Erdoğan‘dan Kılıçdaroğlu‘na "Libya" Eleştirisi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Biz, Libya‘daki yaklaşık 30 bin vatandaşımızın burnu kanamasın diye son derece hassas bir şekilde, gece gündüz telefon ve diplomasi trafiğiyle tahliye çalışmalarına bizzat nezaret ederek adeta çırpınırken, a

Erdoğan, İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesi‘nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bölgeye büyük bir vizyonla bakarken, hadiselere son derece hassas bir şekilde yaklaşırken, muhalefetin bu vizyonu yakalayamaması, küçük meselelere takılıp kalmasını anlayamadıklarını ve bunun kendilerini ciddi şekilde hüzünlendirdiğini ifade etti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

‘‘Dış politikası olan, dış politika tasavvuru olan, dış politikaya ilişkin en küçük bir vizyonu olan hiçbir genel başkan böyle bir sorumsuzluk sergileyemez. Hata yaptığını anlıyor, susuyor ya da çark ediyor ama öte yandan bakıyorsunuz, milletvekilleri aynı minval üzere, aynı tahrik edici dille, üslupla, benim oradaki işçi kardeşimin hayatını tehlikeye atacak şekilde beyanatlar vermeye devam ediyor. Bunlar, buralardaki yaşam nedir bilmiyorlar. Bilmeden konuşuyorlar. Adeta dış politikada, ekonomide, iç politikada, Türkiye‘yi paçasından tutup aşağı çekme gayreti içindeler. Bu hükümet başarılı olmasın da Türkiye‘ye ne olursa olsun gayreti içindeler. Bunların hiçbirisine aldırmayacağız.‘‘

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye olarak, Tunus‘ta ve Mısır‘da halk hareketleri başladığı andan itibaren ilkeli bir duruş sergilediklerini vurguladı. 

Tunus ve Mısır‘ın ardından başta Libya olmak üzere bölge ülkelerine yayılan halk hareketleri karşısında da aynı ilkeli tavrı sergilediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 

‘‘Biz öncelikle demokrasiye, insan haklarına vurgu yapıyoruz; idarecilerin, kendi halklarının taleplerine, isteklerine, arzularına kulak vermelerini, meydanlardan yükselen haykırışlara kulak vermelerini, halkı dinlemelerini tavsiye ediyoruz. Şunu herkesin, her liderin artık görmesi gerekiyor. Baskı, susturma ve sindirme kalıcı olmadığı gibi; talepleri bastırmak için şiddete başvurmak da asla ve asla bir çözüm değildir.‘‘

Başbakan Erdoğan, hayatını kaybetmiş yüzlerce can karşısında milletçe Libya‘nın acısının paylaşıldığını belirterek, şöyle konuştu: 

‘‘Bu şiddetin artmamasını, Libya‘da daha fazla insanın hayatını kaybetmemesini arzuluyor, taraflara buradan bir kez daha itidal çağrımızı yineliyoruz. Buradan uluslararası camiaya sesleniyorum. Kimse bu ülkeler içerisinde farklı hesaplar yapmasın. Alt ve üst yapısıyla oralarda yaşayan halkların ama geçmişte olduğu gibi hep birileri buralar üzerinde petrol hesabı yaptılar, madenlerin hesabını yaptılar. Türkiye‘nin böyle bir hesabı yok. Türkiye sadece oralarda yaşayan halkların demokratik noktadaki iradesine saygı duyuyor. Hak ve özgürlükler noktasındaki mücadelesine saygı duyuyor ve burada durumdan vazife çıkarma gayretinde de değiliz. Eğer bize düşen görev varsa, bu görevi de yapmaya hazır olduğumuzu kendilerine iletiyoruz.‘‘

‘‘Tahliye çalışmalarını hız kesmeden devam ediyoruz‘‘ diyen Erdoğan, "Ama bu sistem devam ederken, şahsen ben Kaddafi ile görüşüyorum, muhalif kesimle de görüşüyorum. Çünkü tahliye sistemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmemiz lazım. Kuru kabadayılığın anlamı yok Biz, buradaki işi tereyağından kıl çeker gibi halletmek durumundayız. Çünkü Libya halkı kardeşimizdir‘‘ dedi.



-DeNİZİN ALTINA ADETA OTOYOL DÖŞEYECEĞİZ-

Temel atma törenine gelmeden önce, İstanbul‘un Avrupa ve Asya yakalarını, yani iki kıtayı birbirine demiryoluyla bağlayacak olan Marmaray‘da incelemelerde bulunduğunu anlatan Erdoğan, aslında daha önce deniz altı kısmını iki kez gezdiğini, ama o zaman karaya yönelik delme işlemlerinin devam ettiğini, şu anda onların da bittiğini kaydetti.

Sirkeci‘den girip, Üsküdar‘dan çıktıklarını ve deniz ile karayı buluşturduklarını, aynı zamanda bunun açılışını da yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, ‘‘Asrın projesi olarak görülen Marmaray‘ın inşaatı hızla devam ediyor ve inşallah 2013‘ün 29 Ekiminde tamamıyla işletmeye almayı planlıyoruz. Trenler o gün çalışmaya başlayacak‘‘ diye konuştu.

Marmaray‘ın tamamlanma aşamasına geldiği bir noktada, bugün İstanbul ve Türkiye için bir başka büyük projenin de temelini attıklarını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘‘Denizin altına adeta otoyol döşeyeceğiz. Tüp geçit demiyorum dikkat edin otoyol diyorum, böyle bir şekilde inşa edeceğimiz tünellerle, artık araçlarımıza, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden sonra 3‘üncü bir geçit daha kazandırıyoruz. Bu projeyle, köprü trafiğini azalttığımız kadar, şehir içi trafiğine de nefes aldırıyoruz. Avrupa yakasında, Florya–Sirkeci sahil yolu, Kazlıçeşme‘den girecek bir araç, denizin altından, tüp geçitlerden geçerek, Anadolu tarafında Ankara Devlet Yolu‘nun Göztepe Kavşağı‘na ulaşacak. Proje üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm, Avrupa tarafında, Kumkapı–Kazlıçeşme arasında mevcut yolların genişletilmesi, hemzemin kesişmelerin ortadan kaldırılmasından oluşuyor. İkinci bölüm, Kumkapı‘dan başlayıp, tamamen deniz altından geçerek Asya tarafında Marmara Üniversitesinden sonraki Eyüp Aksoy kavşağından Ankara asfaltına bağlanacak, böylece otoyola girmiş olacağız. Üçüncü bölüm ise Ankara Asfaltı ile Göztepe Kavşağı arasındaki yol ve kavşakların iyileştirilmesinden oluşacak. Toplam 14,6 kilometre uzunluğunda olan bu yolun 5,5 kilometresi denizin altından geçecek. Kazlıçeşme–Göztepe arası 100 dakika iken, projenin tamamlanmasıyla birlikte aynı güzergah 15 dakikada geçilebilecek.‘‘

Erdoğan, bu projenin, sadece denizin altına tünelin tüp geçitlerin yerleştirilmesinden ibaret olmadığını, proje kapsamında 8 alt geçit, 10 yaya üst geçidi, 4 kavşak düzenlemesi yapılacağını belirtti.

Projenin kendisine takdim edildiği ve ihalede ortaya konulduğu kadarıyla 55 ayda, yani 4,5 yılda tamamlanmasının düşünüldüğünü vurgulayan Erdoğan, ‘‘Tabii burada bir pazarlık yapacağız‘‘ dedi.

Türk-Kore ortak girişimiyle inşa edilecek projenin bedelinin ise 1 milyar 75 milyon dolar olarak belirlendiğini kaydeden Erdoğan, hiçbir kamu kaynağı kullanmadan, kaynakların çeşitlendirilmesi anlayışından hareketle yap-işlet-devret modeliyle bu yolu inşa edecek ve birazdan belirleyecekleri sürede Türkiye‘ye kazandıracaklarını bildirdi.

-MARMARAY PROJESİ‘NİN 2010‘DA BİTMESİ GEREKİYORDU-

Onların o ufka sahip olduklarına işaret eden Erdoğan, aradan geçen 160 yılda gelenlerin ve gidenlerin bunu gerçekleştiremediğini, bunun kendilerine nasip olduğunu ifade etti. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

‘‘Aslında Marmaray, 29 Ekim 2013‘e kalmayacaktı, aslında Marmaray 2010‘da bitirilecekti, bitebilirdi. Ne oldu da bitmedi söylemek zorundayım, çünkü bize gecikmek, ertelemek yakışmaz. Sürekli ‘yok arkeolojik, yok çömlek çıktı, yok bilmem ne çıktı‘ bunlarla önümüze engeller konuldu. Aziz milletim bunlar insandan çok daha mı önemli? Her şey insan için diyen bir medeniyetin mensupları, ‘İnsanı yücelt ki devlet yücelsin‘ diyen bir milletin evlatları olarak biz buralara takılıp kalmalı mıydık? Bariyerleri önümüze koydular, yok kuruluydu, yok yargısıydı ve en az 3 sene bizi bu noktada engellediler. Burada kaybımız sadece Marmaray‘ın işletmeye açılması değil, maddi kaybı da var o da ciddi bir kayıp. 29 Ekim 2013. Bundan sonra inşallah engel mengel tanımıyoruz, bedeli ne olursa olsun.‘‘

Türkiye için her zaman büyük düşündüklerini, büyük hedefler belirlediklerini, büyük projeler oluşturduklarını, bunların hayali projeler olmadığını vurgulayan Erdoğan, ‘‘Hayali değil, büyük projeler oluşturdu, sözde aile sigortaları değil, büyük projeler oluşturduk‘‘ şeklinde konuştu.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun vaatlerine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, ‘‘İstanbul‘da aday olacaksınız, sözler vereceksiniz. Şimdi genel başkansınız. Büyükşehir belediyeleriniz var. Antalya, Mersin, İzmir... Uygulayın oralarda, niye uygulamıyorsunuz? Söz özden gelirse anlamı var, özden gelmiyorsa anlamı yok‘‘ dedi.

-‘‘ÇILGIN PROJE‘‘-

Kendisine ‘‘Çılgın Proje‘yi ne zaman açıklıyorsun?‘‘ diye sorduklarını anlatarak, ‘‘Kutlu doğumlar 9 ay 10 gündür. Merak etmeyin çocuk büyüyor, 2023 projesi ile birlikte o da açıklanacaktır‘‘ dedi.

Her şeye layık olan İstanbul‘un aynı zamanda finans merkezi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

‘‘Biliyorsunuz, bankaların, Merkez Bankası dışında İstanbul‘a taşınması yakındır. Şimdi süratle bunlar inşa edilecek. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank, Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK hepsi İstanbul‘a geliyor. İstanbul‘a gelmeleriyle birlikte artık Türkiye‘nin finans merkezi İstanbul olacak. Bu İstanbul‘a çok daha farklı bir hareketlilik sağlayacak. 2 yıl sonra bakıyorsunuz inşallah Ataşehir‘de bu bankaların merkezlerini göreceksiniz, projeler neredeyse hazır duruma gelmiş. Üzerinde çalışmalar yapıldı, çok kısa zamanda orada dozerler çalışmaya başlayacak.‘‘

Türkiye‘nin çok büyük bir kalkınma seferberliğinin içinde olduğunu, sadece İstanbul‘un değil, diğer 80 vilayetin de bir şantiye halinde olduğunu, bölünmüş yol inşaatları, konut inşaatları, okul, hastane inşaatları, altyapı inşaatlarının süratle devam ettiğini anlatan Erdoğan, 4 Martta Çağlayan‘daki Adalet Sarayı‘nın açılışını yapacaklarını bildirdi.

-3. ASMA KÖPRÜ PROJESİ-

Kaynak: AA