'1915'i Tanımlamak Abd'nin İşi Değil' Washıngton
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen, 1915 olaylarının nasıl tanımlanacağını belirlemenin ABD Kongresi`nin işi olmadığını, bunun yerine, konunun en iyi şekilde doğrudan Türkiye ve Ermenistan tarafından ele alınabileceğini belirterek, ``Türk ve Ermeni tarihçilerin, işbirliğini içeren ve olumlu bir süreç üzerinden bu trajik olayları gözden geçirmesi yönündeki teklifi kuvvetle destekliyorum`` dedi.
Ros-Lehtinen, ABD`deki Türk çatı kuruluşlarından Türki Amerikan Birliği ve TUSKON`un işbirliğiyle düzenlenen ``2011 Yıllık Kongresi``nde yaptığı konuşmada, Türk-Amerikan ilişkilerinin gücü hakkında konuşma yapmanın kendisi için her zaman keyif verici bir faaliyet olduğunu söyleyerek, ``Birçok Amerikalı, bu ilişkinin ülkemize getirdiği yararların farkında değil ve maalesef birçok Türk vatandaşı da aynı şekilde bu bağların olumlu etkisinden habersiz`` diye konuştu
Bu nedenle bu tür toplantıların, iki ülke arasında birçok konuda var olan güçlü işbirliği çabalarına dair farkındalık yaratılması ve bu bağların üzerine inşa edilmesi bakımından çok önem taşıdığını dile getiren Ros-Lehtinen, ``Örneğin, ABD ve Türkiye, hem içeride hem dışarıda tüm vatandaşlarımız için güvenliği artıran kilit düzeyde bir stratejik ilişkiyi güçlendirdi. Şiddete başvuran radikallerin kendi topraklarımızda çok sayıda insanımızı öldürdüğünü düşünürsek, ülkelerimiz, vatandaşlarımızın yüz yüze olduğu tehditleri çok iyi anlıyor`` dedi
-Terör örgütü PKK ile mücadele- Ros-Lehtinen, terör örgütü PKK`nın hem ABD hem de Türkiye`nin ``ortak düşmanı`` olduğunu vurguladı. PKK`nın 1984 yılında saldırılarına başlamasından bu yana 40 binden fazla kişinin PKK saldırıları sonucu hayatını kaybettiğini anımsatan Ros-Lehtinen, ``Maalesef, PKK saldırılarının içerdiği vahşilik, bu 30 yıl süresince azalmadı`` ifadesini kullandı
Konuşmasında PKK`nın son dönemki saldırılarından bahseden Ros-Lehtinen, ``Bu saldırılar çok çirkin ve bu tür terör taktiklerine hoşgörü gösterilmeyecek`` dedi
ABD`nin, Türkiye`nin PKK`ya karşı terörle mücadele operasyonlarında, gerçek zamanlı uydu görüntülemeleri, istihbarat ve diğer operasyonel ve lojistik destek sağlayarak, kritik bir rol oynadığını kaydeden Ros-Lehtinen, ABD`nin yakın zamanda Türkiye`ye sağlayacağı Super Cobra taarruz helikopterlerinin, Türk ordusuna güneydoğudaki operasyonlarında muazzam bir değer katacağını söyledi
ABD`nin yardımlarının sessiz ve perde arkasında olduğunu, dolayısıyla özellikle Türkiye`de çok iyi bilinmediğini belirten Ros-Lehtinen, birçok Türk`ün arasında, iki ülke dostluğunun gerilemekte olduğu ve artık yakın çıkarları paylaşmadıkları yönünde geniş boyutta yanlış algılamaların bulunduğunu kaydederek, ABD`nin sağladığı bu yardımların kamuoyunca çok daha fazla bilinmesi gerektiğine inandığını ifade etti
-``İlişkimiz bölgesel güvenlik ortaklığının ötesine geçti``- Ros-Lehtinen, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkinin bölgesel güvenlik ortaklığının ötesine geçerek, küresel stratejik öneme sahip olduğunun altını çizdi
Ekonomik açıdan bu zorlu dönemde birçok müttefikin transatlantik savunma alanındaki yatırımlarını düşürmesine karşın, Türkiye`nin bu dönemde bile NATO ittifakına katkılarını muhafaza ettiğini, hatta artırdığını kaydeden Ros-Lehtinen, Türkiye`nin Afganistan, Bosna ve Kosova`daki NATO misyonlarına katkılarına değindi
Ros-Lehtinen, Türkiye`nin, İran rejiminin tehditlerine rağmen NATO füze savunma mimarisindeki erken uyarı radarına ev sahipliği yapmayı kabul etmesinin bölgede güvenliği artıracağını ve Türk, Amerikan ve Avrupa vatandaşlarını balistik füze saldırılarına karşı koruyacağını belirtti
Türkiye`nin, Nükleer Yayılmaya Karşı Güvenlik Girişimi`nin (Proliferation Security Initiative) bir üyesi olarak, Suriye`deki Hizbullah ve Gazze`deki Hamas gibi ``aşırılık yanlısı`` gruplara İran`dan silah sevkiyatını engellemeye devam ettiğini dile getiren Ros-Lehtinen, buna ilaveten, Türk polisinin bu yıl, Ankara`daki ABD Büyükelçiliğine saldırı düzenlemeyi planlayan 15 kişi de dahil olmak üzere, Hizbullah ve El Kaide ile bağlantılı 85`in üzerinde radikali tutukladığını hatırlattı
-``Türkiye`nin çabaları Amerikalıların hayatlarını kurtardı``- Ros-Lehtinen, ``Türkiye`nin aşırılık yanlısı gruplara karşı güçlü çabaları Amerikalıların hayatlarını kurtardı ve bundan dolayı derin minnettarlık duyuyorum. Ülkelerimiz sadece ulusal güvenliğimize yönelik tehditlere karşı koymada işbirliği yapmakla kalmıyor, aynı zamanda zamanımızın gittikçe artan ekonomik zorluklarıyla mücadele etmede işbirliğimizi de artırıyor`` diye konuştu
Türkiye ile ABD arasındaki ticaretin geçen yıl 15 milyar dolara ulaştığına işaret ederek, finansal hizmetler, biyoteknoloji ve tıbbi ürünler sanayilerinde büyüme için büyük çapta imkanların bulunduğunu kaydeden Ros-Lehtinen, Türkiye`nin son yıllarda ekonomik alanda çarpıcı bir büyüme gösterdiğini ve bunun iki ülke arasında ticaretin artırılması yolunda her gün yeni fırsatlar sunduğunu belirtti. Ros-Lehtinen, bu bağlamda geçen yıl kurulan Türkiye-ABD Stratejik Ekonomik ve Ticari İşbirliği Çerçevesi`nin bu doğrultudaki hedeflerinden bahsetti
Ros-Lehtinen, Türk ve Amerikan hükümetlerinin ayrıca, ekonomik büyümenin motorunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler için fırsatların genişletilmesinin yollarını aktif biçimde aradığını kaydederek, ``Aramızdaki mevcut ticaret anlaşmalarının üzerine ilaveler yapmalı ve daha büyük ekonomik bağlar geliştirmeliyiz. Stratejik ve ekonomik bağlarımız daha güçlü hale geldikçe, bu ortaklıkların Türk ve Amerikan halkları arasındaki yakın kişisel bağlar sayesinde atılım göstereceğini de daima aklımızda tutmalıyız`` dedi
ABD`deki Türk göçmenlerin nesiller boyunca Amerikan ekonomisi ve toplumunu zenginleştirdiğini ve binlercesinin de her yıl gelmeye devam ettiğini söyleyen Ros-Lehtinen, Amerikan kültürüne izlerini bırakan bazı Türk-Amerikalılara değinerek, bu bağlamda Coca-Cola CEO`su Muhtar Kent, Atlantik Plak Şirketi`nin kurucusu Ahmet Ertegün ve Yale Üniversitesi`nde fizik profesörlüğü yapmış olan, birçok prestijli uluslararası ödül ve madalyanın sahibi Feza Gürsey`den bahsetti
-``Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilemeden çok kaygılıyım``- Bunların, Türk-Amerikalıların eşsiz yetenekleriyle ABD`nin gelişimine nasıl katkıda bulunduklarının sadece birkaç örneğini oluşturduğunu ifade eden Ros-Lehtinen, bununla birlikte, en yakın ilişkilerde bile, karşılıklı güvene zarar vermemeleri için üzerine gidilmesi gereken farklılıkların bulunduğuna değinerek, bu bağlamda Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan gerilemeye işaret etti ve bu durumdan büyük kaygı duyduğunu söyledi
Ros-Lehtinen, Türkiye`deki deprem sonrasında İsrail`in derhal yardım sağlama kararıyla oluşan, ilişkideki son dönemki açılımlardan memnuniyet duyduğunu kaydederek, ``Türk hükümeti, bu cömertliğe çok sıcak bir şekilde karşılık verdi ve bunun, hem Türk hem de İsrail halklarına yararı dokunduğu kanıtlanan bu ikili ilişkileri yeniden tesis etmede bir fırsat teşkil etmesini umuyorum`` dedi
-``1915 olayları Kongre`nin işi değil``- Konuşmasında 1915 olaylarına da değinen Ros-Lehtinen, bu konuda şunları söyledi: ``Kaygı duyulan diğer bir konu da, Osmanlı İmparatorluğu`nun son dönemlerinde meydana gelen şiddet olaylarını `soykırım` olarak tanımlara çabaları. Vuku bulan bu şiddet olayları büyük bir trajediydi, ancak bu katliamlara düzgün bir tarihsel tanımlama getirilmesi çok hassas bir konu. Bu tanımlamayı Kongre`nin belirlemeye çalışmasının uygun olmadığını düşünüyorum. Bunun yerine, bu mesele en iyi şekilde doğrudan Türkiye ve Ermenistan tarafından ele alınabilir. Türk ve Ermeni tarihçilerin, işbirliğini içeren ve olumlu bir süreç üzerinden bu trajik olayları gözden geçirmesi yönündeki teklifi kuvvetle destekliyorum``
Ros-Lehtinen, konuşmasının sonunda, Türkiye ile ABD arasındaki bağların kalıcı değerinin güçlü bir destekçisi olduğunu yineleyerek, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi`nin başkanı olarak, bu önemli bağı güçlendirmek ve nesiller boyunca da güçlü kılmak için çalışacağını vurguladı
Kaynak: AA
Bu nedenle bu tür toplantıların, iki ülke arasında birçok konuda var olan güçlü işbirliği çabalarına dair farkındalık yaratılması ve bu bağların üzerine inşa edilmesi bakımından çok önem taşıdığını dile getiren Ros-Lehtinen, ``Örneğin, ABD ve Türkiye, hem içeride hem dışarıda tüm vatandaşlarımız için güvenliği artıran kilit düzeyde bir stratejik ilişkiyi güçlendirdi. Şiddete başvuran radikallerin kendi topraklarımızda çok sayıda insanımızı öldürdüğünü düşünürsek, ülkelerimiz, vatandaşlarımızın yüz yüze olduğu tehditleri çok iyi anlıyor`` dedi
-Terör örgütü PKK ile mücadele- Ros-Lehtinen, terör örgütü PKK`nın hem ABD hem de Türkiye`nin ``ortak düşmanı`` olduğunu vurguladı. PKK`nın 1984 yılında saldırılarına başlamasından bu yana 40 binden fazla kişinin PKK saldırıları sonucu hayatını kaybettiğini anımsatan Ros-Lehtinen, ``Maalesef, PKK saldırılarının içerdiği vahşilik, bu 30 yıl süresince azalmadı`` ifadesini kullandı
Konuşmasında PKK`nın son dönemki saldırılarından bahseden Ros-Lehtinen, ``Bu saldırılar çok çirkin ve bu tür terör taktiklerine hoşgörü gösterilmeyecek`` dedi
ABD`nin, Türkiye`nin PKK`ya karşı terörle mücadele operasyonlarında, gerçek zamanlı uydu görüntülemeleri, istihbarat ve diğer operasyonel ve lojistik destek sağlayarak, kritik bir rol oynadığını kaydeden Ros-Lehtinen, ABD`nin yakın zamanda Türkiye`ye sağlayacağı Super Cobra taarruz helikopterlerinin, Türk ordusuna güneydoğudaki operasyonlarında muazzam bir değer katacağını söyledi
ABD`nin yardımlarının sessiz ve perde arkasında olduğunu, dolayısıyla özellikle Türkiye`de çok iyi bilinmediğini belirten Ros-Lehtinen, birçok Türk`ün arasında, iki ülke dostluğunun gerilemekte olduğu ve artık yakın çıkarları paylaşmadıkları yönünde geniş boyutta yanlış algılamaların bulunduğunu kaydederek, ABD`nin sağladığı bu yardımların kamuoyunca çok daha fazla bilinmesi gerektiğine inandığını ifade etti
-``İlişkimiz bölgesel güvenlik ortaklığının ötesine geçti``- Ros-Lehtinen, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkinin bölgesel güvenlik ortaklığının ötesine geçerek, küresel stratejik öneme sahip olduğunun altını çizdi
Ekonomik açıdan bu zorlu dönemde birçok müttefikin transatlantik savunma alanındaki yatırımlarını düşürmesine karşın, Türkiye`nin bu dönemde bile NATO ittifakına katkılarını muhafaza ettiğini, hatta artırdığını kaydeden Ros-Lehtinen, Türkiye`nin Afganistan, Bosna ve Kosova`daki NATO misyonlarına katkılarına değindi
Ros-Lehtinen, Türkiye`nin, İran rejiminin tehditlerine rağmen NATO füze savunma mimarisindeki erken uyarı radarına ev sahipliği yapmayı kabul etmesinin bölgede güvenliği artıracağını ve Türk, Amerikan ve Avrupa vatandaşlarını balistik füze saldırılarına karşı koruyacağını belirtti
Türkiye`nin, Nükleer Yayılmaya Karşı Güvenlik Girişimi`nin (Proliferation Security Initiative) bir üyesi olarak, Suriye`deki Hizbullah ve Gazze`deki Hamas gibi ``aşırılık yanlısı`` gruplara İran`dan silah sevkiyatını engellemeye devam ettiğini dile getiren Ros-Lehtinen, buna ilaveten, Türk polisinin bu yıl, Ankara`daki ABD Büyükelçiliğine saldırı düzenlemeyi planlayan 15 kişi de dahil olmak üzere, Hizbullah ve El Kaide ile bağlantılı 85`in üzerinde radikali tutukladığını hatırlattı
-``Türkiye`nin çabaları Amerikalıların hayatlarını kurtardı``- Ros-Lehtinen, ``Türkiye`nin aşırılık yanlısı gruplara karşı güçlü çabaları Amerikalıların hayatlarını kurtardı ve bundan dolayı derin minnettarlık duyuyorum. Ülkelerimiz sadece ulusal güvenliğimize yönelik tehditlere karşı koymada işbirliği yapmakla kalmıyor, aynı zamanda zamanımızın gittikçe artan ekonomik zorluklarıyla mücadele etmede işbirliğimizi de artırıyor`` diye konuştu
Türkiye ile ABD arasındaki ticaretin geçen yıl 15 milyar dolara ulaştığına işaret ederek, finansal hizmetler, biyoteknoloji ve tıbbi ürünler sanayilerinde büyüme için büyük çapta imkanların bulunduğunu kaydeden Ros-Lehtinen, Türkiye`nin son yıllarda ekonomik alanda çarpıcı bir büyüme gösterdiğini ve bunun iki ülke arasında ticaretin artırılması yolunda her gün yeni fırsatlar sunduğunu belirtti. Ros-Lehtinen, bu bağlamda geçen yıl kurulan Türkiye-ABD Stratejik Ekonomik ve Ticari İşbirliği Çerçevesi`nin bu doğrultudaki hedeflerinden bahsetti
Ros-Lehtinen, Türk ve Amerikan hükümetlerinin ayrıca, ekonomik büyümenin motorunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler için fırsatların genişletilmesinin yollarını aktif biçimde aradığını kaydederek, ``Aramızdaki mevcut ticaret anlaşmalarının üzerine ilaveler yapmalı ve daha büyük ekonomik bağlar geliştirmeliyiz. Stratejik ve ekonomik bağlarımız daha güçlü hale geldikçe, bu ortaklıkların Türk ve Amerikan halkları arasındaki yakın kişisel bağlar sayesinde atılım göstereceğini de daima aklımızda tutmalıyız`` dedi
ABD`deki Türk göçmenlerin nesiller boyunca Amerikan ekonomisi ve toplumunu zenginleştirdiğini ve binlercesinin de her yıl gelmeye devam ettiğini söyleyen Ros-Lehtinen, Amerikan kültürüne izlerini bırakan bazı Türk-Amerikalılara değinerek, bu bağlamda Coca-Cola CEO`su Muhtar Kent, Atlantik Plak Şirketi`nin kurucusu Ahmet Ertegün ve Yale Üniversitesi`nde fizik profesörlüğü yapmış olan, birçok prestijli uluslararası ödül ve madalyanın sahibi Feza Gürsey`den bahsetti
-``Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilemeden çok kaygılıyım``- Bunların, Türk-Amerikalıların eşsiz yetenekleriyle ABD`nin gelişimine nasıl katkıda bulunduklarının sadece birkaç örneğini oluşturduğunu ifade eden Ros-Lehtinen, bununla birlikte, en yakın ilişkilerde bile, karşılıklı güvene zarar vermemeleri için üzerine gidilmesi gereken farklılıkların bulunduğuna değinerek, bu bağlamda Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan gerilemeye işaret etti ve bu durumdan büyük kaygı duyduğunu söyledi
Ros-Lehtinen, Türkiye`deki deprem sonrasında İsrail`in derhal yardım sağlama kararıyla oluşan, ilişkideki son dönemki açılımlardan memnuniyet duyduğunu kaydederek, ``Türk hükümeti, bu cömertliğe çok sıcak bir şekilde karşılık verdi ve bunun, hem Türk hem de İsrail halklarına yararı dokunduğu kanıtlanan bu ikili ilişkileri yeniden tesis etmede bir fırsat teşkil etmesini umuyorum`` dedi
-``1915 olayları Kongre`nin işi değil``- Konuşmasında 1915 olaylarına da değinen Ros-Lehtinen, bu konuda şunları söyledi: ``Kaygı duyulan diğer bir konu da, Osmanlı İmparatorluğu`nun son dönemlerinde meydana gelen şiddet olaylarını `soykırım` olarak tanımlara çabaları. Vuku bulan bu şiddet olayları büyük bir trajediydi, ancak bu katliamlara düzgün bir tarihsel tanımlama getirilmesi çok hassas bir konu. Bu tanımlamayı Kongre`nin belirlemeye çalışmasının uygun olmadığını düşünüyorum. Bunun yerine, bu mesele en iyi şekilde doğrudan Türkiye ve Ermenistan tarafından ele alınabilir. Türk ve Ermeni tarihçilerin, işbirliğini içeren ve olumlu bir süreç üzerinden bu trajik olayları gözden geçirmesi yönündeki teklifi kuvvetle destekliyorum``
Ros-Lehtinen, konuşmasının sonunda, Türkiye ile ABD arasındaki bağların kalıcı değerinin güçlü bir destekçisi olduğunu yineleyerek, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi`nin başkanı olarak, bu önemli bağı güçlendirmek ve nesiller boyunca da güçlü kılmak için çalışacağını vurguladı