'ortadoğu'daki İsyanlarda Refah Seviyesi Dışında Başka Sebepler Aramalıyız'

25.

Abant Platformu’nun ikinci oturumu "Bugüne Nasıl Gelindi? Arap Baharı’nın Toplumsal ve Uluslararası Dinamikleri" konusu üzerine yapıldı. Başkanlığını William Park’ın yaptığı oturumun konuşmacıları Oxford Üniversitesi’nden Dr. Philipp Amour, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi-Yazar Prof. Dr. İhsan Dağı ve Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Birand’dı. Dr. Philipp Amour, "Tunus gelişmişlik düzeyi ve ekonomik olarak diğer Arap ülkelerine oranla daha iyi durumda buna rağmen ayaklanmaların burada başlaması üzerine sosyal refahın dışında başka sebepler aramamıza neden oluyor." dedi.

Zirve Üniversitesi`nin işbirliğiyle `Arap Baharı`ndan Sonra Ortadoğu`nun Geleceği ve Türkiye` konusunun tartışılacağı 25`nci Abant Platformu`nun Gaziantep ayağı, bölgenin en büyük kültür merkezi olan Şehitkâmil Kongre ve Kültür Merkezi`nde başladı. Oturumun ilk konuşmacısı Dr. Philipp Amour oldu. Amour, isyanların nedenlerinin büyük ölçüde sosyal eksiklerden ve sosyal adaletsizlikten kaynaklandığını belirtirken ayaklanmaların ilk olarak Tunus’ta çıkmasının isyanlarda başka etkenlerde mi var sorusunu ortaya çıkardığını belirtti. Dr. Philipp Amour, "Tunus gelişmişlik düzeyi ve ekonomik olarak diğer Arap ülkelerine oranla daha iyi durumda buna rağmen ayaklanmaların burada başlaması üzerine sosyal refahın dışında başka sebepler aramamıza neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. İhsan Dağı, "Bu platformun Gaziantep’te yapılması tesadüf değildir, Gaziantep konum ve ekonomi itibariyle Arap ülkelerine yakınlık bakımından oldukça etkili bir şehirdir." dile konuştu.

"DEĞİŞİMİ DÜZENLİ KILACAK BİR REJİM KURAMADILAR"
Arap Baharı’nın yaşanmasına neden olan faktörler üzerinde de duran Prof. Dr. İhsan Dağı, değişimi düzenli kılan bir toplum rejiminin Arap bölgesinde kurulamadığını ifade etti. Gençlerin dinamizmine yetişemeyen bu rejimlerin ayaklanmalara sebep olduğunu kaydeden Dağı, "Topluluklar yöneticilerin değiştirilemez ve indirilemez olmadığını keşfetti." ifadelerini kullandı.

Mehmet Ali Birand ise Türk ve Arap toplumu arasındaki küskünlüklerin bu iktidar döneminde yumuşadığını ve bu yumuşamaya sebep olan en önemli etkenin Ankara’nın İsrail’e olan yaklaşımının büyük payı olduğunu söyledi. Konuşmasında, Türkiye’nin bugün başka ülkelerin içişlerine karıştığını anlatan Birand, Kürt sorunu karşısında da diğer ülkelerin meseleye karışması halinde Türkiye’nin zor durumda kalacağını savundu. Kürt sorununun Türkiye’nin temel sorunu olduğunu işaret eden Birand, bu sorunun da ancak yaşanılabilir hale getirilebileceğine değindi. Ayrıca Birand, "Suriye’de Esad, Aleviler ve Hıristiyanlar tarafından tutuluyor. Bu yüzden oradaki durum uzuyor. Tartışılan füze kalkanı konusu ise Türkiye, bütün yumurtalarını aynı sepete koymamak için kabul etti." dedi.