Mhp Grup Toplantısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Van`da meydana gelen deprem afetinin AK Parti`nin başarısızlığını ve yetersizliğini bir kez daha tescil ettiğini savunarak, "Açıktır ki, özellikle ikinci Van depremi bir cinayettir ve bunun faili de hiç şüpheniz olmasın ki Adalet ve Kalkınma Partisi`dir" dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında Van`da meydana gelen deprem ve sonrasında yaşanan gelişmeler doğrultusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a yüklendi. "Bir gerçeğin altını kalın olarak çizmek lazımdır. Van`da meydana gelen deprem afeti AKP`nin başarısızlığını ve yetersizliğini bir kez daha tescil etmiştir" diyen Bahçeli, "Özellikle ikinci Van depremi affedilemez ihmal ve aymazlıklar neticesinde canımızı yakmış ve 40 kardeşimizi bizden koparmıştır" dedi. Felaketin başından beri yanlışteşhisler, isabetsiz yorumlar, enkaz üzerinde yapılan siyasi gösteriler, kafa karışıklıkları, siyasal propaganda arayışlarının depremin faturasını ağırlaştırdığını vurgulayan Bahçeli, "AKP Van ile Erciş arasında erimiş ve makyajı akmıştır" ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan`ın sırf güçlü görünmek ve daha önceden sarfettiği boyundan büyük lafların altında kalmamak için uluslararası yardımları başta reddettiğini ancak daha sonra hepsine rıza göstermek zorunda kaldığını savunan Bahçeli, "Mantık ve hareketnoktası; AKP`nin alan değil, veren el olduğu safsatasıdır. Çocuklar, analar, babalar acılar içinde kıvranırken, AKP ne yapabileceğini test etmeye ve gücünü sınamaya kalkışmıştır" diye konuştu
"İKİNCİ VAN DEPREMİ BİR CİNAYETTİR VE FAİLİ AKP`DİR" MHP Genel Başkanı Bahçeli, `yıkım koordinatörü` olarak nitelediği Başbakan Yardımcısı`nın Van`daki göçükleri kaldırmak, yıkıntı altında kalanları kurtarmak, enkazda çırpınanlara el uzatmak için gelen arama kurtarma ekiplerinin `kendi potansiyelimizi görmek amacıyla bekletildiğini` yüzü kızarmadan itiraf ettiğini belirterek, "Şimdi bu bakan ömrü boyunca bu utancı nasıl taşıyacaktır? Bu sözlerin kendisinin ve genel başkanının peşini bırakmayacağını hiç aklına getirmiş midir?" dedi
"Van`da bulunmak ve enkaz üzerinde gezmekle meselelerin çözüleceğini sanan AKP garabeti, her gelişmeyi, her olayı ve her konuyu siyasi malzeme haline getirmekten çekinmemiştir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Buradan sormak lazımdır ki; yöre insanımızı evlerine girmeye davet eden AKP zihniyeti, 9 Kasım`da meydana gelen yıkımın ve toprak altında kalarak can veren kardeşlerimizin hesabını nasıl ve hangi gerekçelere sığınarak vermeyi düşünmektedir? Hala depremi siyasi menfaate çevirme uğraşında olan Başbakan Erdoğan; hasarlı binalara girerek hayatlarını toprak ve beton yığınlarının altında bırakan vatandaşlarımızın vicdani sorumluluğunu nasıl taşıyacaktır? Bayram Oteli`nin çatlayan, yarılan ve yıprananduvarları, kolonları ve yapısı biliniyorken, hangi akla hizmetle buradaki konaklamalara müsaade edilmiş ve sessiz kalınmıştır? Görev yeri olan Hakkari`ye helikopterle nakledilmek üzere gittiği Van`da, ikamet ettiği Bayram Oteli`nde enkaz altında kalarak erkenden hayata veda eden TSK mensubu Afşin Kürşat Güler`in vebali kimin üzerine olacaktır? Yalnızca görevlerini yapmak maksadıyla bölgeye gelen ama deprem çöküntüsünün altında kalan Doğan Haber Ajansı`nın değerli temsilcileri Sebahattin Yılmaz ile CemEmir`in ve Japonya`dan gelen yardım gönüllülerinin hesabını kimler verecektir? Açıktır ki, özellikle ikinci Van depremi bir cinayettir ve bunun faili de hiç şüpheniz olmasın ki Adalet ve Kalkınma Partisi`dir." "SORUMLU ARAYAN BAŞBAKAN BOY AYNASINA BAKSIN" Başbakan Erdoğan`ın ikinci depremde yıkılan binaların sorumlularını affetmeyeceklerini dile getirmesi ve yasal sürecin başlayacağını duyurmasının hala yanlışın başka yerlerde arandığına işaret ettiğini belirten Bahçeli, "Özellikle yıkılan otellerle ilgili oturabilir raporu verenleri kafaya takan Başbakan; eğer asıl sorumluyu görmek isterse, en yakınında bulunan boy aynasına bakması yeterli olacaktır" dedi
Bahçeli, deprem üzerinden rant sağlanmaması gerektiğini söyleyerek, muhalefet partilerini zan altında bırakan Başbakan`ın anlaşıldığı kadarıyla doğruların konuşulmasını, eksikliklerin görülmesini istemediğini ileri sürdü. Bahçeli, "Sıkıştığı ve bunaldığı her konunun siyasete konu edilmemesini dile getiren bu şahsiyetin aslında istediği tek şey kimsenin sorunlar üzerinden yorum yapmaması ve AKP`yi eleştirmemesidir" diye konuştu
"ONE MİNUTE`DEN SONRA ONE MAN ŞOVU" Başbakanın kendisini ve yaptıklarını miting havası içinde sıralamasının bir siyasetçinin içine düşebileceği en büyük `şuursuzluk ve densizlik girdabı` olarak niteleyen Bahçeli, şöyle devam etti: "One minute`den sonra gösterime `one man şovu` sokulmuş; AKP`li bakanlar, kamu görevlileri vatandaşımıza el uzatılması gerekirken, AKP`nin yıkıntıların altında kalan inandırıcılığını kurtarmaya soyunmuşlardır. Bu manzara siyasi ilkelliğin ve izansızlığın zirve noktasıdır. Utanmasızlığın eseri, çatırdayan AKP kalıntısının yerlere serilen saygınlığıdır. Başbakan Erdoğan`ın çalımı, süslü sözleri ve kibri gerçek niyet ve duruşunu gizlemeyecek kadar zedelenmiş ve çürümüştür. Çocuklara harçlık vererekkendisini rahatlatmaya, `palavracı değilim` diyerek depremden yara alan itibarını kurtarmaya çabalaması da nafiledir ve asla bir sonuç doğurmayacaktır. Bu itibarla Van depremi Başbakan ve hükümetinin aczini ve yetersizliğini tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan Erciş`in il olmasına anlamsız ve boş sözlerle karşı çıkan Başbakan bilmelidir ki, palavracılık ve kandırma kendi kartvizitindeki sıfatlardan yalnızca bazılarıdır." "BAŞBAKAN`A DOKUNANIN SONU GELMİŞTİR" MHP Genel Başkanı Bahçeli, bölgesel gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede de, "Büyük Ortadoğu Projesi bugüne kadar kusursuz bir şekilde işlemiş ve mesafe almıştır. Şimdi ise sıraya Suriye geçmiş ve hedef olarak Esad yönetimi belirlenmiştir" dedi. "BOP Eşbaşkanı Erdoğan, küresel güç merkezlerinin kendisine verdiği görevleri harfiyen yerine getirirken ahde vefa, hatır ve gönül gibi manevi ve insani değerleri ihlal etmiştir" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan önce Hüsnü Mübarek`i hedefine almış, arakasından elinden insan hakları ödülü aldığı Kaddafi`ye hücum etmiş ve sonra da Esad`ı tenkit etmeye başlamıştır. Kimi dost ya da kardeş olarak ilan ettiyse sırtından hançerlemiş ve Batılı çevrelerin taşeronu ve yüklenicisi gibi davranmaktan uzak durmamıştır. Çadırlarında diz dize oturduğu Kaddafi`yi en ağır eleştiren, ziyaretlerle göklere çıkardığı Mübarek`e ayrılması için mesaj veren, ortak bakanlar kurulu toplantılarıyla vizeleri kaldırdığı kardeşiEsad`ı `bıçak kemiğe dayandı` sözleriyle kurşun gibi vuran tabiidir ki BOP Eşbaşkanı Erdoğan olmuştur. Başbakan`a yaklaşan, dokunan ve dostu olan kim varsa bir zaman sonra sonu gelmiş ve koltuğundan düşmüştür." "TÜRK BAYRAĞI YAKAN ŞEREFSİZLER" Suriye`de Türk bayrağının yakılmasının dış politikada gelinen aşamayı en net şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Bahçeli, "Ne acı ve talihsiz bir vakıadır ki; milletimizin şeref, namus ve bağımsızlık sembolü olan Türk bayrağı, AKP`yle birlikte içte de dışta da yakılmakta, dalgalandığı yerden kirli ve alçak ellerce indirilmektedir" diye konuştu. Suriye`deki taşkınlıklar ve olaylar neticesinde Türk bayrağına el uzatan `şerefsizlerin` bu cüretlerinin yanlarına bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Bahçeli,"Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir. Ancak bunun sorumluluğu sadece bu ülkede de değildir. AKP hükümeti tıpkı Libya muhaliflerini ağırladığı gibi, Suriyeli muhalifleri de yönlendirmekte, bu ülkenin içişlerine karışmakta ve yanan ateşi körüklemektedir" şeklinde konuştu
Başbakan Erdoğan`ın `kadim` dostları İtalya ve Yunanistan başbakanlarının ekonomik darboğazı geçemeyerek, mevkilerinden olduğunu hatırlatan Bahçeli, "Şu tesadüfe bakın ki, Başbakan`ın dokunduğu, temas kurduğu, elini sıktığı ve kardeşim diyerek kucakladığı kim varsa bir süre sonra siyasi pozisyonlarını kaybetmektedir" dedi
Bahçeli, "Unutmayalım ki, yıllarca Hüsnü Mübarek`i kullanıp sonra bir kenara bırakan, Kaddafi`yi teşvik edip arkasından yok eden sinsi ve sistemli haçlı zihniyeti, gün gelir bu kadar boyun eğmeden cesaret bularak Başbakan Erdoğan`ı da aynı akıbetle tanıştırabilir. Emin olun o zaman dahi böylesi bir muameleye karşı çıkan, itiraz eden yalnızca Türkiye sevdalısı Türk milliyetçileri olacaktır" ifadesini kullandı. "BEDELLİ ASKERLİKTE POZİTİF TUTUM TAKINACAĞIZ" MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasının son bölümünde bedelli askerlik konusuna değinerek, "Daha önceki görüşlerimize sadık kalarak bu konuda yapıcı ve iyi niyetli bir yol izleyeceğimizi, pozitif bir tutum takınacağımızı muhataplarımızın ve ilgilerin bilmesinde fayda vardır" dedi
Türk milletinin vicdanını sızlatmayan, şehit ailelerini incitmeyen, gazileri üzmeyen, TSK`yla diyalog içinde askerlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını gözeten ama artan bedelli beklentilerini de ihmal etmeyen bir yaklaşımla bedelli konusunun çözülmesi ve ülke gündeminden çıkarılması gerektiğini belirten Bahçeli, "Bunun yanı sıra TSK`nın personel rejimi yeniden düzenlenmeli ve bu konudaki tartışmalar süratle neticeye ulaştırılmalıdır" dedi.
Kaynak: İHA
"İKİNCİ VAN DEPREMİ BİR CİNAYETTİR VE FAİLİ AKP`DİR" MHP Genel Başkanı Bahçeli, `yıkım koordinatörü` olarak nitelediği Başbakan Yardımcısı`nın Van`daki göçükleri kaldırmak, yıkıntı altında kalanları kurtarmak, enkazda çırpınanlara el uzatmak için gelen arama kurtarma ekiplerinin `kendi potansiyelimizi görmek amacıyla bekletildiğini` yüzü kızarmadan itiraf ettiğini belirterek, "Şimdi bu bakan ömrü boyunca bu utancı nasıl taşıyacaktır? Bu sözlerin kendisinin ve genel başkanının peşini bırakmayacağını hiç aklına getirmiş midir?" dedi
"Van`da bulunmak ve enkaz üzerinde gezmekle meselelerin çözüleceğini sanan AKP garabeti, her gelişmeyi, her olayı ve her konuyu siyasi malzeme haline getirmekten çekinmemiştir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Buradan sormak lazımdır ki; yöre insanımızı evlerine girmeye davet eden AKP zihniyeti, 9 Kasım`da meydana gelen yıkımın ve toprak altında kalarak can veren kardeşlerimizin hesabını nasıl ve hangi gerekçelere sığınarak vermeyi düşünmektedir? Hala depremi siyasi menfaate çevirme uğraşında olan Başbakan Erdoğan; hasarlı binalara girerek hayatlarını toprak ve beton yığınlarının altında bırakan vatandaşlarımızın vicdani sorumluluğunu nasıl taşıyacaktır? Bayram Oteli`nin çatlayan, yarılan ve yıprananduvarları, kolonları ve yapısı biliniyorken, hangi akla hizmetle buradaki konaklamalara müsaade edilmiş ve sessiz kalınmıştır? Görev yeri olan Hakkari`ye helikopterle nakledilmek üzere gittiği Van`da, ikamet ettiği Bayram Oteli`nde enkaz altında kalarak erkenden hayata veda eden TSK mensubu Afşin Kürşat Güler`in vebali kimin üzerine olacaktır? Yalnızca görevlerini yapmak maksadıyla bölgeye gelen ama deprem çöküntüsünün altında kalan Doğan Haber Ajansı`nın değerli temsilcileri Sebahattin Yılmaz ile CemEmir`in ve Japonya`dan gelen yardım gönüllülerinin hesabını kimler verecektir? Açıktır ki, özellikle ikinci Van depremi bir cinayettir ve bunun faili de hiç şüpheniz olmasın ki Adalet ve Kalkınma Partisi`dir." "SORUMLU ARAYAN BAŞBAKAN BOY AYNASINA BAKSIN" Başbakan Erdoğan`ın ikinci depremde yıkılan binaların sorumlularını affetmeyeceklerini dile getirmesi ve yasal sürecin başlayacağını duyurmasının hala yanlışın başka yerlerde arandığına işaret ettiğini belirten Bahçeli, "Özellikle yıkılan otellerle ilgili oturabilir raporu verenleri kafaya takan Başbakan; eğer asıl sorumluyu görmek isterse, en yakınında bulunan boy aynasına bakması yeterli olacaktır" dedi
Bahçeli, deprem üzerinden rant sağlanmaması gerektiğini söyleyerek, muhalefet partilerini zan altında bırakan Başbakan`ın anlaşıldığı kadarıyla doğruların konuşulmasını, eksikliklerin görülmesini istemediğini ileri sürdü. Bahçeli, "Sıkıştığı ve bunaldığı her konunun siyasete konu edilmemesini dile getiren bu şahsiyetin aslında istediği tek şey kimsenin sorunlar üzerinden yorum yapmaması ve AKP`yi eleştirmemesidir" diye konuştu
"ONE MİNUTE`DEN SONRA ONE MAN ŞOVU" Başbakanın kendisini ve yaptıklarını miting havası içinde sıralamasının bir siyasetçinin içine düşebileceği en büyük `şuursuzluk ve densizlik girdabı` olarak niteleyen Bahçeli, şöyle devam etti: "One minute`den sonra gösterime `one man şovu` sokulmuş; AKP`li bakanlar, kamu görevlileri vatandaşımıza el uzatılması gerekirken, AKP`nin yıkıntıların altında kalan inandırıcılığını kurtarmaya soyunmuşlardır. Bu manzara siyasi ilkelliğin ve izansızlığın zirve noktasıdır. Utanmasızlığın eseri, çatırdayan AKP kalıntısının yerlere serilen saygınlığıdır. Başbakan Erdoğan`ın çalımı, süslü sözleri ve kibri gerçek niyet ve duruşunu gizlemeyecek kadar zedelenmiş ve çürümüştür. Çocuklara harçlık vererekkendisini rahatlatmaya, `palavracı değilim` diyerek depremden yara alan itibarını kurtarmaya çabalaması da nafiledir ve asla bir sonuç doğurmayacaktır. Bu itibarla Van depremi Başbakan ve hükümetinin aczini ve yetersizliğini tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan Erciş`in il olmasına anlamsız ve boş sözlerle karşı çıkan Başbakan bilmelidir ki, palavracılık ve kandırma kendi kartvizitindeki sıfatlardan yalnızca bazılarıdır." "BAŞBAKAN`A DOKUNANIN SONU GELMİŞTİR" MHP Genel Başkanı Bahçeli, bölgesel gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede de, "Büyük Ortadoğu Projesi bugüne kadar kusursuz bir şekilde işlemiş ve mesafe almıştır. Şimdi ise sıraya Suriye geçmiş ve hedef olarak Esad yönetimi belirlenmiştir" dedi. "BOP Eşbaşkanı Erdoğan, küresel güç merkezlerinin kendisine verdiği görevleri harfiyen yerine getirirken ahde vefa, hatır ve gönül gibi manevi ve insani değerleri ihlal etmiştir" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan önce Hüsnü Mübarek`i hedefine almış, arakasından elinden insan hakları ödülü aldığı Kaddafi`ye hücum etmiş ve sonra da Esad`ı tenkit etmeye başlamıştır. Kimi dost ya da kardeş olarak ilan ettiyse sırtından hançerlemiş ve Batılı çevrelerin taşeronu ve yüklenicisi gibi davranmaktan uzak durmamıştır. Çadırlarında diz dize oturduğu Kaddafi`yi en ağır eleştiren, ziyaretlerle göklere çıkardığı Mübarek`e ayrılması için mesaj veren, ortak bakanlar kurulu toplantılarıyla vizeleri kaldırdığı kardeşiEsad`ı `bıçak kemiğe dayandı` sözleriyle kurşun gibi vuran tabiidir ki BOP Eşbaşkanı Erdoğan olmuştur. Başbakan`a yaklaşan, dokunan ve dostu olan kim varsa bir zaman sonra sonu gelmiş ve koltuğundan düşmüştür." "TÜRK BAYRAĞI YAKAN ŞEREFSİZLER" Suriye`de Türk bayrağının yakılmasının dış politikada gelinen aşamayı en net şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Bahçeli, "Ne acı ve talihsiz bir vakıadır ki; milletimizin şeref, namus ve bağımsızlık sembolü olan Türk bayrağı, AKP`yle birlikte içte de dışta da yakılmakta, dalgalandığı yerden kirli ve alçak ellerce indirilmektedir" diye konuştu. Suriye`deki taşkınlıklar ve olaylar neticesinde Türk bayrağına el uzatan `şerefsizlerin` bu cüretlerinin yanlarına bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Bahçeli,"Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir. Ancak bunun sorumluluğu sadece bu ülkede de değildir. AKP hükümeti tıpkı Libya muhaliflerini ağırladığı gibi, Suriyeli muhalifleri de yönlendirmekte, bu ülkenin içişlerine karışmakta ve yanan ateşi körüklemektedir" şeklinde konuştu
Başbakan Erdoğan`ın `kadim` dostları İtalya ve Yunanistan başbakanlarının ekonomik darboğazı geçemeyerek, mevkilerinden olduğunu hatırlatan Bahçeli, "Şu tesadüfe bakın ki, Başbakan`ın dokunduğu, temas kurduğu, elini sıktığı ve kardeşim diyerek kucakladığı kim varsa bir süre sonra siyasi pozisyonlarını kaybetmektedir" dedi
Bahçeli, "Unutmayalım ki, yıllarca Hüsnü Mübarek`i kullanıp sonra bir kenara bırakan, Kaddafi`yi teşvik edip arkasından yok eden sinsi ve sistemli haçlı zihniyeti, gün gelir bu kadar boyun eğmeden cesaret bularak Başbakan Erdoğan`ı da aynı akıbetle tanıştırabilir. Emin olun o zaman dahi böylesi bir muameleye karşı çıkan, itiraz eden yalnızca Türkiye sevdalısı Türk milliyetçileri olacaktır" ifadesini kullandı. "BEDELLİ ASKERLİKTE POZİTİF TUTUM TAKINACAĞIZ" MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasının son bölümünde bedelli askerlik konusuna değinerek, "Daha önceki görüşlerimize sadık kalarak bu konuda yapıcı ve iyi niyetli bir yol izleyeceğimizi, pozitif bir tutum takınacağımızı muhataplarımızın ve ilgilerin bilmesinde fayda vardır" dedi
Türk milletinin vicdanını sızlatmayan, şehit ailelerini incitmeyen, gazileri üzmeyen, TSK`yla diyalog içinde askerlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını gözeten ama artan bedelli beklentilerini de ihmal etmeyen bir yaklaşımla bedelli konusunun çözülmesi ve ülke gündeminden çıkarılması gerektiğini belirten Bahçeli, "Bunun yanı sıra TSK`nın personel rejimi yeniden düzenlenmeli ve bu konudaki tartışmalar süratle neticeye ulaştırılmalıdır" dedi.