Bilgin: Sektör 2023'te 2,5 Trilyon Dolara Ulaşacak İstanbul
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, mevcut istikrar ve büyüme trendinin devamı halinde Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün önümüzdeki yıl yurt içi hasılayı aşmasını ve 2023 yılına gelindiğinde ise 2,5 trilyon dolara ulaşmasını beklediklerini belirterek, ``Böyle bir büyüklük, finansal sektörün ölçeğini yakaladığına veya derinleştiğine de bir işaret olacaktır`` dedi.
Bilgin, Active Academy tarafından düzenlenen ``9. Uluslararası Finans Zirvesi``nde yaptığı konuşmada, içinde bulunulan global krize işaret ederek, ``Hep beraber renkli günler yaşıyoruz. Ama bu sefer doğudan batıya doğru gittikçe renklerin koyulaştığı, hatta bazı ülkelerde kapkara olduğu bir dönemde olduğumuzu görüyoruz. İçinde bulunduğumuz kriz, bana göre pek çok açıdan 1929 krizinden çok daha derin bir kriz...`` yorumunu yaptı
Basel III sürecinde kendini ağırlıklı olarak hissettiren yeni düzenleme çerçevede, gelişmiş ülkelerin kağıtları her ne kadar sermaye yeterlilik rasyosunda yüzde sıfır risk ağırlığına tabii olsa da gelişmiş ülke kağıtlarının artık riskten ari varlıklar olmadığını belirten Bilgin, güç ve servetin ülkeler arasında kaymaya başladığını ifade etti
-``Temel parametremiz istikrar``- Tevfik Bilgin, 2023 yılında Türkiye`nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağının öngörüldüğüne değinerek, şöyle devam etti: ``Bankacılık sistemi olarak krizin yarattığı dev dalgaların önünde dimdik durduk ve durmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz tüm krizlerde temel aktör olan bankacılığımız, bu sefer bu krizin dalga boyunu ülkemiz bakımından azaltmıştır.`` -``Hane halkının borçluluk seviyesiyle yakından ilgilenmekteyiz``- Bankacılık verilerine de işaret eden Bilgin, Eylül 2011 itibariyle toplam aktiflerin 1,2 trilyon TL olduğunu, GSMH içindeki payının yüzde 95,4`e ulaştığını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``18 Kasım itibariyle kredilerimizin büyüklüğü 664 milyar TL`dir. Kredilerde yaklaşık 11 aylık artış yüzde 26`dır. Kur etkisinden arındırdığımızda ise bu artış oranı yüzde 19,8`dir. Bu kredi talebi ve kullandırımı, bir bakıma ekonomik aktivitenin de yakıtı durumunda olmakla beraber, kurum olarak özellikle hane halkının borçluluk seviyesiyle yakından ilgilenmekteyiz ve gözlemlemekteyiz. Bu nedenledir ki bu yıl içinde kredi kartları ve konut kredileriyle ilgili bazı tedbirler aldık. Krizin başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz Eylül 2008 Lehman olayını baz alırsak, o tarihte kredi toplamı 100 iken, 18 Kasım itibariyle kredilerin toplamı 184 olmuştur. Mevduat ise aynı dönem içinde 100`den 164`e ulaşmıştır. Diğer taraftan sevindirici bir gelişme, Eylül 2011 itibariyle kredilerimizin, yani 664 milyar TL`nin yaklaşık yüzde 30`u, 180 milyar TL`si 5 yıldan uzun vadeli kredilerdir.`` Globalleşen dünyanın bir oyuncusu olarak çevredeki gelişmeleri yakından takip etme ve ihtiyatlı iyimserliğin devam ettirilmesi zorunluluğu bulunduğunun altını çizen Bilgin, şöyle devam etti: ``Bu noktada bu yıl da bankalarımızın kar dağıtımında hep beraber dikkatli olacağız. Amacımız eldeki mevcudu öz kaynaklara ilave ederek, mevcudu daha da kuvvetlendirmektir. Yığınağa devam edeceğiz. Toksik ürünlere izin vermeyeceğiz. Denetime devam edeceğiz. Batıdan farklı olarak uzaktan gözetim ile yerinden denetimi harmanlayıp, genel müdürlüklerde ve belli büyüklükteki şubelere kadar kapsamlı denetim yapacağız ve yapıyoruz.`` Sermaye yeterlilik rasyosu üzerindeki hassasiyetin devam ettiğine dikkati çeken Bilgin, belirledikleri üst sınırlara yaklaşan bankalara farklı uygulamalar getirdiklerini ifade etti
-``Bankanın alacağı aksiyonu da takip edeceğiz``- Batı ülkelerinin içinde bulunduğu belirsiz durumun Türk bankalarına yansımasına işaret eden Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Böyle dönemlerde bankacılarımız ve basına önemli görevler düşmektedir. Asılsız ve fısıltı haberleri lütfen dikkatle analiz ediniz ve sisteme zarar vermeyiniz.`` Herkesin bankalarla işlem yaptığını anlatan Bilgin, ``Bazı olaylarda haksız veya haklı olarak onlara kızıyoruz. Ben de telefona gelen yerli yersiz mesajlardan rahatsızım. Ben de kredi kartına çok fahiş ücret, yıllık aidat alınmasından rahatsızım. Kriz dönemlerinde gereksiz yere bazı bankaların firmaların üstüne gitmesinden hepimiz rahatsısız. Bunları hep beraber dile getiriyoruz. Ama 8 senelik başkanlık dönemimde en sert eleştirileri bankalarımıza yönelten kişi de şu anda konuşma yapan kişidir`` şeklinde konuştu
-``Tedirgin edecek yaklaşımlardan kaçınmak...``- Bankacılık Kanununun en önemli maddelerinden birinin itibarın korunması maddesi olduğuna işaret eden Bilgin, bu görevin sadece gerçek veya tüzel kişilere değil, aynı zamanda kamuya da verildiğini, kanunda hiçbir ayrım olmadığını söyledi.
Kaynak: AA
Basel III sürecinde kendini ağırlıklı olarak hissettiren yeni düzenleme çerçevede, gelişmiş ülkelerin kağıtları her ne kadar sermaye yeterlilik rasyosunda yüzde sıfır risk ağırlığına tabii olsa da gelişmiş ülke kağıtlarının artık riskten ari varlıklar olmadığını belirten Bilgin, güç ve servetin ülkeler arasında kaymaya başladığını ifade etti
-``Temel parametremiz istikrar``- Tevfik Bilgin, 2023 yılında Türkiye`nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağının öngörüldüğüne değinerek, şöyle devam etti: ``Bankacılık sistemi olarak krizin yarattığı dev dalgaların önünde dimdik durduk ve durmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz tüm krizlerde temel aktör olan bankacılığımız, bu sefer bu krizin dalga boyunu ülkemiz bakımından azaltmıştır.`` -``Hane halkının borçluluk seviyesiyle yakından ilgilenmekteyiz``- Bankacılık verilerine de işaret eden Bilgin, Eylül 2011 itibariyle toplam aktiflerin 1,2 trilyon TL olduğunu, GSMH içindeki payının yüzde 95,4`e ulaştığını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``18 Kasım itibariyle kredilerimizin büyüklüğü 664 milyar TL`dir. Kredilerde yaklaşık 11 aylık artış yüzde 26`dır. Kur etkisinden arındırdığımızda ise bu artış oranı yüzde 19,8`dir. Bu kredi talebi ve kullandırımı, bir bakıma ekonomik aktivitenin de yakıtı durumunda olmakla beraber, kurum olarak özellikle hane halkının borçluluk seviyesiyle yakından ilgilenmekteyiz ve gözlemlemekteyiz. Bu nedenledir ki bu yıl içinde kredi kartları ve konut kredileriyle ilgili bazı tedbirler aldık. Krizin başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz Eylül 2008 Lehman olayını baz alırsak, o tarihte kredi toplamı 100 iken, 18 Kasım itibariyle kredilerin toplamı 184 olmuştur. Mevduat ise aynı dönem içinde 100`den 164`e ulaşmıştır. Diğer taraftan sevindirici bir gelişme, Eylül 2011 itibariyle kredilerimizin, yani 664 milyar TL`nin yaklaşık yüzde 30`u, 180 milyar TL`si 5 yıldan uzun vadeli kredilerdir.`` Globalleşen dünyanın bir oyuncusu olarak çevredeki gelişmeleri yakından takip etme ve ihtiyatlı iyimserliğin devam ettirilmesi zorunluluğu bulunduğunun altını çizen Bilgin, şöyle devam etti: ``Bu noktada bu yıl da bankalarımızın kar dağıtımında hep beraber dikkatli olacağız. Amacımız eldeki mevcudu öz kaynaklara ilave ederek, mevcudu daha da kuvvetlendirmektir. Yığınağa devam edeceğiz. Toksik ürünlere izin vermeyeceğiz. Denetime devam edeceğiz. Batıdan farklı olarak uzaktan gözetim ile yerinden denetimi harmanlayıp, genel müdürlüklerde ve belli büyüklükteki şubelere kadar kapsamlı denetim yapacağız ve yapıyoruz.`` Sermaye yeterlilik rasyosu üzerindeki hassasiyetin devam ettiğine dikkati çeken Bilgin, belirledikleri üst sınırlara yaklaşan bankalara farklı uygulamalar getirdiklerini ifade etti
-``Bankanın alacağı aksiyonu da takip edeceğiz``- Batı ülkelerinin içinde bulunduğu belirsiz durumun Türk bankalarına yansımasına işaret eden Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü: ``Böyle dönemlerde bankacılarımız ve basına önemli görevler düşmektedir. Asılsız ve fısıltı haberleri lütfen dikkatle analiz ediniz ve sisteme zarar vermeyiniz.`` Herkesin bankalarla işlem yaptığını anlatan Bilgin, ``Bazı olaylarda haksız veya haklı olarak onlara kızıyoruz. Ben de telefona gelen yerli yersiz mesajlardan rahatsızım. Ben de kredi kartına çok fahiş ücret, yıllık aidat alınmasından rahatsızım. Kriz dönemlerinde gereksiz yere bazı bankaların firmaların üstüne gitmesinden hepimiz rahatsısız. Bunları hep beraber dile getiriyoruz. Ama 8 senelik başkanlık dönemimde en sert eleştirileri bankalarımıza yönelten kişi de şu anda konuşma yapan kişidir`` şeklinde konuştu
-``Tedirgin edecek yaklaşımlardan kaçınmak...``- Bankacılık Kanununun en önemli maddelerinden birinin itibarın korunması maddesi olduğuna işaret eden Bilgin, bu görevin sadece gerçek veya tüzel kişilere değil, aynı zamanda kamuya da verildiğini, kanunda hiçbir ayrım olmadığını söyledi.
