÜRLÜKLERİNE SAYGI GÖSTERİLMESİNDEN GEÇMEKTEDİR" - "ELBETTE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KULLANILMASI, KAOS VE ANARŞİYE DÖNÜŞMEMELİ"- "IRAK’A ZİYARETİMİN TARİHİ HENÜZ KESİNLEŞMEDİ" - BAHREYN VELİAHT PRENSİ VE BAŞKOMUTAN YARDIMCISI SALMAN BİN HAMAD AL-KHALİFA, MISIR VE TUNUS’TAKİ OLAYLARI DEĞERLENDİRDİ: - "MISIR TARİHİNE BAKACAK OLURSAK, 30 SENEDE YAPILAMAYANI 15 GÜNDE BU GENÇLER, BU HALK YAPTI" - "GEREK BATI OLSUN, GEREK ASYA, GEREK ARAP HALKLARI OLSUN, ÖNCELİKLE YÖNETİMLERİNDEN SAYGI, YAŞAM ÖZGÜRLÜĞÜ, KARAR MEKANİZMASINA KATILMAYI VE ADALET İSTERLER. BİZLER DE ARAP LİDERLER OLARAK BU TEMEL UNSURLARA, BU TEMEL TALEPLERE CEVAP VERMELİYİZ" - "HER BİR ÜLKENİN KENDİNE AİT ÖZELLİKLERİ VARDIR. TUNUS’TA OLAN OLAY, MISIR’DA OLANDAN ÇOK FARKLI. GEREKÇELERİ OLSUN, DİZİLİŞİ, ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ OLSUN. YANİ BEN BİR DOMİNO ETKİSİ OLACAĞINA İNANMIYORUM" MÜGE TUTCALI ANKARA (İHA) - Bahreyn Veliaht Prensi ve Başkomutan Yardımcısı Salman Bin Hamad Al-Khalifa, Mısır tarihine bakılacak olursa, 30 senede yapılamayanı 15 günde Mısır’lı gençlerin yaptığını belirterek, "Gerek Batı olsun, gerek Asya, gerek Arap halkları olsun, öncelikle yönetimlerinden ne isterler? Öncelikle saygı isterler, yaşam özgürlüğü isterler, katılımcı olmayı isterler, karar mekanizmasına katılmayı isterler ve adalet isterler" dedi. Al-Khalifa ayrıca, bu olayların diğer Arap ülkelerinde domino etkisiyapacağına inanmadığını çünkü Mısır ve Tunus’taki olayların birbirinden farklı olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bahreyn Veliaht Prensi ve Başkomutan Yardımcısı Salman Bin Hamad Al-Khalifa baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantı öncesinde iki ülke arasında ’Karşılıklı yatırımların geliştirilmesin ilişkin mutabakat zaptı’ imzalandı. Erdoğan ve Al-Khalifa, açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bahreynli bir gazetecinin Bahreyn’in yatırım merkezi olduğunu belirtmesi ve Türkiye ile Bahreyn arasında ekonomi ve ticaret konusunda nasıl bir işbirliği olabileceğini sorması üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Özellikle Türkiye’nin müteahhitlik sektöründe dünyada çok önemli bir konumu var. Çin’den sonra ikinci sıradayız. Dünyanın hemen hemen dört bir yanında yatırımlar var. Alt yapı-üst yapı yatırımlarına giriyoruz. Bahreyn’de bu tür yatırımları içinde Türk firmaları bulunabilir. Bahreynli firmalarla ikili yatırımlara girebiliriz. Bu ikili yatırımlar Türkiye’de ve Bahreyn’de olabilir. Hatta üçüncü ülkelerde müşterek yatırımlara girebiliriz. Bu, aramızdaki kaynaşmayı farklı bir konuma taşır." Erdoğan, yarın işadamları ile yapılacak olan toplantılarda bu tür kaynaşmanın sağlanabileceğini, imzalanan mutabakat zaptı ile yatırım ajanslarının birlikte yapacakları çalışmaların da bunun zeminini oluşturacağını söyledi. Erdoğan, Nisan ayında Körfez’den gelecek bir grubun GAP’ı gezmelerinin de önemli bir adımın atılmasına vesile olacağını söyledi. Bahreyn Veliaht Prensi ve Başkomutan Yardımcısı Salman Bin Hamad Al-Khalifa ise, iskan ve konut alanında büyük projelere sahip olduklarını söyledi. Türkiye’nin de bu konuda büyük bir deneyimi olduğuna işaret eden Erdoğan, "Biz bu ilişkiyle bu anlamda ilerleyebiliriz, adımlar atabiliriz. Bahreyn’de bir takım şirketlerimiz var ve bu alana girmek istiyorlar. Ancak uzman kişilerle rekabet piyasasına girmeyi arzulamaktadırlar. Türkiye’den bu konuda istifade edeceğiz" dedi. Al-Khalifa, gıda güvenliği ve finanskonularında da iki ülkenin işbirliği yapabileceğini söyledi. "30 YILDA YAPILAMAYANI 15 GÜNDE MISIR HALKI YAPTI" Al-Khalifa, Mısır ve Tunus’taki halk hareketlerinin asıl nedeninin ne olduğu, Arap liderlerin halklarının taleplerine yeterince yanıt verip vermediği ve bu olayların diğer Arap ülkelerine domino etkisi olup olmayacağının sorulması üzerine şöyle konuştu: "Açık olan bir şey var; Mısır halkı, mevcut duruma karşı rahat olmadığını, güven duymadığını ifade etti. Mısır yönetimi de buna cevap vermeye çalıştı. 15 günde gençlerin yaptığının aslında 30 senede yapılamadığı gerçektir. Yani Mısır tarihine bakacak olursak, 30 senede yapılamayanı 15 günde bu gençler, bu halk yaptı. Gerek Batı olsun, gerek Asya, gerek Arap halkları olsun, öncelikle yönetimlerinden ne isterler? Öncelikle saygı isterler, yaşam özgürlüğü isterler, katılımcı olmayı isterler, kararmekanizmasına katılmayı isterler ve adalet isterler. Bizler de Arap liderler olarak bu temel unsurlara, bu temel taleplere cevap vermeliyiz. Bunun bizim için her şeyden daha önemli olması gerekiyor." Ekonomik açıdan zor bir sürç yaşandığını, son dönemde ortaya çıkan krizin dünya ülkelerini sarstığını ifade eden Al-Khalifa, ekonomik bakımdan güçlü ülkelerin bile bundan etkilendiğini anlattı. Al-Khalifa , araştırmaların öncelikle ekonomik reformların, rekabette şeffaflık ve sosyal adaletin halklar için çok önemli olduğunu gösterdiğini kaydetti. Halk hareketlerinin domino etkisi yapıp yapmayacağı ile ilgili Al-Khalifa, "Her bir ülkenin kendine ait özellikleri vardır. Tunus’ta olan olay Mısır’da olandan çok farklı. Gerekçeleri olsun, dizilişi, çözüm yöntemleri olsun. Yani ben bir domino etkisi olacağına inanmıyorum, bunu söyleyemem. Ancak şunu söyleyebilirim; bir insani küresel gerçeklik vardır ve bunu göz ardı edemeyiz. Bu da insanın kendisini güvenli bir bölge içinde yaşadığını hissetmesi gerekiyor. Adaletli bir ortamda olduğuna inanmasıgerekiyor. Bu şekilde yaşadığına kanaat getirmesi gerekiyor" diye konuştu. "KALICI İSTİKRARIN YOLU, İNSANLARIN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNE SAYGIDAN GEÇER" Başbakan Erdoğan, Irak’a ne zaman gideceğine yönelik bir soru üzerine, tarihin henüz kesinleşmediğini, kesinleşince açıklayacaklarını söyledi. Erdoğan, Al-Khalifa ile başta Tunus ve Mısır olmak üzere bölgedeki çeşitli ülkelerde son dönemde yaşanan gelişmeleri ele aldıklarını belirterek, "Dost ve kardeş ülkelerde çok sayıda can kaybına, bunun yanında binlerce insanın yaralanmasına vesile olan bu gelişmelerden duyduğumuz kaygıyı ve üzüntüyü paylaştık. Tabii ki günümüzde kalıcı istikrar halkın huzur, refah, güvenlik ve mutluluğunun güvence altına alınmasıyla mümkündür. Bunun da yolu insanların temel hak özgürlüklerine saygı gösterilmesindengeçmektedir. Elbette temel hak ve özgürlüklerin kullanılması, kaos ve anarşiye dönüşmemeli... Bu süreçte, katiyen şiddete başvurulmamalıdır. Bu çerçevede Velihat Prens Sayın Salman ile görüşmemizde demokratikleşme ve reformlar yönünde atılan adımların önemine işaret ettik" şeklinde konuştu. Bahreyn’de sürdürülen demokratik reform sürecini takdirle izlediklerini, bu çabalarını desteklediklerini de vurguladı. Ortadoğu barış süreci, Lübnan, Irak, Afganistan ve İran gibi bölgesel konulara ilişkin güncel gelişmeleri içerdiğini ve bu konuları kısa da olsa Al-Khalifa ile değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu çerçevede barış sürecinin tüm kanallarda canlandırılmasının ve Filistin’de birlik ve beraberlik sağlanmasının taşıdığı da önemi itibariyle ortada. Irak’ta istikrarın tesisi ve ülkeninyeniden yapılandırılmasının bölgesel ölçekte taşıdığı önem ortada. İran’ın nükleer programına ilişkin itilafın bu ülkenin sivil amaçla nükleer teknolojiden yararlanma hakkını gözeten diplomatik yöntemlerle ilgili düşüncemizi zaten dünden bugüne hep ifade ettik. Bunu şahsım, Dışişleri Bakanım, ilgili bakan arkadaşlarım her platformda dile getirdiler. Görüşmemizde bölgemizde mevcut itilafların, diyaloğu öne çıkaran uzlaşmacı ve barışçı yöntemlerle çözümlenmesi gerektiği konusunda da görüş birliğinde olduğumuzortada" diye konuştu.
Kaynak: İHA
