'türkiye'nin En Sağlıklı Bütçeleri Yapıldı'tbmm
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, AK Parti hükümetleri döneminde gelir ve gider kalemleri açısından Türkiye`nin en sağlıklı bütçelerinin yapıldığını ifade etti.
TBMM Genel Kurulunda, 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, iktidarın bazı uygulamalarını eleştirip ''vatanı sattınız'' ifadesini kullanması, AK Parti sıralarında tepkiye neden oldu.
Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, konuşmacılarda izan ve ölçünün olması gerektiğini söyledi. Ölçü ve izan yoksa o insanın konuşmalarının da makul ve normal olarak tanımlanamayacağını ifade eden Canikli, ''(Vatanı satmak) ifadesi özelleştirmeyi anlatmak için kullanıyorsa, 1986 yılından beri özelleştirme yapılıyor. Biz iktidara gelene kadar 179 adet KİT yerli ve yabancıya satılıyor, 8 milyar dolar elde ediliyor. 2002'den 2011'e kadar 85 özelleştirmeden 32 milyar dolar gelir elde ediliyor. Birileri bu vatanı satıyorsa bedavaya satıyor, ucuza satıyor'' diye konuştu.
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, hak ve hukuk mücadelesi veren Kürtlerin ''paralel devlet arayışı içinde olmadığını'' söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki ''40 yıllık diktatörleri yeni fark ettiğini'' savunan Türk, ''Ben Başbakan'ın bu kadar saf olduğuna inanmıyorum ama bir karar verildi Ortadoğunun yeniden dizayn edilmesiyle ilgili. Sayın Başbakan'ın bunu gerçekleştirmek için fikir değiştirdiğini görüyoruz. 'Taşeronluk' desem burada kıyamet kopar'' dedi.
''Dersim tartışmalarıyla'' ilgili AK Parti'nin CHP'yi sıkıştırmaya çalıştığını belirten Türk, ''İsmini ve kimliğini değiştirmeden CHP zaten bu günahtan kurtulamaz'' diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, sataşmadan söz alarak, ''Bir zamanlar CHP milletvekili olduğunu hatırladığım birinin milli mücadele kahramanlarını da içine katacak şekilde CHP'yi hedef almasını kınıyorum. Zamanında bu çatı altında olan birisinin bulunduğu çatıya hakaret etmesini kabul edilemez buluyorum'' dedi.
Türk de yeniden söz alarak, ''İnanıyorum ki geçmişte yaşananları tartışabilirsek birbirimizi anlamış oluruz. Ortak aklı bulur sorunları çözme iradesi gösteririz. Eğer bu parlamento hala talimatlar üzerinden siyaset yapacaksa, bu ülkenin geleceğine hiç bir şey katamayız'' diye konuştu.
Türk, Tarhan'ın sözlerine karşılık, ''Evet, CHP'de bulundum ama tövbe ettim. Tövbem kabul oldu. Sizin de tövbe etme hakkınız var'' dedi.
Tarhan da yeniden söz alarak, ''Sayın Türk CHP'ye tövbeli olduğundan bahsetti ve bu parlamentonun birilerinden, bir yerlerden talimat aldığını açıkça söyledi. Oysa Türk halkı kimin nerelerden talimat aldığını gayet iyi bilir. Birlik ve beraberliğini dinamitlemeye çalışanlara CHP'de zaten yer yoktur ki bulabilesiniz'' dedi.
-''Kayıtdışılıkla mücadele ediyoruz''-Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, AK Parti hükümetleri döneminde gelir ve gider kalemleri açısından Türkiye'nin en sağlıklı bütçeleri yapıldığını ifade etti. Hem gelirlerin hem de harcamaların doğru tespit edildiğini belirten Ergün, ''Eğer bir yanılgı ortaya çıktıysa bu pozitif bir yanılgıdır, pozitif sapmalardır'' şeklinde konuştu.
Ülkelerin vergi sistemleri konusunda adalet arayışının, iyileştirme çalışmalarının sürekli olacağını dile getiren Ergün, ''Kayıtdışılıkla şikayet edecek mevkide değiliz. Bir tespit yapıyoruz. Gelişmekte olan bizim gibi ekonomilerde kayıtdışılık, mücadele edilmesi gereken bir husus ve mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi çok radikal, her şeyi kilitleyen tedbirler de yapabilirsiniz ama zamana yayan, teşvik edici, iyiye yönlendirici, kayıtdışılıktan vazgeçirici önlemlerle de yapabilirsiniz. Hükümetlerimizin öncelikli olarak tercih ettikleri yöntem tedrici bir yöntemdir'' dedi.
Son 8 yıl içinde 100 milyar doların üzerinde yabancı sermaye geldiğini, bunların çok önemli bölümünün sanayi tesisi, alt yapı yatırımı olduğunu dile getiren Ergün, şunları söyledi:''(Geliri vatan satışından elde ediyorsunuz) diyorsunuz. Bu ayıp bir kere. Bu sözler 2002'den bu yana söylenmektedir. 2004 yılında Kıbrıs müzakerelerinde 'Kıbrıs'ı sattığımız' konuşuldu. Onun akabinde mahalli seçim oldu ve AK Parti çok büyük bir oy oranıyla halkın desteğini aldı. Ondan sonra da devam etti bu iddialar. 2007 seçimlerinde de aynı şekilde, 'memleketi sattılar İsrail'e, arazileri peşkeş çektiler' dediler. 2007 seçimleri oldu ve yüzde 47,5 oy alındı. Sonra devam etti aynı söylemler. 2009 seçimlerin de mahalli idarelerde çok farklı tablo çıktı. Peşinden 2011 seçimleri oldu, yine bu sözler söylendi. Bu sözler, halkın süzgecinden geçmiş sözlerdir. Lütfen bundan vazgeçin. Halk bunların hiç birine itibar etmedi. Halkın itibar etmediğine siz niye itibar ediyorsunuz? Niye bir kulağınız, gözünüz halkta olmuyor?Türkiye egemen bir ülkedir. Bu hakkını herkese karşı en mutlak şekilde kullanır. Onun için yabancı sermayeden endişe etmeyin.''Cumhurbaşkanlığı seçiminin bütçede kaleminin olmadığını ifade edildiğini anımsatan Ergün, 2014'de seçim olacağı öngörülürse 2012 bütçesinde bu kalemin olmayacağını ifade etti. Ergün, bununla ilgili bir kanun teklifinin geleceğini, konunun burada müzakere edileceğini söyledi.
''IRA, ETA çözümlerine'' bakmanın mümkün olduğunu ancak her ülkenin bu tür problemlerinin kendine özgü bir tarafının da olduğunu dile getiren Bakan Ergün, ''Hiç bir tanesi birbirinin aynısı değil. Bize özgü taraflarında arkadaşlarımızın bu sorunu çözümüne yardımcı olacak bir politikayı izlemesinde fayda olacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
Bütçede toplumu kontrol etme değil topluma hizmet etme araçlarının olduğunu kaydeden Ergün, Türkiye'de ret ve inkar politikalarının bu dönemde sona erdiğini söyledi.
-''Bizi getiren de millet iradesi''-Ergün'ün ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Sayın Bakan, maalesef bizi bu sıralara getiren milleti görmeyen gözlere sahip. Buralara bizi getiren de millet iradesidir. Sizin söylediklerinize oy verenler kadar bizim söylediklerimize de oy veren insanların oyları da o kadar mukaddes ve o kadar doğrudur'' dedi.
''Ne oldu imzaladığınız protokoller, getirebildiniz mi, doğru mu yapıyordunuz?'' diye soran Vural, ''Eğer attığınız adımlar doğruydu ise Kıbrıs, Ermeni, Rumlar konusunda o protokolleri TBMM'ye getirecek cesaretiniz olsun'' diye konuştuBDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da ''Geldiniz buraya şu kadar oy aldık, bu kadar oy aldık. Peki biz ne aldık? Yerel seçimlerde 50 belediye başkanımızı yüze çıkardık. 20 kişi gittik 36 kişi geldik. Size bu bir şey ifade etmiyorsa aritmetik dersi almanızı öneririm'' dedi.
Kaplan, ''Siyaset sandık üzerinden yapılır zorbalık üzerinden değil'' ifadelerini kullandı.
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, yeniden söz alarak, CHP'nin özelleştirmelere karşı olmadığını belirtti. Şu anda devletin resmi rakamlarına göre 47 milyon metrekare vatan toprağının yabancılara satıldığını söyleyen Özgümüş, ''Bu bir yatırım değil, üzerinde fabrika yok'' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de söz alarak, ''Yabancılara toprak satmak eğer vatanı satmaksa en çok toprak İnönü zamanında satıldı. Peki şimdi 'bu vatanı İnönü sattı' diyebiliyor musunuz? Onun için konuştuğunuz kelimenin nereye varacağını iyi hesap etmeniz gerekir'' diye konuştu.
Canikli, geçmiş bütün hükümetler döneminde az veya çok satış işleminin olduğunu belirterek, ''Gerçekten çok ayıp, kınıyorum'' diye konuştu.
Kaynak: AA
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, iktidarın bazı uygulamalarını eleştirip ''vatanı sattınız'' ifadesini kullanması, AK Parti sıralarında tepkiye neden oldu.
Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, konuşmacılarda izan ve ölçünün olması gerektiğini söyledi. Ölçü ve izan yoksa o insanın konuşmalarının da makul ve normal olarak tanımlanamayacağını ifade eden Canikli, ''(Vatanı satmak) ifadesi özelleştirmeyi anlatmak için kullanıyorsa, 1986 yılından beri özelleştirme yapılıyor. Biz iktidara gelene kadar 179 adet KİT yerli ve yabancıya satılıyor, 8 milyar dolar elde ediliyor. 2002'den 2011'e kadar 85 özelleştirmeden 32 milyar dolar gelir elde ediliyor. Birileri bu vatanı satıyorsa bedavaya satıyor, ucuza satıyor'' diye konuştu.
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, hak ve hukuk mücadelesi veren Kürtlerin ''paralel devlet arayışı içinde olmadığını'' söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki ''40 yıllık diktatörleri yeni fark ettiğini'' savunan Türk, ''Ben Başbakan'ın bu kadar saf olduğuna inanmıyorum ama bir karar verildi Ortadoğunun yeniden dizayn edilmesiyle ilgili. Sayın Başbakan'ın bunu gerçekleştirmek için fikir değiştirdiğini görüyoruz. 'Taşeronluk' desem burada kıyamet kopar'' dedi.
''Dersim tartışmalarıyla'' ilgili AK Parti'nin CHP'yi sıkıştırmaya çalıştığını belirten Türk, ''İsmini ve kimliğini değiştirmeden CHP zaten bu günahtan kurtulamaz'' diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, sataşmadan söz alarak, ''Bir zamanlar CHP milletvekili olduğunu hatırladığım birinin milli mücadele kahramanlarını da içine katacak şekilde CHP'yi hedef almasını kınıyorum. Zamanında bu çatı altında olan birisinin bulunduğu çatıya hakaret etmesini kabul edilemez buluyorum'' dedi.
Türk de yeniden söz alarak, ''İnanıyorum ki geçmişte yaşananları tartışabilirsek birbirimizi anlamış oluruz. Ortak aklı bulur sorunları çözme iradesi gösteririz. Eğer bu parlamento hala talimatlar üzerinden siyaset yapacaksa, bu ülkenin geleceğine hiç bir şey katamayız'' diye konuştu.
Türk, Tarhan'ın sözlerine karşılık, ''Evet, CHP'de bulundum ama tövbe ettim. Tövbem kabul oldu. Sizin de tövbe etme hakkınız var'' dedi.
Tarhan da yeniden söz alarak, ''Sayın Türk CHP'ye tövbeli olduğundan bahsetti ve bu parlamentonun birilerinden, bir yerlerden talimat aldığını açıkça söyledi. Oysa Türk halkı kimin nerelerden talimat aldığını gayet iyi bilir. Birlik ve beraberliğini dinamitlemeye çalışanlara CHP'de zaten yer yoktur ki bulabilesiniz'' dedi.
-''Kayıtdışılıkla mücadele ediyoruz''-Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, AK Parti hükümetleri döneminde gelir ve gider kalemleri açısından Türkiye'nin en sağlıklı bütçeleri yapıldığını ifade etti. Hem gelirlerin hem de harcamaların doğru tespit edildiğini belirten Ergün, ''Eğer bir yanılgı ortaya çıktıysa bu pozitif bir yanılgıdır, pozitif sapmalardır'' şeklinde konuştu.
Ülkelerin vergi sistemleri konusunda adalet arayışının, iyileştirme çalışmalarının sürekli olacağını dile getiren Ergün, ''Kayıtdışılıkla şikayet edecek mevkide değiliz. Bir tespit yapıyoruz. Gelişmekte olan bizim gibi ekonomilerde kayıtdışılık, mücadele edilmesi gereken bir husus ve mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi çok radikal, her şeyi kilitleyen tedbirler de yapabilirsiniz ama zamana yayan, teşvik edici, iyiye yönlendirici, kayıtdışılıktan vazgeçirici önlemlerle de yapabilirsiniz. Hükümetlerimizin öncelikli olarak tercih ettikleri yöntem tedrici bir yöntemdir'' dedi.
Son 8 yıl içinde 100 milyar doların üzerinde yabancı sermaye geldiğini, bunların çok önemli bölümünün sanayi tesisi, alt yapı yatırımı olduğunu dile getiren Ergün, şunları söyledi:''(Geliri vatan satışından elde ediyorsunuz) diyorsunuz. Bu ayıp bir kere. Bu sözler 2002'den bu yana söylenmektedir. 2004 yılında Kıbrıs müzakerelerinde 'Kıbrıs'ı sattığımız' konuşuldu. Onun akabinde mahalli seçim oldu ve AK Parti çok büyük bir oy oranıyla halkın desteğini aldı. Ondan sonra da devam etti bu iddialar. 2007 seçimlerinde de aynı şekilde, 'memleketi sattılar İsrail'e, arazileri peşkeş çektiler' dediler. 2007 seçimleri oldu ve yüzde 47,5 oy alındı. Sonra devam etti aynı söylemler. 2009 seçimlerin de mahalli idarelerde çok farklı tablo çıktı. Peşinden 2011 seçimleri oldu, yine bu sözler söylendi. Bu sözler, halkın süzgecinden geçmiş sözlerdir. Lütfen bundan vazgeçin. Halk bunların hiç birine itibar etmedi. Halkın itibar etmediğine siz niye itibar ediyorsunuz? Niye bir kulağınız, gözünüz halkta olmuyor?Türkiye egemen bir ülkedir. Bu hakkını herkese karşı en mutlak şekilde kullanır. Onun için yabancı sermayeden endişe etmeyin.''Cumhurbaşkanlığı seçiminin bütçede kaleminin olmadığını ifade edildiğini anımsatan Ergün, 2014'de seçim olacağı öngörülürse 2012 bütçesinde bu kalemin olmayacağını ifade etti. Ergün, bununla ilgili bir kanun teklifinin geleceğini, konunun burada müzakere edileceğini söyledi.
''IRA, ETA çözümlerine'' bakmanın mümkün olduğunu ancak her ülkenin bu tür problemlerinin kendine özgü bir tarafının da olduğunu dile getiren Bakan Ergün, ''Hiç bir tanesi birbirinin aynısı değil. Bize özgü taraflarında arkadaşlarımızın bu sorunu çözümüne yardımcı olacak bir politikayı izlemesinde fayda olacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
Bütçede toplumu kontrol etme değil topluma hizmet etme araçlarının olduğunu kaydeden Ergün, Türkiye'de ret ve inkar politikalarının bu dönemde sona erdiğini söyledi.
-''Bizi getiren de millet iradesi''-Ergün'ün ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Sayın Bakan, maalesef bizi bu sıralara getiren milleti görmeyen gözlere sahip. Buralara bizi getiren de millet iradesidir. Sizin söylediklerinize oy verenler kadar bizim söylediklerimize de oy veren insanların oyları da o kadar mukaddes ve o kadar doğrudur'' dedi.
''Ne oldu imzaladığınız protokoller, getirebildiniz mi, doğru mu yapıyordunuz?'' diye soran Vural, ''Eğer attığınız adımlar doğruydu ise Kıbrıs, Ermeni, Rumlar konusunda o protokolleri TBMM'ye getirecek cesaretiniz olsun'' diye konuştuBDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da ''Geldiniz buraya şu kadar oy aldık, bu kadar oy aldık. Peki biz ne aldık? Yerel seçimlerde 50 belediye başkanımızı yüze çıkardık. 20 kişi gittik 36 kişi geldik. Size bu bir şey ifade etmiyorsa aritmetik dersi almanızı öneririm'' dedi.
Kaplan, ''Siyaset sandık üzerinden yapılır zorbalık üzerinden değil'' ifadelerini kullandı.
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, yeniden söz alarak, CHP'nin özelleştirmelere karşı olmadığını belirtti. Şu anda devletin resmi rakamlarına göre 47 milyon metrekare vatan toprağının yabancılara satıldığını söyleyen Özgümüş, ''Bu bir yatırım değil, üzerinde fabrika yok'' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de söz alarak, ''Yabancılara toprak satmak eğer vatanı satmaksa en çok toprak İnönü zamanında satıldı. Peki şimdi 'bu vatanı İnönü sattı' diyebiliyor musunuz? Onun için konuştuğunuz kelimenin nereye varacağını iyi hesap etmeniz gerekir'' diye konuştu.
Canikli, geçmiş bütün hükümetler döneminde az veya çok satış işleminin olduğunu belirterek, ''Gerçekten çok ayıp, kınıyorum'' diye konuştu.