İstanbul-izmir Otoyulu Tarım Arazilerini Öldürecek
Bursa kamuoyu, İstanbul-İzmir otoyolunun güzergahını tartışıyor.
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, "Güzergahların Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Susurluk’un birinci sınıf tarım arazilerinden geçtiğini görünce de irkildik. Tahminen Karacabey’in 11, Mustafakemalpaşa’nın 6, Susurluk’un birkaç köyünün ve verimli arazisinin bu şekilde değerlendirilmesi Türkiye gerçeklerine aykırıdır.” dedi.
Bursa Kent Konseyi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘Bursa Konuşuyor’ adlı toplantıda, uzman ve ilgililer ‘İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Bursa’ya Etkileri’ni konuştu.
Katılımcıların görüşlerini ifade ettiği etkinlikte, otoyolun yapımına karşı çıkılmazken, güzergahı hakkında farklı görüşler dile getirildi.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) yapılan etkinliği, Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Şuayip Toprak yönetti.
Bursalıların kentin tüm meselelerine sahip çıktığını, medeni bir şekilde tartışabildiğini söyleyen Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, her kesimden insanın katılımıyla önemli bir toplantıyı gerçekleştirdikleri için mutlu olduklarını belirtti. 2 yılda 2 bin etkinlik yapabilen Bursa Kent Konseyi’nde şehrin birçok konusunu konuştuklarını ifade eden Pala, çıkan sonuçları da usulüne uygun olarak yetkililere ilettiklerini kaydetti. Otoyolun son dönemde gündemden düşmediğini hatırlatan Pala, artık sonuç alınması gerektiğini, bu yüzden gündeme aldıklarını dile getirdi.
Toplantıda ilk olarak söz alan geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Karacabey Ovası’nda bir zamanlar kuru tarım yapıldığını, artık sulamalı tarımın da yapılabildiğini kaydetti.
Yüksek verim veren ovaların yarılamayacağını söyleyen Saker, "Ben kamulaştırma paralarını veririm, otoyolunu da yaparım’ diyemezsiniz. Mustafakemalpaşa ovasındaki tüm drenaj sistemini yenilemen lazım. Karacabey ovasındaki tüm kullanım şeklini değiştirmen lazım. Burada eksileri, götüreceklerini de hesaplamanız gerekir. Ben o bakımdan iki ovanın ortasından geçen otoyola karşıyım.” dedi.
Karayollarının, Bursa Otoyolu’na 3. bir bağlantı yapmak istediğini de dile getiren Saker, 4 bin 500 meyve ağacının kesileceğini, bunun da bir katliam olacağını vurguladı.
Geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ise otoyolun kent içine yapacağı sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerinde önemli olduğuna dikkat çekti. Kent içinin bu aşamada ikinci plana itildiğini kaydeden Bilenser, başka bir toplantıda bu konunun da gündeme getirilmesini istedi.
"TÜRKİYE GERÇEKLERİNE AYKIRIDIR"
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, üzerinde konuşulan konunun Asya, Afrika ve Avrupa bölgeleri içerisindeki master projelerinden biri olduğuna değindi.
Ayrılan bütçenin dünyadaki 50 ülkenin Gayrisafi Milli Hâsılasından çok daha büyük olduğunu belirten Kurtulan, projenin gerçekleşeceği insanlara da dikkat çekti.
Mustafakemalpaşa ve Karacabey’in tarım, hayvancılık ve tarımsal sanayi ile kalkınmayı benimsediğini ifade eden Kurtulan, “Tarımı, tarımsal sanayiyi ve hayvancılığı etkileyecek kararın alınması, gelecek nesillerin vebalini de üstümüze almamıza sebep olur. Güzergâhların Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Susurluk’un birinci sınıf tarım arazilerinden geçtiğini görünce de irkildik. Tahminen Karacabey’in 11, Mustafakemalpaşa’nın 6, Susurluk’un birkaç köyünün ve verimli arazisinin bu şekilde değerlendirilmesi Türkiye gerçeklerine aykırıdır.” diye konuştu.
Konunun yüksek sesle gündeme getirilmesinin faydalı olacağını dile getiren Kurtulan, açlık ve susuzluk gibi dünyayı tehdit eden projeleri ise sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Yanlış hesapların mutlaka bir yerlerden döneceğini söyleyen Kurtulan, bunun bedelini ödemenin de kendine denk geleceğini ifade etti.
"OTURDUKLARI YERDEN PROJE ÇİZİYORLAR"
Karacabey Belediye Başkanı Ergün Koç da Karayolları mühendislerinin bu tür projeleri Ankara’da oturdukları yerden çizdiklerine inanmadığını kaydetti.
6.3 milyar dolarlık projesinin 22 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne devredileceğini hatırlatan Koç, “Ben mühendis değilim ancak, otoyolun geçmesi düşünülen bu alanlar, özellikle Karacabey’deki Harmanlı köyüne kadar olan alanların önemli bir kısmı tarımsal niteliği olmayan arazilerdir. Bursa-Karacabey-Mustafakemalpaşa güzergahındaki 66,5 kilometrelik otobanın 29,5 kilometrelik kısmı diğer tarım arazisidir. 35,5 kilometrelik kısmı da tarımsal niteliği korunacak alanlardır. Ortada ekonomik bir zaruret vardır.” ifadelerini kullandı.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ertuğrul Aksoy, Türkiye’nin geniş araziye sahip olduğunu, fakat birinci ve ikinci sınıf tarım alanlarının yüzde 6’sını içerdiğini vurguladı.
Bunların 2 milyon hektarlık bölümünün de yanlış kullanım sonucu yok edildiğini anlatan Aksoy, “Bizler tarımdan yana tarafızdır. Kime hizmet edeceği belli olmayan ve tüketime yönelik otoyolu tartışıyoruz. Gelişim için yollara ihtiyaç vardır. Ama demiryolu ve hızlı trenle bu taşımacılık yapılabilirdi. Tüm yollar duble olurken yanına otoban niye yapılır?” sorusunu yöneltti.
‘İstanbul-İzmir Otoyolu’ projesinin detaylarından bahseden Aksoy, kendilerinin önerdiği geçiş projesi hakkında bilgi verdi.
"BÖYLE BİR PROJEYİ ÇİZECEK MÜHENDİSLERİ YANIMDA TUTMAZDIM"
Toplantıda söz alan Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy, düşülen otoyolun 10’ar milyonluk iki bölgeyi birbirine bağlayacağını belirtti.
Arada 2 milyonluk Bursa’nın bulunduğunu hatırlatan Fidansoy, “Ben bir şirketin yöneticisi olsaydım, böyle bir proje çizecek mühendisleri yanımda tutmazdım. Yabancı ülkelerde otoyollar genelde şehrin dışına ve dağın yamaçlarına yapılmıştır. Elbette otoyolu geçirirken de çevreyi koruyabilirsiniz. Otoyolun Bursa içerisinden geçişi de Karayolları tarafından inşa edildi. Ovaakça ile Görükle arasında paralı geçiş olacağı varsayıldı. Biz bu paralı geçişin kaldırılmasını öneriyoruz.” diye konuştu.
Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü’nden Başmühendis Yusuf Biri, bugüne kadar yapılan her toplantıda halkın ve sivil toplum kuruluşlarının sorularına cevap verdiklerini, bunun bir devlet yatırımı olduğunu anlattıklarını söyledi.
Tüm tekliflerin, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve işin yüklenici firması Otoyol AŞ tarafından tüm ince detaylarıyla incelendiğini ifade eden Biri, şunları söyledi: "Bu proje, 90’lı yıllarda yapımına başlanıp, 2000’li yıllarda onaylanmıştır. Güzergâh o zamanlarda incelendi. Yazışmalar yapıldı ve uygun görüldü. Daha sonra kanun ve mevzuatta meydana gelen değişiklikler, yaşanan depremlerin ardından hem kurum olarak, hem de Otoyol AŞ konuyu tekrar ele almak zorunda kaldı. Bu bağlamda her türlü inceleme yapılıyor. Her türlü yazışma kamu kurumları, yerel yönetimler, odalar, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle yapıldı. Ayrıca Bursa Çevre Yolu ücretli olmayacak. Bursa Çevre Yolu, İstanbul’dan gelip İzmir’e giden için ücretli olacak. Fakat Turan Köy tarafından gelip de Nilüfer’e giden için ücretsiz olacaktır. Çevre Yolu Bursalılara ücretsiz olacak."
Otoyol AŞ Teknik Müdürü Nurettin Akdeniz de konuşmasında, güzergah üzerinde bilindiği gibi 4 tünelin değil, 2 tünelin bulunduğunu açıkladı.
Akdeniz, “Ama Bursa-Susurluk için 2 güneyde, 2 kuzeyde olmak üzere 4 ayrı alternatif çalışıldı. Hepsi heyetler tarafından adım adım gezildi. Bu zamana 15 ayrı toplantıda bulundum. Bu proje Gebze, Orhangazi, İzmir, İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dahil otoyolunun yap-işlet-devret projesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projesidir. Projede, dünyanın en büyük 5 asma köprüsünden birisi olacak köprü bulunmaktadır. Devamında bin 500 metrelik çelik asma köprü, toplam uzunluğu 5 bin 142 metre olan iki adet tünel, 377 kilometre otoyol gövdesi, 46 kilometre bağlantı yolları, 31 adet viyadük, 299 adet köprü ve ciddi sanat yapıları bulunmaktadır. Dünyada da ilerleyen devasa projelerden birisidir. Böyle bir projenin çevresel etkilerinin olmaması mümkün değildir. Etkileri en aza indirmek bizlerin ana görevidir. Bunun için uluslararası düzeyde çevresel ve sosyal etki değerlendirme raporu gerçekleşmektedir.” diye konuştu.
Bursa Kent Konseyi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘Bursa Konuşuyor’ adlı toplantıda, uzman ve ilgililer ‘İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Bursa’ya Etkileri’ni konuştu.
Katılımcıların görüşlerini ifade ettiği etkinlikte, otoyolun yapımına karşı çıkılmazken, güzergahı hakkında farklı görüşler dile getirildi.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) yapılan etkinliği, Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Şuayip Toprak yönetti.
Bursalıların kentin tüm meselelerine sahip çıktığını, medeni bir şekilde tartışabildiğini söyleyen Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, her kesimden insanın katılımıyla önemli bir toplantıyı gerçekleştirdikleri için mutlu olduklarını belirtti. 2 yılda 2 bin etkinlik yapabilen Bursa Kent Konseyi’nde şehrin birçok konusunu konuştuklarını ifade eden Pala, çıkan sonuçları da usulüne uygun olarak yetkililere ilettiklerini kaydetti. Otoyolun son dönemde gündemden düşmediğini hatırlatan Pala, artık sonuç alınması gerektiğini, bu yüzden gündeme aldıklarını dile getirdi.
Toplantıda ilk olarak söz alan geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Karacabey Ovası’nda bir zamanlar kuru tarım yapıldığını, artık sulamalı tarımın da yapılabildiğini kaydetti.
Yüksek verim veren ovaların yarılamayacağını söyleyen Saker, "Ben kamulaştırma paralarını veririm, otoyolunu da yaparım’ diyemezsiniz. Mustafakemalpaşa ovasındaki tüm drenaj sistemini yenilemen lazım. Karacabey ovasındaki tüm kullanım şeklini değiştirmen lazım. Burada eksileri, götüreceklerini de hesaplamanız gerekir. Ben o bakımdan iki ovanın ortasından geçen otoyola karşıyım.” dedi.
Karayollarının, Bursa Otoyolu’na 3. bir bağlantı yapmak istediğini de dile getiren Saker, 4 bin 500 meyve ağacının kesileceğini, bunun da bir katliam olacağını vurguladı.
Geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ise otoyolun kent içine yapacağı sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerinde önemli olduğuna dikkat çekti. Kent içinin bu aşamada ikinci plana itildiğini kaydeden Bilenser, başka bir toplantıda bu konunun da gündeme getirilmesini istedi.
"TÜRKİYE GERÇEKLERİNE AYKIRIDIR"
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, üzerinde konuşulan konunun Asya, Afrika ve Avrupa bölgeleri içerisindeki master projelerinden biri olduğuna değindi.
Ayrılan bütçenin dünyadaki 50 ülkenin Gayrisafi Milli Hâsılasından çok daha büyük olduğunu belirten Kurtulan, projenin gerçekleşeceği insanlara da dikkat çekti.
Mustafakemalpaşa ve Karacabey’in tarım, hayvancılık ve tarımsal sanayi ile kalkınmayı benimsediğini ifade eden Kurtulan, “Tarımı, tarımsal sanayiyi ve hayvancılığı etkileyecek kararın alınması, gelecek nesillerin vebalini de üstümüze almamıza sebep olur. Güzergâhların Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Susurluk’un birinci sınıf tarım arazilerinden geçtiğini görünce de irkildik. Tahminen Karacabey’in 11, Mustafakemalpaşa’nın 6, Susurluk’un birkaç köyünün ve verimli arazisinin bu şekilde değerlendirilmesi Türkiye gerçeklerine aykırıdır.” diye konuştu.
Konunun yüksek sesle gündeme getirilmesinin faydalı olacağını dile getiren Kurtulan, açlık ve susuzluk gibi dünyayı tehdit eden projeleri ise sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Yanlış hesapların mutlaka bir yerlerden döneceğini söyleyen Kurtulan, bunun bedelini ödemenin de kendine denk geleceğini ifade etti.
"OTURDUKLARI YERDEN PROJE ÇİZİYORLAR"
Karacabey Belediye Başkanı Ergün Koç da Karayolları mühendislerinin bu tür projeleri Ankara’da oturdukları yerden çizdiklerine inanmadığını kaydetti.
6.3 milyar dolarlık projesinin 22 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne devredileceğini hatırlatan Koç, “Ben mühendis değilim ancak, otoyolun geçmesi düşünülen bu alanlar, özellikle Karacabey’deki Harmanlı köyüne kadar olan alanların önemli bir kısmı tarımsal niteliği olmayan arazilerdir. Bursa-Karacabey-Mustafakemalpaşa güzergahındaki 66,5 kilometrelik otobanın 29,5 kilometrelik kısmı diğer tarım arazisidir. 35,5 kilometrelik kısmı da tarımsal niteliği korunacak alanlardır. Ortada ekonomik bir zaruret vardır.” ifadelerini kullandı.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ertuğrul Aksoy, Türkiye’nin geniş araziye sahip olduğunu, fakat birinci ve ikinci sınıf tarım alanlarının yüzde 6’sını içerdiğini vurguladı.
Bunların 2 milyon hektarlık bölümünün de yanlış kullanım sonucu yok edildiğini anlatan Aksoy, “Bizler tarımdan yana tarafızdır. Kime hizmet edeceği belli olmayan ve tüketime yönelik otoyolu tartışıyoruz. Gelişim için yollara ihtiyaç vardır. Ama demiryolu ve hızlı trenle bu taşımacılık yapılabilirdi. Tüm yollar duble olurken yanına otoban niye yapılır?” sorusunu yöneltti.
‘İstanbul-İzmir Otoyolu’ projesinin detaylarından bahseden Aksoy, kendilerinin önerdiği geçiş projesi hakkında bilgi verdi.
"BÖYLE BİR PROJEYİ ÇİZECEK MÜHENDİSLERİ YANIMDA TUTMAZDIM"
Toplantıda söz alan Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy, düşülen otoyolun 10’ar milyonluk iki bölgeyi birbirine bağlayacağını belirtti.
Arada 2 milyonluk Bursa’nın bulunduğunu hatırlatan Fidansoy, “Ben bir şirketin yöneticisi olsaydım, böyle bir proje çizecek mühendisleri yanımda tutmazdım. Yabancı ülkelerde otoyollar genelde şehrin dışına ve dağın yamaçlarına yapılmıştır. Elbette otoyolu geçirirken de çevreyi koruyabilirsiniz. Otoyolun Bursa içerisinden geçişi de Karayolları tarafından inşa edildi. Ovaakça ile Görükle arasında paralı geçiş olacağı varsayıldı. Biz bu paralı geçişin kaldırılmasını öneriyoruz.” diye konuştu.
Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü’nden Başmühendis Yusuf Biri, bugüne kadar yapılan her toplantıda halkın ve sivil toplum kuruluşlarının sorularına cevap verdiklerini, bunun bir devlet yatırımı olduğunu anlattıklarını söyledi.
Tüm tekliflerin, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve işin yüklenici firması Otoyol AŞ tarafından tüm ince detaylarıyla incelendiğini ifade eden Biri, şunları söyledi: "Bu proje, 90’lı yıllarda yapımına başlanıp, 2000’li yıllarda onaylanmıştır. Güzergâh o zamanlarda incelendi. Yazışmalar yapıldı ve uygun görüldü. Daha sonra kanun ve mevzuatta meydana gelen değişiklikler, yaşanan depremlerin ardından hem kurum olarak, hem de Otoyol AŞ konuyu tekrar ele almak zorunda kaldı. Bu bağlamda her türlü inceleme yapılıyor. Her türlü yazışma kamu kurumları, yerel yönetimler, odalar, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle yapıldı. Ayrıca Bursa Çevre Yolu ücretli olmayacak. Bursa Çevre Yolu, İstanbul’dan gelip İzmir’e giden için ücretli olacak. Fakat Turan Köy tarafından gelip de Nilüfer’e giden için ücretsiz olacaktır. Çevre Yolu Bursalılara ücretsiz olacak."
Otoyol AŞ Teknik Müdürü Nurettin Akdeniz de konuşmasında, güzergah üzerinde bilindiği gibi 4 tünelin değil, 2 tünelin bulunduğunu açıkladı.
Akdeniz, “Ama Bursa-Susurluk için 2 güneyde, 2 kuzeyde olmak üzere 4 ayrı alternatif çalışıldı. Hepsi heyetler tarafından adım adım gezildi. Bu zamana 15 ayrı toplantıda bulundum. Bu proje Gebze, Orhangazi, İzmir, İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dahil otoyolunun yap-işlet-devret projesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projesidir. Projede, dünyanın en büyük 5 asma köprüsünden birisi olacak köprü bulunmaktadır. Devamında bin 500 metrelik çelik asma köprü, toplam uzunluğu 5 bin 142 metre olan iki adet tünel, 377 kilometre otoyol gövdesi, 46 kilometre bağlantı yolları, 31 adet viyadük, 299 adet köprü ve ciddi sanat yapıları bulunmaktadır. Dünyada da ilerleyen devasa projelerden birisidir. Böyle bir projenin çevresel etkilerinin olmaması mümkün değildir. Etkileri en aza indirmek bizlerin ana görevidir. Bunun için uluslararası düzeyde çevresel ve sosyal etki değerlendirme raporu gerçekleşmektedir.” diye konuştu.