CD harekatıyla genel başkan oldu
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan muhalefete sert sözlerle yüklendi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir CD hareketiyle başkanlığa geldiğini söyleyen Erdoğan, "Bizler merdivenleri teker teker çıkarak bu duruma geldik" dedi. Konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de sert sözlerle yüklenen Erdoğan, Bahçeli'nin 3 Kasım 2002'deki seçimlerde halktan ensesine yediği tokadı hatırlamak istemediğini söyledi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "Bunlar yukarıdan inme, paraşütle geldiler. Bir CD harekatıyla geldi, partiye genel başkan oldu" dedi.
Erdoğan, ''Libya’da durum bu kadar hassasken, buradan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Libya’da olaylar vuku bulur bulmaz, birilerinin işi gücü bırakıp ödül meselesine takılması bu kadar küçük hesapların içine girmesi dikkat çekicidir'' dedi.
Libya olaylarına sessiz kalmakla eleştiren Kılıçdaroğlu'na Başbakan Erdoğan, " Son dönemde ismi geçen ülkelerin haritada yerini göster deseniz, inanın belki de yerini gösteremez" diye cevap verdi.
İşte Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşma;
CHP Genel başkanı daha da ileriye giderek kendisine sorulan çanak bir soru karşısında ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. Son dönem de ismi geçen ülkelerin yerini göster deseniz haritada da inanın yerini gösteremez. O ülkelerdeki toplumsal yapı nedir Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkileri hangi aşamadadır, ne kadar Türk işadamı yatırım yapıyor orada diye sorsanız çoğunu bilmez. Ne Türkiye'nin bu bölgedeki yatırımlarından, oradaki insanlarından ne de hassasiyetinden haberi var ne de bu ülkelerin iç olaylarından kanaati var. Ama sırf AK Parti'yi eleştirmek adına Libya'daki Türk vatandaşların güvenliğini çiğneyecek kadar da ileri gidebiliyor. Bugün Libya'da 25 bini aşkın vatandaşımız var medya kuruluşları ve partiler Türkiye'nin dış politikasına ilişkin şu duruşu artık görmeleri gerekmektedir 'Türkiye ısmarlama politikalarla gündemini belirleyen bir ülke değildir' Türkiye geçmişte olduğu gibi dış politikasında birilerinin peşine takılıp giden akıntıya göre yol alan en önemlisi de gündemi belirlenen bir ülke değil.
YAŞANANLARI SESSİZ İZLEMİYORUZ
Bu açıklamalar yapılırken boş duran bir Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yönetimi yok artık bu konuda hiç bir bilgiye sahip olmadığı halde akıl verenlerinde yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Biz her konuda fikrimizi ortaya koyar gereken mesajı tüm dünyaya veririz biz aynı zaman da Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatini en üst düzeyde gözetir ve bunlara zarar gelmemesini sağlarız. Bu konular gazel okuyarak değerlendirilemez, milletlerin kaderini halkların geleceğini, insanların yaşamını ilgilendiren konularda büyük bir hassasiyet göstermek gerekir büyük devletlere yakışan nasıl köşede durup seyretmek değilse biz gelişmeleri 24 saat boyunca izliyor gereken adımları da atıyoruz. Diplomasi sadece medya karşısına çıkıp söylem yapamk ile yapılmaz Türkiye Cumhuriyeti böyle olaylarda gerekeni yapar biz ne ilkesel duruşumuzdan taviz veririz nede Türkiye'nin çıkarlarına zarar veririz. Böyle hassas ve önemli bir konunun iç politika polemiği haline dönüştürülmesi hayli acıdır ve ülkemizin milli çıkarlarına zarar verir.
LİBYA'DA VERİLEN ÖDÜL
Libya'da bana verilen ödül, neden verilmiştir? Filistin meselesine duyarlılığımız o konuda ki çabalarımız ve çırpınışımız için verilmiştir. Bu ödül bir yönetimin değil Ortadoğu'nun bir simgesidir, Libya'da şahsımız nezdinde Türkiye'ye verilen ödül Filistin davasına yaptığımız katkılar sebebi ile halkların sevdası nezdinde verilmiştir. Ben orada bir konuşma yaptım bunun değerlendirmesini yapmayıp kalkıpta bu ödülü geri ver diyenler veya bununla hangi maksada hizmet ettiklerini bunlar düşünüyor mu? Böyle bir dertleri yok orada ki konuşmaları sizinle paylaşmak istiyorum;
Savaşlar, çatışmalar, afetler, zulümler gizli kalmadığı gibi insanhakları evrensel değerler, demokratik haklarda artık gizli kalmıyor. Bize düşen tarihimizden medeniyetimizden, inançlarımızdan aldığımız ilhamla her ülkeden önce bizim kendimizin hayata geçirmesi bu noktada kendimizi öz eleştiriye tabi tutmayı gayet doğal tutuyorum. İslam coğrafyasının terörle, insan hakları ihlalleri ile anılıyor olması aynı şekilde inançlarımıza karşı haksızlıktır. Bu sorumlulukları yerine getirmek ahlaki bir görevdir yer yüzünde ki her türlü hukuksuzluğa karşı onurlu bir duruş sergilerken yeri geldiğinde de kendimizi eleştirmek zorunda da olduğumuzu unutmamalıyız.
LİBYA'DAKİ TÜRK VATANDAŞLARIN TAHLİYESİ
Biz Libya'da ki vatandaşlarımızın tahliyesi için gece gündüz uğraşırken, vatandaşlarımızın orada ki güvenliğini en üst seviyede gözetirken birilerinin çıkıp hükümeti eleştirmesi tehlikelidir. Libya'da durum bu kadar hassasken buradan siyasi rant elde etmeye çalışmak sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Libya'da ki olaylarla ilgili olarak bizi ve bölgemizi ciddi şekilde kaygılandıran haberler alıyoruz. Göstericilere yönelik sert müdahaleler yapıldığı haberleri geliyor Libya'da bizim 25 bin üzerinde vatandaşımız bulanıyor şuana kadar Libya'dan şuana dek sürekli uçaklarla orada ki vatandaşlarımızı ülkeye getirmek uğraşı içindeyiz.
FIRKATEYNLER VE GEMİLER YOLDA
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gemisi İDO'dan 2 tane deniz otobüsü bunlar da bölgeye inşallah öğlenden sonra ulaşacak hücum botları fırkateynler ile ilgili tüm adımlar düşünülerek gidiyoruz. Orada bizim vatandaşımızın burnunun konuması Allah korusun başka durumların olması bu çığırtkanları sustur mu? Burada ilk andan itibaren ben Kaddafi ile iki kez görüştüm orada ki vatandaşlarımızın tahliyesine yönelik uçakları gönderin dedi ama bizim uçaklarımıza maalesef kulede kimse olmadığı için izin verilmedi. Uçaklarımızı mecburen o gece sabah 6 geri çekmek zorunda kaldık. Bu kadar hassasiyet ile bunlar devam ettiriliyor denizden İskendurun gemisi ve İDO'dan iki tane gemi bugün orada olacak gıda noktasında ilişkilerimiz devam ediyor bazı şeyler şununla birlikte sıkıntılar yok değil var nasıl bir tablo içinde olduğumuz belli gıda noktasında tamamen aç susuz diye bir olay yok kendisine normal şartlarda olmasada anormal şartlarda gıda yardımları ulaşıyor. Ben bizzat Bingazi'de olan vatandaşlarımızdan biri ile bizzat görüştüm şuanda biz orada bulunan yatırımcı firmalarımız aracılığı ile de olan bitenleri yakından takip ediyoruz tüm kurumlar olarak teyakkuz halindeyiz ve tahliye çalışmalarını sürdürüyoruz. Bugün şuanda yine uçaklarımız oraya yönlenmiş durumda ve heran oraya tahliye için gitmesi gereksinimi ile uçaklarımızı hazırda bekletiyoruz.
LİBYA'DA AKAN KANLARI KENDİ KANIMIZ OLARAK GÖRÜYORUZ
İDO'ya ait bin 2 yüz yolcu kapasiteli iki feribotumuz dün hareket ettiler ve oraya varmak üzereler. Deniz kuvvetleri'ne ait gemilerimiz bu feribotlara ve fırkateynlerle refakat ediyorlar. Önceliğimiz Türk vatandaşlarımızın tahliyesidir bu vatandaşlarımızı sağlıklı şekilde tahliye etmek bizim için en öncelikli görevdir. Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı insaf dışı müdahaleler yapılması şiddeti büyütür diyorum. Burada hassas olmak ülkenin bütünlüğü açısından gelişerek artarak Libya'nın geneline yayılması tehlikesi bizim için endişedir. Libya bizim için kardeşten öte bir ülkedir, buna Batılı farklı bakabilir onun içinde halkların demokratik ve özgürlükler noktasında ki taleplerini göz ardı etme yanlışına düşülmemesi gerekir. Libya yönetiminin böyle bir yanlış içinde olmaması gerekir biz Libya'da akan kanı kendi vücudumuzdan akan bir kan olarak görürüz.
DUYARLILIĞIMIZ İNSANİ HASSASİYETTENDİR
Yönetimin veya göstericilerin bu hassasiyetimizi çok iyi anlamalarını azami özen göstermelerini bekliyoruz. Biz Tunus ve Mısır olayları sırasında şov yapmak buradan bir rant elde etmek için değil tamamen insani olarak ilkelerimiz ile hareket ettik, o ülkelerin iç barışı huzuru için kaygılanırken bir yandan da taleplere kulak verilmesini tavsiye ettik ne kimsenin içişlerine karıştık nede bazı ülkeler gibi sessiz kalmayı tercih ettik bugünde aynı şekilde bugün ki olaylara da aynı nazarla bakıyoruz. Biz canla, hayatla, haklarla ilgiliyiz, zira bir ülkeye bakıyorsunuz adeta kabile savaşlarından meydana gelen bir anlayış orada mevcut, bir diğerine bakıyorsunuz haklarla ilgili, bir diğerine bakıyorsunuz dünyada ki demokratik gidişatla ilgili dünyanın neresinde olursa olsun özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına karşıyız bizim duyarlılığımız tamamen insani hassasiyetlerdendir. Biz o yüzden ülkelere, halklara, halkların dinine, meshepine bakmadan evrensel insanlığa saygı duyuyoruz. Bir tek kişinin dahi artık burnu kanamasın devletler milletine düşman nazarı ile bakmasın ertelenemez talepler sağlıklı şekilde karşılansın ve gerçekleşsin istiyoruz. Kendi halkını tehdit gibi gören hiç bir yönetimin uzun süreli ayakta kalması mümkün değildir. Halkına bu noktada şiddet uygulayan hiç bir yönetim istikrarı sağlayamaz biz bölgede huzur, güvenlik istiyoruz hemde insani hakların, özgürlüklerin, demokratik taleplerini karşılanması gerektiğini savunuyoruz. Biz 8 yıldır bunu söylüyoruz bundan sonra da böyle devam edeceğiz.
BU DURUMDA BİLE TEK YÜREK OLAMIYORLAR
Bu güvenliği tesis etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz tekrar söylüyorum bu olaylar üzerinden siyasi rant elde etmek çabası bir yangından mal kaçırma gayretinin tezahülüdür ama biz yangından mal kaçırma gayreti içinde olmayacağız biz oradan can kaçırma gayreti içinde olacağız insanlığımızın güvenliğini ve kardeş halkların güvenliğini ilgilendiren bu konuda bir duruş ortaya koymamız gerekir burada bile tek yürek olamıyoruz yahu. CHP'ye bakıyorsun bu MHP'ye bakıyorsun diğerlerine bakıyorsun bu muhalefet böyle bir iş içindeyken candaş ve yandaş medyasına bakıyorsun oda aynı şekilde büyük bir ülkenin medyası ve aydınları gibi kendilerini davranmaya davet ediyorum.
Temennimiz odur ki Tunus'ta da aynı şekilde Mısır'da ki gelişmeler ile de oraylada irtibatlarımızı sürdüreceğiz inşallah bölge halklarının istediği şekilde ilerler süreç.
BELLİ Kİ ENSESİNE YEDİĞİ TOKATI HATIRLAMIYOR
10 Sene önce patlak veren ekonomik kriz Türkiye'nin yaşadığı en büyük kriz olarak tarih sayfalarımızda yer aldı. Düşünebiliyormusunuz bir Cumhurbaşkanı Anayasa kitabını aldı o günün iktidarının suratını fırlattı. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli Mersin'de ; Alnımız açık, başarıda öpülmek üzere, ensemizde açık başarısızlığımızda tokat atılmak için bir defa denenmek istiyoruz iktidara talibiz' diyor. Yine başka bir yerde ' Milletimizin bir özelliği var eğer birisi bir iş başarmışsa onun alnından öper ama birisi başarsız olmuşsa onunda ensesine tokat atar' Öncelikle Sayın Bahçeli'yi aziz milletimizin bu hakemliğini teslim ettiği için tebrik ediyorum. Gerçekten de bu millet kendisine hizmet edeni alından öpmüş yüklediği emaneti de kendisini asla affetmemiş MHP liderinin değimi ile sandıkda ensesine tokatı vurmuştur.
Ancak MHP lideri bir defa denenmek istiyoruz derken 2001 yılında ortak koalisyon da ülkeye ödettiği bedeli ve ensesine yediği tokatı belli ki hatırlamıyor. Ben aziz milletimizin şu hususu iyi hatırlamalarını istiyorum; Türkiye'de ne zaman demokrasiye müdahale edilmişse ne zaman baskı kurulmuşsa o zaman ekonomi ağır darbeler alınmıştır.
1960 Mühalesi ve sonrasına bakın bu tabloyu görürsünüz 1980 müdahalesi ve sonrası duruma bakın yine bu tabloyu görürsünüz 1997 yılında sivil iradeye yönelik müdahele de bunun başlangıcı olmuş ve 2001'de patlak vererek tarihe böyle yansımıştır.
Biz bırakılan pisliği şuanda temizledik ve temizliyoruz ama dönemin iktidar ortakları şimdi bundan rahatsız oluyor evet siz bu ülkeye böyle bir pislik bıraktınız bizi bozguna uğrattınız finans sektöründe bizi yıkımla karşı karşıya bıraktınız 21 banka fona devredildi bunun bedelini kim ödedi benim halkım ödedi. Dünyanın hiç bir yerinde olmayacak olaylarla bizi karşı karşıya bıraktınız içerde dışarda istikrar adına hiç birşey kalmadı güçlü bir ekonominin en önemli şartı olan güven ve istikrar kayboldu demokrasiden taviz vererek güçlü bir ekonomi olamazsınız, dış politika anlayışınızı iç politika da ki anlayışınızı tamamen dışarıdan birileri şekillendiriyorsa ben güçlü bir ülkeyim diyemezsiniz.
10 YILIN DEĞERLENDİRMESİ
Nitekim bize o dönemde bunu yaşattılar, içerde istikrarı güven ortamını, birlik beraberliği sağlayamadan kalkınamazsınız 8 yıl boyunca ekonomi de sağladığımız başarının altında işte bu yatıyor. Ekonominin bunlarla doğrudan alakalı olduğuna inandığımızdandır ki 8 yıldır bu alanlarda ilerledik ve bunun bir tesadüf olduğunu iddia edenler oldu ama ardı ardına bunlar gelmeye başladıktan sonra Başbakan haklıymış demeye başladılar 8 yıl boyunca her an kriz için tarih verenler çıktı 8 yıl boyunca ekonomideki rekor seviyeleri uluslar arası konjeksiyonlara bağlayanlar oldu. Ne oldu? Sonunda ne oldu? Tüm dünya Türkiye'nin başarısını konuşmaya başladı. Bir anayasa kitapçığının fırlatılması ile dolar kuru bir kaç gün içinde 1 milyon 470 bin liraya ulaştı, 2001 krizi öncesinde yüzde 39 seviyesinde olan enflasyon kriz sonrasında yüzde 68,5'e yükseldi. Bu anlattıklarım uzun değil son 10 yılı anlatıyorum 10 yılın değerlendirmesini şu çatı altında sizlerin şahsında televizyonların başında bizleri izleyen vatandaşlarım ile birlikte yapmak istiyorum.
Devlet borçlanması yüzde 100'e çıktı gecelik faiz oranları yüzde 7 bin 500'e kadar fırladı bunlardan kimin ne kazandığını benim halkım biliyor işte o kaymak takımı. Ülkenin milli bankası adeta birilerine peşkeş çekildi, kim vardı iktidarda? AK Parti o zaman yoktu bile MHP vardı DSP vardı ANAP vardı bu millet bunlara tokat atmayacakta kime atacak? Benim milletimde gereğini yaptı 21 banka fona devredildi. Fona devredilen bankaların o zaman değeri 46 milyardı bankaların zararlarını ödeyebilmek için senet ihracı yaptılar bunları kim ödedi biz ödedik Sayın Bahçeli sen yaptın biz ödedik. Bunları nasıl görmezden gelirsin ondan sonra sıkılmadan çıkıyorsunuz burunlarından lime lime getireceğiz diyorsunuz sizin burnunuzdan kim lime lime getirecek diye düşünüyordum Allah'tan millet burada. Benim milletim bu dersi en iyi şekilde verdi işte ama bunlar akıllanmıyorlar. Senetlerin sadece ihracının Türkiye'ye maliyeti 3 yüz 82 kat trilyon, onlar şimdi olmamış olsaydı Türkiye'nin ekonomi noktasında nerede olduğunu sizler düşünün sizlerde bizlerde aziz milletimizde o günleri dün gibi hatırlıyoruz o günleri yaşamayanlar ve bilmeyenler için bunları söylemeye mecburuz. İşsizliğin nasıl yükseldiğini kepenklerin nasıl kapandığını biz iktidara geldiğimizde bile 4 yüz bine yakın kepenk kapanmıştı. 2008 yıl sonunda biz AK Parti iktidarı olarak en büyük finans krizini gördük ve yaşadık büyük ekonomiler bile ağır bedeller öderken Türkiye bu büyük krizi en az etkilenen ülkeler arasında yer aldı ne dolar fırladı nede bir tek banka fona devredildi. Ama işte bir anamuhalefet başkanı ki aile sigortasından bahsederken biz geldiğimizde her aile ye 6 yüz lira vereceğiz bin 2 yüz lira vereceğiz diye kuru sıkı atarsa bu ülke bu hale gelirmi.
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İDARE EDEMEDİ
Sen SSK'da Genel Müdür'lük yaptın senden önceki müdür artı değer verirken sen hep açıkla kapattın bir genel müdürlüğü idare edemeyen nasıl olacakta bu ülkeyi idare edecek soruyorum sizlere ondan sonra çıkıyor şuraya şunu dağıtıyor buraya bunu dağıtıyor dürüst ol biraz dürüst. Altın ve döviz rezervimiz çoğaldı bu nedemektir işte onların yapamadıkları gibi ilerlemek demektir.
Onlar borçlandı biz bunu ödedik ondan sonra kalkıyorsunuz utanmadan fitil fitil getireceğim neyi fitil fitil getireceksin senin borçlarını ödeyenleri mi? Bu dönem bunlarla devam etseydi ne biz bu borçları ödeyebilirdik ne de 7 yıla 13 bin 6 yüz kilometre yol sığdıramazdık ülkemizin dört bir yanını havaalanları ile donatamazdık. Uçağa binen vatandaşımızın sayısı 1'e 3 artmış şekilde buralara geldik. Bir dostumla konuşuyorum 'Ben Sincan'dan bakanlıklara çıktığımda 15 dakikada geliyorum derdi şimdi 45 dakikada geliyorum' diyor hayırdır dedim 'Şimdi herkes araç almış' dedi. Ailelerde bu durumlara geldi herkesin hamdolsun araçları var artık benim tavsiyem haftaiçi halkım toplu taşıma araçlarını kullansın haftasonu da özel araçları ile gezmeye çıksınlar.
ÖRGÜTLERE ŞAKŞAKCILIK YAPIYORLAR
Göreve geldiğimiz 2002 Kasım'ında 10.7 olan işsizliğe yaklaşıyoruz bu son açıklanan rakam mevsimsel işsizliği kapsamıyor. Belirli bir dönem sonra bunun daha çok azalacağını göreceksiniz. Küresel kriz öncesi seviyelere çok yaklaştık şimdi Bahçeli çıkıyor bizi bir kere daha deneyin diyor ama siz bu millete hiç unutmayacağı bir fatura ödettiniz üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen halen Türkiye tarihinin o büyük ekonomik krizin hesabını vermediniz. Milletimizin bunu unutması mümkün değildir en azından ben unutmadım bu salondakiler unutmadı onun için gazetelere tam sayfa ilanları veriyorzu ki 10 yıl önce neydik şimdi ne olduk halkımız bunları görsün. Bazıları geldi iktidarların değil milletin ensesinde boza pişirdi, AK Parti iktidarı 8 yıl boyunca büyük krizin etkilerini silmek için mücadele etmemiş bir daha böyle krizler yaşanmasın diye de cesurca mücadele vermiştir. Bugün biz çetelerle hukuk dışı örgütlerle mücadele ediyorsak bu aynı zamanda bu ülkede bir daha ekonomik krizlerin yaşanmaması içinde biz milli birlik ve kardeşlik projesi derken bu adımları atıyoruz biz milli birlik ve kardeşlik projesi derken ne yazık ki muhalefete bakıyorsun onlar bu dilden anlamıyor onlar halen terör örgütlerine zemin hazırlayacak davranışlar yapıyor ve onların şakşakcılığını yapıyorlar. Bizim bu işin başını çekmek gibi bir derdimiz yok bizim derdimiz bağcı ile değil gel üzümü beraber yiyelim diyoruz bunu CHP'ye de söylüyoruz MHP'ye de söylüyoruz herkese söylüyorum ; Bizim bütün bu adımlarımız bu ülkenin milli bekâsı içindir gelin beraber bu adımları atalım diyoruz iri olalım diyoruz diri olalım diyoruz yaptığımız bu.
ÖNCE KENDİLERİNİ ELEŞTİRSİNLER
Bu ülkede dikkat ediniz CHP ne zaman iktidar ortağı olmuşsa ülkede ekonomik kriz yaşanmış hemen kuyruklar yolsuzluk yoksulluk ülkenin üzerine çökmüştür. Bu ülke aynı şekilde MHP iktidarını da görmüş ve tarihinde en büyük ekonomik krizi yaşamıştır mafyalardan, çetelerden rahatrsızlık duymayanların Türkiye ekonomisine yaşatacakları tablo o zaman ki gibi olacaktır. Diyor ya; Nerede Ergenekon gösterin üye olacağım ' ben kendisine bir adres verdim Danıştay 2. Dairesi'ne git orada görürsün dedim Dersim'e git oradaki kardeşlerim sana bunun adresini söylerler dedim. Yargı'nın sorunları ile işleyişi ile ilgilenmeyenler bunu kendine dert edinmeyenler ekonomide geçmişi aratmayacaklar ellerine fırsat geçse 21 Şubat 2001 'de yaşattıkları manzarayı Türkiye'ye yine yaşatacaklardır. CHP'de MHP'de bizi eleştirmeden önce çıksınlar kendilerini eleştirsinler.
BEKARA KARI BOŞAMAK KOLAY
Söylediklerini de buyur önce kendi hakim olduğun belediyelerde yapmaya başla İstanbul'a aday olduğunda bekardı bekara karı boşamak kolaydır şimdi evlendi siyasi evlilik öyle kolay değil hadi yap bakalım kolaysa hadi gel yap bunları. Eğer vicdanları el veriyorsa buyursunları bunları görsünler sonra bizi eleştirsinler. CHP zihniyetinin değişmesi kolay değil normal şartlarda çok çok ciddiyetsiz cevaplar anamuhalefetin lideri veriyor verdiği bu cevapları biz kââle almıyoruz diyoruz ki siyasi acemiliği var bunları zamanla aşacak temenni ediyoruz ki 12 Haziran'dan önce bunları aşar bir çok konuda klavuzları da yanlış bilgi veriyorlar. Siyaseti bırakacağımı söylemişler siyasetin içinde doğan siyaseti bırakabilir mi ? Ben şunu söyledim bizim tüzüğümüzün içinde 3 kez arka arkaya milletvekili olan 4. kezde ara vermek durumundadır onun içinde 2011 benim milletvekilliği adaylığımda son adaylığımdır dedim son adaylığımdan sonra ben partimde hizmete nerede ne görev verirlerse aynı şekilde devam ederim önemli olan ülkeme hizmettir kalkıp bana partimin içinde şurada şu görevi yap derler yaparım biz buralardan geldik bunlar yukarıdan inme paraşütle geldiler. CD Harekatı ile geldi partiye genel başkan oldu ama bizim gelişimiz böyle değil biz merdivenleri teker teker çıka çıka geldik.
OY VERECEK SANDIK BULAMAYANLAR
Bunları görmek istediklerini kendi görmek istedikleri gibi gördüler bunlar Abdi İpekçi cinayetine suikastlere baktılar orada sadece dış mihrap gördüler bunlar Danıştay saldırısına baktılar Türban'ı gördüler milletin ihtiyaçlarına baktılar, bunlar kürt meselesine baktılar silah gördüler, bunlar faili meçhullere baktılar hiç birşey göremediler, bunlar halka baktığında bidon kafa göbeğini kaşıyan gördüler şimdi Sivas'a baktılar göre göre devlet bakanımız Hayati Yazıcı'yı gördüler hata bizde ki ellerine adres tutuşturduk oy verecek sandığı bulamayanlar Taksim'i, Sivas'ı, Dersim'i nereden bulacaklar. 10 Yıldır bunlar zaten görmeleri gerekeni görselerdi o deliller karartılmasaydı millete farklı adresler gösterilmeseydi Türkiye'nin yakın tarihinde böyle kara lekeler olmazdı. CHP Genel Başkanı terör örgütlerine üye olmayı istese de biz bunların karşısında duracak ve onlarla yüzleşeceğiz tabi anamuhalefet partisininde diğerlerinin de bakıpta göremediği şeyler var.
BİZDEN GÖRDÜKLERİNİ BİZİMDİ DİYE SAHİPLENİYORLAR
8 Yılda olan büyümeyi ekonomide ki büyümeyi şehirlerin nasıl dönüştüğünü göremediler seçimin hemen öncesinde seçime yüz 10 gün kala riayet görmeye başladılar. 22 Temmuz akşamı sandık kapandığı andan itibaren görmezden geldikleri meseleleri nihayet hatırlamaya başladılar az önce söyledim yine söylüyorum Aile sigortası olayının farklı bir uygulamasını biz gerçekçi olarak yapıyoruz. Biz işi tam manası ile faydalı bir şekilde yaparız olması gereken şekilde yaparız yani adalet anlayışınıda ne yapmayacağız ortadan kaldırmayacağız biz bunlarla da kalmadık bütün üniversite öğrencilerine bugüne kadar yapılmayanları yaptık biz şuanda 2 yüz 40 lira burs veriyoruz yanında da kredi yurtlar da kalıyorsa yüz 50 lira beslenme parası veriyoruz ve 3 yüz 90 lira ediyor. Ama bunlar bir proje adı altında bunları söylüyor önce kaynak Kemal dedi biliyorsunuz basit yaklaşımlar olabilir mi ekonomi de tahsil hayatımız da böyle birşey görmedik ekonominin babası olanlar kalkıpta böyle birşey demedi neyi nasıl yapacağını ortaya koydu bilgilerini harcadı. AK Parti'nin başlattığı ve uyguladığı yardımları görmüyor kendi çalışmaları gibi görüyorlar. Yakında seçim beyannamemizi hazırladığımızda bakın 10 yıllık bir beyanname hazırlıyoruz dedik hemen çıktı biz bunu zaten açıkladık dedi içeriğinde ne var ne yok bilmediğimiz şeyler ama dediğimiz çıktı sahiplendiler hemen.
Lafla peynir gemisi yürümüyor biz yaptıklarımızı konuşacağız yaptıklarımızı da milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Ben CHP Genel Başkanı'na açık açık çağrıda bulunuyorum İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı iken yoksullara maaş bağlayacağınızı söylediniz buyur 3 büyük belediyede buyrun belediyede bu işin yapın diyorum mikrofon uzatıldığında benim adım Kemal diyorsun ben yaparım diyorsun siz yürekli adamsınız, siz sözünüzü tutarsınız hodri meydan İstanbul'a aday olduğunuzda verdiğiniz sözleri hadi tutun yapında görelim ufukta sandık görününce bunlar yapılıyor ediliyor sonra yok.
SSK'DA YAŞANAN SIKINTILAR
Benim vatandaşım, işçi kardeşim SSK hastanelerinin geçmişte ki dönemini iyi bilir o zaman bir SSK'lı olarak bende o kuyruklarda çok çile çektim. Enteresan olan şu 1991 'de yüz 28 bin lira kâr eden SSK 1992 sonunda 2 milyon 556 bin lira 1998 sonunda ise 4 yüz 47 milyon açık verdi yani 4 yüz 47 trilyon CHP Genel Başkanı SSK Genel Müdürü iken SSK hastanelerinin durumu neydi bugün ne? Sabah 5'ten itibaren hastane önlerinde nasıl kuyruklar oluştuğunu hatırlıyorsunuz değilmi? Vatandaş muayene olsa bile ilacını almakta nasıl zorlandığını bende yaşadım sizlerde yaşadınız bunları. Genel Başkan sen neyi konuşuyorsun ben rakamlarla konuşuyorum ve bütün listeyi önüne koyarım istediğin hastaneye benim artık SSK'lı vatandaşımda BAĞKUR'lusuda istediği yere gidiyor. 7 Yıl boyunca SSK Hastanesi çilesini millete çektiren bu zihniyet çıksın önce hesap versin adeta koğuşlarda yatırılır gibi bir odada 7-8 kişi yatırılıyor böyle bir yapıda insanımıza işkence yapılıyordu. Hadi dürüst ol samimi ol bunları nasıl inkar edeceksin benim vatandaşım artık SSK'da kuyruğa girmiyor istediği eczaneye gidiyor ilaçlarının tamamını alıyor şimdi buraya geldik. Biz bu boş vaatlerin takipçisi olacağız büyük bir ciddiyetsizlik içinde ortaya konan projeleri düşüreceğiz. Şunu herkes bilsin ki siyasette bol keseden savurma Kaf dağının ardındakini vaad etme dönemi AK Parti dönemi ile kapanmıştır. Seçime yüz 10 gün kala biz yaptıklarımızla eserlerimizle övünüyoruz sözünü verdiklerimizi de bugüne kadar nasıl yapmışsak yapmaya devam edeceğiz
Kaynak: İHA
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "Bunlar yukarıdan inme, paraşütle geldiler. Bir CD harekatıyla geldi, partiye genel başkan oldu" dedi.
Erdoğan, ''Libya’da durum bu kadar hassasken, buradan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Libya’da olaylar vuku bulur bulmaz, birilerinin işi gücü bırakıp ödül meselesine takılması bu kadar küçük hesapların içine girmesi dikkat çekicidir'' dedi.
Libya olaylarına sessiz kalmakla eleştiren Kılıçdaroğlu'na Başbakan Erdoğan, " Son dönemde ismi geçen ülkelerin haritada yerini göster deseniz, inanın belki de yerini gösteremez" diye cevap verdi.
İşte Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşma;
CHP Genel başkanı daha da ileriye giderek kendisine sorulan çanak bir soru karşısında ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. Son dönem de ismi geçen ülkelerin yerini göster deseniz haritada da inanın yerini gösteremez. O ülkelerdeki toplumsal yapı nedir Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkileri hangi aşamadadır, ne kadar Türk işadamı yatırım yapıyor orada diye sorsanız çoğunu bilmez. Ne Türkiye'nin bu bölgedeki yatırımlarından, oradaki insanlarından ne de hassasiyetinden haberi var ne de bu ülkelerin iç olaylarından kanaati var. Ama sırf AK Parti'yi eleştirmek adına Libya'daki Türk vatandaşların güvenliğini çiğneyecek kadar da ileri gidebiliyor. Bugün Libya'da 25 bini aşkın vatandaşımız var medya kuruluşları ve partiler Türkiye'nin dış politikasına ilişkin şu duruşu artık görmeleri gerekmektedir 'Türkiye ısmarlama politikalarla gündemini belirleyen bir ülke değildir' Türkiye geçmişte olduğu gibi dış politikasında birilerinin peşine takılıp giden akıntıya göre yol alan en önemlisi de gündemi belirlenen bir ülke değil.
YAŞANANLARI SESSİZ İZLEMİYORUZ
Bu açıklamalar yapılırken boş duran bir Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yönetimi yok artık bu konuda hiç bir bilgiye sahip olmadığı halde akıl verenlerinde yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Biz her konuda fikrimizi ortaya koyar gereken mesajı tüm dünyaya veririz biz aynı zaman da Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatini en üst düzeyde gözetir ve bunlara zarar gelmemesini sağlarız. Bu konular gazel okuyarak değerlendirilemez, milletlerin kaderini halkların geleceğini, insanların yaşamını ilgilendiren konularda büyük bir hassasiyet göstermek gerekir büyük devletlere yakışan nasıl köşede durup seyretmek değilse biz gelişmeleri 24 saat boyunca izliyor gereken adımları da atıyoruz. Diplomasi sadece medya karşısına çıkıp söylem yapamk ile yapılmaz Türkiye Cumhuriyeti böyle olaylarda gerekeni yapar biz ne ilkesel duruşumuzdan taviz veririz nede Türkiye'nin çıkarlarına zarar veririz. Böyle hassas ve önemli bir konunun iç politika polemiği haline dönüştürülmesi hayli acıdır ve ülkemizin milli çıkarlarına zarar verir.
LİBYA'DA VERİLEN ÖDÜL
Libya'da bana verilen ödül, neden verilmiştir? Filistin meselesine duyarlılığımız o konuda ki çabalarımız ve çırpınışımız için verilmiştir. Bu ödül bir yönetimin değil Ortadoğu'nun bir simgesidir, Libya'da şahsımız nezdinde Türkiye'ye verilen ödül Filistin davasına yaptığımız katkılar sebebi ile halkların sevdası nezdinde verilmiştir. Ben orada bir konuşma yaptım bunun değerlendirmesini yapmayıp kalkıpta bu ödülü geri ver diyenler veya bununla hangi maksada hizmet ettiklerini bunlar düşünüyor mu? Böyle bir dertleri yok orada ki konuşmaları sizinle paylaşmak istiyorum;
Savaşlar, çatışmalar, afetler, zulümler gizli kalmadığı gibi insanhakları evrensel değerler, demokratik haklarda artık gizli kalmıyor. Bize düşen tarihimizden medeniyetimizden, inançlarımızdan aldığımız ilhamla her ülkeden önce bizim kendimizin hayata geçirmesi bu noktada kendimizi öz eleştiriye tabi tutmayı gayet doğal tutuyorum. İslam coğrafyasının terörle, insan hakları ihlalleri ile anılıyor olması aynı şekilde inançlarımıza karşı haksızlıktır. Bu sorumlulukları yerine getirmek ahlaki bir görevdir yer yüzünde ki her türlü hukuksuzluğa karşı onurlu bir duruş sergilerken yeri geldiğinde de kendimizi eleştirmek zorunda da olduğumuzu unutmamalıyız.
LİBYA'DAKİ TÜRK VATANDAŞLARIN TAHLİYESİ
Biz Libya'da ki vatandaşlarımızın tahliyesi için gece gündüz uğraşırken, vatandaşlarımızın orada ki güvenliğini en üst seviyede gözetirken birilerinin çıkıp hükümeti eleştirmesi tehlikelidir. Libya'da durum bu kadar hassasken buradan siyasi rant elde etmeye çalışmak sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Libya'da ki olaylarla ilgili olarak bizi ve bölgemizi ciddi şekilde kaygılandıran haberler alıyoruz. Göstericilere yönelik sert müdahaleler yapıldığı haberleri geliyor Libya'da bizim 25 bin üzerinde vatandaşımız bulanıyor şuana kadar Libya'dan şuana dek sürekli uçaklarla orada ki vatandaşlarımızı ülkeye getirmek uğraşı içindeyiz.
FIRKATEYNLER VE GEMİLER YOLDA
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gemisi İDO'dan 2 tane deniz otobüsü bunlar da bölgeye inşallah öğlenden sonra ulaşacak hücum botları fırkateynler ile ilgili tüm adımlar düşünülerek gidiyoruz. Orada bizim vatandaşımızın burnunun konuması Allah korusun başka durumların olması bu çığırtkanları sustur mu? Burada ilk andan itibaren ben Kaddafi ile iki kez görüştüm orada ki vatandaşlarımızın tahliyesine yönelik uçakları gönderin dedi ama bizim uçaklarımıza maalesef kulede kimse olmadığı için izin verilmedi. Uçaklarımızı mecburen o gece sabah 6 geri çekmek zorunda kaldık. Bu kadar hassasiyet ile bunlar devam ettiriliyor denizden İskendurun gemisi ve İDO'dan iki tane gemi bugün orada olacak gıda noktasında ilişkilerimiz devam ediyor bazı şeyler şununla birlikte sıkıntılar yok değil var nasıl bir tablo içinde olduğumuz belli gıda noktasında tamamen aç susuz diye bir olay yok kendisine normal şartlarda olmasada anormal şartlarda gıda yardımları ulaşıyor. Ben bizzat Bingazi'de olan vatandaşlarımızdan biri ile bizzat görüştüm şuanda biz orada bulunan yatırımcı firmalarımız aracılığı ile de olan bitenleri yakından takip ediyoruz tüm kurumlar olarak teyakkuz halindeyiz ve tahliye çalışmalarını sürdürüyoruz. Bugün şuanda yine uçaklarımız oraya yönlenmiş durumda ve heran oraya tahliye için gitmesi gereksinimi ile uçaklarımızı hazırda bekletiyoruz.
LİBYA'DA AKAN KANLARI KENDİ KANIMIZ OLARAK GÖRÜYORUZ
İDO'ya ait bin 2 yüz yolcu kapasiteli iki feribotumuz dün hareket ettiler ve oraya varmak üzereler. Deniz kuvvetleri'ne ait gemilerimiz bu feribotlara ve fırkateynlerle refakat ediyorlar. Önceliğimiz Türk vatandaşlarımızın tahliyesidir bu vatandaşlarımızı sağlıklı şekilde tahliye etmek bizim için en öncelikli görevdir. Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı insaf dışı müdahaleler yapılması şiddeti büyütür diyorum. Burada hassas olmak ülkenin bütünlüğü açısından gelişerek artarak Libya'nın geneline yayılması tehlikesi bizim için endişedir. Libya bizim için kardeşten öte bir ülkedir, buna Batılı farklı bakabilir onun içinde halkların demokratik ve özgürlükler noktasında ki taleplerini göz ardı etme yanlışına düşülmemesi gerekir. Libya yönetiminin böyle bir yanlış içinde olmaması gerekir biz Libya'da akan kanı kendi vücudumuzdan akan bir kan olarak görürüz.
DUYARLILIĞIMIZ İNSANİ HASSASİYETTENDİR
Yönetimin veya göstericilerin bu hassasiyetimizi çok iyi anlamalarını azami özen göstermelerini bekliyoruz. Biz Tunus ve Mısır olayları sırasında şov yapmak buradan bir rant elde etmek için değil tamamen insani olarak ilkelerimiz ile hareket ettik, o ülkelerin iç barışı huzuru için kaygılanırken bir yandan da taleplere kulak verilmesini tavsiye ettik ne kimsenin içişlerine karıştık nede bazı ülkeler gibi sessiz kalmayı tercih ettik bugünde aynı şekilde bugün ki olaylara da aynı nazarla bakıyoruz. Biz canla, hayatla, haklarla ilgiliyiz, zira bir ülkeye bakıyorsunuz adeta kabile savaşlarından meydana gelen bir anlayış orada mevcut, bir diğerine bakıyorsunuz haklarla ilgili, bir diğerine bakıyorsunuz dünyada ki demokratik gidişatla ilgili dünyanın neresinde olursa olsun özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına karşıyız bizim duyarlılığımız tamamen insani hassasiyetlerdendir. Biz o yüzden ülkelere, halklara, halkların dinine, meshepine bakmadan evrensel insanlığa saygı duyuyoruz. Bir tek kişinin dahi artık burnu kanamasın devletler milletine düşman nazarı ile bakmasın ertelenemez talepler sağlıklı şekilde karşılansın ve gerçekleşsin istiyoruz. Kendi halkını tehdit gibi gören hiç bir yönetimin uzun süreli ayakta kalması mümkün değildir. Halkına bu noktada şiddet uygulayan hiç bir yönetim istikrarı sağlayamaz biz bölgede huzur, güvenlik istiyoruz hemde insani hakların, özgürlüklerin, demokratik taleplerini karşılanması gerektiğini savunuyoruz. Biz 8 yıldır bunu söylüyoruz bundan sonra da böyle devam edeceğiz.
BU DURUMDA BİLE TEK YÜREK OLAMIYORLAR
Bu güvenliği tesis etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz tekrar söylüyorum bu olaylar üzerinden siyasi rant elde etmek çabası bir yangından mal kaçırma gayretinin tezahülüdür ama biz yangından mal kaçırma gayreti içinde olmayacağız biz oradan can kaçırma gayreti içinde olacağız insanlığımızın güvenliğini ve kardeş halkların güvenliğini ilgilendiren bu konuda bir duruş ortaya koymamız gerekir burada bile tek yürek olamıyoruz yahu. CHP'ye bakıyorsun bu MHP'ye bakıyorsun diğerlerine bakıyorsun bu muhalefet böyle bir iş içindeyken candaş ve yandaş medyasına bakıyorsun oda aynı şekilde büyük bir ülkenin medyası ve aydınları gibi kendilerini davranmaya davet ediyorum.
Temennimiz odur ki Tunus'ta da aynı şekilde Mısır'da ki gelişmeler ile de oraylada irtibatlarımızı sürdüreceğiz inşallah bölge halklarının istediği şekilde ilerler süreç.
BELLİ Kİ ENSESİNE YEDİĞİ TOKATI HATIRLAMIYOR
10 Sene önce patlak veren ekonomik kriz Türkiye'nin yaşadığı en büyük kriz olarak tarih sayfalarımızda yer aldı. Düşünebiliyormusunuz bir Cumhurbaşkanı Anayasa kitabını aldı o günün iktidarının suratını fırlattı. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli Mersin'de ; Alnımız açık, başarıda öpülmek üzere, ensemizde açık başarısızlığımızda tokat atılmak için bir defa denenmek istiyoruz iktidara talibiz' diyor. Yine başka bir yerde ' Milletimizin bir özelliği var eğer birisi bir iş başarmışsa onun alnından öper ama birisi başarsız olmuşsa onunda ensesine tokat atar' Öncelikle Sayın Bahçeli'yi aziz milletimizin bu hakemliğini teslim ettiği için tebrik ediyorum. Gerçekten de bu millet kendisine hizmet edeni alından öpmüş yüklediği emaneti de kendisini asla affetmemiş MHP liderinin değimi ile sandıkda ensesine tokatı vurmuştur.
Ancak MHP lideri bir defa denenmek istiyoruz derken 2001 yılında ortak koalisyon da ülkeye ödettiği bedeli ve ensesine yediği tokatı belli ki hatırlamıyor. Ben aziz milletimizin şu hususu iyi hatırlamalarını istiyorum; Türkiye'de ne zaman demokrasiye müdahale edilmişse ne zaman baskı kurulmuşsa o zaman ekonomi ağır darbeler alınmıştır.
1960 Mühalesi ve sonrasına bakın bu tabloyu görürsünüz 1980 müdahalesi ve sonrası duruma bakın yine bu tabloyu görürsünüz 1997 yılında sivil iradeye yönelik müdahele de bunun başlangıcı olmuş ve 2001'de patlak vererek tarihe böyle yansımıştır.
Biz bırakılan pisliği şuanda temizledik ve temizliyoruz ama dönemin iktidar ortakları şimdi bundan rahatsız oluyor evet siz bu ülkeye böyle bir pislik bıraktınız bizi bozguna uğrattınız finans sektöründe bizi yıkımla karşı karşıya bıraktınız 21 banka fona devredildi bunun bedelini kim ödedi benim halkım ödedi. Dünyanın hiç bir yerinde olmayacak olaylarla bizi karşı karşıya bıraktınız içerde dışarda istikrar adına hiç birşey kalmadı güçlü bir ekonominin en önemli şartı olan güven ve istikrar kayboldu demokrasiden taviz vererek güçlü bir ekonomi olamazsınız, dış politika anlayışınızı iç politika da ki anlayışınızı tamamen dışarıdan birileri şekillendiriyorsa ben güçlü bir ülkeyim diyemezsiniz.
10 YILIN DEĞERLENDİRMESİ
Nitekim bize o dönemde bunu yaşattılar, içerde istikrarı güven ortamını, birlik beraberliği sağlayamadan kalkınamazsınız 8 yıl boyunca ekonomi de sağladığımız başarının altında işte bu yatıyor. Ekonominin bunlarla doğrudan alakalı olduğuna inandığımızdandır ki 8 yıldır bu alanlarda ilerledik ve bunun bir tesadüf olduğunu iddia edenler oldu ama ardı ardına bunlar gelmeye başladıktan sonra Başbakan haklıymış demeye başladılar 8 yıl boyunca her an kriz için tarih verenler çıktı 8 yıl boyunca ekonomideki rekor seviyeleri uluslar arası konjeksiyonlara bağlayanlar oldu. Ne oldu? Sonunda ne oldu? Tüm dünya Türkiye'nin başarısını konuşmaya başladı. Bir anayasa kitapçığının fırlatılması ile dolar kuru bir kaç gün içinde 1 milyon 470 bin liraya ulaştı, 2001 krizi öncesinde yüzde 39 seviyesinde olan enflasyon kriz sonrasında yüzde 68,5'e yükseldi. Bu anlattıklarım uzun değil son 10 yılı anlatıyorum 10 yılın değerlendirmesini şu çatı altında sizlerin şahsında televizyonların başında bizleri izleyen vatandaşlarım ile birlikte yapmak istiyorum.
Devlet borçlanması yüzde 100'e çıktı gecelik faiz oranları yüzde 7 bin 500'e kadar fırladı bunlardan kimin ne kazandığını benim halkım biliyor işte o kaymak takımı. Ülkenin milli bankası adeta birilerine peşkeş çekildi, kim vardı iktidarda? AK Parti o zaman yoktu bile MHP vardı DSP vardı ANAP vardı bu millet bunlara tokat atmayacakta kime atacak? Benim milletimde gereğini yaptı 21 banka fona devredildi. Fona devredilen bankaların o zaman değeri 46 milyardı bankaların zararlarını ödeyebilmek için senet ihracı yaptılar bunları kim ödedi biz ödedik Sayın Bahçeli sen yaptın biz ödedik. Bunları nasıl görmezden gelirsin ondan sonra sıkılmadan çıkıyorsunuz burunlarından lime lime getireceğiz diyorsunuz sizin burnunuzdan kim lime lime getirecek diye düşünüyordum Allah'tan millet burada. Benim milletim bu dersi en iyi şekilde verdi işte ama bunlar akıllanmıyorlar. Senetlerin sadece ihracının Türkiye'ye maliyeti 3 yüz 82 kat trilyon, onlar şimdi olmamış olsaydı Türkiye'nin ekonomi noktasında nerede olduğunu sizler düşünün sizlerde bizlerde aziz milletimizde o günleri dün gibi hatırlıyoruz o günleri yaşamayanlar ve bilmeyenler için bunları söylemeye mecburuz. İşsizliğin nasıl yükseldiğini kepenklerin nasıl kapandığını biz iktidara geldiğimizde bile 4 yüz bine yakın kepenk kapanmıştı. 2008 yıl sonunda biz AK Parti iktidarı olarak en büyük finans krizini gördük ve yaşadık büyük ekonomiler bile ağır bedeller öderken Türkiye bu büyük krizi en az etkilenen ülkeler arasında yer aldı ne dolar fırladı nede bir tek banka fona devredildi. Ama işte bir anamuhalefet başkanı ki aile sigortasından bahsederken biz geldiğimizde her aile ye 6 yüz lira vereceğiz bin 2 yüz lira vereceğiz diye kuru sıkı atarsa bu ülke bu hale gelirmi.
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İDARE EDEMEDİ
Sen SSK'da Genel Müdür'lük yaptın senden önceki müdür artı değer verirken sen hep açıkla kapattın bir genel müdürlüğü idare edemeyen nasıl olacakta bu ülkeyi idare edecek soruyorum sizlere ondan sonra çıkıyor şuraya şunu dağıtıyor buraya bunu dağıtıyor dürüst ol biraz dürüst. Altın ve döviz rezervimiz çoğaldı bu nedemektir işte onların yapamadıkları gibi ilerlemek demektir.
Onlar borçlandı biz bunu ödedik ondan sonra kalkıyorsunuz utanmadan fitil fitil getireceğim neyi fitil fitil getireceksin senin borçlarını ödeyenleri mi? Bu dönem bunlarla devam etseydi ne biz bu borçları ödeyebilirdik ne de 7 yıla 13 bin 6 yüz kilometre yol sığdıramazdık ülkemizin dört bir yanını havaalanları ile donatamazdık. Uçağa binen vatandaşımızın sayısı 1'e 3 artmış şekilde buralara geldik. Bir dostumla konuşuyorum 'Ben Sincan'dan bakanlıklara çıktığımda 15 dakikada geliyorum derdi şimdi 45 dakikada geliyorum' diyor hayırdır dedim 'Şimdi herkes araç almış' dedi. Ailelerde bu durumlara geldi herkesin hamdolsun araçları var artık benim tavsiyem haftaiçi halkım toplu taşıma araçlarını kullansın haftasonu da özel araçları ile gezmeye çıksınlar.
ÖRGÜTLERE ŞAKŞAKCILIK YAPIYORLAR
Göreve geldiğimiz 2002 Kasım'ında 10.7 olan işsizliğe yaklaşıyoruz bu son açıklanan rakam mevsimsel işsizliği kapsamıyor. Belirli bir dönem sonra bunun daha çok azalacağını göreceksiniz. Küresel kriz öncesi seviyelere çok yaklaştık şimdi Bahçeli çıkıyor bizi bir kere daha deneyin diyor ama siz bu millete hiç unutmayacağı bir fatura ödettiniz üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen halen Türkiye tarihinin o büyük ekonomik krizin hesabını vermediniz. Milletimizin bunu unutması mümkün değildir en azından ben unutmadım bu salondakiler unutmadı onun için gazetelere tam sayfa ilanları veriyorzu ki 10 yıl önce neydik şimdi ne olduk halkımız bunları görsün. Bazıları geldi iktidarların değil milletin ensesinde boza pişirdi, AK Parti iktidarı 8 yıl boyunca büyük krizin etkilerini silmek için mücadele etmemiş bir daha böyle krizler yaşanmasın diye de cesurca mücadele vermiştir. Bugün biz çetelerle hukuk dışı örgütlerle mücadele ediyorsak bu aynı zamanda bu ülkede bir daha ekonomik krizlerin yaşanmaması içinde biz milli birlik ve kardeşlik projesi derken bu adımları atıyoruz biz milli birlik ve kardeşlik projesi derken ne yazık ki muhalefete bakıyorsun onlar bu dilden anlamıyor onlar halen terör örgütlerine zemin hazırlayacak davranışlar yapıyor ve onların şakşakcılığını yapıyorlar. Bizim bu işin başını çekmek gibi bir derdimiz yok bizim derdimiz bağcı ile değil gel üzümü beraber yiyelim diyoruz bunu CHP'ye de söylüyoruz MHP'ye de söylüyoruz herkese söylüyorum ; Bizim bütün bu adımlarımız bu ülkenin milli bekâsı içindir gelin beraber bu adımları atalım diyoruz iri olalım diyoruz diri olalım diyoruz yaptığımız bu.
ÖNCE KENDİLERİNİ ELEŞTİRSİNLER
Bu ülkede dikkat ediniz CHP ne zaman iktidar ortağı olmuşsa ülkede ekonomik kriz yaşanmış hemen kuyruklar yolsuzluk yoksulluk ülkenin üzerine çökmüştür. Bu ülke aynı şekilde MHP iktidarını da görmüş ve tarihinde en büyük ekonomik krizi yaşamıştır mafyalardan, çetelerden rahatrsızlık duymayanların Türkiye ekonomisine yaşatacakları tablo o zaman ki gibi olacaktır. Diyor ya; Nerede Ergenekon gösterin üye olacağım ' ben kendisine bir adres verdim Danıştay 2. Dairesi'ne git orada görürsün dedim Dersim'e git oradaki kardeşlerim sana bunun adresini söylerler dedim. Yargı'nın sorunları ile işleyişi ile ilgilenmeyenler bunu kendine dert edinmeyenler ekonomide geçmişi aratmayacaklar ellerine fırsat geçse 21 Şubat 2001 'de yaşattıkları manzarayı Türkiye'ye yine yaşatacaklardır. CHP'de MHP'de bizi eleştirmeden önce çıksınlar kendilerini eleştirsinler.
BEKARA KARI BOŞAMAK KOLAY
Söylediklerini de buyur önce kendi hakim olduğun belediyelerde yapmaya başla İstanbul'a aday olduğunda bekardı bekara karı boşamak kolaydır şimdi evlendi siyasi evlilik öyle kolay değil hadi yap bakalım kolaysa hadi gel yap bunları. Eğer vicdanları el veriyorsa buyursunları bunları görsünler sonra bizi eleştirsinler. CHP zihniyetinin değişmesi kolay değil normal şartlarda çok çok ciddiyetsiz cevaplar anamuhalefetin lideri veriyor verdiği bu cevapları biz kââle almıyoruz diyoruz ki siyasi acemiliği var bunları zamanla aşacak temenni ediyoruz ki 12 Haziran'dan önce bunları aşar bir çok konuda klavuzları da yanlış bilgi veriyorlar. Siyaseti bırakacağımı söylemişler siyasetin içinde doğan siyaseti bırakabilir mi ? Ben şunu söyledim bizim tüzüğümüzün içinde 3 kez arka arkaya milletvekili olan 4. kezde ara vermek durumundadır onun içinde 2011 benim milletvekilliği adaylığımda son adaylığımdır dedim son adaylığımdan sonra ben partimde hizmete nerede ne görev verirlerse aynı şekilde devam ederim önemli olan ülkeme hizmettir kalkıp bana partimin içinde şurada şu görevi yap derler yaparım biz buralardan geldik bunlar yukarıdan inme paraşütle geldiler. CD Harekatı ile geldi partiye genel başkan oldu ama bizim gelişimiz böyle değil biz merdivenleri teker teker çıka çıka geldik.
OY VERECEK SANDIK BULAMAYANLAR
Bunları görmek istediklerini kendi görmek istedikleri gibi gördüler bunlar Abdi İpekçi cinayetine suikastlere baktılar orada sadece dış mihrap gördüler bunlar Danıştay saldırısına baktılar Türban'ı gördüler milletin ihtiyaçlarına baktılar, bunlar kürt meselesine baktılar silah gördüler, bunlar faili meçhullere baktılar hiç birşey göremediler, bunlar halka baktığında bidon kafa göbeğini kaşıyan gördüler şimdi Sivas'a baktılar göre göre devlet bakanımız Hayati Yazıcı'yı gördüler hata bizde ki ellerine adres tutuşturduk oy verecek sandığı bulamayanlar Taksim'i, Sivas'ı, Dersim'i nereden bulacaklar. 10 Yıldır bunlar zaten görmeleri gerekeni görselerdi o deliller karartılmasaydı millete farklı adresler gösterilmeseydi Türkiye'nin yakın tarihinde böyle kara lekeler olmazdı. CHP Genel Başkanı terör örgütlerine üye olmayı istese de biz bunların karşısında duracak ve onlarla yüzleşeceğiz tabi anamuhalefet partisininde diğerlerinin de bakıpta göremediği şeyler var.
BİZDEN GÖRDÜKLERİNİ BİZİMDİ DİYE SAHİPLENİYORLAR
8 Yılda olan büyümeyi ekonomide ki büyümeyi şehirlerin nasıl dönüştüğünü göremediler seçimin hemen öncesinde seçime yüz 10 gün kala riayet görmeye başladılar. 22 Temmuz akşamı sandık kapandığı andan itibaren görmezden geldikleri meseleleri nihayet hatırlamaya başladılar az önce söyledim yine söylüyorum Aile sigortası olayının farklı bir uygulamasını biz gerçekçi olarak yapıyoruz. Biz işi tam manası ile faydalı bir şekilde yaparız olması gereken şekilde yaparız yani adalet anlayışınıda ne yapmayacağız ortadan kaldırmayacağız biz bunlarla da kalmadık bütün üniversite öğrencilerine bugüne kadar yapılmayanları yaptık biz şuanda 2 yüz 40 lira burs veriyoruz yanında da kredi yurtlar da kalıyorsa yüz 50 lira beslenme parası veriyoruz ve 3 yüz 90 lira ediyor. Ama bunlar bir proje adı altında bunları söylüyor önce kaynak Kemal dedi biliyorsunuz basit yaklaşımlar olabilir mi ekonomi de tahsil hayatımız da böyle birşey görmedik ekonominin babası olanlar kalkıpta böyle birşey demedi neyi nasıl yapacağını ortaya koydu bilgilerini harcadı. AK Parti'nin başlattığı ve uyguladığı yardımları görmüyor kendi çalışmaları gibi görüyorlar. Yakında seçim beyannamemizi hazırladığımızda bakın 10 yıllık bir beyanname hazırlıyoruz dedik hemen çıktı biz bunu zaten açıkladık dedi içeriğinde ne var ne yok bilmediğimiz şeyler ama dediğimiz çıktı sahiplendiler hemen.
Lafla peynir gemisi yürümüyor biz yaptıklarımızı konuşacağız yaptıklarımızı da milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Ben CHP Genel Başkanı'na açık açık çağrıda bulunuyorum İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı iken yoksullara maaş bağlayacağınızı söylediniz buyur 3 büyük belediyede buyrun belediyede bu işin yapın diyorum mikrofon uzatıldığında benim adım Kemal diyorsun ben yaparım diyorsun siz yürekli adamsınız, siz sözünüzü tutarsınız hodri meydan İstanbul'a aday olduğunuzda verdiğiniz sözleri hadi tutun yapında görelim ufukta sandık görününce bunlar yapılıyor ediliyor sonra yok.
SSK'DA YAŞANAN SIKINTILAR
Benim vatandaşım, işçi kardeşim SSK hastanelerinin geçmişte ki dönemini iyi bilir o zaman bir SSK'lı olarak bende o kuyruklarda çok çile çektim. Enteresan olan şu 1991 'de yüz 28 bin lira kâr eden SSK 1992 sonunda 2 milyon 556 bin lira 1998 sonunda ise 4 yüz 47 milyon açık verdi yani 4 yüz 47 trilyon CHP Genel Başkanı SSK Genel Müdürü iken SSK hastanelerinin durumu neydi bugün ne? Sabah 5'ten itibaren hastane önlerinde nasıl kuyruklar oluştuğunu hatırlıyorsunuz değilmi? Vatandaş muayene olsa bile ilacını almakta nasıl zorlandığını bende yaşadım sizlerde yaşadınız bunları. Genel Başkan sen neyi konuşuyorsun ben rakamlarla konuşuyorum ve bütün listeyi önüne koyarım istediğin hastaneye benim artık SSK'lı vatandaşımda BAĞKUR'lusuda istediği yere gidiyor. 7 Yıl boyunca SSK Hastanesi çilesini millete çektiren bu zihniyet çıksın önce hesap versin adeta koğuşlarda yatırılır gibi bir odada 7-8 kişi yatırılıyor böyle bir yapıda insanımıza işkence yapılıyordu. Hadi dürüst ol samimi ol bunları nasıl inkar edeceksin benim vatandaşım artık SSK'da kuyruğa girmiyor istediği eczaneye gidiyor ilaçlarının tamamını alıyor şimdi buraya geldik. Biz bu boş vaatlerin takipçisi olacağız büyük bir ciddiyetsizlik içinde ortaya konan projeleri düşüreceğiz. Şunu herkes bilsin ki siyasette bol keseden savurma Kaf dağının ardındakini vaad etme dönemi AK Parti dönemi ile kapanmıştır. Seçime yüz 10 gün kala biz yaptıklarımızla eserlerimizle övünüyoruz sözünü verdiklerimizi de bugüne kadar nasıl yapmışsak yapmaya devam edeceğiz