Çöpten Doğan Sanat

görüntülü) SİVAS - 14.

11.2011 - Mücahit Koç - Sivas`ın Divriği ilçesinde el sanatlarıyla uğraşan 46 yaşındaki Mehmet Ali Akarsu, çöpten çıkan malzemeler ve hurda parçalarla, baston, tavan süslemeleri, mini kağnı ve at arabası, süs amaçlı saz ve tüfek gibi çeşitli eserler ortaya koyuyor

Akarsu, Süleymanağa Mahallesindeki evinin alt katında ``Nuri Demirağ El Sanatları Atölyesi`` adını verdiği çalışma ortamında çöpten ve hurdalıktan çıkan malzemelerle şark köşelerinde ve evlerde süs amacıyla kullanılan mini kağnı ve at arabası, saz gibi çeşitli eserleri yapıyor

Çocukluğundan bu yana el sanatlarına ilgisi olduğunu ifade eden Akarsu, dedelerinin de ağaç işleriyle uğraşması nedeniyle ailece bu sanatı sürdürdüklerini belirterek, ``Bu atölyeyi hobi olarak, burada zaman geçirmek, bir şeyler yapmak için kurduk. Özellikle malzemelerin bir kısmını hurdalıklardan, hurdacılardan, çöpe atılmış bazı parçaları birleştirerek tekrar kendime yarar bir şekilde aletler olarak oluşturdum. Burada bulunan torna makinesi basit bir makinedir, ancak benim işimi fazlasıyla görmektedir. Bu torna makinesinin motoru çamaşır makinesi motoru, bunu bir hurdacıdan aldım. İleri-geri kızak dediğimiz bilye sistemi, bisiklet pedalı, işte bunları böyle birleştirerek bir atölye kurduk. Genelde çöpten veya hurdacılardan aldığımız makineler. İşte bunu da bu atölyede `öküz arabası` dediğimiz, şimdiki kağnıyı, herhangi bir çivi kullanmadan, genelde yapıştırmayla yaptım. Buradaki ağaç çivileri de gerçeğine benzetmeye çalıştık`` diye konuştu

Dipçiğini ahşaptan yaptığı tüfeğin, gerçeğiyle birebir örtüştüğünü ifade eden Akarsu, halı süpürgesi malzemeleri, gırgır, cam sileceği parçaları, yağ pompası parçası, çöpe atılmış fotokopi makinesi malzemeleri ile yaptığı tüfek hakkında şu bilgileri verdi: ``Silah gerçek değil, ama gerçeğe yakın. Ama bunu ben merak üzerine yaptım, silaha merakım avcılıktan dolayı. Bunu 2004 yılında Sivas`ta 4 Eylül`de açılan sergideki standa götürmüştüm. Bu Kalaşnikof denilen silahı bakmadan, kafamdan tasarlayarak yaptım. Görsel olarak çok ilgi çekti. Divriği`nin standına gelen bir komiser `bu silah gerçek mi?` diye sordu. `Bunu buradan kaldırın, bunun ruhsatı var mı, bu ne geziyor burada?` dedi. Bizim stant görevlimiz de bunun el yapımı olduğunu, gerçek olmadığını söyledi. 3 metreden bunun gerçek olduğunu sandılar, biraz tepki gördük, sonradan bunu kendisine verdiğimizde ağaçtan yapıldığını, el yapımı olduğunu anladı.`` Herhangi bir yerden destek almadığını anlatan Akarsu, destek verilmesi halinde turizm merkezi olan Divriği`nin tanıtımına katkıda bulunmayı istediğini söyledi

Yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Akarsu, ``Ben en başta evime bir göbek tavan yaptım, tamamen ağaçtan, o da çok zor oldu. Kıl testeresiyle başladım, ondan başka da bir imkanım yoktu, marangoz arkadaşlardan destek aldım. Burada her çeşit ağaç bulamıyoruz, gürgen ve çam lazım oluyor, bunların bir çoğu kavak ve servi ağacı olduğu için onlarla idare ediyoruz. Tabii ki geniş bir atölye olsa, bana yardımcı 1-2 kişi olsa, özellikle Divriği tavanlarını tekrar yapmayı çok istiyorum`` dedi

(MCH-AHM-İSA)
Kaynak: AA